Mustafa Kemal, notlarında son Osmanlı padişahı Vahdettin'i şöyle tanımlıyor:
"Osmanoğulları'nın otuz altıncı ve sonuncu padişahı Vahdettin'in saltanatı döneminde millet en derin esaret çukurunun önüne getiriliyor. Binlerce yıldan beri bağımsızlık kavramının seçkin örneği olan Türk milleti, bir tekme ile bu çukurun içine yuvarlanmak isteniyor. Fakat bu tekmeyi vurdurmak için bilinçsiz bir hain gerekliydi. Nasıl ki yasal olarak ölüm cezasına çarptırılanların bile ipini çekmek için duygularından arınmış bir yaratık aranır. Ölüm kararını verenlerin böyle aşağılık bir araca ihtiyaçları vardır. O kim olabilirdi? Ne yazık ki bu milletin hükümdar, sultan, padişah, halife diye başında bulundurduğu Vahdettin… O, bu davranışıyla kendini öldürdü."
------------------------------------------------------------------------------------------------
Hamdullah Suphi Tanrıöver’in anlattığına göre, Paşa haberi işitince; “VAH VAH! ALLAH RAHMET EYLESİN. BİR TARİH KAPANDI. KİM İSTERDİ Kİ BÖYLE OLMASINI. ÇOK NAMUSLU BİR ADAM ÖLDÜ... İSTESEYDİ TOPKAPI SARAYI’NIN BÜTÜN HAZİNESİNİ GÖTÜRÜR VE ÖYLE BİR ORDU KURUP, GERİ DÖNERDİ Kİ...”