Biraz çakır keyifiz herhalde. Yarasın!

İfadeler birbiriyle tatlı bir sataşma haline girmiş. Gollum ile Smeagol'un konuşması misali...
Özel mülkiyetin ihtiyaçtan fazlası toplum adına, doğa adına zarar işte.
Bu arada konutlarda fahiş fiyatlar İstanbul ile kısıtlı değil. Elbette orada daha fazladır ama hemen her yerde katlanarak devam ediyor.
Herkes her yere nasıl gidecek?
Birçok insanı yerine mıh gibi çakan durumlar vardır.
Hocam ben onlarca problem varken işin insanlara bedava ev verme noktasına gelmesine anlam veremedim. Sataştığım kısım bu. Ben niye başkasının hayatını vergimle finanse edeyim? Üstelik bu ülkede bu yapıldı da. Gecekondular ve dolaylı olarak Toki buna örnektir. Dediğim afrika örneği uç gelebilir ama olacak olan o. İnşaatın maliyeti de var. Şu anda metrekarenin maliyeti 7000 civarında. Hani ev fiyatlarını görüyorsunuz ya onun içinde bu maliyet de var. İşçi maliyeti de var. Kar oranı %50 olsun. 500 bin maliyetli evin satışı 750 bin oluyor. 250 binlik artış var. Aynı şekilde maliyet 250 bin olsa 125 bin artışla 375 bin olacak ev. Emlakçı, müteahhit vs yine aynı karlılıkla çalışıyor. Kar etmesinler, tamam. Bu sefer de talebe yetişemeyecek arz. Ve ev fiyatları yine artacak üstelik yeni ev yerine eski evler satın alacaksınız. Hadi diyelim devlet her vatandaşına bir ev şartı getirsin. Kısa vadede talep baskılanır evet. Ama yine orta ve uzun vadede bu tahmin ettiğiniz gibi olmaz. İlk başta koca bir inşaat sektörünü bitirmiş oldunuz. Haliyle işsizlik falan filan. Daha sonra arz yetiştiremeyeceğin için konut fiyatları yine artacak. Üstelik bu artış öyle böyle olmayacak. Onu geçtim her gün binlerce bebek doğuyor. Her gün binlerce ev üretmeniz ya da ölenlerin evlerini tespit edip onu o çocuğa vermeniz lazım. 1 günde konut dikilebilir mi? Dikilemez. Biraz saçma tabi bu örnek çocuğun mülkiyeti ailesine aittir. Bunu 18 yaşlar için değerlendirebilirsiniz. Yani bana ev sahibi olmam için Diyarbakır'da vefat eden birisi denk gelirse mesela nasıl olacak

Ben istediğim yerden ev alabileceksem Diyarbakır'da boşta duran ev ne olacak? Onu yıksan yine moloz, yıkım maliyeti var. Bana kim ev dikecek istediğim yerde. Ben şehrimin en gelişmiş yerinde yaşamak istiyorum. İşime, okuluma uygun hatta. Diyecek misiniz bana köy yeter diye?(biliyorum saçma bir örnek biraz ama altı dolu değil bunların)

Ekonomi kısmına gelelim, dediğim gibi ilk başta zaten inşaat maliyetini devlet bir şekilde sübvanse etmek zorunda kalacak. Devletin battığını gördünüz mü?

batmaz tabi. Para arzını arttırır, vergileri yükseltir. Sen yine o evi satın almış olursun. Üstelik normalde satın alsan daha az para çıkacak cebinden. Nasıl mı? Sen diyelim 2019'da 250 bin maliyetli evi 0 karla satın aldın. Borcun 250 bin bu 10 sene geçse de 250 bin 100 sene geçse de. Sen bu evi ödemek için para kazanman lazım vs. Ama devlet sana bunu sattı. Devlet de doğal olarak para kazanmalı. Devletin de kasasında 1m olsun eve ödedi 750 kaldı. Bunu 1m yapmalı ki senden sonraki vatandaşına da ev verebilsin. Devlet para bastı enflasyonu arttırdı. Öyle 10 sene değil, ertesi gün. Kasasındaki parayı 1m yaptı tekrar. Hani fiyatlar azalacak falan. Hayır. Enflasyonlu fiyatlar kalıcı hale geldi. Bir başkasına da aynısını yapacak tekrar enflasyon. Diye diye gidecek. 10 sene sonunda 250 binlik ev için enflasyon katlana katlana arttığı için muazzam para harcayacaksın. Ki bu enflasyondan inşaat maliyetleri de nasibini alacak. Bunu saadet zincirine benzetebilirsiniz. Ya da Eminevim gibi sistemlere. Devletse bunu yapan 80 milyon zorunlu olarak bu sistemlere dahil oluyor

