İyi bir bilgisayar sahibi olamamak

Kirli beslenince de olur ancak her şekilde beslenmeye çok para gidiyor.
Takviye gıdası var, beyaz veya kırmızı et alması var, protein veya karbonhidrat içeren besinleri alması var, var da var. :(
Gerçekten öyle. Pandemi zamanı paragöz okulumuz sınavları yüz yüze yapma zahmetine girdiğinden beridir kendi sağlığımla hiçmihiç ilgilenmiyorum. Bu tek örnek değildi ama son noktaydı. İnsan sağlığını geçtim canının bir kıymetinin olmadığını çoktandır anlamış bulunmaktayım. Hatta anlamanın da ötesinde.
Barış Okan Belovacıklı'ya yöneltilen "sakatat" sorusu zamanında beni derinden üzmüştü. "Parayla mutluluk satın alınamaz" saçmalığından tiksindirmişti. Ne diyelim.
Ben de 2014'ten beri imzamda yer alan laptopu kullanıyorum. Kötü bir sistem de sayılmaz. Bu zamana kadar iyi kötü idare etti. Güncel olmayan oyunlarda tabii ki. Ben de hep iyi bir bilgisayarım olsa ayarları kökleyip rahat rahat oynasam dedim, oynayamadığım oyunları yayıncılardan izledim, ulan yayıncılar da ne kazanıyor köpek gibi sistem dizmişler dedim, kıskandım. Ben de alayım dedim ama her seferinde fiyatlar bu hayalin gerçekleşmesine engel oldu. Her seferinde de fiyatlar artmaya artmaya ve artmaya devam etti. Kardeşim bu sene başka ilde üniversiteye başladı. Haliyle bir laptop ihtiyacı var. Oyun oynayan birisi değil. Bendeki laptop hayli işini görür. Laptoplara saçma paraları vermektense ben bir kasa alayım benim laptopu ona vereyim dedim. 1 aydır araştırma halindeyim. Madem bu yükün altına gireceğim, iyi bir sistemim olmalı içindeki her parça kaliteli olmalı dedim. R5 5600X ve 3060 Ti ana parçalarım olarak belirledim. 16-17k sadece kasanın maliyeti. Monitör ise 3K. 20k gibi bir fiyat beni hayalime ulaştırabilir. Ya herro ya merro yani. Yaklaşık 4 senedir çalışıyorum. Şükür iyi kötü kazancım var. Askerliği bedelli yaptım 30k para uçtu. Sonrasında doğru dürüst birikim yapamadım. Bu devirde paranın gerçekten kıymeti yok. Bir şekilde gidiyor anlayamadan. Ben de 27 yaşındayım. 20k sistemi nakit versem birikimimin büyük çoğunluğu yok olacak. Taksitle almaya çalışsam 20klık bir kredi kartı gerek ve vade koyacak. Kredi çeksen bir dert. Girdim bir işin altına ama çıkabilecek miyim bilmiyorum. Dediğin gibi elin conisi bu kadar araştırmaya girmeden bu kadar kafa patlatmadan her parçayı maksimuma getirip pizza yerken sipariş veriyor. En çok dokunan da bu.
Arkadaşım da bedelli yaptı. Yapmadan önce çok söyledim kendisine de. "Olum saçmalama 6 la 6 ay, ilk ay zaten acemilik. 5 ay göz açıp kapayana kadar geçip gidecek" diye. Aynı kafadaydık. "İyi sistem, canavar makina". Ama bedellide ısrar etti. Hayali bir motor sahibi olmaktı. İstediği tarzda çok güzel motorlar da vardı. Üzerine para artar, babasına geri verebilirdi. "Baba bak sen bu parayı bana verdin ama askerliğimi de yaptım, hayalimi de gerçekleştirdim, bu da ondan geriye kalan" gibisinden. Ama istemedi. Bazen düşünürdüm benim öyle bir imkanım olsa (ki bu yalnızca maddi değil, ailenin isteğine bağlı bir durum aynı zamanda) o paranın tümünü faize yatırır, askerlik bittikten sonra faiziyle çekerdim. Bir kısmıyla belki sistemi alır (Onun zamanında sistemler bu kadar uçuk değildi) geriye kalanın da kaymağını aynen cebe. Alt kısmı da valideye. Ama tabii herkesin yaşadığı hayatlar farklı. Hayaller işte :)

Bir ürünü almakla sahip olmak ayrı şeylerdir. Kredi çekersin, veya takside girersin ve o ürünü satın alırsın fakat sahip olamazsın. 1 senelik taksitse 1 senenin sonunda o ürüne sahip olmuş olursun. İnsanoğlu olarak gerçekten çok tuhaf yaratıklarız. Kağıt üzerinde yazılı olan her teminat bizim için orta dünya cücelerinin altın ve değerli taşlara verdikleri değerler kadar paha biçilemez. Ya o ürünün taksidini 1 ay geciktirirsen ne olur? Önce uyarılar ve ikazlar gelir. Ardından banka, onun ardından da haciz memurları devreye girer. Sahip olduğun (!) bir üsürn seni çok daha kötü bir bataklığa sürükler.

Aldığım her ürünün parasını önce biriktirir, ardından ürünü satın alırım. Aksi halde zaten o ürünü kullanmaya çekinirim. Zira ona sahip değilimdir. Bu da satın alım işlerinin bir başka yüzü. Yeni dünya düzenine hoş geldin -_-
 
Son düzenleme:
Gerçekten öyle. Pandemi zamanı paragöz okulumuz sınavları yüz yüze yapma zahmetine girdiğinden beridir kendi sağlığımla hiçmihiç ilgilenmiyorum. Bu tek örnek değildi ama son noktaydı. İnsan sağlığını geçtim canının bir kıymetinin olmadığını çoktandır anlamış bulunmaktayım. Hatta anlamanın da ötesinde.
Barış okan belovacıklı'ya yöneltilen "sakatat" sorusu zamanında beni derinden üzmüştü. "parayla mutluluk satın alınamaz" saçmalığından tiksindirmişti. Ne diyelim.

Arkadaşım da bedelli yaptı. Yapmadan önce çok söyledim kendisine de. "olum saçmalama 6 la 6 ay, ilk ay zaten acemilik. 5 ay göz açıp kapayana kadar geçip gidecek" diye. Aynı kafadaydık. "iyi sistem, canavar makine". Ama bedellide ısrar etti. Hayali bir motor sahibi olmaktı. İstediği tarzda çok güzel motorlar da vardı. Üzerine para artar, babasına geri verebilirdi. "baba bak sen bu parayı bana verdin ama askerliğimi de yaptım, hayalimi de gerçekleştirdim, bu da ondan geriye kalan" gibisinden. Ama istemedi. Bazen düşünürdüm benim öyle bir imkanım olsa (ki bu yalnızca maddi değil, ailenin isteğine bağlı bir durum aynı zamanda) o paranın tümünü faize yatırır, askerlik bittikten sonra faiziyle çekerdim. Bir kısmıyla belki sistemi alır (onun zamanında sistemler bu kadar uçuk değildi) geriye kalanın da kaymağını aynen cebe. Alt kısmı da valideye. Ama tabii herkesin yaşadığı hayatlar farklı. Hayaller işte :)

Bir ürünü almakla sahip olmak ayrı şeylerdir. Kredi çekersin, veya takside girersin ve o ürünü satın alırsın fakat sahip olamazsın. 1 senelik taksitse 1 senenin sonunda o ürüne sahip olmuş olursun. İnsanoğlu olarak gerçekten çok tuhaf yaratıklarız. Kağıt üzerinde yazılı olan her teminat bizim için orta dünya cücelerinin altın ve değerli taşlara verdikleri değerler kadar paha biçilemez. Ya o ürünün taksidini 1 ay geciktirirsen ne olur? Önce uyarılar ve ikazlar gelir. Ardından banka, onun ardından da haciz memurları devreye girer. Sahip olduğun (!) bir üsürn seni çok daha kötü bir bataklığa sürükler.

Aldığım her ürünün parasını önce biriktirir, ardından ürünü satın alırım. Aksi halde zaten o ürünü kullanmaya çekinirim. Zira ona sahip değilimdir. Bu da satın alım işlerinin bir başka yüzü. Yeni dünya düzenine hoş geldin -_-

Askerlik konusunda iş işten geçti. Daha arkaya dönüp pişmanlık duymuyorum. Öyle de olması gerekir. Bu bir seçimdi. Ben bu şekilde seçimimi yaptım. Önüme bakıyorum. :)

Taksit ve kredi olayına değişik bir bakış açısından bakmışsın. Aslında ürüne sahipsin. Bankanın sana ödünç para vermesiyle. Sadece bankaya borcun olmuş oluyor. Bu işin etli kemikli hali. Aslında direkt alacak param var, şu an tüm gelirim kesilse bile hacizlik bir durumum olmaz ancak faizli hesapta olduğu için faizin azalmasını istemiyorum. Bu sebeple az az ödeyip bir yandan birikimi artırmak daha mantıklı. Bu sefer de taksitin veya kredinin faizi var kolu bir yerden kaptırıyorsun illaki. Ama paranın direkt çekilmemesi benim içimi daha rahatlatıyor nedense :)
 
Dünya nüfusunun yarısının hanesinde (evde ortak kullanım bile dahil) bir bilgisayar olmadığını düşünürsek o kadar da şikayet edilecek bir durum göremiyorum. Oyunlar sigaran olmuşsa ve şu konu senin için bu kadar hassas ise bunun artık psikolojik bir soruna dönüştüğünü söylemeliyim. Burada ortaokul, lise çağında çocuklar oyun performansından krize giriyor ama bu onlar için anlaşılabilir bir durum ve o yaşlarda tepkileri normal. Bir yetişkin için değil. Bu artık bir istekten çok takıntıya dönüşmüş gibi.
Okurken acaba "cebindeki telefonu çıkar" diyecek misin diye düşündüm.
 
Gerçekten öyle. Pandemi zamanı paragöz okulumuz sınavları yüz yüze yapma zahmetine girdiğinden beridir kendi sağlığımla hiçmihiç ilgilenmiyorum. Bu tek örnek değildi ama son noktaydı. İnsan sağlığını geçtim canının bir kıymetinin olmadığını çoktandır anlamış bulunmaktayım. Hatta anlamanın da ötesinde.
Barış Okan Belovacıklı'ya yöneltilen "sakatat" sorusu zamanında beni derinden üzmüştü. "Parayla mutluluk satın alınamaz" saçmalığından tiksindirmişti. Ne diyelim.
Konusunu bile açmaya değmiyor. Artık bu coğrafyada insanlar zengin ve fakir olmak üzere ikiye ayrılıyor maalesef.
İyi beslenmek bile ateş pahası oldu, hadi onu geçtim iyi bir kıyafet alayım dersen 3-5 günlük yevmiyeni bir parça kıyafet için harcaman gerekiyor. 1 ay boyunca günde 10-15 saat çalışsan bile telefon alamıyorsun, çok koyuyor insana. :(
 
Okurken acaba "cebindeki telefonu çıkar" diyecek misin diye düşündüm.

Benim sistem Ray Tracing açıkken 40 FPS ancak veriyor çok üzülüyorum, yıllardır Ray Tracing ile 60 FPS verecek güçlü bir sisteme sahip olamadım desem ne dersin? Eminim cevabın "cebindeki telefonu çıkar" tadında olur. Telefon da, bilgisayar da insani ihtiyaçtır günümüzde buna bir lafım yok ancak FPS ve grafikler görecelidir.
 
Benzer yaşlarda benzer durumlardayız hocam. Herşey üst üste gelirken insan kafa dağıtmak istiyor. İnternette güzel bir oyun görüyor yeri geliyor çıkması için yıllarca bekliyor çıktığında da evindeki emektarla çamur grafiklerde oynamaya mahrum kalıyor ya da oynayamıyor. Bu hak mı bize, değil ama tüp kuyruğu gaz kuyruğu diye diye iflahımızı kesen dinozor nesil bizlere bunu hak gördü işte naparsın.

Ayrıca yeni pc alsan nolacak 1 aya sıkılırsın diyen arkadaşlar iyi niyetle avutmaya çalışıyor ama nafile. Daha yeni 1650 ekran kartlı laptop aldım. Hani şu gavur dedikleri bizim ülkeyi kıskandığı söylenen insanların, giriş seviyesi gördüğü, asgari ücretin yarısıyla aldıkları alete 9 bin saydım ben o da haftalar süren araştırmalarım sonunda. Aldığımdan beri red dead redemption 2yi salyam aka aka oynuyorum. Adamlar öyle bir dünya yaratmış ki içinde sadece at sürsen kafadan 100 saatin gider. Rdr si bitse valhallası var o olmazsa bak yeni far cry 6 çıktı, biraz eskilere gitsen witcher 3 var yine aynı firmanın cyberpunkı var. Yani anlayacağın var oğlu var. İnsan istiyor ki böyle şaheserleri 4k 102 ekranda stabil 60 fps oynayabilelim. Çok mu şey istiyoruz? Bu ülkede yaşıyorsak evet, malum hala cep telefonunun lüks sayıldığı bu memlekette bilgisayara sıra gelmez.
 
Benim sistem Ray Tracing açıkken 40 FPS ancak veriyor çok üzülüyorum, yıllardır Ray Tracing ile 60 FPS verecek güçlü bir sisteme sahip olamadım desem ne dersin? Eminim cevabın "cebindeki telefonu çıkar" tadında olur. Telefon da, bilgisayar da insani ihtiyaçtır günümüzde buna bir lafım yok ancak FPS ve grafikler görecelidir.
Hocam sisteminiz nedir acaba?
 
Yani hocam açık konuşmak gerekirse çok da önemli bir şey olmamalı, senelerce bilgisayarım olmadı hani iyi bir sistemi geçtim, bir sistemim bile yoktu. 11 Yaşındaydım en son bir bilgisayarım olduğunda sonra satıldı aynı sene içerisinde, neredeyse çevremdeki her insanda ya laptop ya da sağlam bir sistem vardı, 17 yaşında babam vefat etti, ondan bir yıl sonra birikim yapıp kendime 2016'da PlayStation 4 aldım, pandemiden önce bunu R3 1200 ve RX550 bir sistemle takas ettim, monitörü bile 1366x768'di ki yaklaşık 10 yıl sonra ilk bilgisayarıma sahip oldum, çok mükemmel bir sistem de değildi ama gerçekten işimi gördü, daha sonra ilk ekran kartını 1050 Ti yaptım aynı süreçte sonra pandemi vs. derken bir süre bu bilgisayarı kullandım, geçtiğimiz yıl bu zamanlar o sistemi yaklaşıl monitör de dahil 2800₺'ye satmıştım sanırım, sonra yeniden sistem topladım kendine, biraz daha para biriktirip sanırım 1200₺ üzerine daha koyarak R3 3100 Rx 580 8GB bir sistem topladım, monitör de aldım çok uygun fiyata ikinci el, bu arada ekran kartım da ikinci eldi, anakart ve işlemci dışında sıfır bir parçam da yoktu, bütçem yetmedi hatta sistemi uzunca bir süre uzay montaj kullandım çünkü kasa alamadım. Aynı sene içerisinde Aralık gibi RTX 3000 serisi çıktı, memleketteyken uyguna sanırım 4500 civarına RTX 2080 Super buldum kredi çektim ekran kartımı 1300 civarına sattım üzerine krediyi koydum ve 2080 Super aldım, işlemci 1080p'de beslemedi sonra işlemcimi satıp R5 3600XT aldım. Mining furyası patladı ondan sonra zaten, kartların fiyatları fırladı vs. Ben de mining yaptım o kart kendi borcunu tamamen ödemese de yüksek bir kısmını ödedi, şubattı sanırım borcum vs. kalmadı geçen aylarda kartımı sattım 8500₺'ye monitörü de sattım uygun fiyata çok güzel 32 inç 2K bir monitör buldum, teşhir ürünü ama 1500₺'ye ikinci el almaktansa 2 Yıl garantili bana göre sıfır bir ürün aldım mağazadan, RTX 3080 Ti aldım gaming gecesinden 17.000₺'ye birçok parçamı da böyle al sat geliştir mantığıyla değiştirdim, buradan şuraya geleceğim çok uzadı yazı ama halen bir anlam ifade etmiyor benim için bu sistem çünkü o tutku kalmadı gözümde, ülkede her şey her geçen gün pahalanıyor, heves ediyoruz bir şeyleri alıyoruz ancak heves ettiğimiz her şeye sahip olmak insana bir huzur katmıyor, bu ekmek su gibi bir şey değil illa ki bir gün böyle sistemlere sahip olursun, sahip olduğunda anlayacaksın kendini bunlar için üzmene veya strese sokmana gerek yok, ben artık böyle sistemlere bir gaming veya eğlence olarak değil tamamen maddi olarak bakıyorum, şimdi ekran kartımdan mining yapıyorum, kafam yerinde olsaymış asla 3080 Ti değil o fiyat bantlarında 3-4 adet 3060 alırdım monitör vs. başka şeyler almak yerine. Ama yine de şükür bugünlere bir günde gelmedim, yanlış anlaşılmasın zengin bir ailenin de çocuğu değilim, işçi sınıfı bir ailede yaşıyorum ancak hayatta bir noktadan itibaren yavaş yavaş her şeye sahip olmaya başlarsın. Çevrene bakma veya buraya bakma, gerçekçi olarak ilerle kendine bir hedef koy yavaş yavaş tırman oraya.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı