Öbür dünya var mı?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Siz tefsirsiz anlaşılmanın güç olacağını söylediniz ben de neden daha kolay anlayabileceğimiz şekilde indirilmediğini soruyorum. Siz daha çok detaylardan söz ediyorsunuz, hadislerden yararlanarak açıklanan çoğu durumdan. (örn: namaz nasıl kılınır?) Ben burası ile ilgilenmiyorum çünkü ben bu kitabın bahsedilen "Tanrı" tarafından gönderildiğini/yazıldığını düşünmüyorum.
 

Arı ne yaptığını bilmiyor. Ona vahyedileni yapıyor. Yoksa arı nebilir bakteriden anti bakteriyelden. Arabanın camından içeri girince camı açsan çıkmayı akıl edemeyen bir hayvan, dünyanın en mükemmel altıgenini üretiyor. En zengin besinini üretiyor. İneğe gelirsek, inek bir tane doğuruyor ama hem kendine hem de sahibine yetecek kadar süt verebiliyor. Ama sütü içilmeyen köpek 10 tane doğuruyor sadece yavrularına yetebilecek kadar süt üretiyor. Yani yaratılan her varlık belirli bir amaca göre yaratılmış. İnsanın yaratılış amacı da akıl sahibi olarak bunların arkasındaki ilahi gücü akletmek ve O'na kulluk edebilmek.
 
Arılar mükemmel altıgen yapamazlar.
 

Kuran Arapça ve meal olarak okunduğunda anlaşılmıyorsa demek ki evrensel bir kitap değil.


Hocam çok skolastik düşünüyorsunuz, her şeyi din ile bağdaştırmak çok doğru değil.
 
Arılar mükemmel altıgen yapamazlar.

Petekler Neden Altıgendir?
Arılar doğanın gerçek usta mimarlarıdır. Kesiti düzgün altıgenler oluşturan prizma şeklindeki petek gözlerinin dipleri bir piramit oluşturarak sona ererler. Kovanlardaki şekliyle dik duran her petekte, petek gözleri, yatayla sabit bir açı yapacak şekilde inşa edilirler.
Her bir gözün derinliği 3 cm, duvar kalınlığı ise milimetrenin yüzde beşi kadardır. Bu kadar ince duvar kalınlığına rağmen altıgen yapı nedeniyle büyük bir direnç kazanırlar ve arıların depoladıkları kilolarca balı rahatlıkla taşıyabilirler.
Arıların, petekleri altıgen yapmalarının bir diğer sebebi ise beşgen, sekizgen veya daire şekillerini yaparken arada boşluklar kalmasıdır.
Eğer petekler kare olsaydı altıgene göre daha çok aşınırdı. Çünkü 90 derece açı darbeleri dik olarak keser. Fakat altıgen 60 derecelik bir açı ile kestiği için daha geç aşınır.
Ayrıca aynı alana sahip kare ve altıgenden, kenar uzunluğu daha kısa olan altıgendir. Bu sayede arılar küçük bir bölgeye -kareye oranla- daha fazla bal depolayabilirler.
Peteklerin inşasında uyulan geometri kaidelerinin ne derece ideal olduğunu anlayabilmek için, matematikî bir bakış açısına sahip olmak gerekir.
Daire, belli bir sabit alanı çevreleyen en kısa kenar uzunluğuna sahip geometrik şekildir. Meselâ alanı 10 cm2 olan kare ve dairenin çevre uzunlukları karşılaştırıldığında, dairenin çevresinin daha kısa olduğu görülür. Ancak bal peteğinin inşasında durum tam olarak böyle değildir. Burada bal peteğinin geniş çerçevesi, eşit ve daha küçük alanlara bölünecektir ve bölme işleminde en az çevre uzunluğuna sahip şekil kullanılacaktır. Çerçeveyi, eşit alanlara sahip küçük daireler şeklindeki peteklere bölmek istersek, yukarıda ifade edildiği gibi en kısa kenar özelliği sağlanacak, fakat dairelerin kenarları arasında kalan boşluklar için daha fazla mum harcanmış olacaktır.
Halbuki bu problemi, en kısa kenar uzunluğu ve en az malzemeyle (mum) çözmek için geometri prensiplerine müracaat ettiğimizde, peteklerin bölünmesinde çokgenlerin kullanılması gerektiği görülecektir. Kenar sayısı n olan aynı alana sahip çokgenler düşünelim. Bunların içerisinde en kısa çevre uzunluğuna sahip olanı düzgün n-gendir. Düzgün ile kastedilen, bütün kenarları ve iç açıları eşit olandır. Bu tip bir çokgen, her zaman bir dairenin içine çizilebilir ve çokgenin köşeleri çemberin çevresi üzerindedir. Böyle bir yapının ideal daire şekline yakın olmasından dolayı çevre uzunluğu en az olmaktadır. Meselâ eşit alanlı üçgenler içerisinde en kısa çevre uzunluğu eşkenar üçgende, dörtgenler arasında en kısa çevre uzunluğu ise karede elde edilir. Benzer şekilde beşgen ve altıgenler kendi aralarında kıyaslanırsa, en kısa çevre uzunluğu düzgün beşgen ve altıgende elde edilebilir.
Bakın tekrar söylüyorum. Arabaya girince camı açsanız bile çıkamayıp sürekli ön cama vuran bir hayvan yapıyor bu altıgen petekleri.

Kuran Arapça ve meal olarak okunduğunda anlaşılmıyorsa demek ki evrensel bir kitap değil.

Hocam çok skolastik düşünüyorsunuz, her şeyi din ile bağdaştırmak çok doğru değil.

Her şeyi din ile bağdaştırmak neden doğru değil? Her şeyi yaratan buna fiiller de dahil, Allah değil mi? Yani O'nun izni olmadan yaprak bile düşmüyorsa neden her şey din ile bağdaşmasın? Şahsen her şeyi din ile bağdaştırabilecek seviyede imana sahip değilim ama keşke sahip olabilsem.
 

Aslında kendilerini gösterse bile biz onu asla 7 boyutlu olarak göremeyiz bizim evrenimiz 3 boyutlu; gözlerimiz, beynimiz hatta düşüncelerimiz bile 3 boyutlu. 3. boyut sonrası bize görünse bile biz ya 3 boyutlu biçimsiz bir varlık görürüz ya da hiçbir şey göremeyiz.
Eğer varsa tanrıyı zaten göremiyoruz. (eğer varsa sebebi bu olabilir)

Genel hatlar ile baktığında üstün bir varlık, kendinden alçak bir varlığın anlayabildiği düzeyde din de getirebilir, yönetebilir, habitatlar oluşturabilir. Eğer yeterince üstünse alçak varlık için evren/ler bile yaratabilir. Ne isterse onu yapar.

Belki tanrı dediğimiz, (ve bu konuşmada boyutlar arasında üstün varlık olarak varsaydığımız) kendinden alçak boyutlarda yaşanan şeylerden rahatsız olmuştur ve buralara bir düzen getirmek istemiştir?

Ayrıca karınca örneği çığırından çıkıyor, bir el atalım. Karıncalar ile aynı boyuttayız zaten asla arada bir boyut farkı yok. Bunu siz de biliyorsunuz anladığım kadarıyla. Aynı boyut için böyle bir kıyaslama yapmamız doğru olmaz.

Ancak burada bahsettiğiniz olgu büyüklük irade vb. ayrıca küçülen insanımız karıncalara istediği gibi cehennemi de cenneti de yaşatabilir. Bu o insanın nasıl fantezileri olduğuna bağlı. Bunun için küçülmemize bile gerek yok. Şu an bir karıncayı yaptığı kötü bir şey için pekâlâ cezalandırabilirim. Mesela bir ateş yakıp içine kötü karıncayı koymayı denesem?
Cehennemi son derece andırıyor.
 
Kısa bir kaynak bırakayım, İngilizceniz varsa okuyun.
Bu link söylediğiniz şeyi basit bir şekilde çürütüyor. Arıların ilk yaptığı petek dairedir. Daha sonra eriyerek altıgen haline geliyor. Ki aslında bu altıgenler her kenarı birbirine eşit birbirine mükemmel oturan altıgenler değil.
Karıncalar ile aramızdaki boyut farkından bahsettiğim şey fizikseldi. Ortalama insanın 1.70 olması ve karıncaların ortalama 1cm olması gibi.
Elbette bir karıncayı ateşe atıp yakabilirsiniz. Fakat bu acıyı o karıncaya sonsuza kadar çektirmek elbette gücümüz dahilinde değil.
Aslında aynı şeyden bahsettiğimizi düşünüyorum, bana kalırsa ahiret kavramı yok.
 

Verilen linkteki açıklama doğru bile olsa bu neyi değiştirir? Sonuçta balın depolandığı petek önce dairesel olmuş sonra altıgene dönüşmüş. Yani? Sonuçta öyle bile olsa, arıların vücut ısıları vs gibi sebeplerden dolayı bu dönüşüm gerçekleşiyorsa bunun ilmini bilen yaratıcı buna göre yaratmış demektir. Benim anlatmak istediğim burada belirli bir düzen var. Yani bazen kare yapıp sonra yamuğa dönüşüyor ya da dairesel yapıp üçgene dönüşüyor değil. Olması gereken en mükemmel şekilde oluyor ve bunu yapan akılsız, şuursuz bir böcek.
Yani örneğin evinizde bir kertenkele olsa ve bilgisayarda Word açsanız. Akşam geldiğinizde Word dosyasına Sefiller romanının yazıldığını görseniz, kertenle klavyede gezerken olmuş demezsiniz. Sefilleri'i okumuş birisi yazmış dersiniz. Ortada bir ilim, irade ve kudret sahibi birinin olduğunu aklen kabul edersiniz. Bunu yazarken italik yazmış, koyu yazmış oraya çok takılmazsınız. Altını çizmek istediğim nokta tam olarak bu.
 
Egosu yüzünden kabullenemiyor kendisinin bir önemi olmadığını.


Bu iki noktaya aynen katılıyorum.


Abi her şeyi "İnsanoğlunun iyiliği için yapılmıştır" saçmalığına bürümeseniz mi acaba? Çünkü bu saçmalıkla gidersek gerçeği hiç bir zaman bulamayacağız.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…