Savaş, yokluk ve acı olacak ve olmalı

  • Konuyu başlatan 170855
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 20
  • Görüntüleme 2.000

170855

Hectopat
Katılım
6 Haziran 2017
Mesajlar
49
Merhaba,

Yılbaşı gecesi Viyana'da şehir merkezinde yılbaşı kutlamalarında bulundum. Şahsen bu tür yerlerde bulunmayı sevmem ancak insanları analiz etmeyi seviyorum. Sahte gülmeler, sahte eğlenceler, sahte kusmalar, sahte insanlar... İnsanlığın gelişim sürecine baktığımızda, savaş ve acının olduğu her zaman teknoloji, bilim ve bunların babası olan matematikte de olağandışı bir gelişim söz konusu oluyor. Günümüzde de orta doğu da savaş ve ızdırap var ama bu ızdırabın arkasında inanılmaz bir potansiyel yatıyor. Bunun en iyi örneği son yıllarda mühendis, bilim insanları, sanatçılar vb topluma büyük katkısı olan insanların büyük bir kısmı orta doğudan çıkıyor. Özellikle İran ve Türkiye'de dünyayı değiştirebilecek potansiyelde insanlar var. Çünkü acı ve ızdırap tek gerçek doğruya götürüyor bizi. İnsanın kendisini bulmasını sağlıyor. Mesela şu an Viyana'daki bir okula gidiyorum. Buradaki gençlik inanılmaz derece de sahte. Marka kıyafetler, lüks ve şatafata olan ilgi, alkol, uyuşturucu... Gerçekten berbat. Onlar gerçeği bulamıyorlar çünkü acıdan, kendi düşüncelerinden kaçıyorlar ve basit zevkler ile kendilerini kandırıyorlar. Tabii ki hepsi değil ama birçoğu öyle. Hepsinin gerçek ile yüzleşmesi gerekiyor. Elbet Türkiye'de de durumlar düzelecek ve cevherler gözükmeye başlayacak. Yazıyı kısaca özetlememiz gerekirse, dünya da savaş, acı ve ızdırap hep olacak ve olmalı da. Hayatta gerçekçi olacaksak, acıyı hayatın tam ortasına koymalıyız. Mutlu olmanın yolu bile acıdan geçiyor...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Savaş her zaman olacak. Dini, millî, siyasi ve ekonomik bir sürü sebebi var. Günümüzde yapılan savaşlar 1914 veya 1939 gibi barutlu silahlar yerine daha çok ekonomik ve teknoloji için savaşlar mevcut. Acı, sıkıntı ve dert bu hayatın bir parçası ve her zaman olacaktır. Söylediğiniz gibi mutlu olmanın yolu bazen acı'dan geçer. Bazen yerdeki bir çöpü kaldırmak için bile bir çaba veririz veya başarılı olmak için çalışırız kendimizi o işte başarılı olmak için çabalarız. Kısacası her acının ve zorluğun sonrasında aydınlık ışık gözükür.
 
Merhaba,

Yılbaşı gecesi Viyana'da şehir merkezinde yılbaşı kutlamalarında bulundum. Şahsen bu tür yerlerde bulunmayı sevmem ancak insanları analiz etmeyi seviyorum. Sahte gülmeler, sahte eğlenceler, sahte kusmalar, sahte insanlar... İnsanlığın gelişim sürecine baktığımızda, savaş ve acının olduğu her zaman teknoloji, bilim ve bunların babası olan matematikte de olağandışı bir gelişim söz konusu oluyor. Günümüzde de orta doğu da savaş ve ızdırap var ama bu ızdırabın arkasında inanılmaz bir potansiyel yatıyor. Bunun en iyi örneği son yıllarda mühendis, bilim insanları, sanatçılar vb topluma büyük katkısı olan insanların büyük bir kısmı orta doğudan çıkıyor. Özellikle İran ve Türkiye'de dünyayı değiştirebilecek potansiyelde insanlar var. Çünkü acı ve ızdırap tek gerçek doğruya götürüyor bizi. İnsanın kendisini bulmasını sağlıyor. Mesela şu an Viyana'daki bir okula gidiyorum. Buradaki gençlik inanılmaz derece de sahte. Marka kıyafetler, lüks ve şatafata olan ilgi, alkol, uyuşturucu... Gerçekten berbat. Onlar gerçeği bulamıyorlar çünkü acıdan, kendi düşüncelerinden kaçıyorlar ve basit zevkler ile kendilerini kandırıyorlar. Tabii ki hepsi değil ama birçoğu öyle. Hepsinin gerçek ile yüzleşmesi gerekiyor. Elbet Türkiye'de de durumlar düzelecek ve cevherler gözükmeye başlayacak. Yazıyı kısaca özetlememiz gerekirse, dünya da savaş, acı ve ızdırap hep olacak ve olmalı da. Hayatta gerçekçi olacaksak, acıyı hayatın tam ortasına koymalıyız. Mutlu olmanın yolu bile acıdan geçiyor...
Niye sahte dediğinizi anlamadım marka kıyafet lüks ve şatafata onu mutlu ediyorsa yapsın alkol istiyorsa içsin gerçeği bulduklarında mutsuz olacaklarsa bulmasınlar ? basit zevkler küçümsenmemeli ve kendini kandırmak sayılmamalı bence
 
