Yahya Nuroğlu
Kilopat
- Katılım
- 22 Nisan 2020
- Mesajlar
- 5.223
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 16
Bu kadarına da pes. Onun şundan farkı yok:
Cahillik ve önyargı diyorum.Bu kadarına da pes. Onun şundan farkı yok:
Eki Görüntüle 903621
Doğalı varken neden yapay olanını yiyeyim? Böyle bir şeyi neden yapmışlar bunu da anlamadım.Cahillik ve önyargı diyorum.
Bir tane daha geldi. Kaç defa anlattık. Sizin için toparladım ana mevzuyu:Kendimi yerim daha iyi, olması bile saçmalık bence.
İnekler ozon tabakasına büyük zararlar veriyor. Yapay et ise "yapay" olduğu için besin değerleri daha yüksek. Ben yapay et yerim şahsen. En azından hayvanlara bir faydamız dokunur.
Hayır, et dünyanın kaynaklarını tüketiyor. Hayvanın yediği şeylerin sadece %3'ü ete dönüşüyor. Gaz emisyonun %15'i et yüzünden. Her gün 200 milyon canlıyı öldürmemiz de cabası. Et üretimi aşamasında hayvanlara verilen antibiyotik bizim direncimizi düşürüyor.
Ana fikri kaçırıyorsunuz. Buradaki ana mevzu eti daha ucuza mâl etmek ve dediğim gibi ineklerin doğaya zararlarını azaltmak. Kırmızı et zaten pek sağlıklı bir şey değil.
Yaşamalarına izin vereceğiz.
Buna ihtiyacımız varken, vücudumuzun ihtiyacı varken vejetaryen ya da vegan olmayı açıkçası doğru bulmuyorum. Ancak hiçbir hayvan acı çekmeden ben yine ihtiyacım olanı alabileceksem neden tercih etmeyeyim?
Kaç kere anlattık. İnsan nereye elini atarsa oranın düzenini bozuyor ve hayvanlara hiçbir faydamız yok. Bu yüzden doğanın düzenini az da olsa eski haline döndürmek için bu adım atılıyor. Bu ilk sebep. 2. sebep ise ineklerin ozon tabakasına zararı çok büyük.
İneklerin ürettiği methan gazı, araçların ürettiği karbon dioksit'ten çok daha zararlı ve küresel ısınmaya etkisi de daha fazla. Yapay etin asıl amacı veganları mutlu etmek değil, eti için yetiştirilen sığır miktarının azaltılması.
@shamil0v Kırmızı ette bizim sindirim sistemimizde parçalanamayan doymuş yağ miktarı çok yüksek. Bu yağ zamanla dolaşım sistemi içinde tıkanmalara neden oluyor, yapılan araştırmalara göre kalp krizi başta olmak üzere ölüm nedenlerinin erkeklerde %9.3, kadınlarda %7.6'lık oranın aşırı kırmızı et tüketiminden olduğu hesaplanıyor.
Kolesterol dolaşım sistemi içinde uzun vadede zararlı. Bunun yanında kırmızı et dahil yüksek et tüketimi aşırı protein birikmesine neden oluyor, bu da gut hastalığı başta olmak üzere orta vadede ortaya çıkan başka hastalıklara neden oluyor.
Risk in Red Meat?
A new study adds to the evidence that eating red meat on a regular basis may shorten your lifespan. The findings suggest that meat eaters might help improve their health by substituting other foods for some of the red meat they eat.www.nih.gov
Picking Healthy Proteins
The American Heart Association recommends choosing healthy sources of proteins.www.heart.org
Can the foods you eat help to control gout?
A gout diet isn't a treatment for gout, but it may help you manage your attacks.www.mayoclinic.org
10 saniye araştırma ile ulaşabilirsiniz. Sığırların ozon tabakasına zararları, bizim besin zincirine zararlarımız, kırmızı etin kolesterol arttırması ve kalp-damar yağlanmasına yol açması diyebiliriz kısaca. Ronaldo'nun yemek menüsüne bakarsanız kırmızı et yemediğini görürsünüz. Niye sizce?
ÖĞÜN #1 Protein
gKarb
gYağ
gKalori
kcal56g yulaf ezmesi 6 40 4 200 3 yumurta (7 beyaz) 19 0 14 215 portakal suyu 0 30 0 120 25 70 18 535 ÖĞÜN #2 Protein
gKarb
gYağ
gKalori
kcal60g tahıl ürünü (makarna) 4 44 1 200 170g brokoli 0 4 0 50 170g tavuk göğüs 38 0 4.5 204 salata 1 3 0 15 3 küçük boy patates 6.7 72 0.3 313 49.7 123 5.8 782 ÖĞÜN #3 Protein
gKarb
gYağ
gKalori
kcalbüyük ton balığı + yağı 36 1 17 309 2 dilim ekmek 6.5 42 0.7 205 meyve suyu 0 30 0 120 42.5 73 17.7 634 ÖĞÜN #4 Protein
gKarb
gYağ
gKalori
kcal170g tavuk göğüs 38 0 4.5 204 1 kase bulgur (pirinç) 9 53 0.7 239 47 53 5.2 443 ÖĞÜN #5 Protein
gKarb
gYağ
gKalori
kcal1 muz 1.8 39 0.5 151 1 elma 0.2 12 0.1 45 2 51 0.6 196 ÖĞÜN #6 Protein
gKarb
gYağ
gKalori
kcal200g haşlanmış fasulye 11.4 40 0 206 170g tavuk göğüs 38 0 4.5 204 49.4 40 4.5 410
Kırmızı etten eser yok. Neden? Çünkü zararlı! İhtiyacı olan proteini tavuk etinden alıyor.
Doğal et üretiminin temiz su kaynaklarına ne kadar büyük bir zararı olduğunu ya da biyolojik olarak aşırı miktarlarda metan/karbondioksit çıkaran besi hayvanlarının aşırı çoğaltılmasının atmosferdeki etkilerini bilmiyorlar. Üstelik sürekli artacak nüfusu "doğal" şekilde beslemenin artık imkansızlığını da anlamadıkları için gelecekte mecburen yapay et tüketmek zorunda kalacaklarını anlayamıyorlar.
Dünya'nın öz kaynaklarının sınırlı olduğunu, belli bir düzeyin üzerinde olan tüketimlerin bu kaynaklarda geri dönülemez tahribatlara neden olduğunu anlamak zor değil aslında. Bence sadece kabul etmek istemiyorlar, alışkanlıklardaki büyük değişimler her zaman çoğunluk tarafından kabullenilmek istemez.
Birincisi, yine istediğiniz ve hatta ihtiyaç duyduğunuz besini tüketirken; herhangi bir hayvanın bunun için ölmediğini, doğumundan ölümüne kadar belki de kendi etrafında dönemeyeceği kadar bir alana tıkılmış ve annesinden ayrılmış, psikolojisi hayat boyu berbat olan bir hayvanın hayatına sebep olmayacağınızı bildiğiniz için mutlu olmuyorsanız bu benim için canilikten farklı görünmüyor.
İkincisi, yaşadığımız gezegenin kaynakları belli ve gelecekte muhtemelen yapay et tüketmek bir zorunluluk olacak.
Hayvanlar zaten kesilmek için yaratıldı demek ne kadar saçma bir düşünce. Bu kuralı kim koyuyor cehaletten ağzı kokan dinler mi? İnsanın zorunda kalmadığı sürece hayvan kesmesi canilikten başka bir şey değil. Hayvanın canına kıyabilecek mantaliteye sahip kişi başka bir insanı da öldürecek cesarete sahip olur.
Cahil bir hakaret değil.Doğalı varken neden yapay olanını yiyeyim? Böyle bir şeyi neden yapmışlar bunu da anlamadım.
Bu arada laflarınızı tartarak konuşun.
Bir tane daha geldi. Kaç defa anlattık. Sizin için toparladım ana mevzuyu:
"Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır." diye boşuna dememişler.Bir tane daha geldi. Kaç defa anlattık. Sizin için toparladım ana mevzuyu:
Tam da buraya uyan bir söz. 20 sayfadır anlatamadık niye yapay ete geçilmesi gerektiğini..."Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır." diye boşuna dememişler.