Sisteme karşı çıkanlar ne istiyor?

İyi bir hayat da sonuç olarak paraya bağlı değil mi? Aynı yere geldi işte.
Para denen meret kapitalist sistemin bir maşası. Sana şöyle açıklıyayım. Amerikadaki bir vatandaş 25 dolar olan bir mouse'u 2 saatlik çalışma sonrası gayet rahat bir şekilde satın alabiliyor. Türkiye'deki bir vatandaş ise 16 saat çalışmanın sonunda kazandığı 600 lira ile aynı mouse'u daha pahalı bir fiyattan satın alıyor. Halbuki ürün aynı ürün, verilen emek ( insan gücü ) aynı, fakat bedeller ağır. Bu bile paranın demokratik bir dünya modeli için bir engel, bir leke, bir kir olduğunu gösterir.
 
Arkadaşın bahsettiği sizin bahsettiğiniz yere özgü bir şey değil genel olarak söylüyor hocam. Tüm sistemi kastediyor diğer ülkeler dahil. O ülkede insanlar yüzünden sorun çıkıyorsa suç sistemin değil.

Videoyu yeni izledim, öncesinde videoyu izlemeden konuştum, yanlış söylemlerim olduysa veya konudan saptıysam kusura bakmayın. Anlatılan şey belli zaten, insanların artık sosyal hayatı veya sosyal zevkleri kalmamış. Herkesin tek eğlencesi, çalışıp para kazanıp yeni ürünler satın alarak bundan zevk almak. Aynı Fight Club filmindeki Jack (Edward Norton) gibi. Sadece iş yerinde deliler gibi çalışıyor, yeni ürünler satın alarak mutlu olduğunu zannediyor. Sosyal yaşamdan ve zevklerden o kadar yoksun ki bu zevkleri garip derneklerde arıyor. Animasyonda da bu gösteriliyor, hiç kimse bir birey değil, oradaki hiçbir fare birbiri için bir şey ifade etmiyor. Hepsi sadece birer sayıdan, müşteriden, üyeden ibaret. Sistemin değişmesini isteyenler, benliğin bir şey ifade etmesini isteyenler, insanlar sosyal hayatlarından da zevk alabilsin, mutluluğu reklamlardaki pahalı ürünlerde aramasın (En büyük örneği ülkemizdeki fakir halkın iPhone kuyruklarını uzatmasıdır.). Para için köleleşmesin ve insan gibi bir yaşam sürsün istiyorlar sisteme karşı çıkan kişiler.
 
Şu an dünya üzerindeki"sisteme" kapitalizm deniyor. Bazı arkadaşların komplo teorisi ya da dünyayı yöneten aileler diye dalgaya vurduğu bazı mevzular çok ciddi derinliği ve gerçekliği olan konulardır. Siz iki üç kekodan bu tarz bilgiler dinlediniz diye bu gerçek asla değişmez. Bunun üzerine binlerce kitap film dizi müzik ve sanat eseri yapıldı. Bu sistem de bu arkadaşların sandığı gibi son 100 yılın düzeni değildir. Para bu işin bir ayağıdır. Sistem denilen şey 3 temel ayaktan oluşuyor; PARA - D'i̇n - SİYASET

Bu üç temel sütun sistemi ayakta tutan ve sistemin çarklarını çevirmeyi sağlayan şeydir. Kapitalizm ise her şeyin merkezileşmesi ve tekelde toplanması demektir. İnsan denilen varlığı binlerce yıldır din adı verilen inanç olgularıyla masallar ve mitolojiler ile zaten tamamiyle ellerine aldılar. Din ve inanç temellerinden sonra siyaset kurumu oluşmaya ve oturmaya başladı. Önceden cumhurbaşkanları ve başbakanlar başkanlar aynı zamanda dini liderlerin ta kendisiydi veyahut rahiplerdi.

Din ve siyaset kurumu şekillendikten sonra para ayağı devreye girdi (1971 Bretton Wooods Antlaşması) ile "merkezileşmenin" son ayağı oluştu. Yani tüm bu üç temel ayak tek bir merkezde toplanmış oldu.

Din: Vatikan, Roma
Politika: Washington D.C.
Para: City of London - Hong Kong

Tüm bunları da lobileşmiş olup ellerinde bulunan insan topluluğu ister beğenin ister zırlayın "Sion tarikatı" üyeleri yahudilerdir. Dünyanın en büyük enerji, medya, teknoloji, ilaç-gıda, otomotiv aklına hangi sektör gelirse gelsin tamamı 10-20 şirketin, 3-5 bankanın ve sadece 3 adet yatırım ve fon şirketinin elindedir. Bunların sahipleri de "shareholders"ları bellidir. İnternette sınırsız bilgi vardır ve her şey gözünüzün önündedir. Kim bunlara komplo teorisi ya da gizli saklı işlermiş gibi davranıp anlatıyorsa hiçbir şey bilmiyor demektir. Oturup tüm insanlık, dinler ve para tarihi okuyup araştıran ve bunu multi-disipliner bakıp birkaç dal ile (felsefe, bilim ve istihbarat) konularıyla bütünleştirebilip derlerse mevzuyu çözer. Yok ben uğraşamam özet geç derseniz gidin Matrix'i elli kere izleyin. Matrix film falan değil tam anlamıyla belgeseldir.
 
Arakdaşlar soruyu anlamayan arkadaşlar farklı mesajlar atıyor. Benim sorum para merkezli sistem haricinde nasıl bir öneriniz var?
 
Arakdaşlar soruyu anlamayan arkadaşlar farklı mesajlar atıyor. Benim sorum para merkezli sistem haricinde nasıl bir öneriniz var?
Senin sorunun cevabı belli: Kaynak bazlı ekonomi sistemi. Dünyanın kaynaklarını yenilenebilir ve sürdürebilir kullanmanın binlerce yöntemi var. Şuan bu para merkezli bozuk sistemde, sistemin sahipleri ellerindeki güçten olmamak için ve kârlarını maksimize edemedikleri için yenilenmeye kapalılar. Kenevir yasak değil mi? Kenevirden tişört yapılsa ve sen giysen bunu tekstil alanında 200 sene başına bir şey gelmeden giyersin abartısız. Ama bir şirket ve kar amacı olan bir şirket, sana 200 sene boyunca giyeceğini bir şey satsa o şirketin varlığının amacı kalmaz bitti sen artık müşteri değilsin.

Kaynak bazlı ekonomi sistemi oluşturulursa, bu yapay zeka - robotların iş alanlarına dalması ve temiz enerji bulunması ile insana ihtiyaç kalmayacaktır. Tek sıkıntı nüfus olacak ve azalması gerekecek. Bu fosil yakıt beyinli Wall Street bebelerinin kabul edemediği mevzu ağlasalar da zırlasalar da bu yöne gidiyor. Şuan kendileri çalıp oynasınlar 50 sene sonra hiçbirinin esamesi okunmayacak ve milyar dolarlık servetlerini tuvalet kağıdı olarak kullanacaklar. Yerlerine bu yeni sistemi dizayn eden "babalar" gelecektir.
 
Senin sorunun cevabı belli: Kaynak bazlı ekonomi sistemi. Dünyanın kaynaklarını yenilenebilir ve sürdürebilir kullanmanın binlerce yöntemi var. Şuan bu para merkezli bozuk sistemde, sistemin sahipleri ellerindeki güçten olmamak için ve kârlarını maksimize edemedikleri için yenilenmeye kapalılar. Kenevir yasak değil mi? Kenevirden tişört yapılsa ve sen giysen bunu tekstil alanında 200 sene başına bir şey gelmeden giyersin abartısız. Ama bir şirket ve kar amacı olan bir şirket, sana 200 sene boyunca giyeceğini bir şey satsa o şirketin varlığının amacı kalmaz bitti sen artık müşteri değilsin.

Kaynak bazlı ekonomi sistemi oluşturulursa, bu yapay zeka - robotların iş alanlarına dalması ve temiz enerji bulunması ile insana ihtiyaç kalmayacaktır. Tek sıkıntı nüfus olacak ve azalması gerekecek. Bu fosil yakıt beyinli Wall Street bebelerinin kabul edemediği mevzu ağlasalar da zırlasalar da bu yöne gidiyor. Şuan kendileri çalıp oynasınlar 50 sene sonra hiçbirinin esamesi okunmayacak ve milyar dolarlık servetlerini tuvalet kağıdı olarak kullanacaklar. Yerlerine bu yeni sistemi dizayn eden "babalar" gelecektir.
Güzel yazı teşekkürler.
 
Videoyu yeni izledim, öncesinde videoyu izlemeden konuştum, yanlış söylemlerim olduysa veya konudan saptıysam kusura bakmayın. Anlatılan şey belli zaten, insanların artık sosyal hayatı veya sosyal zevkleri kalmamış. Herkesin tek eğlencesi, çalışıp para kazanıp yeni ürünler satın alarak bundan zevk almak. Aynı Fight Club filmindeki Jack (Edward Norton) gibi. Sadece iş yerinde deliler gibi çalışıyor, yeni ürünler satın alarak mutlu olduğunu zannediyor. Sosyal yaşamdan ve zevklerden o kadar yoksun ki bu zevkleri garip derneklerde arıyor. Animasyonda da bu gösteriliyor, hiç kimse bir birey değil, oradaki hiçbir fare birbiri için bir şey ifade etmiyor. Hepsi sadece birer sayıdan, müşteriden, üyeden ibaret. Sistemin değişmesini isteyenler, benliğin bir şey ifade etmesini isteyenler, insanlar sosyal hayatlarından da zevk alabilsin, mutluluğu reklamlardaki pahalı ürünlerde aramasın (En büyük örneği ülkemizdeki fakir halkın iPhone kuyruklarını uzatmasıdır.). Para için köleleşmesin ve insan gibi bir yaşam sürsün istiyorlar sisteme karşı çıkan kişiler.
Sistemin doğru kullanılması ile zevk sahibi olabilir zaten insanlar. Ama mutsuzluğun kaynağından kastınız kötü/ağır işler ise o işleri mecburen birilerinin yapması lazım. Eğer biri para için köleleşmemek istiyorsa aklını kullanıp para kazanabilir. Sadece fiziksel güçle para kazanılmaz. Yetmez o para. Ama tabi bazılarının aklını kullanmak yerine sistem kötü diye ağlamayı tercih etmesi de komik. Yorumunuz da o pahalı ürünleri satın alan insanların mutlu olduğunu sandığını söylemişsiniz. Eğer böyle ürün alarak mutlu olmuyorlarsa zaten onların ihtiyacı olan mutluluk maddi değil manevi bir şeydir. Hazdır. O hazzı sistem değilde kendi hayatı belirler. Ona bağlı. Bu arada ilk kuralı çiğnediniz.🤡

Şu an dünya üzerindeki"sisteme" kapitalizm deniyor. Bazı arkadaşların komplo teorisi ya da dünyayı yöneten aileler diye dalgaya vurduğu bazı mevzular çok ciddi derinliği ve gerçekliği olan konulardır. Siz iki üç kekodan bu tarz bilgiler dinlediniz diye bu gerçek asla değişmez. Bunun üzerine binlerce kitap film dizi müzik ve sanat eseri yapıldı. Bu sistem de bu arkadaşların sandığı gibi son 100 yılın düzeni değildir. Para bu işin bir ayağıdır. Sistem denilen şey 3 temel ayaktan oluşuyor; PARA - D'i̇n - SİYASET

Bu üç temel sütun sistemi ayakta tutan ve sistemin çarklarını çevirmeyi sağlayan şeydir. Kapitalizm ise her şeyin merkezileşmesi ve tekelde toplanması demektir. İnsan denilen varlığı binlerce yıldır din adı verilen inanç olgularıyla masallar ve mitolojiler ile zaten tamamiyle ellerine aldılar. Din ve inanç temellerinden sonra siyaset kurumu oluşmaya ve oturmaya başladı. Önceden cumhurbaşkanları ve başbakanlar başkanlar aynı zamanda dini liderlerin ta kendisiydi veyahut rahiplerdi.

Din ve siyaset kurumu şekillendikten sonra para ayağı devreye girdi (1971 Bretton Wooods Antlaşması) ile "merkezileşmenin" son ayağı oluştu. Yani tüm bu üç temel ayak tek bir merkezde toplanmış oldu.

Din: Vatikan, Roma
Politika: Washington D.C.
Para: City of London - Hong Kong

Tüm bunları da lobileşmiş olup ellerinde bulunan insan topluluğu ister beğenin ister zırlayın "Sion tarikatı" üyeleri yahudilerdir. Dünyanın en büyük enerji, medya, teknoloji, ilaç-gıda, otomotiv aklına hangi sektör gelirse gelsin tamamı 10-20 şirketin, 3-5 bankanın ve sadece 3 adet yatırım ve fon şirketinin elindedir. Bunların sahipleri de "shareholders"ları bellidir. İnternette sınırsız bilgi vardır ve her şey gözünüzün önündedir. Kim bunlara komplo teorisi ya da gizli saklı işlermiş gibi davranıp anlatıyorsa hiçbir şey bilmiyor demektir. Oturup tüm insanlık, dinler ve para tarihi okuyup araştıran ve bunu multi-disipliner bakıp birkaç dal ile (felsefe, bilim ve istihbarat) konularıyla bütünleştirebilip derlerse mevzuyu çözer. Yok ben uğraşamam özet geç derseniz gidin Matrix'i elli kere izleyin. Matrix film falan değil tam anlamıyla belgeseldir.
Hocam doğru olabilir bu ama benim demek istediğim bazı tembeller kendinin kötü yaşamı olmasını bu bahsettiğiniz gizli örgüte yıkıyor.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı