Korku içeriklerinin tamamının psikolojik tehdit içermesi

Katılım
10 Haziran 2016
Mesajlar
9.256
Makaleler
15
Çözümler
18
Oyunlardan tutun dizilere kadar olan korku içeriklerinde kişi, kendisinin bilinçaltında güvende olduğunu halihazırda farkında olduğundan harekete geçmez. Sadece psikolojik savunma veya ön beyin (doğru mu örnekledim bilmiyorum) çalışır. Yani ya teslim olur ya da plan üretir. Gerçek hayatta bırakın yaratığı, köpek kovalamasında bile başarısız olma ihtimaliniz yüksektir. Bu yüzden yaratık vari varlıkların gerçekten Dünya'da hiçbir zaman olmayacağını anlamak da çok kolay. Bu durumda bizi tek korkutabileceği şeyleri ses, görüntü veya ani harekettir.

Mesela minecraft Cave Dweller modu, moddaki MOB bağırarak size doğru koşuyor. Normal MOB'lara göre 3 kat hızlı koşuyor ve tek blok zıplayabiliyor da. Öldükten sonra da acayip yüksek bir ses efekti çalıyor. Bu durumda oldukça barışçıl bir oyunu bile Outlast'tan beter hale getiriyor. Modu internette aratıp izleyebilirsiniz.

Jumpscare bir anda çıkan tatsız korku türüdür. Kimse sevmez o kadar dandiktir ki atmosferi beceremedikleri için ana roldeki yaratığı bir anda ekrana çıkartırlar, yüksek ses verirler. Korku geçtikten sonra da sövmeye başlarsınız.

Kısacası insanları korkutmak için yapılmış tüm zımbırtılar normal beyninizi manipüle etmeye oynuyor. Oyunlarda 1 kere korkarsınız ve sonra korkutan şeyin nasıl yaptığını vs. çözersiniz. Şu an ben dahil çoğu kişi Outlast speedrun yapabilir. Çünkü adamların nereden çıktığını bile ezberledik.

Yaratıklar da olsa olsa Pripyat gibi radyasyon yüzünden oluşan mutasyonlardan oluşur. İşte o zaman korkarsanız okey. Ama ailenizin 3+1, 4+1 evinde yaratık çıkmayacak veya mangal yaptığınız kent ormanında.

Not: Sanırım Pripyat gölünün karşıya geçişi askeri düzeyde yasak ve kapalıydı. O yüzden orada mutasyonlu hayvan olma ihtimali %1500.
 
Korku oyunlarına karşi genel olarak bir bağışıklık geliştirdi beynim artık Outlast gibi oyunlar oldukça kolay geliyor ve korkmuyorum. Bağımsız korku oyunlarından kaliteli olanları hariç diğerleri korkutmuyor. Artık daha fazla etkili olması için rahatsız edici ve psikolojik tehdit içeren oyunları tercih ediyorum yani saf korku işlemiyor (ör Resident Evil, Outlast, evil within, Dying Light gibi) zaten beyni de insanıda bitiren şey manipülasyondur. Bir şeye ne kadar inanır ve ondan ne kadar etiklenirseniz günlük hayatınızda sürekli onlar karşınıza çıkar. Aslında normalde de karşılaşırsıniz ancak beyniniz buna yoğunlaşmadığı için fark etmezsiniz. Korku oyunları daha ana menüde germeye baslar ve sebebi budur. Yani aslında beynimiz bile bile korkacağımızın farkında. Bu arada Jumpscare'lardan bende nefret ederim.
 
Outlast 2'yi 2TL'ye almadım. Şu an bedava olsun yine almam. Sakin sakin takılmak varken niye kendimi strese sokayım ki? Normal hayatta da oyunda da bir psikopatın peşimden koşturup bağırması isteyeceğim bir şey değil.
 
Geçen sınıfta Siccin filmi açtılar. İmam Hatip'e gidiyorum filmde jumpscare tarzı yerlerde herkes zıplarken arkadaki ateist grup ben dahil hiç korkmuyordu. Gerçek olmadıklarını biliyoruz çünkü uydurma hepsi.

Haklısınız hepsi bilinçaltı işi. Şu anda durduk yere jumpscare yesem gene korkarım ama ona çare yok. Hatta travma olmuştur eskiden konum bile vardır jeff the Killer'in suratını görünce bile tırsıyorum küçükken jumpscaresini yemiştim asla unutamıyorum.



Dying Light'ı ilk oynadığımda gece avcılarından çok tırsarken oyunda Tarihi Şehri açıp efsanevi silahlarımı alınca hiç korkutucu gelmemeye başlıyor bilirsiniz zaten oynadıysanız.
 
Ben bu konuda bir deney ürünüyüm. Çünkü daha 6-7 yaşındayken ailemin internet kafesi vardı. Bodrum katında Evil Dead izleyen abim ve arkadaşlarının izlememe müsaade etmemeleriyle birlikte merakım başladı. Devamındaki yıllarda gözünü çatalla çıkartan adam videolarından, Deep Web'deki beyaz maskeli katil videolarına kadar internet kafedeki abiler tarafından izletilen videolara evrildi. Bugün Deep Web'den bahseden YouTuber'ların resmini kullandığı ama içeriklerine ulaşamadığı söylenen o katilin videoları çocuk yaşımda izletildi. Ailemin haberi yoktu elbette.

Bugün için olumsuz bir etkisi var mı? Olumsuz bir etki olarak görmesem de bende bu durum hep merakımı dizginleme zorunluluğu bıraktı. Dolayısıyla izlemediğim seri katil belgeseli, izlemediğim korku-gerilim filmi kalmadı. Suspiria, Sinister gibi filmleri izlemeyi çoğu kişinin benim kadar seveceğini sanmıyorum.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı