Tanrının bilgi çelişkisi

Buradaki videoyu izlerseniz sabredip, belki biraz fikriniz değişebilir. Biraz sabredin 2 saatten zarar gelmez isterseniz ilerletin merak ettiğiniz kısımda durun dinleyin, yine de bir izleyin derim.

Buradan da farklı bir konu için yazıyorum, 34.dk'sından sonrasını izlerseniz bu meal ve tefsir arasındaki farkı anlarsınız. Kur'an'ın çevirisini okudum bence saçma diyenler için.
 
Tanrının karıncaları, tanrının oyunu, tanrının zevk alması. Tanrı bir mantıklı canlı olsaydı eğer, cehenneme gideceğini bildiği kişilikleri yaratmazdı bile.
Onu geçtim, insanların kendi kendine var olmanın saçma olduğunu bildiği halde neden böyle bir şey söyler ki? Hep var olmak insan bilincine göre saçmadır. Tamam, her şeyin yaratıcısı olması için elbet en başta var olması, hep olması gerek. Lakin insan düşünce yapısına göre hep var olmak saçmadır. Bunun mantığını okuyamaz, okuyamadığı için de reddeder.

O yüzden ben bu konuya parmak basıyorum. Bambaşka bir gerçeklikten, mekansal çizimini bile bilmediğimiz, yaparsak saçmalıyacağımız bir gerçeklik burayı yarattı. Belki ötelerin de ötesidir, farklı gerçekliklerin de ötesidir. Sonsuz gerçekliği yaratan sonsuz bir gerçekliktir.
Lakin o gerçeklikte yaratılış fikri saçmadır, bu fikrin neden saçma olduğunun da cevabı vardır. Orayı dünya zekasıyla resmetmek bile imkansızdır. Çünkü en başı bilmeye çalışmak imkansıza yakındır.

Orası gerçeğin kendisidir, yani bizlerin atası, anasıdır. O yüzden oranın böyle kitaplar yolluyacağını hiç sanmıyorum.

Şunu da söylemek istiyorum; Sizlerin inanmak isteyişinize saygım sonsuz, lakin inanmaya çalıştığın şeyin yanlış olduğunu düşünüyorum, karşı çıkmak zorundayım. Bu yanlışlığı yaymanızı istemiyorum. Bu konuda beyin fırtınası yapalım ve birbirimizi öldürmeden, yaralamadan düşüncelerimiz kılıçlaşsın..

Ancak Muhammed, insan tanrınının sevdiği, onu çok sevdiği bir insan olabilir.
 
Olay burda saçma bir hale geliyor zaten neredeyse her dinde Tanrı sonsuz iyi düşüncelerden oluşuyor hep en kudretli özellikleri barındırıyor ama sonsuz bilgiye ve ilme sahip olduğu konusuna gelince Tanrı insanı yarattığında ben bu varlığa seçme hakkı veriyorum ama yanlış yolu seçip ölümünden sonra işkence göreceğini biliyorum ama yinede işkence etmek için yaratıyorum olmuş oluyor
 

Yanlış yolu seçeceğini bildiklerini yaratmadığı takdirde herkes iyi yolu seçenlerden meydana gelse seçim olayının mantığı daha saçma bir hale gelmez mi? İnsan yanlış yolu seçtiği zaman neden bunun suçlusu tanrı olsun ki?
 
Burda bahsettiğim konu seçim yolunun mantığı değil demek istediğim Tanrı halihazırda seçim hakkı veriyor bile olsa işkence edeceğini bildiği insanlar yaratıyor yani bir bakıma sırf işkence etmek için insan yaratıyor
 

İşkence eden tanrı değil bunu seçen insanların kendisi oluyor.
 

Aylar önce açılmış bir konu olsa da bu durumu ben de çok düşünmüştüm.
Araştırdığım ve hatırladığım kadarı ile İslam’a göre durum şu şekilde ilerliyor.

Tanrı bu kadar güçlü, sonsuz ve yarattığı her şeyin geçmişini ve geleceğini biliyor, insanları imtihana sokma gereksinimi duyuyor, bu kadar güçlü ve sonsuz olarak nitelendirilen Tanrı, neden bunlara gereksinim duyuyor?

Çok güçlü olduğunuzu ve her şeye sahip olduğunuzu, her şeyi yapmaya imkânınız olduğunu düşünün.
Böyle bir güce sahipsiniz fakat bu gücü gösterebileceğiniz, kendinize itaat ettirebileceğiniz ve gücünüzü açıklayabileceğiniz hiçbir nesne ya da varlık yok.
İşte bu sorunun karşılığı burada yatıyor.
Tanrı olarak nitelendirilen bu şey, insanlara kendisini tanıması için bir fırsat sunuyor.
İnsanların imtihana girmelerini, Tanrı’nın istediği kurallara uymayı ve bunun karşılığını alacaklarını belirtiyor.
Kurallara uyuyorsanız büyük ödüller aksini yapıyorsanız ise büyük cezaların olduğunu, kendisinin mutlak ve sonsuz olduğunu belirtiyor.

Eğer bu olaya mantıklı şekilde bakarsanız aklınıza yatacağını düşünüyorum.
Düşünsenize, sonsuz güce sahipsiniz ve her şey elinizin altında ama bu gücü ve sonsuzluğu gösterebileceğiniz hiçbir nesne ya da varlık yok.
 
İşkence eden tanrı değil bunu seçen insanların kendisi oluyor.

Ama hangi yolu seçeceğimizi biz daha dünyaya gelmeden biliyor yani eninde sonunda işkence edeceğini bilerek yaratıyor varlığı.
Bu durumda Tanrıya insani duygular yüklemiş oluyorsun ayrıca burada asıl değinmemiz gereken konu Tanrının bize bir seçim şansı sunması değil zaten biz daha bu seçimleri yapmadan hangi yolu seçeceğimizi bilmesi ve kötü yolu seçen varlıkları işkence için yaratmış olması bu durumda elimizde 2 seçenek kalıyor
1-)Tanrı sonsuz güce ve bilgeliğe sahip değil ki bu bütün semavi dinlerde aksi şekilde öğretiliyor
2-)Yine semavi dinlerin öğretilerine ters düşecek şekilde Tanrı sadece en iyi düşüncelerden oluşmuyor sadist bir yanı var ki bu iki seçenekte çok mantıksız şahsen ben din yolunun mantık yolundan en uzak yol olduğunu düşünüyorum
 
Ama hangi yolu seçeceğimizi biz daha dünyaya gelmeden biliyor yani eninde sonunda işkence edeceğini bilerek yaratıyor varlığı.

İşkence eden o olmuyor, insan kendisi seçiyor bu yolu. Yaratıcının bilip bilmemesi bir şeyi değiştirmiyor.
 
Buna "insan aklı" diyoruz. Bu sorunun tam cevabını hiçbir zaman bulamayız çünkü İslam'a göre ilmimiz, mantığımız ve düşünme kabiliyetimiz sınırlı. Bu nedenle de dünyevi olarak düşünebiliyoruz sadece. Bu düşünceler de belirli bir sınırı geçemiyor. Sınırı geçmeyi çok zorlayanlar da deliriyor. Birçok bilim insanı var bu şekilde delirmiş. O yüzden şu an tam bir cevap almak değil, dünyevi düşüncemizi tatmin edecek bir cevap almak bizim için yeterli olacaktır diye düşünüyorum. Tabii sizin kararınız.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…