Bizim millet kadar gazla çalışan bol keseden konuşan başka bir millet yoktur heralde. Çocuk - gerçekten ergenlik döneminde bir çocuk olduğunu düşünüyorum- kalkmış yazmış ki gelirlerse gelsinler hatta gelmeleri daha iyi olur Şam'a kadar alırız. Bu çocuk hayatında muhtemelen ne silah kullanmış ne ölen birini görmüş ne de askerlik denen şeyi yaşamış. Oyundaki gibi tuşlarla kontrol edilen gayet basit hatta eğlenceli bir şey olduğunu düşünüyor savaşmanın. Ki o askerlerin yerinde olsa 1 günden fazla dayanamayacaktır.
Haklı sebeplerimiz varsa bedel ödeyerek de olsa hakkımızı almaya lafım yok. Ama tuzu kuru bir şekilde oraya da gireriz şunu da vururuz bunu da keseriz diyenleri görünce sinirlerime hakim olamıyorum.
Olay ilk olarak yaşla alakalı. Yaşı ilerleyip yaşamın ve ölümün ne olduğunu anladığında, çevresindekiler genç veya yaşlı, şu veya bu sebeple öldüğünde, cenazelere gittiğinde eğer bu yaşını ve hayat tecrübesini entelektüel birikimle desteklerse muhtemelen onlarda savaş karşıtı olacaklardır. Ha sadece ve sadece yaşla olgunlaşmak tabi mümkün değil ama empati vicdan vb. gibi temel insani hislerinde belirli bir yaştan sonra ancak tam olarak geliştiği bilimsel bir gerçek.
İkinci dünya savaşı yıllarını hatırlayan yaşlı akrabalar, insanlarla konuştum. Bu insanlar İstanbulluydu (ruhları şad olsun şuan yaşamıyorlar) ve biz savaşa girmediğimiz halde olan karartmaları, uçak seslerini vs.li anlattılar. Savaşta olmadığımız halde bile travma yaşamış insanlar.
Benim anlamadığım bilgisayar oyunlarına bakıyorum-oynuyorum. Savaş oyunlarının hemen hepsinde bir savaş karşıtlığı, anti militarizm sözleri falan var. Oyunu oynayan gençler bunları görmüyor, oyunun bahsettiği gerçekleri görmüyor ama çatışmaya savaşa özenebiliyor. Umarım gerçek hayatta oyun gibi vurulup öldüklerinde 30 saniye sonra "spawn" olacaklarını sanmıyorlardır. Zira olmuyorsunuz. Savaşta veya herhangi bir şekilde öldüğünüzde poponuza pamuk tıkıp gömüyorlar, sevdikleriniz arkanızdan ağlarken siz ise artık "varolmuyorsunuz". Yoksunuz.
Son olarak saçma sapan 20.YY dan kalma insanları yönlendirmek için uydurulmuş kavramların arkasından gidipte boş yere ölmeyin. Kurşun yiyeceksiniz kendiniz ve aileniz için olsun. Devletler için, siyaset için değil. "Filler tepişir çimenler ezilir" unutmayın...
Ayrıca imzamdaki muhteşem sözü burda da paylaşayım Türkçesini;
"Dünyanın dört bir tarafındaki askeri mezarlıklar tanrının yanlarında olduğuna inandırılmış, beyni yıkanmış ölü askerlerle doludur." George Carlin