Merhaba,
Bu tür loot yapılan oyunları pek sevmeyen, aynı zamanda "soulslike" tarzını da sevmeyen biri olarak ilk defa bu tip bir oyunu deneyimliyorum.
Oyun arkadaşlarınızla beraber de oynanabiliyor. Ben henüz bunu deneyimlemedim. Oynayanlar bundan keyif aldıklarını söylüyor. Oyunun "kıyamet sonrası" evreni bence tam olması gerektiği gibi, grafikleri, oynanışı, vuruş hissiyatı oldukça yerinde. Hikayesini açıkçası pek takmadan oynuyorum. Zaten türün de yabancısı olarak oyunun içerisinde yer yer kayboluyorum. Kaybolmaktan kastım haritada kaybolmak değil, asıl amacımdan sapıyorum.
Oyunun başlangıç kısmında bize çeşitli buildler üzerine seçim yaptırıyor. Ben biraz acemilikle hızlıca geçtim burayı. Dediğim gibi türün yabancısıyım, ağırlık olarak "git şunu şunu yap" diyen oyunları oynuyorum. Bu tür oyunlarda seçilen build çok çok önemli. Healer build seçmişim ki iyi ki bunu seçmişim. Bu türle ilk defa haşır neşir olan biri için veli nimet gibi bir şey. Eğer bu buildi seçmesem çoktan bırakmış ve keyif almamış olurdum.
Oyuna bir kaç silahla başlıyoruz, istersek oyunun sonuna kadar bu silahları geliştirirek bile gidebiliriz, istersek sağdan soldan "bulduğumuz" silahlarla onları geliştirerek, istersek de satıcılardan aldığımız silahlarla onları geliştirerek devam edebiliriz. Silahları upgrade ederken bizden oyun içersinde çeşitli materyaller toplamımızı istiyor. Aynı şekilde yeni bir silah yaptırırken de çeşitli materyallere sahip olmamız gerekiyor. Ben buna çok takılmadan hızlıca oynayıp geçeyim derdinde olduğum için bi 10 saat civarı saçma sapan gezdim ortalarda. Silahlar gibi kıyafet ve zırhlarımızı da satın alabiliyor, sağdan soldan "bulabiliyoruz" Şu an sanırım oyunun ortalarına kadar geldim. Oyun ne zaman biter, kaç saat daha oynarım bilmiyorum.
Oyundaki en sevdiğim özellik boss fightlar oldu açıkçası. Türün yabancısı olarak çeşitlilik beni tatmin etti. Tabi türün severleri için bu durum böyle olmayabilir. Kimi zaman ruh vari yaratıklarla savaşırken, kimi zaman labirentlerin içindeki bir bulmacayı çözmek için taş kırarken buluyoruz kendimizi. Açıkçası bu sene çıkan optimizasyon özürlü, görevleri saçma, sözde rp olan oyunlardan sonra keyif alarak yüzlerce kez ölmek bile harika geliyor. Yani şuraya şöyle bir oynanış videosu bırakayım o kadar çok öldüm ki, artık her şeyin yerini ezberledim ama sıkılmadım.
Remant 2 Labirent
Ben gün içerisinde 2-3 saatten fazla oyun oynayan biri olmadığım için net bir eleştiri yapacak değilim. Sadece kişisel deneyimlerimi yazmak istedim. Türü sevenler zaten oyunu mercek altına almıştır. Bu türle ilgisi pek olmayanlar için de bu yıl çıkan "şişirilmiş ve gereksiz övülen" oyunlardan sonra bence bu oyuna bir şans vermek gerek diye düşünüyorum. Gerek stabilliği, gerek oynanışı olarak benim için bu sene çıkan en iyi oyun. Oynanış olarak da diğer soulslike oyunlardan bir tık farklı ve türden uzak olanlara da hitap ediyor. Herkese gönül rahatlığı ile önerebileceğim bir oyun ve şundan şundan dolayı sevmedim diyene de "olur mu yaa" demeyeceğim bir oyun. Umarım yararlı bir yazı olmuştur. Herkese iyi sosyaller.
Bu tür loot yapılan oyunları pek sevmeyen, aynı zamanda "soulslike" tarzını da sevmeyen biri olarak ilk defa bu tip bir oyunu deneyimliyorum.
Oyun arkadaşlarınızla beraber de oynanabiliyor. Ben henüz bunu deneyimlemedim. Oynayanlar bundan keyif aldıklarını söylüyor. Oyunun "kıyamet sonrası" evreni bence tam olması gerektiği gibi, grafikleri, oynanışı, vuruş hissiyatı oldukça yerinde. Hikayesini açıkçası pek takmadan oynuyorum. Zaten türün de yabancısı olarak oyunun içerisinde yer yer kayboluyorum. Kaybolmaktan kastım haritada kaybolmak değil, asıl amacımdan sapıyorum.
Oyunun başlangıç kısmında bize çeşitli buildler üzerine seçim yaptırıyor. Ben biraz acemilikle hızlıca geçtim burayı. Dediğim gibi türün yabancısıyım, ağırlık olarak "git şunu şunu yap" diyen oyunları oynuyorum. Bu tür oyunlarda seçilen build çok çok önemli. Healer build seçmişim ki iyi ki bunu seçmişim. Bu türle ilk defa haşır neşir olan biri için veli nimet gibi bir şey. Eğer bu buildi seçmesem çoktan bırakmış ve keyif almamış olurdum.
Oyuna bir kaç silahla başlıyoruz, istersek oyunun sonuna kadar bu silahları geliştirirek bile gidebiliriz, istersek sağdan soldan "bulduğumuz" silahlarla onları geliştirerek, istersek de satıcılardan aldığımız silahlarla onları geliştirerek devam edebiliriz. Silahları upgrade ederken bizden oyun içersinde çeşitli materyaller toplamımızı istiyor. Aynı şekilde yeni bir silah yaptırırken de çeşitli materyallere sahip olmamız gerekiyor. Ben buna çok takılmadan hızlıca oynayıp geçeyim derdinde olduğum için bi 10 saat civarı saçma sapan gezdim ortalarda. Silahlar gibi kıyafet ve zırhlarımızı da satın alabiliyor, sağdan soldan "bulabiliyoruz" Şu an sanırım oyunun ortalarına kadar geldim. Oyun ne zaman biter, kaç saat daha oynarım bilmiyorum.
Oyundaki en sevdiğim özellik boss fightlar oldu açıkçası. Türün yabancısı olarak çeşitlilik beni tatmin etti. Tabi türün severleri için bu durum böyle olmayabilir. Kimi zaman ruh vari yaratıklarla savaşırken, kimi zaman labirentlerin içindeki bir bulmacayı çözmek için taş kırarken buluyoruz kendimizi. Açıkçası bu sene çıkan optimizasyon özürlü, görevleri saçma, sözde rp olan oyunlardan sonra keyif alarak yüzlerce kez ölmek bile harika geliyor. Yani şuraya şöyle bir oynanış videosu bırakayım o kadar çok öldüm ki, artık her şeyin yerini ezberledim ama sıkılmadım.
Remant 2 Labirent
Ben gün içerisinde 2-3 saatten fazla oyun oynayan biri olmadığım için net bir eleştiri yapacak değilim. Sadece kişisel deneyimlerimi yazmak istedim. Türü sevenler zaten oyunu mercek altına almıştır. Bu türle ilgisi pek olmayanlar için de bu yıl çıkan "şişirilmiş ve gereksiz övülen" oyunlardan sonra bence bu oyuna bir şans vermek gerek diye düşünüyorum. Gerek stabilliği, gerek oynanışı olarak benim için bu sene çıkan en iyi oyun. Oynanış olarak da diğer soulslike oyunlardan bir tık farklı ve türden uzak olanlara da hitap ediyor. Herkese gönül rahatlığı ile önerebileceğim bir oyun ve şundan şundan dolayı sevmedim diyene de "olur mu yaa" demeyeceğim bir oyun. Umarım yararlı bir yazı olmuştur. Herkese iyi sosyaller.
