Kıyamet ve haşrin aşamalarını bilmezseniz, okuduklarınız size çelişki gibi gelir. Sorun, konunun detaylarına hakim olmadan yüzeysel bir bilgi ile kanaate varmak.
Neyse...
Nebe suresi, Sura üfleneceği günü anlatır.
Bahsi geçen ayetin öncesinde "Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz." ayeti mevcuttur. O gün Allah'ın izin verdiğinden başka kimse konuşamaz.
Enam Suresinde 22-24 ayetleri, sorgu ve mizan aşamasını anlatır, insanlar yalan söyleyebilir, fakat yalanları fayda etmez.
Mürselat Suresi 34-36, bu aşamada hüküm verilmiştir. Bu nedenle insanlar konuşamazlar. Hatta ayetin öncesinde de şöyle söylenir: "O gün inkârcılara şöyle denir: “Haydi, yalan saydığınız o azaba doğru gidin!"
Yani güzel kardeşim, bu ayetlerler birbiriyle çelişkili değil, tam tersine birbirini tamamlayan ayetlerdir. Sadece dar bir okuma yaparak, öncesine ve sonrasına bakmadan fikir sahibi olmak doğru değil. Bu sadece Kur'an özelinde değil, sosyal hayatında da kural olarak edinmen gereken bir şeydir. Gazetenin sadece başlığına bakarsan çok aldanırsın.
Daha fazla detaya in.
----
Güncelleme:
Konuyu anlamak adına küçük bir örnek, günümüz adliye sisteminde mahkemeye celb edilmeniz bir aşamadır. Mahkemeye gelip hakim karşısına çıkmanız ve savunma yapmanız bir aşamadır. Hakimin karar vermesi ve sizin cezanız için sevk edilmeniz başka bir aşamadır.
Sevk edilirken konuşmanızın bir anlamı yoktur. Mahkemede kendinizi savunabilirsiniz, ama hüküm verildikten sonra konuşmanızın yine bir anlamı yoktur.