Maliyetine ilk alan adam şanslı sadece. Ondan bir sonraki 251 bine alacak sonraki 252 bine diye diye gidecek. İlk adamın borcu ilk ödenecek olan. Son adamın 1m ev aldığını ve artık borcunu kimsenin kapatamayacağını da düşünün. Adamı enflasyon canavarına yedirdik

Ha şunu da söyleyeyim, yabancılara satılamadığı için bir gelir kalemini direkt çöpe atıyorsun.
Emlaktaki sorun dediğiniz şey aslında sorun değil. Sadece yüksek paralar konuşulduğu için çok fazla artış varmış gibi geliyor. Ama %150 enflasyondan bahsediyorsak 2.5 kat artış diyoruz. 250 binlik ev boşuna 600 bin olmuyor. Sadece enflasyon eklenince bile korkunç artış demek. Öte yandan konut yatırımı ülkemizde gayet de mantıklı bir yatırım. 1e 9 kredi alabilmek ve enflasyon ile oldukça mantıklı yatırım aracı oluyor. Çünkü enflasyon bana aldığım kredinin azalmasını sağlıyor. Ve kredi oranıyla da tl ile oldukça yüksek borçlanabiliyorum. 10 sene sonra bugün alınan kredi yok hükmünde olacak. Devlet bunu konut değil herhangi bir şeyde yapsa o şey değerlenir. Bundan da devletin konut piyasasına etkisini görüyoruz. Böyle bir avantaj sunulmasa konut yatırımına neden yönelsin insanlar? Onun dışında fiyatları etkileyen ikinci bir şey arz yok. Enflasyon böyledir işte. Sen yeni bir evi 250 bine dikeceğim diye hesap yaparsın o bir anda 500 bin olur. Eldeki evi bu maliyeti kurtarmak için satmaya çalışırsın. O da olursa tabi. 500 binin yoksa dikemezsin. Çoğu proje yarım kaldı. Topraktan satacaksın vs. Üçüncü olarak da göç yüzünden piyasa etkileniyor. Çünkü talebi patlatıyor. Üstelik arzın çok azaldığı dönemde geldi bunlar. 700 bin çocuk doğdu bunlar da ekstra talebi arttırıyor. Dördüncü olarak şok satışlar da ayrıca arttırıyor. Benim evim 300'den 1m'e yükseldi. Satıp başka bir yerden alsam 1m'in üzerine çıkmam lazım. 1m'e aldığım evin de fiyatı öyle arttı, sattığım evi alan da bunu yapacak. Bu arada küçük yerlerdeki artışın da sebepleri bunlar.
Şunu da söyleyeyim, kira satış bedeli arasında 200-220 katlık bir oran vardır Türkiye piyasasında. 15-20 yılda kendini amorti ediyor. Aslında bundan dolayı çok karlı bir yatırım da değildir. Fakat yukarıda devletin sağladığı birtakım avantajlar yatırıma daha uygun hale getiriyor. Ha dediğim gibi tl ile başka bir yatırım aracı sağlanırsa ona yönelir insanlar. Kredi imkanını borsada sağlasınlar, borsaya da girilir. Faiz düşürerek insanların tl'den kaçınmalarıne sebep olursan elbette parasını başka şekilde değerlendirirler.
Bir emlak karteli var mıdır bilmiyorum. Fakat böyle bir şey varsa da kartelleşmenin uzun vadede zarara sebep olacağını söyleyebilirim. Bir de sahibinden'e gereksiz yükleniliyor. Konut satışı bireysel de yapılıyorken piyasayı takip etmek için gayet iyi bir uygulama halbuki. Yabancı Arap gibi taksicinin dolandırmasını istemiyorsanız sahibinden gibi piyasayı takip ettiren şeyleri korumanız lazım. Ben oturduğum bölgenin bile piyasasını bilmiyorum, niye emlakçı değilim çünkü.
Bir de kiraya %25 artış zorunluluğunun da kalkması gerek. Bu olay da kiraları şişiriyor. Ben kirada oturuyorum diyelim, cebimde de 50-100 falan var. Tl'de durmasın diye gidip ev aldım. Hem kira hem de maaşımla hem krediyi hem de kendi kiramı ödeyebiliyorum. Niye ev sahibim kirayı enflasyonun çok altında arttırabiliyor. Fakat benim aldığım evin kirasını enflasyona göre alabiliyorum. Halbuki ev sahibim de kirayı arttırsa enflasyona göre ben yeni ev almazdım çünkü o borcu ödeyemezdim. Böylece piyasadan bir ev eksilip arzı azaltmadığım için ev fiyatlarının yükselmesine sebep olmadım.
Bir de şunu söyleyeyim, eve talep bitmeyecek. Sadece devlet talebi daha baskılayabilir. Bizde oda kiralama kültürü gibi şeyler olmalı mesela. Evlendikten sonra aileyle yaşamanın o kadar da kötü olmadığı anlatılmalı. Emlak piyasası biraz da bundan ayakta duruyor. Talep bitmiyor ki evlenen istisnasız yeni ev kuruyor kendine. Ya da buna benzer şeyler. Zaten ev almak en makul yatırım aracı olarak görülüyor ülkede(ki öyledir de buna yukarıda az biraz değindim). Yahu İstanbul'da deprem gerçeği varken insanlar hala buradan neden eve yatırım yapıyor? Onu düşünün. 10 yılda borcunu ödüyorsun, üstelik yukarıdaki avantajlar var. Gelişmiş ülkelerdeki mortgageler burada olsa bu kadar talep olmaz. Herkes evi yatırım için değil barınma için kullanır. Ev demek 10 yıllık bir borç değil de şöyle 25 yıllık bir borç olsun. Fiyatlar yükselse bile herkes ev sahibi olabilir(ki yükselmesine neden olacak bir şey de yok aslında). Şu anki gençler 25 sene borca girip ev sahibi olmayı ister bence bu fiyatlara rağmen. Kira öder gibi kredi öderler(tabi belki bu ama insanların evin yatırım aracı olmadığına ikna olmaları gerek).
Devletin piyasayı etkilemesinin nasıl ters teptiğini çok yakın zamanda da gördük aslında. Ucuz kredi vaadiyle fiyatlar yine arttı ki piyasanın daha stabil olduğu dönemde bu oldu. Hiçbir şey yapmasa bir zaman sonra kendini stabil hale getirir zaten piyasa. Hatta orta vadede düşüş bile olması muhtemel olabilir(tabi yabancı talebidir vs de olmayacak). Ki onun öncesinde de pandemi başlarında yine çok ucuz kredi dağıttılar.
Katlanarak devam etmiyor. Maaşlarda %80'lere varan artış oldu. Sorun sadece Tüik vs reel piyasa. Fiyatlar da bence inmeyecek zaten(evden bahsetmiyorum buna göre yatırım kararı da almayın yani). Sadece ev değil her şeyin. Yapabilecekleri enflasyon arttıkça maaşları arttırmak. Dengeli şekilde enflasyon artışı sağlamak. Ve bir noktada durmasını sağlamak. Paradan altı sıfır atıldı ya. Hah işte lira ilk çıktığı zaman biz buna 1 lira demeyelim de 1 milyon lira diyelim denilmedi. Geçmiş krizlerden dolayı bu oldu. Ki enflasyon demek fiyat artışı demek. Enflasyon düştü diye fiyatlar düşmeyecek. Sadece geçen aya göre daha az artmış ya da artmamış olacak. Şu an krizin derin olmaması borçlanma sayesinde. Piyasa hala ayakta durabiliyor.
Rakamları, örnekleri farazi yazdım bu arada. Yatırım tavsiyesi de değil. Paranızla ne yaptığınız beni ilgilenmiyor. Benden de tavsiye almayın bir zahmet.