@WTC aslında kedinin bizim ki gibi bir hastalığı yoksa (gastrit) orta halli yiyebileceği mamaları da alabilir mesela ablamın aldığı kedi yeminin 15 kiloluk versiyonları mevcut ve bunlar zamanında 150 TL ye satılırken artık 220 daha sonra ise 300 TL ye satılmaya başlandı. Markası Enjoy, elbette kedinin uyum süreci ve yemi kabul edip etmeyeceği gerçeği de var ve yemi azar azar zamanla karıştırıp daha sonra alıştırdıktan sonra kalıcı değiştirme gibi. Rahatlaması için kedinin yiyebileceği türdeki otun tohumunu saksıya ekip veriyoruz, ot büyüdüğünde afiyetle yiyor.
Bizim kedimiz desem de aslında ablamın kedisi. Eve senin düşündüğün gibi bir anda getirdi ve hiç birimiz başka bir canlıyı evde istemedik, zamanla alıştık fakat bu pek de kolay olmadı. Her şeyi zamanla öğrendik ve halen de hayvana karşı çıkan yok. Hayvanlara karşı bakış açım değişti ve sevgiyle bakıyorum, sahip olduğum paramın ufak bölümünü de haliyle dışarıdaki hayvanlara da yardım ederek harcadım. Eskisi gibi evde özgür hissetmiyorum, balkonda artık oturamıyorum, sineklikler olmasa ve ip ile camı bağlamasak camı bile açamıyoruz...
Hayvanın oyuncakları bile olsa en çok rahatsızlık duyduğum tek yönü beni çok fazla rahatsız ettiği gerçeği, işimi yarı da kesip odak gerektiren/gerektirmeyen işlerde dikkatimi defalarca kez bölüyor ve ilgi istiyor. Çok bencilce davranıp saatlerce oyun oynamamıza karşı halen daha fazlasını miyavlayarak isteyebiliyor.
Aile üyeleri zamanla hayvana karşı ilgisini (sevgisini değil) kaybettiği için hayvan ile zaman geçirmiyorlar, onunla oyun oynamıyorlar. Yeni alındıktan bir süre sonra diğer aile üyeleri de muhtemelen meraklarını yitirecektir. Kediyi her geçen gün bu şekilde stresli görünce ister istemez bu ortamda bulunmak istemiyorum. Bu olayı aile içinde bakış açımla anlatmam tartışmaya kadar bile gitti ve doğru yönlerini açıklasam bile "ne yapayım" "kediyi ben getirmedim" "işine bak" cevaplarını aldım. Hayvanın günde saatlerce miyavlayıp 15 saatten uzun uyuyan canlıya "uykusu geldi" diyebilecek zeka seviyesine ve anlayışsızlığa sahip sahibi olunca bu durum çekilmez bir hal alıyor.
Her canlı elbette farklı yetişiyor ve farklı karakterlere sahip, bizim kedimiz erkek ve uysal kedi, ablam kediyi 2 aylıkken eve getirdi, ısırmıyor ve saldırmıyor. Misafirlere karşı dostça yaklaşıyor ve çocuklardan yüksek sesle bağırdıkları için hiç mi hiç hoşlanmaz.
Güvercini yakalıyım derken 5. kattan düştü, akciğeri yırtıldı, 1 ayağı kırıldı gece gece apar topar taksi ile veterinere gittik ve benim düşünceme göre psikolojik sağlığı haricinde gayet iyi durumda. Olayın üstünden 1.5 yıldan fazla geçmiştir ve sağlığında bir sıkıntı yok (gastrit) hastalığı harici. Evde camların sürekli olarak kapalı tutulması gerekiliyor çünkü içgüdüleriyle hareket eden canlıya güven olmaz. Tamamen senin tercihin, her ne kadar ekonomik olarak bağımsızlığını kazanmış olsan bile sahiplendiğin hayvanı alıştırdıktan sonra barınağa yada başkasına verdiğinde ağır bir depresyona girip yeme içmeyi kesiyorlar, o yüzden yarım irade ile işe asla ama asla girme.