AsjasFıdas1000
Hectopat
- Katılım
- 14 Mayıs 2017
- Mesajlar
- 886
- Çözümler
- 4
Evet, Türkiye'nin gelişimi, eğitim sistemi ve üniversiteler üzerine düşüyoruz.
Şimdi üniversitelerin aşağı yukarı ne halde olduğunu hepimiz tahmin edebiliyoruz. Fakat bu konunun üzerine çok düşüldüğünü görünce ve bir de profesörlerin, bilim adamlarının vesaire çok eleştirdiği bir konu olunca insan ister istemez olayın ciddiyetini daha çok kavrayabiliyor. Bundan dolayı üniversitelerin durumu hakkında sizle konuşmak istedim.
Celal Şengör ve İlber Ortaylı hocalarımızın bu konu hakkındaki yorumlarını değerlendirmenizi de rica ediyorum.
Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek adlı programın 18 haziran konuğu İlber Ortaylı ve Celal Şengör idi.
Program 2 saat 20 dakika sürdü ve bu uzun süre boyunca eğitime ve işsizlik üzerine çok yoğunlaştılar.
Çok çarpıcı, aydınlatıcı cümleler kurdular ve bunları size aktarmak istiyorum.
"Türkiye'de üniversiteye gitmek 4 yıl vakit kaybıdır." dediler. Tıp fakültelerinin bittiğini, yakında bir iğne bile vuramayacak doktorların olacağını söylediler. 4 yıl vakit kaybına çok katılmasam bile yakında bir iğnenin bile vurulamayacağını ben de düşünüyorum ve "Görünen köy kılavuz istemez." sözünü hatırlatmak istiyorum.
Herkesin üniversitelere giremeyeceğini, bu işin zor olduğunu ve emek istediğini belirttiler. Zor ve emek isteyen bir işi de herkesin yapamayacağını ben de düşünsem de hocalarıma bu söz hakkında da kısmen katılıyorum.
Öte yandan 500 tane üniversite yapmak yerine az sayıda üniversite yapılması gerektiğini savundular. Türkiye'ye bakıyorsun üniversite yok, dediler. Türkiye denilince, üniversitelerimiz denilince akla üniversite ismi gelmediği söylediler yani. Oxford Üniversitesi gibi üniversiteler üzerinden örnekler verdiler ve birkaç üniversite daha saydılar. Az yapacaksın, doğru yapacaksın, fikrini savundular. Ki gerçekten Türkiye'de üniversite deyince insanın aklına üniversite ismi gelmiyor. Akılda kalıcı, başarılı, bilime açık üniversitelerin yapılması gerektiğini belirttiler.
Bu sözleri hakkında ben de az ama işlevi olan üniversiteler yapılması gerektiğini düşünüyor ve bu sözlerine sonuna kadar katılıyorum. Az para ile yarım yamalak üniversite yapıp, hiçbir başarı elde edilemeyeceğine, az para ile az üniversite yapıp, çok daha fazla etkili olacağını ve başarı elde edileceğini düşünüyorum.
Yani milyarlarca insan sadece bu birkaç seçkin üniversitelere girmenin hayalini kuruyor ve hayal edilen üniversitelerden birisi de bizim üniversitemiz olabilir, demek isteniliyor. Kim bilir belki insanlığı çok ileriye götürecek bir icatı da bizim ülkemiz yapacak, belli olmaz.
"Az üniversite yapmak" ve "Herkesin üniversiteye girememesi." fikirleri çok ciddi fikirler olduğu için sizlerin bu yorumlar hakkında düşüncelerinizi almak istedim.
NOT: Amacım üniversiteye gitmeyin, eğitim sistemi berbat, bizim suçumuz yok, demek değil. Çünkü insana en büyük zararı verebilecek ve onu en büyük şekilde geliştirecek kişi her zaman kişinin kendisidir. Yani dediğim gibi amacım üniversiteye gitmeyin demek değil. Zaten eğitim sisteminin ne hale gelebileceği belli değil. Sen okulunu bitirirsin şu anlık hiçbir şey olamazsan bile bir süre sonra birtakım değişiklikler sonucu "Köşeyi dönebilirsin." ya da yabancı bir ülkeye gidip, orada eğitimini sürdürebilirsin, diyeyim.
