Umudunuzu Yitirmeyin

Zor zamanlar güçlü insanlar meydana getirir.
Güçlü insanlar kolay zamanlar yaratır.
Kolay zamanlar zayıf insanlar üretir.
Zayıf insanlar zor zamanlara neden olur?
-
Şu an oyunda bulunduğumuz bölümü yukarıdaki dörtlükten bulabilirsiniz. Sonraki bölüm daha zevkli olacak, sadece bunun farkında olup devam etmemiz gerekiyor.

Ne anlatıyon be abla, gözünü sevim be abi :)
 
Arkadaşlar gönül isterdi ki bugün forumda bir şenlik havası hakim olsun. O kadar çok isterdim ki bugün "Sonunda kazandık!" demeyi.
Lakin günün sonunda, sonuçlar ne yazık ki istediğimiz gibi olmadı. Bu sebeple olayın faturasını kesmek için hedef aramak yerine başka bir meseleye değinmeyi daha uygun buluyorum. Umutlarımızı yitirmeyelim arkadaşlar. Birçok konu açıldı son saatlerde, yurtdışına nasıl giderim temalı. Evet, ülkemizin gidişatı iyi değil, ekonomik, politik bir çok problem her gün kendini daha çok hissettiriyor. Avrupa'da, Amerika'da akranlarımızın refah içinde yaşaması mı daha ağır, yoksa hala ve hala bu tepetaklak giden sürece büyük bir kesimin sesini çıkarmaması mı, inanın kestiremiyorum. Lakin, hatırlamamız gereken bir şey var arkadaşlar. Bu ülke bizim ülkemiz. Yurtdışı hayali bugün hepimiz için doğal karşılanması gereken bir istek. Kabul ediyorum ve hak veriyorum. Ancak, aramızdan kaç kişi bunu gerçekleştirecek kadar şanslı? Avrupa şefkatli kollarını (!) açmış ve milyonlarca Türk gencini mi bekliyor, sırf seçimin sonucu yüzünden, sanmıyorum. Bunu mantık çerçevesinde tartmak gerek. Buradayız, arkadaşlar. Ne yazık ki bugün buradayız, gidecek başka bir yerimiz yok ve bunları konuşuyoruz. Bugün bizi bu karanlığa hapseden siyasetçiler, düşünceleri ve rejimleri; onları destekleyenler ile beraber elbet bir gün tarihe karışacak. Buna emin olabilirsiniz. Tarih boyunca böyle oldu ve olmaya da devam edecek. Tarihin tekerrürden ibaret olduğuna inanmaya ihtiyacımız var. İşte tarih yine tekerrür ettiğinde, biz o yine burada olacağız. Bugün olduğu gibi o gün gelene kadar, mücadeleye hiç olmadığı kadar azimle devam edeceğiz. Bugün, gönül isterdi ki sevincimizi paylaşalım. Lakin bugün, bize güç vermeli arkadaşlar. Çünkü biz buradayız ve buradan başka gidecek yerimiz yok. Siyasetçiler, elbet bir gün aramızdan ayrılacaklar. Onlara oy veren seçmenleri de öyle. Biz kalacağız sadece. Güneş elbet bir gün bizim için de doğacak. Buna sonuna kadar emin olabilirsiniz. Anlamamız gereken nokta şu ki, güneşin doğacağı kadar net bir gerçek daha var; güneş, yeterince karanlık olmadan doğmayacaktır. Gecenin içindeyiz, zamanı ileri alamayız. Geçmişe dönemeyiz. Kabuslarla geçen bir gecenin içindeyiz belki, ama emin olun ki şafak yakın arkadaşlar. Eğer güneşin ışıkları bugün bize kendini göstermediyse, gece henüz bitmemiş demektir. Atatürk bize öyle bir ülke teslim etti ki, sırtımızı ona dayadıktan ve onun bize emanet ettiği ilkelere bağlı kaldıktan sonra, vicdanen rahatsız olmak için en ufak bir sebep bile göremiyorum.

Bizim için güneşin doğacağına sonuna kadar inanıyorum. Karanlık elbet bir gün son bulacak. Güneş doğduğu zaman, başımız dik bir şekilde burada olacağız ve güneşi biz karşılayacağız. Mücadeleyi bırakmadan, bize dayatılanlara yenik düşmeden devam edeceğiz. Gençliğimizi elimizden alanların, umutlarımızı söndürenlerin, azmimizi elimizden almalarına izin vermemeliyiz. Sadece kendimize demeliyiz ki "Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden önceki andır."
Bu ülke bizim, bu vatan da bizim. Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Mücadeleye devam etmek borcumuzdur. Her şey bittiğinde ve onlar gittiğinde biz burada olacağız. Gelecekte, bugünleri sineye çekmiş korkaklar olarak mı hatırlanmak istiyoruz yoksa bu olanlara rağmen çalışmaya devam etmiş ve elinden geleni yapmış olanlar olarak mı? Çünkü bugün bizim kaderimizi belirleyen insanlar toprağın altında hesap verirken ulusumuz bizim omuzlarımıza olacak. Bu sebeple Atatürkçü birisi olarak çalışmaya, kendimi geliştirmeye ve güneş doğana kadar mücadele etmeye devam edeceğim.

Atiyi karanlık görerek azmi elden bırakmak, alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak. ~ Mehmet Akif Ersoy
Ümit diyorsun haklısın ama ben yoruldum, 18 yaşında hayatımda bir şeyleri kolayca yapmak istiyorum. Bu hayaller de araba vb değil sadece arkadaşlarla rahat rahat gezmek, içmek tatile gitmek istiyorum; bi arkadaşım seçim sonuçları belli olduktan sonra "beyler benim tatile gelme işi %90 yattı daha şimdiden otobüslere zam gelir yazın ne olur bilinmez" yazdı başka bir arkadaşım ise tatil mekanına yakın olmasına yani diğeri gibi yol masrafı olmamasına rağmen "benimde artık belli değil" yazdı bende tatile burada çalışıp para biriktirip gitmeyi planlıyordum. Daha ilk saatlerde oldu bunlar. Üniversiteye gittiğimde 1+0 stüdyo bir ev ayarlamayı planlıyorum (yurt ortamı biraz bana ters ve evde misafir ağırlamak daha kolay) o bile olmayabilir artık.

Kendi hayatımda kayan dengeleri geçiyorum ana muhalefet partisi lideri hâlen daha yüzsüzce koltuğunda oturmaya devam ediyor ve sonraki seçimler için umut dileniyor. BAKIN BU SEÇİMİ AKP KAZANMADI KK KAYBETTİ ama bu adam hâla koltuğunda ve ben bu sistemden yoruldum.
Sistem değişip bu yüzsüzlere koltuk kalmazsa o zaman bende umutlu olurum ama o vakte kadar benden bu kadar.
 
Ülke güzel olana yine güzel, kötü olana yine kötü. Kim gelirse gelsin gariban yine gariban olacak. Hayattaki başarısızlığını siyasete bağlayan bir kitle oluştuğu için belirtmek istedim. Ülke sizi başarılı olma konusunda teşvik etmiyor olabilir bu da sizin aşmanız gereken bir engel. Zayıflar çevre etmenleri bahane eder.

Hak veriyorum size hocam ama şundan 5-10 yıl önce yaptığımızın şeylerin, aldığımız şeylerin şimdi hedef veya hayal olması aşırı saçma geliyor. Zaten isyanımız, söylenişimiz bireysellikten çok toplumsal. Refah seviyemiz yükseleceğine düşüyor. Orta direkt veya varlıklı dediğimiz insanların bile belini büktü benim çevremde bu ekonomik durum. Gariban dediğimiz kesme Allah sabır versin diyecek bir şey yok bu saatten sonra.
 
Hak veriyorum size hocam ama şundan 5-10 yıl önce yaptığımızın şeylerin, aldığımız şeylerin şimdi hedef veya hayal olması aşırı saçma geliyor. Zaten isyanımız, söylenişimiz bireysellikten çok toplumsal. Refah seviyemiz yükseleceğine düşüyor. Orta direkt veya varlıklı dediğimiz insanların bile belini büktü benim çevremde bu ekonomik durum. Gariban dediğimiz kesme Allah sabır versin diyecek bir şey yok bu saatten sonra.
Kesinlikle haklısın. Şahsen sağlık - enerji - para üçlüsüne sahipken ülke ekonomik şartlarının ister istemez hayat kalitemi aşağıya çekmesinden aşırı rahatsızım ama durum bu.
 

Geri
Yukarı