İnceleme Kingdoms of Amalur: Reckoning

yaraliordek

Hectopat
Katılım
21 Mayıs 2021
Mesajlar
4.836
Makaleler
3
Çözümler
15
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Öncelikle bu oyunu daha önce duymamış olmanız muhtemel.
Oyun dünyasının en underrated oyunları arasında görülen kingdoms of amalur yakın zamanda deneyimleme fırsatı bulduğum ve şimdi incelemesini yapacağım oyundur.

İnceleme:
Öncelikle incelememde oyunun Remastered olan versiyonunu değil, ilk çıkan orijinal versiyonunu konu alacağım.
Oyuna ilk girdiğimde çok aşırı basit ve başarısız bir oyun olduğunu düşündüm, çünkü giriş kısmı çok basite kaçılmıştı, eğitim bölümü çok sıkıcıydı. Oyunu daha önce duymamış olmamın sebebi buydu sanırım diye düşündüm. Ama ilk bölümde kuleden çıktığım anda beni kocaman bir dünyanın beklediğini, çok uzun soluklu bir oyun olacağını ve bunun için derin bir nefes alıp dünyaya dalmam gerektiğini fark ettim.

Oyun tamamen loot'lanmaktan oluşuyor, kocaman bir harita var ve görevler sana haritayı gezdiriyor. Görevler demişken oyunda zibilyon tane görev var hepsiyle uğraşmak aşırı can sıkıcı, ilk oynayışımda bir yere kadar görevleri eksiksiz yaptım ama sıkılınca sadece ana görevleri takip ettim ve tahmin edin ne oldu? Karşılaştığım ilk boss imkansız derecesinde zorladı beni. Anladım ki bu yan görevler çok gerekliymiş. Yani yan görevlere zaman harcamak zorundaymışım. Tekrardan en baştan başladım oyuna, bu sefer Türkçe yama kurdum ve hikayeyi takip etmeye çalıştım, ama hikaye bize etrafta bulduğumuz (kimi zaman çalmak zorunda olduğumuz) kitaplardan, yazıtlardan ve bütün NPC'ler ile kurduğumuz diyaloglardan anlatılmaya çalışılmış. Yani bildiğin oturup akşama kadar kitap okur gibi hikayeyi takip etmek zorundasınız. Hal böyleyken ben de hikayeyi atlamaya başladım, sadece görevi anlamaya odaklandım, helal olsun kocaman harita yapmışlar, ama oyun açık dünya oyunu değil. Çünkü dünyayı kendiniz keşfetmiyorsunuz. Yapabilirsiniz, ki ben yaptım sonra ne mi oldu? Önce haritayı açtım sonra göreve gittim. Görev bana sabahtan beri uğraşıp açtığım haritayı tekrardan gezdirdi. Bu yüzden ikinci oynayışımda sadece görevler ile bir yerlere gittim ve haritayı açmakla uğraşamadım, bu da bana oyunun bütün açık dünya öğelerinin aslında hiç olmadığını gösterdi. Kendin gezip keşfedemiyorsun, görev nereye giderse oraya gidiyorsun görev dediğim de Metin2 gibi NPC'ye git görevi al, görevi yap, NPC'ye gel, ödülünü al. Bildiğin MMORPG oyunu oynar gibi oynuyorsun. Henüz kendini tekrar eden bir görevle karşılaşmadım, ama aşırı fazla görev var, her bölgede, her şehirde, her kasabada, her evin her katında bir NPC görev veriyor. Görevlerin bazıları bize değerli eşyalar kazandıran yan görevler, bazıları da sadece çok az miktarda altın kazandıran boş görevler, hangi görevin hangi görev olduğunu anlamak çok zor, hatta imkansız.
Ayrıca oyunun kamera açısı çok aşırı saçma, izometrik desem değil, Third person desem değil, çok saçma ve dünyayı görebilmemizi zorlaştırıyor, önümü göremiyorum ki, savaşta arkamdaki düşmanı göremiyorum arkama baksam önümdekini göremiyorum, bazen kendimi bile göremiyorum. Ama yiğidi öldür hakkını yeme savaş mekanikleri, kombolar, özel hareketler aşırı aşırı iyi, animasyonlar çok başarılı. Hele bir de savaşa girince çalan ritmi yüksek bir müzik var, ayrı bir gerginlik katıyor ortama. Grafiklere söylenecek pek bir şey yok, eski olmasına rağmen zamanı için iyi grafiklere sahip. Grafikleri de MMORPG oyunlarını andırıyor. Hikayeyi çözememiş olsam da çok büyük ve geniş bir evreni var, ayrıca oyun aşırı aşırı uzun, Skyrim gibi ömürlük oynanır, 250 bölüm serisi yapılır. Oyunu bitirirsin ama yine de yapacak bir şeyler bulursun, karakterinize sınıf falan seçmiyorsunuz, skillerinizi istediğiniz sınıfa göre dağıtıyorsunuz ve bir anda o sınıf oluveriyorsunuz, sıkılıp değiştirmek isterseniz her kasabada bulunan falcılardan çok ucuza sıfırlayıp tekrardan dağıtabiliyorsunuz, ve bu sayede farklı şeyler deneyip sıkılmadan oynamaya devam edebiliyorsunuz. Oyunda simya, iksir yapma, taş üretip eşyalara basma, craft gibi özellikler var. Ama bunların hiçbirine gerek yok zaten satıcılardan aldığınız en pahalı itemler, önemli, büyük ve uzun görevlerden edindiğiniz aşırı güçlü eşyaları kullanarak oyunu bitirebilirsiniz, tabii canınız sıkıldıkça item craftlayıp, taş üretip, farklı iksirler keşfedip daha güçlü olabilirsiniz. Ama gerek yok yani, keyfiniz bilir.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak, oyun kesinlikle oynanır, oynanmasa da denenir. Yapılacak çok şey olan, bitmeyen öldürdüğünüz her düşmanda eğlendiren, kocaman bir dünyaya sahip olan, MMORPG tarzı, ama rahat olan, bir oyun arıyorsanız, bu oyuna hayatınızı gömebilirsiniz. Özellikle ana görevler aşırı eğlenceli, bütün görevlerin birbirinden farklı olması da oynanabilir kılıyor. Oyunun şu anda Remastered versiyonu bulunuyor, ama bu oyun bana nostaljik hisler verdi oynarken çok eğlendim. Herkese tavsiye ederim, o ulti animasyonlarını görmek için bile oynanır oyun.

Değerlendirme: 100 üzerinden 60 puan, 10 puan hikayenin eksikliğinden ve anlatılamayışından kırdım, 10 puan kamera açısından, 10 puan dünyayı gezemiyor, keşfedemiyor oluşumuzdan kırdım. Ayrıca karakterler çok boş, kişiliksiz ve hepsi birbirinin aynısı gibi, ana karakter desen zaten yok, oradan da 10 puan gidiyor.

Buraya kadar okumadığınızı biliyorum, olsun yine de burada dursun, belki oyunu merak edip araştıran birinin karşısına çıkar.
 
Çok eskiden oynadığım bir oyundu. Gayet beğenerek oynamıştım. Oyun arayışında olan bu tarz seven biriyseniz oynayın kesinlikle.
 
Bu oyun çıktığında yurtta kalıyordum daha Steam'den çok haberim yoktu, bir arkadaşım indirmişti ondan alıp oynamıştım, başlığı görünce eski günler geldi aklıma. İnsan bazı oyunlar hakkında objektif olamıyor, en azından bu oyunu oynarken yaşadığım o güzel günler geldiği için aklıma bu oyun benim gözümde hep güzeldir :).
 

Yeni konular

Geri
Yukarı