İstanbul Sözleşmesini körü körüne savunanlar

Normalde sözleşmenin kesinlikle kabul edilmesini ve uygulanmasını istiyordum. Ama maddelerin içinde bir kadın şikayet ettiği zaman delil istenmiyor. Hocalarım, bunun ne kadar saçma ve kötüye kullanılma potansiyeli barındıran bir madde olduğunun farkında mısınız? Bir kanun vs. çıkarılmalı evet, ama bu şekilde değil. Neden olaya tek taraflı bakıp fesheden kişilere düşman gözüyle bakıp eleştiriyorlar? Sizin düşüncelerinizi de merak ediyorum.
Olayı yanlış anlamışsın. Muhtemelen sözleşmeyi ve 6284 sayılı kanunu okumadın.

Sözleşme her daim kadının beyanını esas alarak erkeği mağdur mu ediyor?
Hayır. Sözleşme gereği yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanuna göre, kadının beyanı hüküm tesis etmek için değil, tedbir uygulamak için esas alınıyor. Yargılama esnasında masumiyet karinesi geçerliliğini sürdürüyor. “Kadının beyanı esastır” demek, şiddet tehdidi altında olduğunu beyan eden kadının, ilave delil aramaksızın koruma mekanizmalarına dahil edilmesi anlamına geliyor. Kısacası kadının beyanı hükme değil, korunma tedbiri alınmasına esas.
 
Maksat kadın düşmanlığı, söylemesi ayıptır internette feminaziler dediğimiz erkek düşmanı kesim kadar kadın düşmanı da var. Olmayan şeyi olmuş gibi gösterirler, olan şeyi olmamış gösterirler. Çünkü kutuplaşmak kolay. Size de her gördüğünüze inanmamanızı öneririm, işin komiği önceden ben de öyle olduğunu sanıyordum :D
 
Bu sözleşme 2011'de imzalanmadı mı?
O halde neden 2011'den bu yana kadına şiddet arttı?

Bu işten hiçbir şey anlamadım.
Aynen kardeşim imzaladık ve her şey halloldu kökten.(!) Sözleşmeyi uygulamayan bir yargı sistemi varken nasıl düşebilir sence? Hala başlık parası vb. bedevi adetleriyle yaşayanlar varken bu tür karşılaştırmalara girmek saçma değil midir?
 
Olayı yanlış anlamışsın. Muhtemelen sözleşmeyi ve 6284 sayılı kanunu okumadın.

Sözleşme her daim kadının beyanını esas alarak erkeği mağdur mu ediyor?
Hayır. Sözleşme gereği yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanuna göre, kadının beyanı hüküm tesis etmek için değil, tedbir uygulamak için esas alınıyor. Yargılama esnasında masumiyet karinesi geçerliliğini sürdürüyor. “Kadının beyanı esastır” demek, şiddet tehdidi altında olduğunu beyan eden kadının, ilave delil aramaksızın koruma mekanizmalarına dahil edilmesi anlamına geliyor. Kısacası kadının beyanı hükme değil, korunma tedbiri alınmasına esas.
Ben İstanbul Sözleşmesini destekliyorum fakat korunma tedbiriyle ilgili madde beni "neden?" diye düşündürüyor. Tabii ki çoğu kişi maddeyi yanlış anladığı için daha maddeyi tartışamadık.
 
Ben İstanbul Sözleşmesini destekliyorum fakat korunma tedbiriyle ilgili madde beni "neden?" diye düşündürüyor. Tabii ki çoğu kişi maddeyi yanlış anladığı için daha maddeyi tartışamadık.
Neden? Diyecek bir şey yok. Mağdurun beyanına göre koruma altına alınması oldukça doğru bir hareket.
 
Aynen kardeşim imzaladık ve her şey halloldu kökten.(!) sözleşmeyi uygulamayan bir yargı sistemi varken nasıl düşebilir sence? Hala başlık parası vb. bedevi adetleriyle yaşayanlar varken bu tür karşılaştırmalara girmek saçma değil midir?

2014'de yürürlüğe girmiş. Yargı nasıl uygulamaz yürürlüğe giren sözleşmeyi ?
 
2014'de yürürlüğe girmiş. Yargı nasıl uygulamaz yürürlüğe giren sözleşmeyi ?
İşte bunu bana değil yargı sisteminde bulunanlara ve hükümete soracaksınız. İşlerine geldiği gibi uyguladıkları bir yargı sistemi oluşturdular. Biraz gözünüzü açıp etrafınızda olan bitenlere bir göz atın.
 

Geri
Yukarı