"Soyut" kavramı yok

Katılım
6 Temmuz 2018
Mesajlar
13.383
Makaleler
20
Çözümler
142
Yer
Nordschleife
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
Herkese selam arkadaşlar. Şahsen "Soyut" kavramının olmadığını düşünüyorum. Bugün soyut olarak değerlendirdiğimiz her türlü şeyin aslında yanlış kategorilendirildiğini kanısındayım. Bu düşüncemi açmadan önce soyut kavramını açmak istiyorum;

Soyutu "varlığı duyu organları algılanamayan, somut karşıtı." olarak, Somutu ise "Doğada belirli olarak var olan, varlığı duyularla algılanabilen, elle tutulup gözle görülebilen." olarak tanımlayabiliriz.

Soyutu anlamadan önce somut kavramını daha fazla açmak istiyorum. Somut herhangi bir şekilde varlığı olan ve anlaşılabilen her şeye denebilir. Beş duyu organımızla algıladıklarımızı soyut olarak nitelendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela evrenin genişlediğini beş duyu organımızla algılayamıyoruz ancak gezegenlerin uzaklıklarına ve bu uzaklıkların değişimine bakınca evrenin genişlediğini görebiliyoruz. Atomu göremiyoruz ancak mikroskop ile bakınca görebiliyoruz. Kendisini göremesek bile etkisini görebiliyoruz. Bu anlattıklarımı toplayacak soyutu şu şekilde tanımlamayı uygun olarak görüyorum; Etkisi dolaylı veya doğrudan gözlemlenebilen her şey soyuttur.

Şimdi ise neden soyut kavramının olmadığını ve soyut kavramına hiçbir şeyin gösterilemeyeceğini açıklayacağım.

Bir şeye soyut diyebilmek için onun etkilerinin doğrudan veya dolaylı olarak algılananaması gerekir. Yani beş duyu organıyla algılanamayacak, cihazla veya ne ile olursa olsun etkisi ölçülemeyecek. Kısaca somut dünyada hiçbir varlığı bulunmayacak.

Ancak bugün soyut olarak adlandırdığımız her şeyi somut olarak açıklamak mümkün. Düşünceyi soyut olarak tanımlarız ancak düşüncenin beyindeki hücrelerdeki elektronların hareketi olduğunu biliyoruz. Rüya, duygular ve diğer birçok soyut kavram da beyindeki sinaps hücreleri üzerinde akan elektronların hareketinden kaynaklanıyor. Az önce bahsettiğim düşünceyi, rüyayı ve duyguları soyut olarak nitelendiştik, duyu organlarıyla algılayamıyoruz bu kavramları ancak etkilerini dışarıdan araçlarla gözlemleyebiliyoruz.

Diğer soyut kavramlara da uyguladığımızda soyut olan her şeyin somut dünya içinde bir karşılığı olduğunu fark edebiliyoruz. Günlük hayatta başkalarının ve kendim soyut kavramlara açıklama getirmeye çalışınca duyduğum ve aklımdaki tüm soyut kavramlara somut karşılıklar bulabildim. Bugüne kadar karşılık getiremediğim bir şey olmadı.

Siz ne düşünüyorsunuz? Hayatlarımızda önemli yer eden bu iki kavramı tartışmak isterim.
 
Son düzenleme:
Aslında dediğiniz gibi soyut dediğimiz şeyler aslında yok. Biz sadece somut şeylere benzetiyoruz ve bunu doğru olarak tanımlamamız ise imkansız. Örneğin melekler soyut dersek çoğu insan melekleri somutlaştırıp kanatlı uçan şeyler düşünür ancak aslında böyle bir şey yoktur varsa bile algı sınırımızın dışında kalır.
 
Bu konuya güzel bir bakış açısı ile yaklaşmışsın. Duyguları direkt algılamak yerine beyindeki aktiviteleri ölçerek fark edebiliriz demişsin. Bu kısım doğru lakin duygunun kendisini nasıl fark edebiliriz?
Evren genişliyor ve biz bunu fark edemiyoruz. Bunun gibi yüzlerce olay var. Örneğin dünya'nın evrendeki yolculuğu veya kendi etrafında dönmesi gibi. Bence bu tarz örneklemeler soyut dediğimiz kavramı çürütmek için yetmiyor. (Ya da yetiyor.)

Şu şekil düşünsek; sevgi duygusunu verisel olarak ölçebiliriz lakin onu hissedebilir miyiz? Bir robota göre sevgi nedir? Veriler datası bir şey ifade etmek için yeter mi?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Herkese selam arkadaşlar. Şahsen "Soyut" kavramının olmadığını düşünüyorum. Bugün soyut olarak değerlendirdiğimiz her türlü şeyin aslında yanlış kategorilendirildiğini kanısındayım. Bu düşüncemi açmadan önce soyut kavramını açmak istiyorum;

Soyutu "varlığı duyu organları algılanamayan, somut karşıtı." olarak, Somutu ise "Doğada belirli olarak var olan, varlığı duyularla algılanabilen, elle tutulup gözle görülebilen." olarak tanımlayabiliriz.

Soyutu anlamadan önce somut kavramını daha fazla açmak istiyorum. Somut herhangi bir şekilde varlığı olan ve anlaşılabilen her şeye denebilir. Beş duyu organımızla algıladıklarımızı soyut olarak nitelendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela evrenin genişlediğini beş duyu organımızla algılayamıyoruz ancak gezegenlerin uzaklıklarına ve bu uzaklıkların değişimine bakınca evrenin genişlediğini görebiliyoruz. Atomu göremiyoruz ancak mikroskop ile bakınca görebiliyoruz. Kendisini göremesek bile etkisini görebiliyoruz. Bu anlattıklarımı toplayacak soyutu şu şekilde tanımlamayı uygun olarak görüyorum; Etkisi dolaylı veya doğrudan gözlemlenebilen her şey soyuttur.

Şimdi ise neden soyut kavramının olmadığını ve soyut kavramına hiçbir şeyin gösterilemeyeceğini açıklayacağım.

Bir şeye soyut diyebilmek için onun etkilerinin doğrudan veya dolaylı olarak algılananaması gerekir. Yani beş duyu organıyla algılanamayacak, cihazla veya ne ile olursa olsun etkisi ölçülemeyecek. Kısaca somut dünyada hiçbir varlığı bulunmayacak.

Ancak bugün soyut olarak adlandırdığımız her şeyi somut olarak açıklamak mümkün. Düşünceyi soyut olarak tanımlarız ancak düşüncenin beyindeki hücrelerdeki elektronların hareketi olduğunu biliyoruz. Rüya, duygular ve diğer birçok soyut kavram da beyindeki sinaps hücreleri üzerinde akan elektronların hareketinden kaynaklanıyor. Az önce bahsettiğim düşünceyi, rüyayı ve duyguları soyut olarak nitelendiştik, duyu organlarıyla algılayamıyoruz bu kavramları ancak etkilerini dışarıdan araçlarla gözlemleyebiliyoruz.

Diğer soyut kavramlara da uyguladığımızda soyut olan her şeyin somut dünya içinde bir karşılığı olduğunu fark edebiliyoruz. Günlük hayatta başkalarının ve kendim soyut kavramlara açıklama getirmeye çalışınca duyduğum ve aklımdaki tüm soyut kavramlara somut karşılıklar bulabildim. Bugüne kadar karşılık getiremediğim bir şey olmadı.

Siz ne düşünüyorsunuz? Hayatlarımızda önemli yer eden bu iki kavramı tartışmak isterim.
Manevi şeyleri somut olarak açıklayabilir misin? Gerçekten soruyorum.
 