Ayriyeten buluş yapabiliriz, bir şeyler icat edebiliriz dedim ancak bunu deyince sanki bu işlerle hiç ilgilenmiyormuşuz gibi bir izlenim yaratmış olabilirim. Elbette bizim ülkemiz de bu işlerle ilgileniyor. Ancak dediğim gibi okuyan herkesi yabancı ülkelere kaptırıyoruz. Çünkü Türkiye'de imkan çok fazla yok ve pek fazla değer verilmediğini görebiliyoruz. İnsanlar bu yüzden gelişmiş ülkelerin, gelişmiş üniversitelerini tercih ediyor ve bu yüzden bize pek fazla artı sağlanmıyor. Tabi elbette bu yüzden gelişmiş ülkelerin kaptığı öğrencilerimizi, profesörlerimizi suçlamıyorum, gitmeyin de demiyorum. Benim değinmek istediğim nokta, buna bir çözüm bulabilmek ve Türkiye'nin bazı alanlar doğrultusunda çok ama çok fazla gelişmesidir.
NOT 2: Mümkünse siyaset yapılmasın, bazı yanlışlar hepimizin suçu. Bu yüzden sağı solu karalamak yerine biraz beyin fırtınası yapalım istedim.
"Bu nasıl soru ya, zaten bir ülkenin gelişmesi için eğitim lazım." diyebilirsiniz, kesinlikle katılıyorum. Ancak Technopat Sosyal olarak eğitimin detaylarına inelim ve kurcalayalım diyorum ben.
Çok iyi bir durum içerisinde olduğumuzu düşünüp, uzun süre önce bir arkadaşın yaptığı gibi, "Neyimiz varmış ki yaa?" tarzda mesajların gelmemesi için herkese üniversitelerde verilen seminerleri dinlemelerini öneriyorum. O zaman nelerden ne kadar uzak olduğumuzu ve ne kadar çok bilgi kirliliği içerisinde kaldığımızı görebiliriz diye düşünüyorum.
Şimdi üniversitelerin aşağı yukarı ne halde olduğunu hepimiz tahmin edebiliyoruz. Fakat bu konunun üzerine çok düşüldüğünü görünce ve bir de profesörlerin, bilim adamlarının vesaire çok eleştirdiği bir konu olunca insan ister istemez olayın ciddiyetini daha çok kavrayabiliyor. Bundan dolayı üniversitelerin durumu hakkında sizle konuşmak istedim.
Celal Şengör ve İlber Ortaylı hocalarımızın bu konu hakkındaki yorumlarını değerlendirmenizi de rica ediyorum.
Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek adlı programın 18 haziran konuğu İlber Ortaylı ve Celal Şengör idi.
Program 2 saat 20 dakika sürdü ve bu uzun süre boyunca eğitime ve işsizlik üzerine çok yoğunlaştılar.
Çok çarpıcı, aydınlatıcı cümleler kurdular ve bunları size aktarmak istiyorum.
"Türkiye'de üniversiteye gitmek 4 yıl vakit kaybıdır." dediler. Tıp fakültelerinin bittiğini, yakında bir iğne bile vuramayacak doktorların olacağını söylediler. 4 yıl vakit kaybına çok katılmasam bile yakında bir iğnenin bile vurulamayacağını ben de düşünüyorum ve "Görünen köy kılavuz istemez." sözünü hatırlatmak istiyorum.
Herkesin üniversitelere giremeyeceğini, bu işin zor olduğunu ve emek istediğini belirttiler. Zor ve emek isteyen bir işi de herkesin yapamayacağını ben de düşünsem de hocalarıma bu söz hakkında da kısmen katılıyorum.
Öte yandan 500 tane üniversite yapmak yerine az sayıda üniversite yapılması gerektiğini savundular. Türkiye'ye bakıyorsun üniversite yok, dediler. Türkiye denilince, üniversitelerimiz denilince akla üniversite ismi gelmediği söylediler yani. Oxford Üniversitesi gibi üniversiteler üzerinden örnekler verdiler ve birkaç üniversite daha saydılar. Az yapacaksın, doğru yapacaksın, fikrini savundular. Ki gerçekten Türkiye'de üniversite deyince insanın aklına üniversite ismi gelmiyor. Akılda kalıcı, başarılı, bilime açık üniversitelerin yapılması gerektiğini belirttiler.
Bu sözleri hakkında ben de az ama işlevi olan üniversiteler yapılması gerektiğini düşünüyor ve bu sözlerine sonuna kadar katılıyorum. Az para ile yarım yamalak üniversite yapıp, hiçbir başarı elde edilemeyeceğine, az para ile az üniversite yapıp, çok daha fazla etkili olacağını ve başarı elde edileceğini düşünüyorum.
Yani milyarlarca insan sadece bu birkaç seçkin üniversitelere girmenin hayalini kuruyor ve hayal edilen üniversitelerden birisi de bizim üniversitemiz olabilir, demek isteniliyor. Kim bilir belki insanlığı çok ileriye götürecek bir icatı da bizim ülkemiz yapacak, belli olmaz.
"Az üniversite yapmak" ve "Herkesin üniversiteye girememesi." fikirleri çok ciddi fikirler olduğu için sizlerin bu yorumlar hakkında düşüncelerinizi almak istedim.
NOT: Amacım üniversiteye gitmeyin, eğitim sistemi berbat, bizim suçumuz yok, demek değil. Çünkü insana en büyük zararı verebilecek ve onu en büyük şekilde geliştirecek kişi her zaman kişinin kendisidir. Yani dediğim gibi amacım üniversiteye gitmeyin demek değil. Zaten eğitim sisteminin ne hale gelebileceği belli değil. Sen okulunu bitirirsin şu anlık hiçbir şey olamazsan bile bir süre sonra birtakım değişiklikler sonucu "Köşeyi dönebilirsin." ya da yabancı bir ülkeye gidip, orada eğitimini sürdürebilirsin, diyeyim.
Ayriyeten buluş yapabiliriz, bir şeyler icat edebiliriz dedim ancak bunu deyince sanki bu işlerle hiç ilgilenmiyormuşuz gibi bir izlenim yaratmış olabilirim. Elbette bizim ülkemiz de bu işlerle ilgileniyor. Ancak dediğim gibi okuyan herkesi yabancı ülkelere kaptırıyoruz. Çünkü Türkiye'de imkan çok fazla yok ve pek fazla değer verilmediğini görebiliyoruz. İnsanlar bu yüzden gelişmiş ülkelerin, gelişmiş üniversitelerini tercih ediyor ve bu yüzden bize pek fazla artı sağlanmıyor. Tabi elbette bu yüzden gelişmiş ülkelerin kaptığı öğrencilerimizi, profesörlerimizi suçlamıyorum, gitmeyin de demiyorum. Benim değinmek istediğim nokta, buna bir çözüm bulabilmek ve Türkiye'nin bazı alanlar doğrultusunda çok ama çok fazla gelişmesidir.
NOT 2: Mümkünse siyaset yapılmasın, bazı yanlışlar hepimizin suçu. Bu yüzden sağı solu karalamak yerine biraz beyin fırtınası yapalım istedim.
"Bu nasıl soru ya, zaten bir ülkenin gelişmesi için eğitim lazım." diyebilirsiniz, kesinlikle katılıyorum. Ancak Technopat Sosyal olarak eğitimin detaylarına inelim ve kurcalayalım diyorum ben.
Çok iyi bir durum içerisinde olduğumuzu düşünüp, uzun süre önce bir arkadaşın yaptığı gibi, "Neyimiz varmış ki yaa?" tarzda mesajların gelmemesi için herkese üniversitelerde verilen seminerleri dinlemelerini öneriyorum. O zaman nelerden ne kadar uzak olduğumuzu ve ne kadar çok bilgi kirliliği içerisinde kaldığımızı görebiliriz diye düşünüyorum.
Son düzenleme: