YUSER
Hectopat
Daha fazla
- Sistem Özellikleri
- RTX 4050 8GB İntel i5 12500H 16GB DD4 RAM
- Cinsiyet
- Erkek
The Last of Us part ı – hikâyesi ve karakterleriyle kısa inceleme
The Last of Us part I, aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ “iyi ki oynamışım” dedirten oyunlardan biri. Grafik falan bir yana, bu oyunu asıl özel yapan şey hikâyesi ve karakterleri.
Kısa Hikaye Özeti (spoilersız)
Oyun, dünyayı mahveden bir salgın sonrası geçiyor. İnsanlık neredeyse bitmiş, kalanlar da ya enfektelerle ya da birbirleriyle uğraşıyor. Joel adlı karakterimiz, ellie isimli genç bir kızı bir noktadan başka bir noktaya götürmekle görevlendiriliyor. Başta tamamen görev gibi görünen bu yolculuk, ilerledikçe çok daha kişisel ve duygusal bir hale geliyor. Hikâye klasik “kıyamet sonrası” temasını alıp çok daha insani bir yere taşıyor.
Karakterler
Joel ve ellie bu oyunun bel kemiği. Joel'in geçmişi, yaşadıkları ve hayata bakışı çok gerçekçi hissettiriyor. Ellie ise sadece “yan karakter” değil; oyunun ruhu resmen. Diyaloglar yapay durmuyor, karakterlerin tepkileri doğal. Yan karakterler bile kısa süre görünmelerine rağmen iz bırakıyor.
Hikaye Anlatımı
Oyunda her şey bağırarak anlatılmıyor. Çevrede gördüğünüz küçük detaylar, diyalog araları, sessizlikler bile hikâyenin bir parçası. Final kısmı ise hâlâ oyun dünyasının en çok tartışılan finallerinden biri. Bitince ekrana bakıp “ben ne izledim şimdi” dedirtiyor.
Artıları
- Hikâye çok güçlü, duygusal olarak bağlıyor.
- Karakterler aşırı iyi yazılmış.
- Atmosfer sürekli içine çekiyor.
- Joel ve ellie ilişkisi çok gerçekçi.
- Hikâye çok güçlü, basit ama aşırı etkili.
Eksileri
- Daha önce oynadıysan sürpriz etkisi azalıyor.
- Oynanış bir yerden sonra çok şaşırtmıyor.
- Bazı bölümler yavaş gelebilir.
- Bazı bölümler tempoyu düşürüyor.
- Hikâye o kadar ağır ki herkese hitap etmeyebilir.
Genel Yorum
Oyunu bitirdikten sonra garip bir boşluğa düştüm. Böyle hüzünlü falan değil ama içimde bir ağırlık kaldı. Menü ekranında müzik çalarken ekrana bakıp birkaç dakika bekledim, kapatasım gelmedi. Hikâye bitti ama kafamda bitmedi.
Joel'in kararından sonra oyun “tamam bitti” deyip seni bırakıyor. Ne rahatlatıyor ne de doğru-yanlış net bir şey söylüyor. Ellie'nin Joel'e bakışı, yalanı sezdiğini hissettirmesi… o sahne insanın içini kemiriyor. O yüzden bence bu oyun bittikten sonra boşluk bırakıyor. Çünkü mutlu bir kapanış yok, net bir cevap yok.
Ellie ile geçirilen onca saatten sonra bir anda her şeyin kesilmesi de etkiliyor. O yolculuk boyunca karakterlerle bağ kuruyorsun, sonra oyun bitiyor ve sen orada kalıyorsun. Sanki uzun bir dizi izleyip finalde “tamam” deyip kapatmışlar gibi.
Benim için en vurucu şey, Joel'e kızamamak oldu. Objektif bakınca yanlış bir şey yaptı ama oynarken “insanlığı kurtarsaydı” diyemiyorsun. O noktada oyun seni Joel'le aynı yere koyuyor. Belki de o boşluk hissi buradan geliyor.
Okuyan, yorum yapan herkese teşekkür ederim. Siz oyunu bitirdikten sonra ne hissettiniz, merak ediyorum.