Uzmanlar neden Marmara depremini bekliyor?

Bu hafta meydana gelen Gaziantep depreminden sonra İstanbul depreminden tekrardan sıkça bahsedilmeye başlandı. Ben de bu konuyu oluşturmanın en azından Sosyal kullanıcıları için faydalı olabileceğini düşündüm. Bu makale 10 Nisan 2011 yılında Evrim Ağacı'nın oluşturduğu bu makaleden tarafımca özetlenmiştir. Dilerseniz yaklaşık 35 dakikanızı ayırıp tamamını paylaştığım linkten tamamını okuyabilir ve daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Güncel bilgiler eklemek isteyen arkadaşlar yorum olarak bunları dile getirebilirler ve herkes bir fikir edinmiş olur.

Öncelikle fay hattı ve depremin ne olduğunu, nasıl oluştuğunu kısaca anlatalım.
Fay hattı dediğimiz şey aslında yer kabuğunda meydana gelen kırılmalardır. Fay hatlarının yani kırıkların arasına su dolar ve bu su magmanın olduğu sıcak kayaçlara kadar iner, ısınır ve en sonunda yukarı fışkırır tabii biz de buna kaplıca diyoruz. Türkiye ortalama olarak her yıl 20 milimetre batıya doğru ilerler, fay hatlarının yüzeyleri pürüzlü olduğu için (alttaki resimde ince kahverengi tabaka) bazen birbirine takılıp kalabilir ve gitmesi gereken yolu gidemez. Örneğin bir fay hattı 100 yılda 2 metre gitmesi gerekirken takıldığı için gidemez ve en sonunda dayanamayıp kırılır, bu da deprem dediğimiz büyük sarsıntıları meydana getirir. Yani faylar 100 yıllık hareketi 30-60 saniyede yapınca büyük depremler oluşur.

edfce4f906689925e0ff6b8d9bf17c50.jpg



Peki uzmanlar neden Marmara'da bir deprem bekliyor?
Anadolu Levhası alttaki resimde de görülebileceği üzere Arap Levhası ve Afrika Levhası tarafından kuzeye doğru itilmektedir. Yani bizi yukarıdaki Avrasya Levhasına iterler ve bu aradaki boşluğa (kırıklara) da Kuzey Anadolu Fay hattı adı verilir. Avrasya Levhası jeolojik olarak daha sabittir, bu yüzden alttan iktirilen Anadolu Levhası doğu tarafından gelen baskı sayesinde sürekli batıya doğru hareket eder. Hareket ederken levhalar arasındaki boşluklarda (fay hatlarında) birbirine takılmalar olursa bu bir zaman sonra kırılır ve deprem olarak karşımıza çıkar.
5b41461d89efe468c9e5fea11de7ac1d.jpg


Kuzey Anadolu Fay hattında daha önce meydana gelen depremler bir tren gibi sürekli aynı yolu izlemiştir. Yani kısaca bunları özetleyecek olursak:

1- Erzincan Depremi (1939 - Büyüklük: 7.9).
2- Niksar Depremi (1942 - Büyüklük: 7.0).
3- Tosya-Ladik Depremi (1943 - Büyüklük: 7.2).
4- Bolu-Gerede Depremi (1944 - Büyüklük: 7.2).
5- Bolu-Abant Depremi (1957 - Büyüklük: 7.1).
6- Adapazarı Depremi (1967 - Büyüklük: 7.2).
7- İzmit(Gölcük) Depremi (1999 - Büyüklük: 7.4).
Bu depremlerin hepsini bir resimde toplayacak olursak, aşağıdaki görseli elde edebiliriz:
64e1d685c94e8aff780c8a8350896b65.jpg


Her depremden sonra kalan enerji sola yani batıya doğru aktarılmıştır. Bu da sırada Marmara depreminin olacağının habercisidir.
165231c7b4996d26d8d867f959cc6fd5.jpg
Massachussetts Institute of Technology (MIT) tarafından yapılan bir analiz sonucunda depremin beklenen merkez üssü sağdaki resimdeki gibidir.

Bu yazının kaynağında (2011) depremin 2019-2021 yılları arasında beklendiği yazmaktaydı, şu an için olan bir deprem yok. Diğer bir tahminle beraber en kötü ihtimal ile 2029-2031 yılına kadar bu deprem gerçekleşecek. Ne yazık ki ülkemizdeki denetimler sıkılaştırılmadığı ve binalar güçlendirilmediği sürece tahmini olarak en az 50-250 bin civarı can kaybı bekleniyor.

Depremin olacağı yer Marmara denizi olunca tabii ki kıyı kesimlerin alacağı hasar muazzam boyutta olacak, hatta öyle ki bir bina bile ayakta kalmayacak diyebiliriz. Bu depreme her ne kadar İstanbul depremi olarak bakılsa da bu depremden Yalova, Sakarya, Düzce, İzmit, Bursa, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, Eskişehir ve hatta bazı Bulgaristan-Yunanistan şehirleri bile etkilenecek ve yıkımlar olacak. Sadece İstanbul'un ekonomisi 232 milyar dolar ile Türkiye ekonomisinin %31'ini oluşturmakta. Yani önlemler alınmadığı sürece Türkiye ekonomisinin %31'ini kaybedecek ve yüzbinlerce can kaybı yaşanacak.
 
1999 depremlerine rağmen yıllarca göz göre göre yapılmaya devam edilen o kadar yanlıştan sonra bunları düzeltmek artık imkansız bir hale geldi. Şehri küçültün denildikten sonra nüfusunu 2 katına çıkardılar şimdi o kadar kişinin gideceği başka yer yok. Yatırımların çoğu orada. Hangi siyasi partinin başta olduğu fark etmiyor hepsinin tek umudu bu depremin kendi dönemlerine denk gelmemesi, yaptıkları tek şey dua etmek.

Yıllarca İstanbul'a bu kadar yığılmayın, sanayinin bir kısmını başka şehirlere taşıyın denildi ama dinleyen olmadı. Binaları sağlamlaştırmak lazım, gerekirse bazılarını yıkıp yeniden yapmak gerekiyor denildi ama bu iş çakal müteahhitlerin insafına bırakıldı sonuç olarak kazançlı olacak birkaç semte rezidans dikmekten başka bir iş yapılmadı.

Bu kadar uyarıya rağmen bile bile bunlar yapıldı, bedelini kendileri ödemeyeceği için umurlarında değil.
 
@Crucible Knight Ne yazık ki haklısınız. Şu durumda İstanbul'un kurtulması imkansız gibi bir şey. Evet gökdelenlerin %85'i ayakta kalacaktır ancak çevrede yaşanacak ev kalmayacağı için uzunca bir süre koca bir hayalet binaya dönüşecekler. Zaten ekonomik kriz varken üstüne bir daha ekonomik kriz patlak verecek. Kısacası Türkiye'yi önümüzdeki 5 yıl boyunca felaket bekliyor.
 
Hocam çok güzel bir özet hazırlamışsınız. Benim kendi kişisel araştırmalarım da karşıma çıkan konuların derlenmiş hali. Ne yazık ki İstanbul için vakit nerdeyse doldu gibi gözüküyor. Kahramanmaraş depreminde gördüğümüz kadarıyla Allah korusun ama beklenen deprem meydana geldiğinde yüksek ihtimal enkaz altında kalmamız içten bile değil. Öyle bir durumda kurtulabilir miyiz imkansız gibi birşey. Kentsel dönüşüm ilk benim mahallemde başladı ancak ufak bir bölge dönüştürüldü. Geriye kalan mahalle eski evlerden kalma.
 
@polakavic Açıkçası Türkiye'nin %31'i gitmiş gibi düşünürseniz bu çok büyük bir sıkıntı demek. Bana kalırsa depremden 1-2 yıl sonra yabancı ülkeler bize göz dikecek ve güçsüzlüğümüzden faydalanacaklar. Belki bir ülkenin kolonisi bile oluruz, hiç bir şeyden emin değilim artık.
 
Bir şey merak ettim. Yazıda bu gücün zamanla doğudan batıya doğru kaydığını söylemişsiniz. O hâlde zamanla bu güç buradan da ayrılıp daha batıya ilerleyip ülkemizden ayrılacak veya yok olup gidecek mi? Sadece bu bahsettiğiniz şey için konuşuyorum, ilerleyen uzun yıllarda İstanbul'a falan deprem olmayacak mı yani?
 
@polakavic açıkçası Türkiye'nin %31'i gitmiş gibi düşünürseniz bu çok büyük bir sıkıntı demek. Bana kalırsa depremden 1-2 yıl sonra yabancı ülkeler bize göz dikecek ve güçsüzlüğümüzden faydalanacaklar. Belki bir ülkenin kolonisi bile oluruz, hiçbir şeyden emin değilim artık.

Bu coğrafyada zayıfı ezerler. Bundan fırsat vermemek gerekli. Herkes neyin ne olduğu farkında bence. Herkes gerçeklerden kaçmayı tercih ediyor. Yıllardır devleti yöneten hükümetler, muhalefetler ve halk olarak sonuna kadar sorumluyuz. Benim oturduğum sokağın binaları araç geçerken bile sallanıyor :D Gerisini düşünmüyorum artık.
 
@Crownguard Aslında olacak ancak bizler görmeyeceğiz. (Tabii bu durum değişedebilir, sonuç olarak bir doğa olayından bahsediyoruz hiç bir zaman kesinliği yok.) Şöyle düşünün bir enerji var ve bu enerji 200 yıldır birike birike kendini aktararak Marmara'ya kadar geldi, Marmara'da olduktan sonra kendini belki aynı fay hattında Avrasya Levhasına doğru aktarmaya devam edecek. Ancak bu demek olmuyor ki Kuzey Anadolu Fay hattından bir enerji aktarımı daha gelmeyecek. Yani belki 200 belki 400 yıl sonra bizim yerimize bunları konuşan başkaları olacak, belki de bunları hiç dert etmeyecekler çünkü levhaların yeri değişecek. Bilemeyiz :D


Bakın bu 1939'dan bu yana aktarılan enerji, yani mavi/mor olan bölgeler enerjinin artık bitti yerler ve sarı/kırmızı olan yerler enerjinin dolu olduğu yerler. Bu paylaştığım makalede de yer alıyordu. Yani aynı şey zamanla tekrar meydana geledebilir, hiç bir kesinliği yok.
91f49c9e95a76bd73243210b2a3973e7.jpg
 
Son düzenleme:
Yani her şey aynı ritmiyle gitmeye devam ederse 200-400 yıl arasında bu iş başa saracak ve bir daha Erzincan vs başlayacak.

Ha demek oluyor ki şu an, Erzincan'da deprem oldu ama peşinden enerji birikip bu iş başa sarmadan, 200 yıldan çok daha yakın bir zamanda tekrar Erzincan'da (veya yakınında, her neyse) deprem olabilir. İlla bu kadar beklemeden de olabilir yani.
İki meseleyi de doğru anlamış mıyım?
 
Yani her şey aynı ritmiyle gitmeye devam ederse 200-400 yıl arasında bu iş başa saracak ve bir daha Erzincan vs başlayacak.

Ha demek oluyor ki şu an, Erzincan'da deprem oldu ama peşinden enerji birikip bu iş başa sarmadan, 200 yıldan çok daha yakın bir zamanda tekrar Erzincan'da (veya yakınında, her neyse) deprem olabilir. İlla bu kadar beklemeden de olabilir yani.
İki meseleyi de doğru anlamış mıyım?
Aslında şöyle, levhalar sürekli kaymaya devam edecek depremlerin konumu da değişecektir ama yine de ülkemizin içine denk gelenler de olur elbette. Diğer dedikleriniz doğru deprem her zaman olabilir, illa ki 200-400 yıl geçmesi gerekmiyor.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı