MAFIA: DEFINITIVE EDITION İNCELEME
İnceleme sürprizbozan içeriyor.
Reddedebileceğim bir teklif.
Giriş Kısmı ve Hikâye:
İtalyan mafyası teması geçmişten bugüne filmlerin, romanların ve video oyunlarının konusu olmuştur. Hatta sinema tarihinin en önemli filmleri (Bkz: The Godfather, The Godftaher: PART II) bu temadan çıkmıştır. İtalyan mafyası teması, özellikle 30,40 ve 50'li yıllarda geçen İtalyan mafyası hikâyeleri her zaman ilgimi çekmiştir. Dolayısıyla Mafia serisi de özel olarak ilgimi çeken bir seri. Çocukluğumda Mafia: City of Lost Heaven'ı da birkaç defa bitirmiş ve sevmiştim. Günümüzde oynanmayacak kadar eski ve çıktığı yıl için bile zor kontroller ile kamera açısına sahip olan bir oyun olarak ilk Mafia oyunu yenilenmeye ihtiyaç duyuyordu. Hangar 13 de 2020 yılında çıkardığı Mafia: Definitive Edition ile bunu gerçekleştirdi. Tabii 3 Mafia oyununu da oynamış ve seriyi seven biri olarak bu haber benim için heyecan vericiydi. Ancak ne yazık ki Mafia: Definitive Edition bana istediğimi pek veremedi. Belki çocukken oynadığım ilk oyunu kafamda daha farklı canlandırmıştım ve bu yüzden daha iyi bir şey bekliyordum, belki de Hangar 13 gerçekten beklenilen seviyede bir iş çıkaramadı ama maalesef durum bu.
Öncelikle hikâyeye eklenen ve çıkarılan kısımlar, daha önemli veya önemsiz hâle gelen karakterler ve karakterlere yapılan eklemeler/çıkarmalar var. Bunların bazıları yerinde, bazıları yersiz. Genel olarak hikâye için fena değil diyebilirim. Çok iyi değil ama normal seviyede. Tabii kısa bir oyun olmasından kaynaklı olarak bazı yerlerde kopukluklar, önemli olayları hızlıca geçmeler olabiliyor. Genelde hikâye kısmında daha detaylı bir işlenişi seven biriyim bundan dolayı hikâyede oldubittilerin fazla olması canımı sıktı. Asıl büyük sıkıntı ise oynanışta. Oynanış çok çeşitsiz ve oyunun mekanikleri hiç iyi değil. Özellikle çatışma kısımlarında kalitesizliği hissediyorsunuz. Araç sürüşü, bölüm tasarımları falan güzel olsa da maalesef oyunun ana odağı olan silahlı çatışmaların zayıf kalması kötü olmuş. Daha fazla uzatmadan hikâyeyi anlatmaya başlayacağım. Eğer okumak istemiyorsanız veya hikâyeyi biliyorsanız direkt olarak "Oynanış" kısmından okumaya devam edebilirsiniz.
Hikâye, ana karakter Thomas Angelo'nun Dedektif Norman'a yıllarca içerisinde bulunduğu Salieri mafyası hakkında bir kafede bilgi vermesiyle başlar. Tommy, mafyada yaşadıklarını tek tek Norman'a anlatır ve hikâye bunun üzerinden gelişir. Tommy başta bir taksicidir. Bir gece Salieri mafyası üyeleri Paulie ve Sam, şehrin diğer büyük mafyası olan Morello'nun adamlarından kaçarken kaza yaparlar ve tesadüfen yolda müşteri bekleyen Tommy'nin taksisine binerler. Tommy, Morello'nun adamlarından kaçar ve ikiliyi Salieri'nin barına götürür. Tommy, Paulie ve Sam'i bara bıraktıktan sonra Sam, Tommy'ye beklemesini söyler ve elinde para dolu bir zarfla geri gelir. Tommy'ye Salieri'nin dostlarına önem verdiğini ve eğer isterse ona bir iş ayarlayabileceklerini söyler. Tommy, iş teklifine sıcak bakmaz ve zarfı alıp gider.
Sonraki günlerde Tommy taksicilik yapmaya devam eder. Bir gün mola verdiği sırada Morello'nun adamları onu bulur ve taksisini beyzbol sopalarıyla parçalayıp Tommy'yi de döverler. Tommy fırsat bulup kaçar ve Salieri'nin barına gelir. Böylece Morello'nun adamları onun peşini bırakmak zorunda kalır. Sonrasında Tommy, Don Salieri ile tanışır ve ona arabasına ve kendisine bunu yapanlardan intikam almak istediğini söyler. Sonrasında Salieri, Paulie ile Tommy'yi Morello'nun adamlarının arabalarının olduğu bir garaja gönderir ve ikili bu arabaları kundaklayıp bara geri dönerler. Bunun üzerine Salieri, Tommy'yi aralarına kabul eder ve Tommy de artık Salieri mafyasının bir üyesi olur.
Mafyaya katıldıktan sonra Tommy, Paulie ve Sam ile haraç toplamak gibi birkaç iş yapar. Sonrasında bir gece Salieri, Tommy'ye şehirde bir yarış düzenleneceğini ve tüm çevresinin bir yarışçıya bahis oynadığını ancak daha sonra ortaya daha hızlı bir araca sahip bir yarışçının çıktığını söyler. Diğer yarışçıya da Morello bahis oynamıştır. Bundan dolayı Salieri, pistte görevli bir adamları aracılığıyla Tommy'den gece gidip diğer yarışçının aracını sabote etmesini ister. Tommy de aracı alır ve Salieri'nin tanıdığı araç tamircisi Lucas Bertone'ye götürüp aracı sabote ettirir. Ertesi sabah herkes yarışı izlemek için piste gelir. Ancak Salieri'nin danışmanı Frank Colletti yarış başlamadan önce Tommy'nin yanına gelir ve bir sorun olduğunu söyler. Morello'nun adamları Salieri'nin bahis oynadığı yarışçıyı dövüp hastanelik etmiştir. Bundan dolayı Frank, ellerindeki en iyi şoför olan Tommy'den onun yerine yarışmasını ister. Tommy de bunu kabul etmek zorunda kalır ve yarışı birincilikle tamamlar.
Yarıştan sonra bir gece Salieri barının aşçısı Luigi, Tommy'ye mahallede serserilerin olduğunu söyler ve kızı Sarah'ya eve kadar eşlik edip edemeyeceğini sorar. Tommy kabul eder ve Sarah ile yürümeye başlarlar. Ancak mahalledeki serseriler ikiliyi rahatsız eder ve kavga çıkar. Tommy, serserileri dövdükten sonra Sarah'yı evine ulaştırır. Sarah, yaralarına bakmak için Tommy'yi evine alır ve tedavi eder. Daha sonra ikisi arasında bir yakınlaşma olur, hikâyenin ilerleyen kısımlarında da evlenirler. Ertesi gün Tommy, Salieri'ye mahallede serserilerin olduğunu ve insanları rahatsız ettiğini söyler ve Salieri de Paulie ile Tommy'yi bu sorunu çözmek için görevlendirir. İkili bu serserilerin toplandığı bir sokak arasını basarlar ancak liderleri arabayla kaçar. Uzun bir kovalamacanın ardından serserilerin liderleri kaza yapar ve yaralanır. Tommy araç sürücüsüne silah doğrultur ancak öldürüp öldürmemek konusunda kararsız kalır. Tommy tereddüt edince Paulie araç sürücüsünü başından vurur ve yan koltuktaki serseriye de bir mermi sıkar.
Çok geçmeden Paulie'nin öldürdüğü serserinin Lost Heaven Belediye Meclisi Üyesi Roberto Ghillotti'nin oğlu olduğu ortaya çıkar. Paulie'nin yan koltukta oturan serseriyi öldüremediği ve onun da bu işi yaptıranın Salieri olduğunu herkese yaydığı öğrenilir. Bu yüzden Ghillotti artık Morello'ya destek vermeye başlar ve Salieri'ye düşman olur. Bunun üzerine Salieri, Tommy'yi hem kendisiyle ortalıklık yapmayı bırakan ve Morello ile iş birliğine başlayan bir otelin müdürünü öldürmekle hem de Ghillotti'nin oğlunun kilisedeki cenaze töreninde bulunan diğer görgü tanığını öldürmekle görevlendirir. Ayrıca otelde bulunan bir hayat kadınının kendi adamlarından aldığı bilgiyi Morello'ya ulaştırdığını söyleyen Salieri, Tommy'den bu kadını da öldürmesini ister.
Tommy, işe koyulmak için Sam ile arabaya biner ancak Sam, Tommy'ye Salieri'nin bahsettiği kadını tanıdığını ve söylediği şeyleri istemeden söylediğini, kızı öldürmesine gerek olmadığını söyler. Tommy'ye bir miktar para verir ve Tommy'den bu parayı kıza verip ona şehri terk etmesini söylemesini ister. Tommy oraya vardığında önce otelin müdürünü öldürür sonra Sam'in söylediğini yapıp kızın gitmesine izin verir. Ardından dinamitle oteli havaya uçurur ve kiliseye görgü tanığını ortadan kaldırmaya gider. Tommy kiliseye gittiğinde büyük bir çatışma çıkar ve çatışma sırasında tam Paulie'nin öldürmeyi başaramadığı serseri Tommy'yi öldürecekken Sam gelip onu vurur ve Tommy'yi kurtarır. Ardından ikili kaçıp Salieri'nin barına geri dönerler.
Bu olaylardan kısa süre sonra Salieri, Tommy'yi yanına çağırır. İçerisine Salieri'nin tüm gelir ve giderlerinin kaydedildiği defterle birlikte Frank'in ortadan kaybolduğunu söyler. O defterlerde kendisini ömür boyu mahkûm etmeye yetecek bilgilerin olduğunu söyleyen Salieri, Tommy'den defterleri getirmesini ve Frank'i de ortadan kaldırmasını ister. Tommy, şehirde biraz araştırma yaptıktan sonra Frank'i FBI tarafından havaalanına götürülürken bulur ve onları takip eder. Havaalanında bir süre çatıştıktan sonra Tommy, Frank'i bulur. Frank, artık tehlikelerden yorulduğu ve güvenliğini sağlaması gerektiği bir ailesi olduğu gerekçesiyle ihanet ettiğini söyler. Defterlerin de bankada olduğunu ekleyen Frank, Tommy'ye defterin bulunduğu dolabın anahtarını verir. Sonrasında ise Tommy, Frank'i öldürmez ve ailesi ile birlikte kaçıp gitmesine izin verir. Frank, Tommy tarafından ölü gösterilir ve hatta onun için cenaze töreni düzenlenir.
İşler bir süre içki kaçakçılığı ve Morello'nun adamlarıyla çatışmalar gibi rutin şeylerle devam eder. Ancak Morello'nun Salieri'ye Pepe'nin restoranında yemek yediği sırada başarısız bir suikaste girişmesi üzerine Salieri ve Morello arasında savaş başlar ve iki taraf da silahlanır. Bunun üzerine Salieri tarafı önce kendisine düşman olup Morello'nun safına geçen politikacı Roberto Ghillotti'yi daha sonra da Morello'nun sendika işleriyle ilgilenen ve sağ kolu olan kardeşi Sergio Morello'yu misilleme olarak infaz eder. Aldığı bu darbelerden sonra zayıflayan Morello'ya karşı Salieri nihayet emri verir. Sam, Paulie ve Tommy; Morello'yu izlemeye gittiği bir tiyatronun çıkışında öldürmekle görevlendirilir. Tiyatro çıkışındaki suikastten kurtulan Morello, arabasına biner ve havaalanına doğru kaçmaya başlar. Tommy, Paulie ve Sam onu havaalanına kadar takip eder. Morello kaçmak için bir uçağa biner fakat uçağın motorları aldığı kurşun darbeleri sonucu yanmaya başlar ve kısa bir süre sonra uçak düşer. Morello uçağın enkazından ağır yaralı hâlde çıkar ancak Tommy tarafından kurşuna dizilerek öldürülür. Artık Salieri şehrin tek sahibi olmuştur.
Morello'nun ölümünden sonra Salieri için işler tamamen yoluna girer ve şehirde istediği gibi at koşturmaya başlar. Artık işlerinde rekabet yoktur ve daha rahat hareket etmeye başlar. Salieri bir süre sonra yeni bir işle gelir. Salieri, rıhtıma puro kutularında kaçak elmas sevkiyatı yapılacağını söyler ve Sam, Paulie ve Tommy'den sevkiyatı almalarını ister. Paulie işe koyulacakları sırada bir planının olduğunu ve şehir bankasını aylardır gözlemlediğini, soyulmasının kolay olduğunu söyler. Tommy ile Sam ona Salieri'nin buna izin vermeyeceğini söylese de Paulie onun bilmesine gerek olmadığını, iş başarıyla gerçekleşirse Salieri'ye payını verebileceklerini söyler fakat Tommy ile Sam bunu tehlikeli bularak teklifi reddeder. Daha sonra işe başlarlar ve Sam, Paulie ve Tommy bir sevkiyat kamyonunu çalarlar ve şoförünün evraklarına el koyarlar, böylece rıhtıma girebilirler. Rıhtıma girdiklerinde Tommy, sevkiyatın bulunduğu kutuları tespit eder ve kamyona yükler. Ancak tam rıhtımdan çıktıkları sırada alarm çalışır ve kamyona ateş açılır. Kutulardan bazıları hasar alsa da kaçmayı başarırlar ve Salieri'nin deposuna giderler.
Depoya vardıklarında hasar alan kutuları kontrol etmek için sevkiyatı açan ekip kutularda kaçak elmas değil uyuşturucu madde olduğunu ve Salieri'nin kendilerini kandırdığını öğrenir. Tam bu anda Salieri'nin gelmekte olduğunu fark ederler ve hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmaya karar verirler. Salieri teslimata baktıktan sonra Sam onu bara bırakmak için arabasına biner, Paulie ile Tommy ise metroyla gideceklerini belirtirler. Salieri tarafından kandırıldığını öğrenen Tommy, önceden reddettiği banka soygunu işini Paulie ile birlikte gerçekleştirmeye karar verir.
Kısa bir süre sonra banka soygununu başarılı bir şekilde gerçekleştiren ikili, peşlerindeki polisleri de atlattıktan sonra ertesi gün Paulie'nin evinde buluşup parayı bölüşmek konusunda anlaşırlar. Ertesi sabah Tommy, eşi Sarah'ya Paulie ile buluşacağını söyler ve evden ayrılır. Sarah, Tommy'de bir tuhaflık olduğunu sezse de ne olduğunu anlamaz. Tommy, Paulie'nin evine geldiğinde onu başından vurulmuş hâlde bulur. Tam bu sırada Paulie'nin evinde bulunan telefon çalar. Arayan Sam'dir. Sam Tommy'ye Salieri'nin banka işini öğrendiğini ve Paulie'yi uyarmak için aradığını söylese de Tommy, Paulie'nin öldüğünü belirtir. Bunun üzerine Sam, Tommy'yi ve ailesini şehirden çıkarmak için yardım edeceğini söyler ve ikili şehirdeki sanat galerisinde buluşma ayarlar.
Tommy sanat galerisine geldiğinde Salieri'nin adamları ona silah doğrultur. Başından beri her şeyi Sam'in planladığı, banka işini Salieri'ye onun öttüğü ve yine Paulie'yi öldürenin de kendisi olduğu anlaşılır. Sam, Tommy'ye Salieri'nin Frank olayından haberdar olduğunu ve onun ve ailesinin hayatta olduğu ortaya çıktıktan sonra Salieri tarafından öldürtüldüğü öğrenilir. Yine aynı şekilde Sam, Tommy'ye Salieri'nin o hayat kadınını sağ bırakmasından da haberdar olduğunu belirtir. Tommy bunu kendisinden Sam'in istediğini söylese de Sam sonuçta kadını sağ bırakanın Tommy olduğunu söyler. Konuşmanın ardından Sam adamlara Tommy'yi öldürmelerini söyler ancak bu sırada Tommy bir hamle yaparak siper alır ve çatışma başlar. Sanat galerisindeki uzun bir çatışmanın ardından Tommy, Salieri'nin tüm adamlarını öldürür ve Sam'i yakalar. Hemen sonrasında Sam'in ihaneti üzerine kısa bir konuşmanın ardından Tommy, Sam'i vurarak öldürür.
Sam'in ölümünden sonra hikâyede zaman Tommy'nin Norman'a Salieri mafyası hakkında bilgi verdiği tarihe sarar. Tommy, Salieri'yi ömür boyu mahkûm edecek bilgilerin bulunduğu defterin kendisinde olduğunu ve ailesinin güvenliğinin garanti edilmesi karşılığında mahkemede ifade vermeyi kabul edeceğini belirtir. Tommy'nin verdiği bilgilerden sonra Salieri'nin, Salieri'nin silahçısı Vincenzo'nun ve araba tamircisi Ralph'in tutuklandığı görülür. Tommy de tutuklanır ancak iş birliği yaptığı için 8 sene yatıp çıkar. Tommy'nin hapisten çıktıktan sonra artık yaşlandığı ve kızını evlendirdiği görülür. Bundan bir süre sonra Tommy, Empire Bay'deki evinin bahçesini suladığı sırada eve bir araba yaklaşır. Arabadan Vito Scaletta ve Joe Barbaro iner. Vito, Tommy'ye Salieri'nin ona selam gönderdiğini söyler, Joe da Tommy'yi Sicilya'da "Lupara" denilen ve mafyaya ihanet edenlerin infazında kullanılmasıyla ünlü olan kesik namlulu av tüfeği ile vurarak öldürür. Oyunun hikâyesi bu şekilde sonlanır.
Oyunun hikâyesi bu şekildeydi. Önceden de belirttiğim gibi oyun ortalama bir hikâyeye sahip. Oyunun kısa olmasından kaynaklanan kopukluklar maalesef kolayca fark ediliyor ve rahatsız ediyor.. Öncelikle Frank'in ihaneti çok basitti ve hiçbir gerekçe olmaksızın bir anda gerçekleşti. Frank'in Salieri ile yıllar önce yaşadığı saçma sapan bir köpek mevzusu dışında hiçbir sorundan bahsedilmiyor. Salieri bir görevin başlangıcında Tommy'yi çağırıyor ve "Frank ihanet etti, git öldür." diyor. Anladım oyun kısa ancak Salieri'nin en sadık adamlarından biri ve danışmanı olan birinin ihaneti bu kadar oldubittiye gelmemeliydi. Bu kadar önemli bir karakter ile ilgili bu kadar önemli bir olayın bu derece basit olması hikâyenin sürükleyiciliğine fazlasıyla olumsuz etki ediyor. Ayrıca Frank'in ihanet gerekçesini de mantıksız buluyorum. Yıllardır Salieri ile birlikteyken ailesinin güvenliği şimdi mi aklına geliyor? Yıllardır bu işin içinde olan ve işleyişi fazlasıyla bilen biri olarak ihanet edip öylece kaçıp kurtulabileceğini nasıl düşünmüş olabilir? Eninde sonunda cezasının kesileceğini bilmiyor muydu? Bence tam bir saçmalık.
Bunlar dışında 2002'deki oyunun hikâyesine fazlasıyla ekleme/çıkarmalar var. Karakterler ile başlayalım. Öncelikle bu oyunda çizilen Salieri portresini pek beğenmedim. 2002'deki oyunda Salieri fazlasıyla ağırbaşlı ve pek konuşkan olmayan biriyken bu oyunda küfürbaz, geveze ve telaşlı bir tip olmuş. Adamlarına verdiği "Bar etrafında küfürlü konuşmayın." emrine daha kendisi uymuyor. Aynı şekilde Salieri'nin silahçısı Vincenzo da 2002'deki oyunda ciddiyet sahibi biriyken ne olduysa bu oyunda matrak ve kanı kaynayan, sürekli gereksiz espriler yapan biri olmuş. Ana karakterimiz Thomas Angelo'da da her ne kadar Salieri ve Vincenzo'daki kadar olmasa da gereksiz değişikliklere gidilmiş. 2002'deki oyunda Tommy, mafyayı çok daha zor kabullenmişken burada şıp diye ayak uydurdu. İş teklifini reddettikten hemen sonra 40 yıllık mafya üyesiymiş gibi "Onlardan intikam almak istiyorum." diyor. Daha önce eline silah bile almamış bir taksicinin bu kadar hevesli olması ve biraz bile gözünün korkmaması çok garip. Ayrıca yine kendisi çok sakin bir yapıya sahipken bu oyunda daha heyecanlı bir tip olmuş. Bunlar dışında Frank, Sam ve Paulie karakterleri 2002'deki oyuna uygun ve iyi tasarlanmış.
Sarah'nın bu oyunla daha fazla önem kazanması ve Tommy ile Sarah'nın ilişkisine daha fazla yer verilmesi ise hikâyede yapılan en beğendiğim değişiklik oldu. Yine fazla detaylı değil ancak 2002'deki oyuna göre daha iyi. 2002'deki oyunda tüm oyun boyunca neredeyse 2 kere falan görünüyordu, hikâyedeki varlığı bile gereksizdi. Bunlar dışında hikâyede ufak tefek mantık hataları da bulunuyor. Aklıma gelenlerden biri Tommy'nin Frank'in peşinden gittiği görevde oluyor. Tommy, Frank'i yakaladığında Frank, Tommy'ye "Gelenin sen olmasına üzüldüm." diyor ancak Tommy ondan anahtarları alıp bankaya gittiğinde Frank'in defteri teslim alacak kişi olarak Tommy adına önceden kayıt yaptırdığı ortaya çıkıyor. Yani Frank gelenin kim olacağını kesin olarak biliyordu. Basit bir hata ancak hikâyede böyle hatalarla karşılaşmayı sevmiyorum. Hikâye sunumu olarak ise oyun iyi diyebilirim. Ara sahneler, ara sahnelerdeki animasyonlar ve kamera açıları genellikle gayet iyi.
Oynanış:
Oynanış oyunun en zayıf yanı olarak ortaya çıkıyor. Öncelikle "simülasyon" ve "normal" seçenekleri bulunan ve hangisinin kullanılacağına oyuncunun karar verdiği mekaniklerden başlayayım. İlki aranma sistemi. Oyuncu aranma sisteminde simülasyonu seçtiğinde polisler hız sınırını aşma, diğer araçlarla kazaya karışma ve aracı tehlikeli bir şekilde etrafa zarar vererek sürme sonucunda peşinize takılıyor. İşlenen suç küçükse ceza ödeyip kurtulunabiliyor. İşlenen suç büyüdükçe Tommy hakkında tutuklama ve öldürme emirleri çıkarılıyor. Normal seçeneğinde de aranma sistemi aynı oluyor ancak polisler kırmızı ışıkta geçme ufak şeylerde oyuncunun peşine takılmıyorlar. Ben aranma sistemi simülasyonda oynadım. Aranma sisteminin oldukça detaylı ve iyi olduğunu düşünüyorum. Bu tarz oyunlarda oturaklı ve mantıklı bir aranma sistemi yapmak zor ancak bu oyun üstesinden gelmiş.
Seçimi bize bırakılan bir diğer mekanik ise sürüş. Simülasyon seçeneğinde araçlar viraj alırken ve yolda daha gerçekçi tepkiler veriyor. Normal moda göre kullanımı daha zor ancak ben simülasyonda oldukça keyif aldım. Oyunun sürüş mekanikleri genel olarak çok iyi, farklı arabalar kullanmaktan hiç sıkılmadım. Araçların hasar mekaniği de fazlasıyla gerçekçi. Araçların çarpılan bölgeleri yapılan kazanın şiddetine göre gerçekçi bir şekilde yamuluyor, göçüyor veya parçalanıyor. Araba çeşitliliği de üst düzey seviyede. Hikâyenin geçtiği yıllara uygun tasarlanmış birçok farklı araba oyunda bulunuyor. Şehirde gezdiğinizde her yerde aynı arabaları görmüyorsunuz hep farklı arabalar var. Cenaze arabası, ambulans ve farklı çeşit kamyonlar başta olmak üzere birçok farklı araç var. 2002 oyunda olmayıp bu oyunla gelen bir yenilik olarak motosiklet de bu oyunda bulunuyor. 30'lu yıllarda motosiklet ne kadar yaygındı, kullanılıyor muydu bilmiyorum ama oyunda bulunuyor ve sürüşü arabalardan daha zor olsa da bence keyifli. Yine farklı arabaların kullanımındaki farklılık da hissedilebiliyor. Kimi araç fazlasıyla hantal ama güçlü hissettirirken hızlı arabalar kıvrak ve hafif hissettiriyor. Oyun bu konuda gerçekten iyi iş çıkarmış.
Silahlı çatışma kısmına geldiğimizde maalesef oyun sınıfta kalıyor. Çatışma mekanikleri çok sığ. Vuruş hissiyatı diye bir şey neredeyse yok. Thompson ile düşmanı taramama rağmen düşman ölene kadar tepki vermiyor, nişangâhta düşmanı vurunca çıkan kırmızı yuvarlak işaret olmasa vurduğumu anlayamam bile o kadar kötü. Yine çatışma sırasında düşman animasyonları da pek iyi değil ve eski hissettiriyor. Bu da çatışmaların fazla yapay görünmesine neden oluyor. Silah çeşitliliği de çok yetersiz. Oyunda birkaç farklı tabanca, otomatik tüfek olarak Thompson, 2 adet pompalı tüfek ve bir de uzun menzilli tüfek bulunuyor sadece. Biliyorum oyun 30'larda geçiyor ancak o tarihler için bile çeşitlilik az. Mesela Mafia 2'de farklı Thompson modeli bulunuyordu, yeni silah ekleyemiyorlarsa bari aynı silahın farklı versiyonlarını koysalardı. En azından az da olsa çeşitlilik olurdu. Silah kullanımlarında diğer silahlar fena olmasa da tabancalarda bir gariplik var. Tabancalarla çok seri atış yapılabiliyor. Üstüne bir de bu tabancaların 30'ların tabancaları olduğunu göz önünde bulundurursak bu kadar seri atış yapabilmeleri bana garip geldi.
Bölüm tasarımları konusunda oyun mekân tasviri konusunda gayet iyi olsa da maalesef görevler çok tekdüze. Araba sür, çatış, kaçan varsa takip et tüm oyunun özeti bu. Çatışmalarda biraz farklı şeyler denenebilse kısa bir oyun olduğu için o da idare ederdi ancak tüm çatışmalar birbirinin aynısı, sadece mekân değişik. Tüm çatışmalar sipere yatıp hep aynı hareketleri yapan düşmanları vurmak üzerine. Düşman çatışma yapay zekâsı da kötü olduğu ve düşmanların hep aynı şekilde hareket ettiği için de bir yerden sonra oyuncu aşırı sıkılıyor. Oyun zaten kısa bir oyun, diğer konulardaki çeşitliliği artıramıyorsanız bari çatışmalara biraz yaratıcılık ekleseydiniz. Çünkü tüm oyunun odak noktası çatışmalar, çatışmalar sıkıcı olunca doğal olarak oyun da sıkıcı oluyor.
Bunlar dışında şehir tasarımı oldukça iyi. Oyunun geçtiği tarihi güzel bir şekilde yansıtan ve iyi tasarlanmış bir şehir var elimizde. Serbest dolaşma modunda şehri gezmek mümkün ancak gezmek dışında yapılabilecek pek bir şey ne yazık ki yok. Yan etkinlik olarak şehrin etrafında bulunan sigara kartlarını ve dergileri toplayabiliyorsunuz ancak hepsini toplamanın gereksiz uğraş olduğunu düşündüğüm için ben görevlerde karşıma çıkanları toplayıp bıraktım. Onun dışında ana hikâye bitirildiği zaman elde pek bir şey kalmıyor, oyunu tamamlamış oluyorsunuz.
Grafikler ve Performans:
Oyunun grafiklerinin ne çok iyi ne çok kötü, standart olduğunu söyleyebilirim. Geceleri ışıklandırmanın etkisi ve yerdeki su birikintileriyle şehir oldukça hoş görünüyor ancak gündüzleri açık havalarda grafikler eski nesilden kalma gibi görünüyor. Özellikle karakter modellemeleri çok kötü. Ana karakterler idare eder ancak diğer karakterler sanki 7. jenerasyondan hâllice. Hatta bazı ara sahnelerde Paulie ve Sam gibi önemli karakterlerin modellemeleri ve kıyafetleri de oldukça kötü görünüyor. Optimizasyon konusunda ise oyunun gayet başarılı olduğunu düşünüyorum. Oyunu 1080p en yüksek ayarlarda 120-130 civarı bir saniye başına kare performansında oynadım ve oyun boyunca herhangi bir takılma veya performans düşüşü yaşadığımı hatırlamıyorum. Oyun boyunca ölen düşmanların garip şekilde durması gibi bazı ufak hatalara rastladım ancak çökme veya oyunu bozan herhangi bir hatayla karşılaşmadım.
Son Söz:
Mafia: Definitive Edition, 2002'deki oyuna sadık olmayan bazı karakter değişiklikleri, hikâyedeki kopukluklar ve oynanıştaki tekdüzelik ile teknik zayıflığından dolayı maalesef vasat bir yeniden yapım.