Subjektif kavramların doğrusu yanlışı olmaz. Güzel çirkin, eğlenceli sıkıcı, tadı güzel tadı kötü vs vs... Bunların doğrusu olmaz.
Adı üstünde, kişiden kişiye değişir. Ancak büyüklüğünü kabul etmek gerekir rasyonel açıdan. Çünkü kanıtlanabilir bir başarısı var. Tonla ödülü var, tonla kullanıcı "teknik" özelliklerini beğeniyor "hikayesini" seviyor, bu yönde incelemeler yapıyor. Aynı şekilde büyük oyun puanlama kuruluşları da topluluk anketleri yapıyor ve sonuç hep pozitif çıkıyor.
Futboldan bir örnek verirsek, Real Madrid'i sevip sevmemek, maçlarında sıkılıp sıkılmamak size kalmış olsa da bugün itibariyle dünyanın en başarılı kulübü olduğu her yönüyle itiraz edilemez bir gerçektir.
Oyun dünyası da böyle. RDR 2 ağır ve ağdalı işleyişi olan bir oyun. Yoğun hikaye takip etmeyi sevmeyenler, diyalog dinlemeyi sevmeyen oyuncular sıkılabilir çok doğal olarak. Ağır mekanikler, büyük açık dünya sevmeyenler de bunalabilir. Ama bu tip hikayelere gömülerek, içinde adeta kaybolurcasına oynayanlar için, açık dünyanın her bir metresini keşfetmeyi sevenler için ise aşırı keyifli bir oyundur.
Ben de oyunu bitirdim. Şahsi fikrim, bence oyun dünyasının gördüğü en iyi başyapıtlardan birisidir RDR 2. Ancak tekrar tekrar bitirmek içimden gelmiyor. Çünkü tema beni de çok sarmıyor. Western, kovboy teması oldum olası pek ilgimi çekmemiştir. Hikaye takip etmeyi vs oldukça severim ama hikayenin geçtiği dönem hiç bana hitap etmiyor.