Ölüm sonrası ne oluyor gizemi hakkında düşünceleriniz neler?

Sen bir enerjisin, nasıl AA pil bitince çöp oluyor. Sende öyle oluyorsun. Ölüm tecrübem var, gidip geldim.

Pozitif negatif ilişkisi. Doğru. Evrendeki her şey + ve -'den ibaret. Şu an artıyım ve eksi olacağım. Fakat şöyle bir şey var eğer bu durum kesin bir gerçek olsaydı evren oluşmazdı.
 
Çok muhafazakar olmasam da Müslüman bir insanım. Yani belirsizlik tabii ki beni de çekindiriyor. İnsanların deneyimlerinden faydalanmayı çok severim. Fakat bunda öyle bir şey yok. Kimsenin bilmediği bir yolculuğa çıkmak ürpertici. Ölmekten korkmuyorum. Çünkü yaşamayı da çok sevmiyorum. Ama yine de bir belirsizliğe gidecek olmak tedirgin edici. İnancım gereği olacakları biliyorum. Fakat hiç kimsenin daha önceden görmediği bir yer. Bilinmeyen bir yer. Enteresan geliyor.
 
Mesela daha neyi açıklamasını bekliyorsun? Normal bir ölümden bahsediyorsak, hücresel yaşlanma yani hücrelerinin kendini yenileyememesi. Bunu bilim söylemedi mi?

Dostum şunu diyorum senin doğruların burada geçerli sadece. Evrenin farklı bir yerinde bu dediğin geçerli olmayacağı gibi başka bir boyutta doğru bildiğin her şey yalan olabilir. Aslında yalan ve doğru kavramları sadece senin boyutunda olan kavramlar. En basitinden GTA oynarken öldürdüğün insanları düşün. Belki de o NPC'ler de bulundukları gezegenin bir yazılımcı tarafından değil de milyarlarca yıllık süreçte oluştuğunu düşünüyordur. Umarım demek istediğimi anlamışsındır. Bilime inanıyorum fakat benim için her şeyi açıklayan bir olgu değil. Asla da olamayacak gibi.
 
Ölümden sonrasında bir gizem yok. Biz insanlar bir dönemde kendimize hikayeler anlatarak bu ölüm korkusunu hafifletmeye çalıştık. Nitekim bu başarılı oldu da. Kısacası, ölümden sonrası diye bir şey yok. Öldün, bitti!

Düzenleme: Ayrıca sonsuz bir hiçlik de alamayacaksın. Sen öldüğün zaman, öldüğünü bile fark edemeyeceksin. Yani anlatması ya da anlaması zor olabilir ama ölünce bile bir yere gitmiyorsun. Boşlukta süzülüp durma olayı da yok. Bütün ışıklar kapanıyor ama sen bunu bile fark edemiyorsun. Bir nevi bu yok olmaktır. Şimdilik....
 
Son düzenleme:
Karar mercii Tanrı, insan da dedikodu peşinde.

Bu mevzuyu, felsefeye sokanlarla derdimiz var. Bilemeyeceğin hakkındaki tevatür gereksizdir. Bugün de realist olalım. Kimsenin veri ulaştıramayacağı hakkında konuşmak zaman kaybı lakin, insan da ziyanda değil miydi?
 
Son düzenleme:
Bence çok mantıklı bir teori. Gerçekten düşünüyorum da gözle görülen bir kanıt olmadığı için nasıl inanayım. Yalan yok, kadere inanan biriyim çünkü gerçekten bazı olayların olması gerekiyor. Düşünüyorum da madem başka dinlere o yalan bu saçmalık diyoruz ya bizimki de öyleyse? Ya bizde aslında insanların bu olayı merak etmesinden kaynaklı olarakdan çıkan bir kargaşayı bastırmak için bu satırları yazdıysak. İnanmak istiyorum fakat bu da aklıma takılmıyor değil. Her şeyin bir bilimsel açıklaması varken neden din bakımından sadece hikayeler öne sürülüyor? Ben ölümün bir bitiş olduğunu düşünüyorum. Bir şey olmayan bir hiçlik. Ama aklıma takılıyor bunca şeyin amacı neydi. Biz bunca bilgiyi ve ermişlikle gelen tecrübeyi ne yapıyoruz ki. Neden bunlar yaşanıyor. Dünya hakkında bilgi toplaması gereken bir çeşit mekanizma mıyız? Aklım almıyor bunları. Zaten bu din meseleleri dediğim gibi insanlığın bu çeşit şeylere kafa yormayıp içini rahatlatması için. Kargaşa olmasın diye her şey. Ölümden sonra ne gelir bilmiyorum. Ama ben cennet cehennem kavramına inanmak istesem de içimden bir duygu ya değilse diyor. Bunu yaparken korku hissediyorum çünkü toplum bu şartlar altında yetişme süreci gerçekleştirdiği için böyle biliyor ve korkuyor. Bende korkuyorum, ve bunun gerçekten böyle olup olmadığını anlama kabiliyeti ve yeterli veri bulunmadığı için aklımda bir soru kalmıyor değil. Belki biraz karışık anlattım ama anlamışsındır.

Eğer somut bir delil olsaydı bu inanç olmazdı kısaca, tanrının varlığı kanıtlanmış olsa herkes inanmak zorunda kalacağından bu iman değil itaat sınaması olurdu. Asıl sınama bunca belirsizlik içerisinde bir tanrı olup olmadığını düşünmek, araştırmak, bir sonuca varmak. Kararlarınızda farkında olmasanız da çevrenin ve duyduğunuz düşüncelerin etkisi çok fazla, bu yüzden bu konuları kafasında fikrini değiştirmemeye inat eden bir şey bilmeyen, başkalarının dediğini tekrar etmekten başka bir şey yapmayan insanlarla tartışmak yerine din felsefesiyle ilgilenen, nadirde olsa bilgili ve bilgisini paylaşmayı seven imamlarla tartışmalıyız. Bir de hikayeden kastınızı yanlış anlamadıysam mucizeler gibi soru işaretine neden olan konular hakkında pek düşünmemenizi öneririm, hadiste belirtildiği gibi:
"İnsanlara anlayacakları şeyleri anlatın. Allah ve Rasulü'nün yalanlanmasını ister misiniz?"
 

Geri
Yukarı