Bence bu durum Türk aile ve toplum yapısının bir meyvesidir. Belki de değildir bilemiyorum ama fikrimizi sormuşsun ben de kendiminkini belirteyim.
Yetişirken ebeveynleri tarafından çok sıkı yetiştirilen birey, sürekli sanki bir topluluğun parçası olmak zorundaymış gibi hissedip böyle bir eğilim gösterebilir. Tekil olmak onun tanımlayamadığı bir şey olur çünkü.
Özellikle okul çağına gelince siz verimli bir çocukluk geçirseniz bile yanlış yetiştirilmiş çocuklar tarafından okul ortamında siz farkında bile olmadan bu olay beyninize arkadaş ortamına entegre olma çabası olarak yerleşebilir. Yani demek istediğim bence bu çocukken, ergenken kazanılan içgüdü tarzı bir şey. Ben de ortaokulda tıpkı sizin anlattığınız gibi toplulukta kabul görmek için bazı şeyleri kontrolüm dışı desteklediğimi hatırlıyorum ama bu durum lise de azalarak kayboldu. Burada önemli olan her bireyin özellikle 8-16 yaş aralığında kendine güveni olan ve özgür biri olarak yetiştirilebilmesidir bence.
Türk toplumunda ebeveynler farkında olmadan annelik-babalık içgüdüsüyle çocuğunu çok sıkı yetiştiriyor, ve genelde çocukların fikri ya hiç dinlenmiyor ya da önemsenmiyor. Çocukken fikirleri önemsenmeyen bireyin zihni de ileride kendi fikri yerine başkalarınınkini direkt kendininki gibi kabul etmeyi tercih ederse bence buna şaşırmak saçma olur.