Bu konuya güzel bir bakış açısı ile yaklaşmışsın. Duyguları direkt algılamak yerine beyindeki aktiviteleri ölçerek fark edebiliriz demişsin. Bu kısım doğru lakin duygunun kendisini nasıl fark edebiliriz?
Duygunun kendisi zaten beyindeki sinapsların içinde akışı duygunun kendisi.
Evren genişliyor ve biz bunu fark edemiyoruz. Bunun gibi yüzlerce olay var. Örneğin Dünya'nın evrendeki yolculuğu veya kendi etrafında dönmesi gibi. Bence bu tarz örneklemeler soyut dediğimiz kavramı çürütmek için yetmiyor.
Evrenin genişlediğini biliyoruz, uzaydaki her cismin birbiri ile etkileşimde olduğu ve her şeyin döndüğünü de biliyoruz. Doğrudan beş duyu organıyla ele alamıyoruz ancak etkilerini ölçebiliyoruz veya gözlemleyebiliyoruz.
Şu şekil düşünsek; sevgi duygusunu verisel olarak ölçebiliriz. Lakin onu hissedebilir miyiz? Bir robota göre sevgi nedir? Veriler datası bir şey ifade etmek için yeter mi?
Hissetmekte sinirlerden beyne ulaşan elektron hareketi. Daha doğrusu beyin ve duyuların hepsi bunun üzerine kurulu. Üzerine anlamlar yükleniyor ancak olan tüm şey elektronların hareketinden ibaret. Veriler bir şeyleri açıklamak için yeterli, daha fazla veri ise daha fazla açıklama demek.
Manevi şeyleri somut olarak açıklayabilir misin? Gerçekten soruyorum.
Neyi "manevi" olarak nitelendirirsin?
 
Duygunun kendisi zaten beyindeki sinapsların içinde akışı duygunun kendisi.

Evrenin genişlediğini biliyoruz, uzaydaki her cismin birbiri ile etkileşimde olduğu ve her şeyin döndüğünü de biliyoruz. Doğrudan beş duyu organıyla ele alamıyoruz ancak etkilerini ölçebiliyoruz veya gözlemleyebiliyoruz.

Hissetmekte sinirlerden beyne ulaşan elektron hareketi. Daha doğrusu beyin ve duyuların hepsi bunun üzerine kurulu. Üzerine anlamlar yükleniyor ancak olan tüm şey elektronların hareketinden ibaret. Veriler bir şeyleri açıklamak için yeterli, daha fazla veri ise daha fazla açıklama demek.

Neyi "manevi" olarak nitelendirirsin?

Mesela; Din konusu olabilir. Aşk olabilir. Bence senin kaçırdığın nokta şu; Aşkı birine gösterebiliriz diye düşünüyorsun galiba ama sen yine de o "aşk" duygusunu göremiyorsun veya bilmiyorsun. Sadece dışavurumu görüyorsun.
 
Mesela; Din konusu olabilir. Aşk olabilir. Bence senin kaçırdığın nokta şu; Aşkı birine gösterebiliriz diye düşünüyorsun galiba ama sen yine de o "aşk" duygusunu göremiyorsun veya bilmiyorsun. Sadece dışavurumu görüyorsun.
Acaba kendisini dışavurum olarak görüyor olabilir miyiz?
 
Farklı bir bakış açısı, beğendim.

Somut kelimesinin tanımını yapmışsınız, soyut kelimesinin tanımı ise somutun zıt anlamlısı oluyor ancak soyut diye tabir ettiğimiz şeylerin varlığı olmamasına karşın zihinimizde çağrışımlar yapan, nesne yerine geçen kategorize ettiğimiz bir şey oluyor.

Melek, tanrı veya aşk diye hitap ettiğimiz şeylerin varlığı yoktur ancak yaşantımız boyunca maruz kaldığımız tüketici içeriklerinden dolayı imgeler ile zihnimizde çağrışımlarda bulunurlar.

Neyse ben yazmaya üşeniyorum, benden bu kadar.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı