Yaşadığınız hikayelerden bir duble

@wontagadra Evet. Bu resmi düzenleyip atıyorum hatta.
20190625_154233.jpg
 
5. sınıfta en büyük fantezim cam şişe kırmaktı. Okulun bahçesinden toprak olan yere atıyordum çok zevkli geliyordu o kırılma sesi neyse bir gün yine şişe kırıyorum arkada Fen öğretmeni yakaladı hocanında yazdırma fantezisi var 200 kez "Cam şişe kırdığım için özür dilerim" yazdım ondan sonra bir daha yapmadım.
 
Yine ufakken bir inşaat çukuru yanındaki bir kulübenin camlarını taşlayıp kırıyorduk arkadaşlarla. Çok zevklidir cam kırmak herkese tavsiye ederim. :) Biz de böyle zevk içinde camı taşlarken, bir anda bize doğru koşan bir adam belirdi karşıda. Biz de tabi görür görmez kaçmaya başladık. 3 arkadaştık ama adam beni kovalamayı tercih etmişti. Hızla kaçıyordum ve adam da kovalıyordu. Nefesini ensemde hissettiğim bir anda bir manevra yaparak inşaat çukurundan sağa doğru yön değiştirip kurtulmuştum. Yaramaz bir çocuk da değildim ama oluyordu böyle şeyler arada.
5. sınıfta en büyük fantezim cam şişe kırmaktı. Okulun bahçesinden toprak olan yere atıyordum çok zevkli geliyordu o kırılma sesi neyse bir gün yine şişe kırıyorum arkada Fen öğretmeni yakaladı hocanında yazdırma fantezisi var 200 kez "Cam şişe kırdığım için özür dilerim" yazdım ondan sonra bir daha yapmadım.
Böyle durumlarda yakalanmamak gerek. :)
 
Böyle durumlarda yakalanmamak gerek. :)
6-7 ay yapmışımdır herhalde nöbetçi öğretmen değismişti sanırım o gün onun geleceğini hiç beklemedim ondan sonrada o tarafa baktı sürekli tabii 😶

Derste konuşursanda 20 ile başlıyor katları artıyordu ders sonuna kadar yazamazsan yine artıyordu 100 geçersen ayakta yazıyordun ve hoca 1-2hafta unutmuyordu o yüzden sürekli artıyordu 😀

400 yazmamak için risk almadım 😒
 
6-7 ay yapmışımdır herhalde nöbetçi öğretmen değismişti sanırım o gün onun geleceğini hiç beklemedim ondan sonrada o tarafa baktı sürekli tabii 😶

Derste konuşursanda 20 ile başlıyor katları artıyordu ders sonuna kadar yazamazsan yine artıyordu 100 geçersen ayakta yazıyordun ve hoca 1-2hafta unutmuyordu o yüzden sürekli artıyordu 😀

400 yazmamak için risk almadım 😒
İyi en azından vücudunda cetvel kıran biri değilmiş. :)
 
Tam tarihi hatırlamıyorum. Geçtiğimiz şubat. Bir gece, saat 03:30 sıralarında karnım guruldamaya başladı. Evde kuru ekmek bile yok. Çıkayım da fırına falan gideyim simit poğaça alayım dedim. Ama soğuktan ve açlıktan nevri dönmüş sokak köpeklerinin de nam saldığı dönemlerdeyiz o aralar (Bir kaç sefer canımı zor kurtarmışlığım var). Dışarıda köpek reislerin sesleri artmaya başladı, yine birilerini kovalıyorlar belli ki. Benim de midem bağımsızlık ilan etti edecek. Nasıl etsem ne yapsam derken aklıma kuru sıkı tabancam geldi. "Yanıma alayım da yine etrafımı sararlar ise havaya iki el ateş açarım dağılırlar." DEDİM. Çıktım dışarı bankamatiğe doğru gidiyorum. Zifiri karanlık. Köpek tayfa sokağın diğer ucunda köşede mevzilenmiş. Beni görünce ayaklandılar havlamalar arttı sayıları çoğaldı, bana baktıklarında Happy Meal Menü gördüklerine emindim.
Köşeyi dönen bir traktör, gürültüsüyle ve her yerindeki spot lambalarla köpekleri ürkütüp az da olsa sakinleşmelerini sağladı. Fırına ulaşabilmek için köpeklerin arasından geçmem gerekiyordu. Karanlıkta tek gördüğüm sokak lambasının altında 4 - 5 köpek (sürünün görünen kısmı)! ve devasa ışıklandırmaya sahip bir Traktör! Elimi belime attım tedirgin ve sıkıntı içinde traktöre doğru ilerlemeye başladım. Traktörü adeta checkpoint niyetine kullanıyordum. Traktöre doğru elim belimde, hızlı hızlı yürüyordum, yaklaştım, bir yandan hızımı arttırıyor diğer yandan belimde ki silahımı iyice kavrıyordum. Derken traktör deyip durduğum aracın kapıları açıldı. Kapıya yansıyan ışıkla özel harekat amblemini görmem, aracın üzerinde ki devasa makinalı tüfeğin bana doğru baktığını farketmem bir oldu. Açılan kapılardan aşağı bir anda inen kar maskeli tam teçhizat tim bana keskin bakışlar atıyordu. Hiç bozmadan "meğer pantolonumu düzeltiyormuşum" gibi yapıp elimi belimden indirdim. Yanlarından geçerken "Kolay gelsin abiy" dedimse de termal kameradan bakıldığında renkten renge girdiğime eminim. Fırından alacağımı aldım çıkarken onlar da fırına girdiler ve bir şeyler alırken bana dikkatli bakmaya devam ettiler. Eve dönerken soğuk soğuk terler attım.
Meğer bir kış gecesi elim belimde hızlı hızlı bir özel harekat aracına doğru yürüyormuşum. Az kalsın saçma sapan bir şekilde kendimi vurdurtuyordum. Bu da böyle bir anımdır.

Merak edenler için Traktör(!) 'ün resmi ektedir.
 

Dosya Ekleri

  • TRSF-Ejder.jpg
    TRSF-Ejder.jpg
    35,3 KB · Görüntüleme: 50
Tam tarihi hatırlamıyorum. Geçtiğimiz şubat. Bir gece, saat 03:30 sıralarında karnım guruldamaya başladı. Evde kuru ekmek bile yok. Çıkayım da fırına falan gideyim simit poğaça alayım dedim. Ama soğuktan ve açlıktan nevri dönmüş sokak köpeklerinin de nam saldığı dönemlerdeyiz o aralar (Bir kaç sefer canımı zor kurtarmışlığım var). Dışarıda köpek reislerin sesleri artmaya başladı, yine birilerini kovalıyorlar belli ki. Benim de midem bağımsızlık ilan etti edecek. Nasıl etsem ne yapsam derken aklıma kuru sıkı tabancam geldi. "Yanıma alayım da yine etrafımı sararlar ise havaya iki el ateş açarım dağılırlar." DEDİM. Çıktım dışarı bankamatiğe doğru gidiyorum. Zifiri karanlık. Köpek tayfa sokağın diğer ucunda köşede mevzilenmiş. Beni görünce ayaklandılar havlamalar arttı sayıları çoğaldı, bana baktıklarında Happy Meal Menü gördüklerine emindim.
Köşeyi dönen bir traktör, gürültüsüyle ve her yerindeki spot lambalarla köpekleri ürkütüp az da olsa sakinleşmelerini sağladı. Fırına ulaşabilmek için köpeklerin arasından geçmem gerekiyordu. Karanlıkta tek gördüğüm sokak lambasının altında 4 - 5 köpek (sürünün görünen kısmı)! ve devasa ışıklandırmaya sahip bir Traktör! Elimi belime attım tedirgin ve sıkıntı içinde traktöre doğru ilerlemeye başladım. Traktörü adeta checkpoint niyetine kullanıyordum. Traktöre doğru elim belimde, hızlı hızlı yürüyordum, yaklaştım, bir yandan hızımı arttırıyor diğer yandan belimde ki silahımı iyice kavrıyordum. Derken traktör deyip durduğum aracın kapıları açıldı. Kapıya yansıyan ışıkla özel harekat amblemini görmem, aracın üzerinde ki devasa makinalı tüfeğin bana doğru baktığını farketmem bir oldu. Açılan kapılardan aşağı bir anda inen kar maskeli tam teçhizat tim bana keskin bakışlar atıyordu. Hiç bozmadan "meğer pantolonumu düzeltiyormuşum" gibi yapıp elimi belimden indirdim. Yanlarından geçerken "Kolay gelsin abiy" dedimse de termal kameradan bakıldığında renkten renge girdiğime eminim. Fırından alacağımı aldım çıkarken onlar da fırına girdiler ve bir şeyler alırken bana dikkatli bakmaya devam ettiler. Eve dönerken soğuk soğuk terler attım.
Meğer bir kış gecesi elim belimde hızlı hızlı bir özel harekat aracına doğru yürüyormuşum. Az kalsın saçma sapan bir şekilde kendimi vurdurtuyordum. Bu da böyle bir anımdır.

Merak edenler için Traktör(!) 'ün resmi ektedir.
Vay be [emoji3] şehirde yaşıyorsan da yanına tabanca almazsın yani ne bileyim sopa felan alsaydın [emoji23] iyi atlatmışsın
 
Vay be [emoji3] şehirde yaşıyorsan da yanına tabanca almazsın yani ne bileyim sopa felan alsaydın [emoji23] iyi atlatmışsın
Sopa mantıklı evet ama bahsettiğim hayvanlara gücüm yetmez. Tabancayla ilk ve son dışarı çıkış hikayemdir zaten bu.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı