Witcher 3'ün kötü yanları

Söylediklerim hâlâ doğru anlaşılmıyor, burada sorun hikâyelerin bağlantılı olması değil. Hikâyelerin bağlantılı olması bir sorun da değil zaten gayet doğal ve hatta iyi bir şey. Benim anlattığım bir oyunun hikâyesinin anlaşılabilmesi için başka oyunlara ve kitaplara ihtiyaç duyması, bir oyun buna ihtiyaç duyuyorsa hikâye anlatımı zayıftır.
Hikayenin ve karakterlerin diğer oyunlara ve kitaba bağlı olması çok yorucu bir durum oynayan için. Buna kesinlikle hak veriyorum. Demek istediğini gayet net anlıyorum. Ama katılmadığım nokta hikaye anlatımının zayıf olması konusu. Zayıf olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Ama zayıf diyene de saygı duyarım. Bağlantıları kurmak zor olabilir. Netflix'teki dizisi bile ne anlatıyor belli değil :) Oyunun hikayesinden gitseler daha anlaşılır olurlardı.

Witcher gibi diğer serilere bağlı olan birçok oyun var. RDR serisi @Fatalis'nin dediği gibi tamamen oyun yapımcısının kendi yarattığı bir hikaye. Bu yüzden hikayeyi istedikleri yöne çekebiliyorlar. Fakat Witcher gibi oyunlar kitaplardan uyarlanan oyunlar. Bu yüzden kitaba uygun olarak yapılma zorunlulukları var. Ve kronolojik sıralamarı da önemli. Youtube üzerinden çok kısa şekilde özet hikaye anlatımı oluyor. İlk iki oyunu oynamaya ve kitap okumaya gerek kalmıyor.

İlk yorumumda dediğim gibi RDR2'nin hikayesinin bağımsız hissettirmesinin tek sebebi Arthur Morgan'ın hayatını konu alması. Eğer yine baş karakterimiz John Marston olsaydı durum farklı olabilirdi. Ortada hiç olmayan bir karakter konu alındı. Bu yüzden bambaşka bir hikayeyi deneyimlemiş olduk. Witcher için kesinlikle bu yola başvuramazlardı. O yüzden diğer oyunları ve kitaplarından detaylı bilgi edinmek gerekebiliyor. Bir oyuncu olarak bu da yorucu olabiliyor kesinlikle. Ama hikayesinin zayıf olduğunu söylemek bence doğru olmaz.

Witcher 3 oynarak o episode (1. oyunu 1, 2. oyunu 2. episode diye ayırdım) için konuya gayet hakim olmuştum. Karakter merakımı gidermek için geriye dönüp bakmam gerekti sadece. 3 bölümden oluşan bir bütün olarak bakmak lazım Witcher oyun serisine. Tek solukta bitmeyen bir hikaye. RDR ise basitçe farklı hayat hikayelerini konu alan anlaşılır ve kısa bir tecrübe. Yani hikaye anlatımının güçlü olduğundan dolayı değil anlaşılırlığı. Basitçe farklı hayat hikayelerini anlattıkları için öyle gözüküyor. Tanındık karakterler ise sadece figüran görevi görüyor o hikayede. En önemli artısı da dediğim gibi hikayesinin tamamen oyun yapımcısı tarafından yazılması. Kitap uyarlaması değil.

RDR3 çıkacak olursa, bu sefer de Dutch'ın hayat hikayesini konu alabilirler mesela. Yine diğer oyunlarına bağlı olmadan farklı bir hayat hikayesi oynamış oluruz. Şimdilik RDR serisi için mantık bu şekilde işliyor. Birbirinden bağımsız hikayeler ile ayrı bir oyunmuş gibi tek bir çatı altında seri topluyorlar.

Benim de dilim açıldı mı, açılır. Acaip uzun yazıyorum yorumları yahu :D Neyse kusura bakmayın uzunluktan ötürü.
 
@WTC

Söylediklerin doğru fakat katılmadığım birkaç nokta var. RDR 2 bağımsız bir hikâyeye sahip değil. Tek başına anlaşılabilir fakat bağımsız olmayan bir hikâyeye sahip. Eğer RDR 1'i de oynadıydan RDR 2 ilk oyuna kusursuz bir şekilde bağlanıyor. İkincisi ise RDR 2 tanıdık karakterlerin görevi gördüğünü söylemen, RDR 2 ile ilgili farklı eleştiriler okudum fakat bunu ilk defa senden duyuyorum. RDR 2'nin yan karakterlerinin -özellikle de kamptaki karakterlerin- hikâyesi iyi işleniyor. Hatta Dutch neredeyse Arthur kadar iyi işlenmiş bir karakter, onun değişimi ve artık aklını yitirecek noktaya gelmesi yavaş yavaş ve kusursuz bir biçimde işleniyor. John'u, Uncle'ı ve Abigail'ı falan saymıyorum bile.
 
@WTC

Söylediklerin doğru fakat katılmadığım birkaç nokta var. RDR 2 bağımsız bir hikâyeye sahip değil. Tek başına anlaşılabilir fakat bağımsız olmayan bir hikâyeye sahip. Eğer RDR 1'i de oynadıydan RDR 2 ilk oyuna kusursuz bir şekilde bağlanıyor. İkincisi ise RDR 2 tanıdık karakterlerin görevi gördüğünü söylemen, RDR 2 ile ilgili farklı eleştiriler okudum fakat bunu ilk defa senden duyuyorum. RDR 2'nin yan karakterlerinin -özellikle de kamptaki karakterlerin- hikâyesi iyi işleniyor. Hatta Dutch neredeyse Arthur kadar iyi işlenmiş bir karakter, onun değişimi ve artık aklını yitirecek noktaya gelmesi yavaş yavaş ve kusursuz bir biçimde işleniyor. John'u, Uncle'ı ve Abigail'ı falan saymıyorum bile.
Yanlış anlaşıldı galiba. RDR için eleştirim olmadı kesinlikle. Demek istediğim RDR1 ve RDR2 hikayesinin farklı olduğuydu. Yani iki farklı karakterin hayatını konu alıyor olmasıydı. Tanıdık karakterler derken iki oyunun birbiri ile bağlantısı varmış gibi gözükmesine sebep oluyorlardı. O yüzden figüran gibiler aslında dedim. Çünkü iki oyun özünde birbirinden farklı hikayelere sahip. Birisi John Marston hayatı, diğeri ise Arthur Morgan'nın hayatı. Yan karakterlerin de tabii ki oyun içindeki değişimleri mükkemmel işlenmişti. Ruh hallerini çok iyi yansıtmışlardı. Ama dediğim gibi bahsettiğim yan karakterlerin kötü anlatılışı veya önemsiz olması değil, RDR1 ve RDR2'nin hikayelerinin birbirinden farklı olmasıydı. Bir eleştirim yok yani RDR için. Kaliteli yapım.
 

Geri
Yukarı