Öncelikle ben 20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim arkadaşlar. Yani altta anlattığım takıntılar lise eğitmi bitirmiş olduğum halde bende bulunuyor.
Lütfen eğer garip ve sizin hayatınızı zorlaştıran bir takıntınız varsa benimle paylaşabilir misiniz?
Kimsem yok, sorunumun benzerlerini başkalarının da yaşadığını görünce morali biraz stabilleşen biriyim.
Benim takıntılarımın tam bir alanı yok, her şey olabiliyor. Beynim bazı kötü olasılıkları düşünüp varmış gibi kabul edebiliyor. Mesela kimseden sonra veya önce tuvalete gidemiyorum, o kadar iğreniyorum ki biri gittikten yarım saat sonra gidince bile etrafa tutarken tereddüt ediyorum.
Bazen yüz felci geçirdiğime inanıyorum, ortada bir şey olmadığı halde beynim bunu olmuş gibi kabul ediyor. Sürekli aynaya bakıp kontrol ediyor ama yine de sakinleşemiyorum.
Geçmişte birkaç kere umumi yani halka açık tuvalet kullanmışlığım oldu zorunluluktan, bu aklıma geldiğinde bazen beynim o tuvaletlerden birinden aids benzeri hastalıkların bana bulaştığına inanıyor. Ciddi anlamda o an hastalığı taşıdığıma inandırıyorum kendimi ve kaygım tavan yapıyor.
Bazen evimde bulunan malzemelerden yemek yaptığımda acaba bu karıştırdığım şeylerden herhangi ikisi birlikte toksik bir madde haline gelip beni zehirler mi diye düşündüğüm oluyor.
Özellikle uyumadan önce kalbimin sesini dinlerken durma ihtimalini düşünerek stres oluyorum. Korkumun odaklı olduğu kısım ölüm değil genelde sakat kalma, felçli kalma oluyor.
Sanırım bu kadarı durumumu size aktarmaya yetmiştir.
Sizin böyle kimseye anlatamadığınız ve hayatınızı negatif etkileyen takıntınız var mı?
So takıntılar devam ederse çok yaşamazsın. Psikolog bulacaksın. Tedaviye başlayacak. Sana ilaç yazacak, seni dinleyecek, sana yardımcı olacak ve yol gösterecek. Bu sayede tüm takıntılarından kurtulacaksın.
Yukarıda yaşamazsın derken ciddi anlamda söyledim. Bu kadar kendine sıkıntı verirsen, her şeyi takıntı haline getirirsen, her şeyi sıkıntı haline getirirsen yani mutsuz olursan kanser olur ölürsün. 20 yaşında bunları aşamazsan bir 5-6 sene sonra her şey çok geç olur. Psikoloğa mutlaka görün.
Gerçekten mi? Kendi aşması, göz ardı etmeye çalışması daha etkili olmaz mı birinin demesine göre? Psikolog ile konuşmakta fayda var elbette, hatta Sosyal'de cevap aramaktan daha iyi ama biraz fazla abartmadınız mı? Bu tarz kuşkular az/orta her insanda yok mu? Soru soruyorum bu arada, art niyetli cümle kurmuyorum yanlış anlaşılmak istemem.O takıntılar devam ederse çok yaşamazsın. Psikolog bulacaksın. Tedaviye başlayacak. Sana ilaç yazacak, seni dinleyecek, sana yardımcı olacak ve yol gösterecek. Bu sayede tüm takıntılarından kurtulacaksın.
Yukarıda yaşamazsın derken ciddi anlamda söyledim. Bu kadar kendine sıkıntı verirsen, her şeyi takıntı haline getirirsen, her şeyi sıkıntı haline getirirsen yani mutsuz olursan kanser olur ölürsün. 20 yaşında bunları aşamazsan 5-6 sene sonra her şey için çok geç olur. Psikoloğa mutlaka görün.
Nylons külotlu çorap takıntısı mı acaba?Önceden bir şok geçirmiş olmanız olası. Korku, felç, kendinizle ilgili endişe duymanız kısmen Agorafobia'yı anımsattı. Tuvalet konusu hijyen ve titizlik, normaldir. Bende de nylons takıntısı var.
Nylons külotlu çorap takıntısı mı acaba?
Bu tür takıntılar biraz daha farklı bence, benim bahsettiklerim kafa bozan cinsten. Bende de büyük el takıntısı var mesela, onu pek kafaya takmam. Bir erkekle konuşmaya başladığımda ilk ellerinin büyük olup olmadığına bakarım, bundan kimseye bahsetmedim çünkü biraz garip gibi evet ama bence toplum yüzünden garip bulunuyor. Yani yakın kız arkadaşlarım maddi duruma ve görünüşe ne kadar dikkat ediyorsa onun 10 katı kadar el büyüklüğüne dikkat ediyorum desem yalan olmaz.
Sizde de mi var el takıntısı? Benim çevremde biraz var ama benimki gibi değil çoğunluğu. El takıntım var diyenlerin çoğunluğu elin güzelliğine, tırnak biçimine filan bakıyor ve sürekli her ortamda rahatça belirtiyorlar. Bence asıl takıntı benimkisi ve ben bahsedemiyorum bile çekindiğimden.Evet crotchless, tokalaşırken dikkat ediyorum, eli küçük vs. diye içimden geçiriyorum.