Kaynaklar Bitince Ne Yapacağız?

Uprising

Kilopat
Katılım
27 Mayıs 2014
Mesajlar
1.165
Makaleler
5
Çözümler
3
Yer
Ankara
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
İzlediğim Utopia dizisi sağolsun kafamı kurcalayan bir soru var. Kaynaklar hızla tükeniyor ve dünya nüfusu hızla artıyor. Peki kaynaklar bitince ne olacak?

Dünya nüfusu 1 milyarı buluncaya kadar çok çok uzun bir zaman geçti. Daha sonra 2 milyara ulaşması 127 yıl, sonraki 1 milyar için 33 ve sonrakiler için sırayla 14, 13, 12 ve 12 yıl geçmiş. Hadi ilk 1 milyarı saymayalım, 2. 1 milyar 127 yılda ve son 1 milyar 12 yılda oluyor. Çok büyük bir fark değil mi bu? Gittikçe daha da hızlanarak artacak bu nüfus. Kaynaklar tükenecek, sonra? Ve bu da çok uzakta durmuyor bu gidişle.

Utopia dizisinden yola çıktım ben, izleyenler bilir, burada anlatmayayım. Kendimi haklı olduklarını düşünmekten alıkoyamıyorum. Sizlerin düşüncesi nedir?
 
Alternatif kaynaklar bulunmaya devam ediyor ancak, alternatif kaynakların bulunması bu artışı durdurmayacak. Alternatif kaynaklara örnek vermek gerekirse artık yanar dağlardan dahi enerji üretilebiliyor. Gelecekteki 10 yıla kadar bence petrol gibi kaynaklara gereksinim kalmayacak. Zaten o zamana kadar belki petrol dahi kalmayacak.
 
Enerji kaynakları bulunuyor evet ama, insan nüfusu artışı çok yüksek seviyede. Enerjinin çok yüksek bir miktarını petrol ve fosil yakıtlardan karşılıyoruz ve bunun bitmesi korkutucu değil mi?
Utopia'da bahsedilen konu aslında bu artışı durdurmak. Domuz gribi ve deli dana gibi hastalıkları hatırlayın.
@Recep Baltaş ve @Ali Güngör sizin düşüncelerinizi de merak ediyorum.
 
Tükenebilir olanlar tükense de insanlık olarak kurtulsak, yenilenebilir enerjinin payı %100 olduğunda sıkıntıya girecek bir durum yok. Nüfus 50 milyar olsa da bana mısın demez :)
 
Şişe ağzı etkisi. Zayıf türler elenir. Apdaptasyonu yüksek türler seçilir. Doğal seleksiyon. :) Yeni canlılar ortaya çıkar. Yeni dirençli gen mutasyonlar halinde devameder. Örneğin: şuan insanın yiyemediği bir besini yiyebilir. Daha zor ortamlara daha teloransı yüksek canlılar gelişebilir. Homosapienlerde dahil.

İnsanlık süre gelen yaşamı boyunca birçok doğal seçilimlerden geçmiş zaten.
Yapılan çalışmalara göre insan nesli giderek körelmiş organ yapılarıyla ve neslin kısalmasıyla başbaşa kalmış. Hatta hastalıkların insanlarda nasıl hayatına yön verdiği (veba gibi) hatta vereceği ilerki nesillerin nasıl bir bağışıklıkla hayatını devam ettireceği aşikar (aids vs.)


Darwin' in birçok teorisi vardı. Biride bir canlı türü tamamen yok edilirse ona ait genlerde yok edilir insan canlısının oluşma ihtimali trilyonda bir ihtimaldir.

Yani özetle şunu demek istiyorum: ya doğal seleksiyondan yüksek adaptasyonlarla geçip insanlık mutasyonla farklı enerji ve besin kaynakları alarak devameder. Yada biz eleniriz yeni canlı türleri hakim tür olur.
Yada dünya kıyametini yaşar.

Tamamen teoridir. Teorileri ispat Edilemez çünkü deneyle ispatı zordur. Yani 2 milyon yıl öncesini deneyle şuanki teknolojiyle ispat edemeyiz.

Kardeşim nasıl bir konu açtın. :))Derya deniz gibi patlayasım var. :) Aklıma geldikçe düzenliyorum. Umarım bi nebze fikir sahibi olmana faydam olmuştur.

Daha fazla konuyu açmayayım Mevlana Celaleddini Rumi Hazretleri demişki: "ne kadar bilirsen bil karşındaki sen anladığı kadar alimsin"
 
Son düzenleme:
Şu anda insan normal koşullar altında, özellikle dünya üzerindeki besin kaynaklarını tüketmiş durumda ve inanılmaz bir şekilde üremeye, doğaya zarar veren şeyleri yapmaya devam ediyor. Düşünün sebze, meyve türü besinlerin çoğu seralarda gdo adı verilen teknoloji ile elde edilmiş tohumlarla üretiliyor. Milyon adet inekten, domuzdan ve benzeri hayvandan oluşan dev çiftlikler var, gene bu hayvanlarda antibiyotikli, stereoidli genetiği ile oynanmış yemlerle besleniyorlar ve bu çiftliklerin zararları üretilen besinlerdeki kimyasallarla da sınırlı değil. Bu çiftliklerdeki hayvanların ürettiği dışkılar ve kesimleri ile meydana çıkan yeni atıklar dünya üzerindeki motorlu taşıtların ozon tabakasına verdiği zarardan çok daha fazlasını veriyor. 7 milyar nüfustan bahsediyorsunuz bu elbette sınırlı kaynaklarla devam ettirilebilir bir süreç değil.
Hele ki dünya üzerinde hem bizim doğaya verdiğimiz zararlardan dolayı oluşan hemde döngüsel olarak gerçekleşen değişimlerden dolayı iklimlerin değişiyor olması bizi çok daha zorlu günlerin beklediğinin habercisi. Düşünün gezegenimizin 6-7 milyar yaşında olduğu tahmin ediliyor. İnsanın ise primat olarak 2 milyon yıldır dünya üzerinde olduğu bunun yaklaşık olarak 200.000 yıllık kısmında modern insan şeklini almaya başladığı tahmin ediliyor. Biz bu sürecin yazının bulunmasından sonraki kısmına daha vakıf olduğumuz için ne tür döngülerin gerçekleştiğini ancak yüksek bilim sayesinde öğrenip, kavrayabiliyoruz.
Bu döngülerden biri manyetik takladır. Manyetik takla en anlaşılır biçimiyle dünyanın sahip olduğu manyetik alanın tam tersi istikamete dönmesi olarak nitelendirilebilir. Yani elinize pusulayı aldığınızda ibrenin güneyi göstermesi durumu. Bunun tahmin edilebilir ve edilemeyen bir çok sonucu olacağı söyleniyor ortak düşünce ise felaketle sonuçlanacağı en son taklanın 500.000 yıl önce gerçekleştiği tahmin ediliyor. Tahmin kelimesinden bu durumun farazi olduğunu sakın düşünmeyin. Bu donmuş lav kayalıklarında lavın oluşturması gereken yiv yönü dünyanın o anki manyetik çekim alanına göredir ve bugün oluşan yiv yönlerinin tam tersi istikamette oluşmuş örnekler tespit edilmiş ve yapılan çalışmalarda günümüzde manyetik alanın kaymaya başladığı, çekirdek ve yüzeysel geriliminde arttığı ispatlanmıştır.
Bizleri hayvanlardan ayıran en büyük özelliğimiz aklımızı en üst seviyede kullanabilme yetimizdir. Dünyanın gerçekleri doğrultusunda hareket etmek zorundayız. Nüfus planlaması, yeni yaşam alanlarının keşfi ve yapılandırılması (dünya dışı) ve en temelinde doğaya saygılı olunması gibi.
Bakın Amerika resmen terraform çalışmaları yapıyor, bizde ise kuyruklu yıldıza gönderilen mekikle dalga geçiliyor. Bu savaş eninde sonunda bilimle cehaletin savaşına dönüşecek ve bunun tek bir sonucu olacak. Cehalet doğal seçilim kanunları gereği ya yer yüzünden silinecek yada yeryüz üstünde ölü bir gezegene hapsolacak.
 
Kimseye tutup da üreme diyemezsin. Artışın önüne geçmek mümkün değil ama bu sefer daha düzenli konaklamalar meydana gelir. Lüks çok lüks hale gelir. Daha da sıradanlaşırız. Yani klasik şeyler fazla zorlamayın motoru yaşadıkça görücez artık :D
 
O dizi izlemedim ancak teknolojiyi takip ederseniz geleceğin nasıl olacağını görebilir çoğu kişi.
Kısaca yiyecekten bahsedilmiş. Yiyecek için 3D yazıcılar boşuna çıkmadı, enerji için doğal enerji arayışları ve geri dönüştürülebilir enerji kaynakları büyük şirketler devamlı arıyor.
Özeti bu şekilde. Yani ileride tohum genetiği ile oynanması yapay besinlere gidilmesi ve kentleşmeye gidilirse "gidiş bu yönde" organik birşey kalmayacak ve yukarıda bahsettiğim teknolojilere göre insan hayatı teknoloji ile kötü yere gidiyor.
 
Uyarı! Bu konu 10 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Geri
Yukarı