Wolfenstein the Young Blood vs the New Clossus

Serinin, serinin güzelliğine, ağırlığına uymayan son oyunu: Youngblood.


Oyunu almayı düşünenler için, kafalarındaki soru işaretlerini gidermek adına birçok noktaya değindim. Yine sorularınız olursa sorabilirsiniz.

Hikaye
Oyun 1980'lerde, Paris'te geçiyor. Görev için gittiği Paris'te Blazkowicz'ten haber alınamıyor. Blazkowicz'in kızları ile oynadığımız bu oyunda, hikayenin genelinde Blazkowicz'e ait iz aramak için gereken altyapıyı kuruyoruz diyebiliriz. Ardından 3 ana karargaha girip yargı dağıtmaya başlıyoruz. En sonunda final kaçınılmaz oluyor. Hikaye bu kadar, ara sahne yok denecek kadar az. New Colossus'taki gibi film havasında geçen bir oyun beklemeyin. Sürekli çatışıyoruz, hunharca mermi boşaltıyoruz düşmanların üzerine.

Jess & Soph
Kızlar da işin ciddiyetinde değil. Aralarındaki muhabbetten bunu anlayabiliyorsunuz. Bazen aşırı sulu şakalar yapıyorlar. Bu noktada -oyunu tek oynuyorsanız- kardeşinizin sizi birçok noktada ele vermesini ben buna bağlıyorum. Beceriksizler sonuçta. Babaları kadar iyi olmayacağını hepimiz iyi biliyoruz.

Oynanış
Oyunun, oynanış ve mantık olarak Tom Clancy's The Division 2'den (ilkini bilmiyorum, belki o da aynıdır) farkı yok. Sadece FPS olarak oynuyorsunuz. Kısaca, bir harita var. Verilen görevleri o haritadaki bölgelere giderek tamamlıyoruz. Ancak gerek grafikleri, sesleri, gerekse vuruş hissiyatı olarak sizi her türlü tatmin ediyor eski oyunları gibi.

Harita
Oyunda belli başlı birkaç bölge var. Her bölgede en az 5-6 tane görev yaptığımızı, bölgeye hep aynı yerden giriş yaptığımızı ve her seferinde aynı düşmanlarla karşılaşmamızı ele alırsak, oyun inanılmaz derecede tekrara düşüyor diyebiliriz. Bazı bölgelerde farklı görevlere geçiş yolları var. Birkaç dakika gezinerek bu geçişleri bulabilirsiniz. Yalnız dikkat edin, geçiş yaptığınız görev sizi aşabilir. "Ben yandım siz yanmayın" demek istediğim bu duruma düşmeyin. Normalde ilerde yapmanız gereken göreve şimdi girdiğiniz için düşman seviyeleri sizden çok yüksek oluyor. Bunu, düşman isminin yanındaki kuru kafa simgesinden anlayabilirsiniz. Bunlara saldırmayın. Sizin merminiz onları gıdıklarken onlar size tek atıyorlar. Sabredin, ilerleyen bölümlerde onların rahatça içinden geçebilecek hale geleceksiniz.

Düşmanlar rastgele spawn oluyorlar. Sırtını duvara dayasan duvardan ateş edecekler yani o derece. Temizlediğiniz bölgeden çıkıp tekrar girdiğiniz zaman hiçbir şey olmamış gibi geziniyorlar etrafta.

Free Roam
Oyunda bir diğer güzel şey ise tüm haritayı "free roam" tarzında dolaşabilmeniz. Tüm parçaları toplayabilir, sürekli respawn olan düşmanları öldürerek karakteriniz ve silahlarınızı fulleyebilirsiniz.

Yükseltmeler
Oyunda karakter ve silah geliştirmeleri mevcut. Bir hayli fazla çeşitlilik var. Hele ki karakter geliştirmelerini tamamlamak istiyorsanız dönüp dolaşıp görevleri tekrar etmeniz, Catacombs'tan görev almanız gerekiyor. "Yok ben hikayeyi tamamlasam yeterli." de diyebilirsiniz. Oyun size bu noktada herhangi bir şey dayatmıyor.

Co-Op
Co-op olayı güzel olmuş. Herhangi bir sorun yaşamadım. Tek sorun, kuzenin gelmemesiydi. Sağolasın kuzen.
Co-op'ta kendiniz oyun kurabiliyor veya bir oyuna katılabiliyorsunuz. Kendiniz kurduğunuzda da oyununuzu "Herkese açık" yapabilir, herhangi birinin size katılmasına izin verebilirsiniz. Veya bir diğer seçenek "Invite Only" ile davet üzerine arkadaşlarınızın size katılmasına izin verebilirsiniz. Ya da "Private" diyerek tek başınıza oynayabilirsiniz.
Aynı şekilde, "Join Game" ile arkadaşınızın veya herhangi bir online oyuncunun oyununa katılabilirsiniz.

Sonuç
Oyunu, ilk 3 oyunun hatrına öneriyorum. Diğer 3 oyuna sahip olduğum için 25 lira civarına geldi bana. Severek de oynadım. Olumsuz yorum yazan arkadaşlar da bir yerde haklılar. Wolfenstein kalitesine yakışmayan bir oyun olmuş. Bu oyun Wolfenstein'dan bağımsız bir oyun olsa bu fiyatı kesin hak eder deyip olumlu yorum yazacaklarına da eminim o arkadaşların.

Umarım geliştirici firma bu oyuna yapılan eleştirilere kulak asar da sonraki oyunu özüne dönmüş bir şekilde görebiliriz.