Özellikle Türkiye'de erkekler ve kadınlar toplum yüzünden birbirinden kopuk ve farklı bir yaşam sürüyorlar, en basitinden geçmişte toplum her iki cinsiyete yönelik belirli roller veriyor ve o rolleri kabullenmelerini bekliyordu. Sen kadınsın veyahut sen erkeksin şunları şunları yapmalısın, şöyle davranmalısın, şöyle olmalısın gibi kaideler koyuyordu. Bu kaideler yüzünden erkeğin ve kadının yaşantı biçimi değişti ve toplumda direkt ayrımcılıklar ya da pozitif ayrımcılıklar söz konusu oldu. Ayrımcılıklar ise örgütlenmeyi tetikledi, bu örgütlenmeler sonucu ise kutuplaşmalar meydana geldi. Günümüzde ise kadınlar şu anki modern toplumda feminizm gibi ideolojilerin sayesinde ve kadının beyanı esasa yasasının altında erkekten bile daha üstün sayılıyor ve değer görüyor. Günümüzdeki toplumumuz bu kutuplaşmaları az da olsa yenebildiğini gösterdi fakat pozitif ayrımcılığı hala yenemedi. Çünkü bazı insanlarımız hala geri kafalı düşünüyor. Örneğin şu an çalışan bir kadın "ben kadın halimle çalışıyorum" deyip zaten yapması gereken bir sorumluluğu sırf kadın olduğu için dramatize ediyor. Kutuplaşmanın etkilerini bu kadar ağır bir şekilde yaşadığımız bu toplumda ikili ilişkilerin düzeleceğinden pek sanmıyorum. Hatta kadınların ve erkeklerin feminizm ve maskülizm gibi kutuplaştırılmış ideolojiler yüzünden daha da kötüye gideceğini düşünüyorum. Bu ülkede her şey bozuk olduğu gibi ikili ilişkiler de bir o kadar bozuk...