Elinize sağlık, güzel dediniz. Öldürmeyen şey güçlendirir gibi, acı da bizi güçlendiriyor.
 
Niye sahte dediğinizi anlamadım marka kıyafet lüks ve şatafata onu mutlu ediyorsa yapsın alkol istiyorsa içsin gerçeği bulduklarında mutsuz olacaklarsa bulmasınlar ? basit zevkler küçümsenmemeli ve kendini kandırmak sayılmamalı bence
Kesinlikle katılıyorum. İnsan zevki için yaşar, yaşamalı bence. Zevkler, hazlar bireysel anlamda insanı ileri götürür. "Acı insanı geliştirir" bu görüşü şiddetle reddediyorum. Bu dünyadayız, varız ve mutlu olmalıyız. Ben arkadaşlarımla gülüp eğlenirken hiçte sahte olduğumu düşünmüyorum. Çatlarcasına güldüğüm zamanlarda nasıl bir sahtelik içinde oluyorum? Ben konu sahibini eleştirmiyorum, saygım sonsuz görüşüne ama asla katılmıyorum. Bu dünyanın başına gelmiş olan en lanet şey savaş ve acıdır. İnsanlar refah düzeyleri arttıkça bilime, felsefeye, literatüre katkıda bulunurlar. Son olarak insan haz için yaşar/yaşamalı diyerek sözlerimi noktalıyorum.
 
niye sahte dediğinizi anlamadım marka kıyafet lüks ve şatafata onu mutlu ediyorsa yapsın alkol istiyorsa içsin gerçeği bulduklarında mutsuz olacaklarsa bulmasınlar? Basit zevkler küçümsenmemeli ve kendini kandırmak sayılmamalı bence
Merhaba,
Bu tür şeylerin onları mutlu ettiğini mi zannediyorsunuz? Sınıfımda bir Türk kız var. Kendisiyle bayağı sohbet ettim. Kendisi bahsettiğin tarzda bir insan. Ve kesinlikle mutlu değil. Hatta benimle sohbet ederken çocukça davranışlarını bırakıp ciddiyete biniyor. Kız bana hayatını anlatıyor, ciddi anlamda sosyete hayatı. Sonra daha derin sohbetler ettikçe, kendisini fark etmeye başladı ve şöyle bir cümle kurdu "annemler beni pahalı hediyeler yerine sevgi ile besleseydi mutlu bir insan olurdum". Kendisine hedefini sorunca bilmediğini söyledi. Kız sürekli olarak ilgi peşinde ve erkekler ile haşır neşir. Bunun sebebini kızla sohbet edince anladım ama burada açıklamak istemiyorum. Ayrıca şunu da belirteyim, ben kesinlikle bu tür yaşamları kıskanmıyorum ve umurumda bile değil, sadece acıyorum. Acaba gerçek eninde sonunda onları bulduğu zaman, yiyecekleri tokatın şiddetine hazır olmamış olacaklar. Ayrıca basit zevkler bir bedelin karşılığı sonucu oluşan mutluluğun bir parçası olmalı. Aksi takdirde o bedel ödenmeden asla basit zevk yaşanamaz, ileride büyük bir şekilde ödenilir.

Üzerine kafa patlatılması gereken bir düşünce. Sahte nedir? Gerçek nedir? Senin onlardan farkın ne?

Senin onlardan farkın? Gerçekten çok güzel bir soru. Her zaman sorarım kendime, ben de mi içimde böyle bir insanım. Bunu sormamın sebebi hayatımın kısa bir döneminde buna yatkınlığımın olması ve böyle yaşamaya çalışmamdı. Ergenliğin ilk dönemlerinde böyle yaşamaya çalışırdım (yaklaşık 1,5 yıl) ama şunu fark ettim, olmuyor. Ama bazen de acaba ben mi kendimi kandırdım? Şu an rol mü yapıyorum? Kendimi topluma böyle mi kanıtlamaya çalışıyorum? Ben de mi sahteyim ve basitim? Bazen de düşünürüm ben bundan önce yani toplumun ve etrafımdaki insanlardan önce nasıl bir insandım. Çünkü beni böyle yaşama iten etrafımda ki birkaç insandı. Tabii suç bende de var, irademi kullanamadım. Bunun arkasında bir neden yatıyor ama anlatmak istemiyorum.
 
Son düzenleme:
niye sahte dediğinizi anlamadım marka kıyafet lüks ve şatafata onu mutlu ediyorsa yapsın alkol istiyorsa içsin gerçeği bulduklarında mutsuz olacaklarsa bulmasınlar? Basit zevkler küçümsenmemeli ve kendini kandırmak sayılmamalı bence
Merhaba,
Bu tür şeylerin onları mutlu ettiğini mi zannediyorsunuz? Sınıfımda bir Türk kız var. Kendisiyle bayağı sohbet ettim. Kendisi bahsettiğin tarzda bir insan. Ve kesinlikle mutlu değil. Hatta benimle sohbet ederken çocukça davranışlarını bırakıp ciddiyete biniyor. Kız bana hayatını anlatıyor, ciddi anlamda sosyete hayatı. Sonra daha derin sohbetler ettikçe, kendisini fark etmeye başladı ve şöyle bir cümle kurdu "annemler beni pahalı hediyeler yerine sevgi ile besleseydi mutlu bir insan olurdum". Kendisine hedefini sorunca bilmediğini söyledi. Kız sürekli olarak ilgi peşinde ve erkekler ile haşır neşir. Bunun sebebini kızla sohbet edince anladım ama burada açıklamak istemiyorum. Ayrıca şunu da belirteyim, ben kesinlikle bu tür yaşamları kıskanmıyorum ve umurumda bile değil, sadece acıyorum. Acaba gerçek eninde sonunda onları bulduğu zaman, yiyecekleri tokatın şiddetine hazır olmamış olacaklar. Ayrıca basit zevkler bir bedelin karşılığı sonucu oluşan mutluluğun bir parçası olmalı. Aksi takdirde o bedel ödenmeden asla basit zevk yaşanamaz, ileride büyük bir şekilde ödenilir.



Senin onlardan farkın? Gerçekten çok güzel bir soru. Her zaman sorarım kendime, ben de mi içimde böyle bir insanım. Bunu sormamın sebebi hayatımın kısa bir döneminde buna yatkınlığımın olması ve böyle yaşamaya çalışmamdı. Ergenliğin ilk dönemlerinde böyle yaşamaya çalışırdım (yaklaşık 1,5 yıl) ama şunu fark ettim, olmuyor. Ama bazen de acaba ben mi kendimi kandırdım? Şu an rol mü yapıyorum. Kendimi topluma böyle mi kanıtlamaya çalışıyorum? Ben de mi sahteyim ve basitim? Bazen de düşünürüm ben bundan önce yani toplumun ve etrafımdaki insanlardan önce nasıl bir insandım. Çünkü beni böyle yaşama iten etrafımda ki birkaç insandı. Tabii suç bende de var, irademi kullanamadım. Bunun arkasında bir neden yatıyor ama anlatmak istemiyorum.
iyice matrix e döndü bu birazdan kırmızı hap mı mavi hap mı diyede sorarsınız neyse dediklerinize pek katılmıyorum ama olsun iyi günler
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı