Ülke Fethetmeye Giden Minibüsler(!)

En uyuz olduğum 10 adımlık yer için minibüse binen amcalar. Biz 1 saatlik yol için ayakta duralım siz bir durak için ayakta durmayın. Sonra vay efendim şimdiki gençlik. Ya dayı sen biraz ayakta kal egzersiz yapmış olursun sonra bacağım ağrıyor demezsin.

Amca demeyin şu görgüsüzlere, en ufak saygıyı hak etmeyen empati'den yoksun.. Neyse daha devam edersem ağzımı bozup ban yiyeceğim.
 
Emniyet kemeri takmayan sürücüye ceza yazarlar, puanından silerler. Ama metrobüste bir ordu büyüklüğünde topluluğu ayakta seyahat ettirirler. Üstelik bu topluluğun 15 kişilik kısmı direkt olarak ön camın dibinde bulunuyor :) Allah korusun bir kaza olsa ön camdakiler ne yapar ne eder hiç bilmiyorum.
Böyle bir çelişki söz konusu. Buradan da anlaşılacağı üzre emniyet kemeri cezası bizim iyiliğimiz için değil, devletin kasasına para sokmak için icat edilmiş bir sözde iyi niyet.
Yinede emniyet kemeri takmadan bakkala bile gitmem çoğu zaman, yanlış anlamayın :)

Minibüsçüler de aldığı yolcu kadar para kazanıyor haliyle, en dolu seferler iş çıkış saatleri olduğu için en büyük kazancı da o saatlerde yapıyorlar. Aynı ; Bir taksicinin saat 5'de karşı yakaya geçmek istemeyecek olması gibi. Bu işin lügatında zaten bu var, değişmez bu düzen. Kabullenerek binersin, kabullenerek alırsın bu hizmeti.

Ben çözüm olarak bisiklet kullanıyorum. Dolu otobüs veya minibüse asla binmiyorum, yürümek ise gram yormuyor beni. Dolaşma amaçlı 15km yol yürüdüğüm zamanlar oldu :)
Trafik yoksa ve çantaya sığmayacak eşya varsa direkt olarak araba ile ışınlanıyorum zaten.
Trafik varsa otobüs de fayda etmiyor gerçi, iş saati dışarı çıkmamak en mantıklısı.
Hatta işe gitmek bile yanlış bir eylem İstanbul şartlarında :D
 
Emniyet kemeri takmayan sürücüye ceza yazarlar, puanından silerler. Ama metrobüste bir ordu büyüklüğünde topluluğu ayakta seyahat ettirirler. Üstelik bu topluluğun 15 kişilik kısmı direkt olarak ön camın dibinde bulunuyor :) Allah korusun bir kaza olsa ön camdakiler ne yapar ne eder hiç bilmiyorum.
Böyle bir çelişki söz konusu. Buradan da anlaşılacağı üzre emniyet kemeri cezası bizim iyiliğimiz için değil, devletin kasasına para sokmak için icat edilmiş bir sözde iyi niyet.
Yinede emniyet kemeri takmadan bakkala bile gitmem çoğu zaman, yanlış anlamayın :)

Minibüsçüler de aldığı yolcu kadar para kazanıyor haliyle, en dolu seferler iş çıkış saatleri olduğu için en büyük kazancı da o saatlerde yapıyorlar. Aynı ; Bir taksicinin saat 5'de karşı yakaya geçmek istemeyecek olması gibi. Bu işin lügatında zaten bu var, değişmez bu düzen. Kabullenerek binersin, kabullenerek alırsın bu hizmeti.

Ben çözüm olarak bisiklet kullanıyorum. Dolu otobüs veya minibüse asla binmiyorum, yürümek ise gram yormuyor beni. Dolaşma amaçlı 15km yol yürüdüğüm zamanlar oldu :)
Trafik yoksa ve çantaya sığmayacak eşya varsa direkt olarak araba ile ışınlanıyorum zaten.
Trafik varsa otobüs de fayda etmiyor gerçi, iş saati dışarı çıkmamak en mantıklısı.
Hatta işe gitmek bile yanlış bir eylem İstanbul şartlarında :D
Hocam vallaha alem adamsınız :D ama hep doğru düşünceler sizin gibi "adam"lardan çıkıyor.
Açıkçası sinir oluyorum, giriyorsun tıklım tıklım. Terlemeye bile hava yok ciddiyim :D
Aman neyse otobüs kaldırmaz ama GTX 1060 kaldırır :)
(6000'lik sistemin hayalini kuran genç...)
 
Emniyet kemeri takmayan sürücüye ceza yazarlar, puanından silerler. Ama metrobüste bir ordu büyüklüğünde topluluğu ayakta seyahat ettirirler. Üstelik bu topluluğun 15 kişilik kısmı direkt olarak ön camın dibinde bulunuyor :) Allah korusun bir kaza olsa ön camdakiler ne yapar ne eder hiç bilmiyorum.
Böyle bir çelişki söz konusu. Buradan da anlaşılacağı üzre emniyet kemeri cezası bizim iyiliğimiz için değil, devletin kasasına para sokmak için icat edilmiş bir sözde iyi niyet.
Yinede emniyet kemeri takmadan bakkala bile gitmem çoğu zaman, yanlış anlamayın :)

Minibüsçüler de aldığı yolcu kadar para kazanıyor haliyle, en dolu seferler iş çıkış saatleri olduğu için en büyük kazancı da o saatlerde yapıyorlar. Aynı ; Bir taksicinin saat 5'de karşı yakaya geçmek istemeyecek olması gibi. Bu işin lügatında zaten bu var, değişmez bu düzen. Kabullenerek binersin, kabullenerek alırsın bu hizmeti.

Ben çözüm olarak bisiklet kullanıyorum. Dolu otobüs veya minibüse asla binmiyorum, yürümek ise gram yormuyor beni. Dolaşma amaçlı 15km yol yürüdüğüm zamanlar oldu :)
Trafik yoksa ve çantaya sığmayacak eşya varsa direkt olarak araba ile ışınlanıyorum zaten.
Trafik varsa otobüs de fayda etmiyor gerçi, iş saati dışarı çıkmamak en mantıklısı.
Hatta işe gitmek bile yanlış bir eylem İstanbul şartlarında :D
Emniyet kemeri takmamanın cezası olduğu halde otobüslerde ayakta gitmenin serbest olduğu ülkede yaşıyoruz. Daha ne beklersiniz?
 
Emniyet kemeri takmamanın cezası olduğu halde otobüslerde ayakta gitmenin serbest olduğu ülkede yaşıyoruz. Daha ne beklersiniz?
Milletimizin insanı gerçekten çok iyi (Ciddiyim.)
Ama böyle kural çiğnendiği yerler de oluyor :cry::cry::kararsız:

Emniyet kemeri takmamanın cezası olduğu halde otobüslerde ayakta gitmenin serbest olduğu ülkede yaşıyoruz. Daha ne beklersiniz?
Otobüs o kadar insan kaldırmıyorsa GeForce 256 kaldırır mı :D
 
Yemin ediyorum okurken mola vermek zorunda kaldım, baya uzun bir yazı olmuş :D Ben hamile ve engelliler dışındaki kimseye yer vermiyorum açıkcası 80 yaşında olması umrumda değil. Bence sende kendini şartlama yer vermek için zorla kaldıracak değil ya?
 
Bakınız ben ciddi konuşuyorum :) İş çıkış saatlerinde erkek halimle çoğu otobüse binmiyorum.
Boyum uzun ve buna karşılık zayıfım. Aslında dolu otobüslere en rahat binebilecek insan tasarımıyım :)
Allah veya kimileri için yaratıcı, benim gibileri "Otobüse, metrobüse, metroya" rahat binebilsin diye yaratmış. Normal bir insan gözüyle bakıldığında "Artık otobüse hiçbir insan binemez, kapılar asla kapanamaz" dediğiniz anda öyle bir giriş yaparım ki sizlere oturur evrim teorisini baştan yazarsınız :D En temel fizik kanunlarını, madde - atom ve hacim konularını tekrar hesaplamaya başlarsınız :D

Ayriyeten İETT otobüslerinin topluma bir başka faydası ise ; İnsanların kas gelişimine ön ayak oluyor olması. Bildiğiniz gibi yatmayı çok seven bir insanız. Yattığımız yerden her şey ayağımıza gelsin, bu dünyada yatalım. Sonra öbür dünya gelsin, orada da sonsuza yatalım peşindeyiz :)
Neydeki uyuma eylemi yatarak icra edilen bir vazife, insanlar yatarken yorulmuyor :D

Tabi birde "Bedava akbil sahibi" amcalarımız, teyzelerimiz mevcut :) Kahkaha atasım geliyor kendilerine.
Ablacım devlet baba sana bir güzellik yapmış, yaşından ötürü akbili sana bedavaya tahsis etmiş öyle mi?
Sen bu otobüsleri neden eğlence aracı olarak kullanıyorsun? Yahu bu gezi otobüsü değil ki :)

Olmazsa olmaz bir tip daha var ; Yer verene teşekkür edip istemeyen, ancak yinede oturan :)
Oturma eylemini gerçekleştirirken "Yoh yoh sağol şimdi inecem" derler.
Şimdi ineceğim dediği durak da son durak. Otobüs ışık hızıyla gittiği için son durak fazla sürmeyecektir diye hesap ediyorlar galiba.

Kısacası bu toplu taşıma psikolojik anlamdan çok keyifli bir vaka. Gel kör ki fiziksel şartlar yüzünden keyfini çıkaramıyoruz. Otobüsler o kadar dolu ki oyunlardaki gibi ; Karakterler iç içe giriyor :) Kaplamalarda hatalar oluyor, kimin eli kimin belinde karışıyor. Otobüste telefonuna arama düşen insanın zaten vay haline, kimseye temas ettirmeden kulağına kadar götürebilirsen şahanesin. Sırf bu yüzden farklı uzuvlarına işitme yeteneği kazandıran insanlar tanıyorum. Bir insanın göbek kılı, duyma yeteneği kazanır mı yahu :D
 
Uyarı! Bu konu 7 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Geri
Yukarı