İstanbul'da deprem olursa ne yaparsanız?

Maxtoric

Hectopat
Katılım
31 Mayıs 2021
Mesajlar
3.124
Makaleler
2
Çözümler
49
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Soru başlıkta. Ben öncelikle şalteri indirir, kapıları açarım. Bizde deprem çantası yok. Aslında pek işe yarayacağını da sanmıyorum. Çünkü bina yıkılınca çanta elinizden kayar falan pek bir anlamı kalmaz. Ama en yakın zamanda hazırlayacağım. Yatak gibi yerlerin yanında çömelmek ve ellerinizi kafanıza koymak bir işe yaramaz. Tavanın, duvarın nereye düşeceği belli olmaz. Kafanıza da düşebilir sırtınıza da. Merdiven tehlikelidir ama deprem mesela 10 saniye sürdü. 3-5 saniyesinde merdivenden inmeyi düşündünüz ancak tehlikeli. Bina yıkılınca keşke inseydim şimdi kurtulmuştum pişmanlığına giriyorsunuz.
Deprem hakkındaki düşüncelerim de annem ve babam da biliyor bu depremi. Babam takmıyor bile. Annem sürekli kader kader diyor. Kaderi değiştirebiliriz. Mardin'de evimiz var. Ancak kiracılar oturuyor. Mardin'e gitsek biz kurtuluruz ama şunu bilelim ki 5 paralık insan değiliz. Kendimizi kurtardık. Ama milyonlarca insan ne olacak? Biz kurtulsak bile milyonlarca insan ölecek. Bu durumdan hükümeti suçluyorum. Depremin olacağını bile bile bir şey yapmıyorlar. Deprem 10 yıl içinde %65 ihtimal ile olacak. %35 şans nerede kalıyor? İstanbul dream olmadığına göre her şeyi İstanbul'a bırakacağız. Uzmanlara göre küçük depremler büyük depremin enerjisini azaltarak şiddetini düşürüyor. Deprem korkusundan ne diyeceğimi bilemiyorum bile. Sizin deprem ile ilgili yapacaklarınızı ve düşüncelerinizi almak istiyorum.
Başlığı düzenler iken yanlışlıkla gönderdi. Kusura bakmayın. (başlık: İstanbul'da deprem olursa ne yaparsınız? Düşünceleriniz neler?)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Binanız standartlara göre yapıldıysa evin belli yerlerinde durmak sizi kısa süreliğine de olsa korur. Ben 27 günlükken Gölcük depreminde enkaz altından çıkarmışlar. Buzdolabı beni korumuş. O yüzden o uyarılara daha dikkatli bakmak gerekli. Ne zaman geleceğini bilmiyorum ancak önlem almak için hiçbir zaman geç değil.
 
İzmir'de yaşayan biri olarak, deprem sonrası getirilecek zorunlu ek İstanbul vergilerini ödemek için kemerimi çözmeye başlardım. Gelirimin yarısını gelir vergisi, KDV iadesi gibi şeylerle alıyorlardı zaten. Alıştım...

Bizde deprem çantası yok. Aslında pek işe yarayacağını da sanmıyorum. - Deprem çantası yıkılan binanın içinde değil, yıkılmayıp da dışarı çıkacağın zaman işe yarar. Göçük altında hayatta kalan şanslı azınlıktansan da büyük ihtimalle tamamen sıkışmış olacaksın.

Annem sürekli kader kader diyor. - Nasıl bir kaderse sadece fakir ve kadercilikle kafayı bozmuş ülkelere uğruyor... Annene sor o zaman, üstüne hızla gelen kamyonun önünden çekilmezse olacaklar da kader mi oluyormuş? Binanı düzgün yapınca ve fay hattının üstünde yapılaşmayınca bu kader denilen şey uğramıyor nedense.

Milyonlarca insan ne olacak? - Bir kısmı direkt bina yıkılır yıkılmaz ezilecek, bazıları hayatta kalsa da göçük altında yaralarından ölecek, göçük altında kalıp yarası olmayanlar da o kadar fazla sayıdaki enkaza yetişecek insan gücü olmadığı için ilk 3-4 içinde açlık/susuzluk/boğulma/artçılardan dolayı olan çöküntüler gibi şeylerden ölecek. İstanbul'a giriş ve çıkış neredeyse imkansız olacak, 1999 depreminde olduğu gibi yüzlerce kilometre öteden gelen yağmacıları göreceğiz. Aylarca elektrik/su olmayacak, milyonlarca kişi için çadır kentler kurulması gerekecek. Yüz milyarlarca dolarlık zarara uğramış olan ekonomimiz de dönüp gelecek ve biz vergi mükelleflerine monte olacak.

Bu durumdan hükümeti suçluyorum. Depremin olacağını bile bile bir şey yapmıyorlar. - Bunun bir diğer sorumlusu olan tarafı unutma; kaderciler... Uzağa bakma suçluyu görmek için. En temel hakkım olan barınma hakkına sahip olmak için para verip mülk alıyorum, bu mülkün içinde neden ölüme terk ediliyorum diye ses çıkarmak yerine kaderci olanlara da kızmak lazım.

Uzmanlara göre küçük depremler büyük depremin enerjisini azaltarak şiddetini düşürüyor. - Depremde her 1 rakamlık büyüme, kırılmanın açığa çıkardığı enerjide 30 kat artış demek oluyor. Yani 7 büyüklüğünde olacak bir kırılma enerjisini zaman içinde tüketmek için, 30 tane 6 büyüklüğünde deprem oluşturacak kırılma olması gerekiyor.

Deprem korkusundan ne diyeceğimi bilemiyorum bile. - Seni çok iyi anlıyorum. Maddi güç açısından hiç şikayet edemeyecek biri olarak büyük depremler yaşadım, binalarımın çökmeyeceğini bildiğim için soğukkanlılığımı korudum. Son 6.9'luk depremde olan yüzey salınımı gördüm, İstanbul'da olması beklenen kırılmadakini düşünmek istemiyorum. Üstelik binanın dayanıklılığı tamamen şaibeli bir durumdayken bununla karşılaşırsan oluşacak korkuyu hayal edemiyorum. Deprem korkusundan kurtulmanın 2 yolu var; ya kaderci olup her şeye göz göre göre razı olacaksın ya da şartlarınızı zorlayıp daha dayanıklı yeni bir eve geçeceksiniz.
 
Son düzenleme:
Güneydoğu Anadolu'da yaşıyorum, burada hissedilir mi bilmem. Ama büyük ihtimalle akp bu dönemde de siyaset yapılmaz deyip suçlarının üstünü örtmeye çalışacaklar.
 
milyonlarca insan ne olacak? - bir kısmı direkt bina yıkılır yıkılmaz ezilecek, bazıları hayatta kalsa da göçük altında yaralarından ölecek, göçük altında kalıp yarası olmayanlar da o kadar fazla sayıdaki enkaza yetişecek insan gücü olmadığı için ilk 3-4 içinde açlık/susuzluk/boğulma/artçılardan dolayı olan çöküntüler gibi şeylerden ölecek. İstanbul'a giriş ve çıkış neredeyse imkansız olacak, 1999 depreminde olduğu gibi yüzlerce kilometre öteden gelen yağmacıları göreceğiz. Aylarca elektrik/su olmayacak, milyonlarca kişi için çadır kentler kurulması gerekecek. Yüz milyarlarca dolarlık zarara uğramış olan ekonomimiz de dönüp gelecek ve biz vergi mükelleflerine monte olacak.

En tedirgin eden şey ise tüm enkazlar temizlenmesi için ülkedeki tüm ekiplerin bile yetmeyeceği. Enkazdan 5 gün bile kalınabilir. Elazığ depreminde bir çocuk depremden önce telefonla oynuyordu. Deprem sonrası enkazda kaldı ve telefonla 112 aradı. Kurtarıldı. Yaşlı amcalarımızın yerin dibine soktuğu telefonlar hayatımızı kurtarabilir oysaki.
 
Bina eski, ölümü beklemekten başka yapılabilecek bir şey yok gibi. Belki başka şehre giderek kurtulabiliriz ama taşınmak gerçekten maliyetli bir şey. Ayrıca deprem sonrası oluşacak ekonomik zarar halktan söke söke alınacakken "halk adamları" para içinde yüzmeye devam edecek.

Bir diğer konu ise bu depremin şu anki hükümet baştayken yaşanma olasılığı. Bu beni çok korkutuyor. Herhalde enkazlara çay bombası atarlar.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı