Bu yazıya çok fazla yazabilecek şey yok, zamanında mesleki eğitim için Istanbulda bir devlet hastanesinde 2 ay geçirdim. Yönetim, işleyiş, mal kabul vs de görev aldik arkadaşlarımla. O kadar çok rahatsızlık yaşayan genç gördüm ki inanamamıştım. Bu kadar hasta veya rahatsızlığı olan insan olduğunu bilmiyordum. Orada geçirdiğim 2 ay bana çok farklı bakış açısı kattı. Bizim hedeflerimiz var iyi bir araba sahibi olmak veya iyi bir kariyer, orada yatan hastaların tek hayali ve hedefi vardi. Kimisinin hayali koşabilmekti, kimisinin ise derin bir nefes alabilmek. Ve bu hastaların en sevmedikleri şey onlara acınması idi, en kötü durumdaki hastaya bile ümidini kesmemesi konusunda sohbetlerimiz oluyordu, stajyerdik hemde sağlıkçı bile değildik biz bölüm olarak fakat hastaların en iyi kankalari biz olmuştuk. Kafalarını dağıtmaları için gündemi konuşuyorduk, tabletimden şarkılar açıp eğleniyorduk, yani kısaca akıllarını hastalıklarının dışında bir yere çekmeye çalışıyorduk. Herkes kronik bir rahatsızlığı olan kişiler ile arkadaşlık yapamaz, bunun sebebi ona ayak uydurma meselesidir. Genç bir hasta vardı, boşaltım sistemi ile ilgili bir sorunu vardı, onunla konuşmaya geleceğimiz veya beraber zaman geçireceğimiz saati belirlemiştik, bu kız bizim gelmemize yakın dakikalarda tuvaletten hiç çıkmıyormuş annesi öyle diyordu bize, bizde nedenini sormuştuk, çok sık tuvalete gitmesi gerektiği için sizinle sohbet ederken tuvalete gitmemek için sizden önce halletmeye çalışıyordu bu işini çünkü sizinle çok zaman geçirmek istiyordu. Hayatta ne hikayeler var, kimse bilmiyor duymuyor. Bu arkadaşım içinde umarım karşısına güzel insanlar çıkar, hastane ortamını yaşamayan bilemez.