Yazılım Dilleri

Büyük hata. Okullar sadece bir standardı sana kazandırmaya çalışırlar, sen bunun ötesine geçecek bir şeyler yapmazsan senin gibi olan on milyonlarca kişiyle aynı düzeyde kalırsın. Kendini üniversitelerin ötesinde geliştirmezsen gelecekte de tamamen standart bir çalışan olarak insanların inanılmaz büyük bir kısmının yaşadığı kovulma ve hedeflerine ulaşamama riskleriyle yaşarsın. Ortalama bir hayat yaşamayı hedefleyip muhtemelen de bunu başaramadığın bir hayat istemezsin. Bu yaptığın akılcı olmak değil, kolaya kaçmak.

Üniversitedeyken 2. hatta 3. yabancı dilini öğrenmezsen, kendini %5'lik dilime sokacak yetileri elde edemezsen, okul bittikten sonra kapısını aşındırabileceğin ve işini sana hazırlayacak birkaç güçlü kişinin etrafında olamazsan geçmiş olsun. Çoğunuz bunu yapmıyorsunuz, önerileri de dinlemiyorsunuz ve ne yazık ki acı gerçekle hazırlıksızken karşılaşıyorsunuz. Acı gerçek şu; sizden milyonlarca, on milyonlarca hatta yüz milyonlarcası var... Bu kadar seçeneğin olduğu bir yerde sayısı fazla olan her şey gibi kıymetiniz de olmaz.
Söylediklerinde çok haklısın. Fakat ben asla okulda öğretilenle yetineyim diye düşünmüyorum. Ne öğreneceğimi hangi sırayı takip edeceğimi okula göre takip edeyim diyorum. Yani şu an almadığım bir dersin içeriğini şimdiden çalışmak yerine şimdiki dersi ayrıntısıyla öğreneyim diyorum. Sonuçta tamamen bağımsız gideceksem okulun da bir anlamı kalmıyor. Okulu takip etmekten kastım o, yoksa dediklerine kesinlikle katılıyorum ve elimden geldiğince fazlasına çalışıyorum. A diyorlarsa ben B'yi, C'yi D'yi de araştırıyorum.
 
Yazılım dilleri kadar yabancı dillere de önem vermende fayda var. "En az" 2 yabancı dili iyi düzeyde bilmezsen kendi yaptığın işi küresel pazara taşıyamazsın. Kazancın da içinde bulunduğun ülkeyle paralel düzeyde olur. Yaptığın işin ve kendi fiyatını küresel fiyatlandırmayla değil ülkenin şartlarına göre vermek zorunda kalırsın.
 
Yazılım dilleri kadar yabancı dillere de önem vermende fayda var. "En az" 2 yabancı dili iyi düzeyde bilmezsen kendi yaptığın işi küresel pazara taşıyamazsın. Kazancın da içinde bulunduğun ülkeyle paralel düzeyde olur.
Çok işime gelen şeyler söyledin, mutlu oldum. 2. yabancı dilimi öğreniyorum bir süredir.(İspanyolca). Sözüne güvenip üçüncüyü de planlamaya başlayacağım. En büyük hobilerimden biridir zaten, neden olmasın?
 
30 yaşına girerken 3. yabancı dil olarak Fransızca öğreneceğimi söyledim arkadaşlarıma, hepsi bu yaşta elinde defter kitapla derse mi gideceksin diyerek dalga geçti. Sadece 6. ayımda Fransızca mülakatla Paris'te bir iş bağlayıp kazancımı %40 artırıp, 8. ayda B2 sınavını verip uluslararası yeterliliğe sahip olup, şu anda da aktif olarak yardıra yardıra bu Paris'teki şirketten memnun değilim diye diğerleriyle iletişime geçebilme rahatlığımdan dolayı ağızları açık bakıyorlar.

Konu kendini geliştirmekse, özellikle de konu yabancı dil öğrenmekse yaşın önemi yok. Yeni dili yerinde kullanacak kabiliyetin varsa her yeni dil yeni bir kapıyı açıyor. Kendimde sevdiğim 2 özellik var. Birincisi; hiçbir zaman tek planlı olmamak. Mutlaka yolda giderken karşılaşacağım her duruma göre 3-4 farklı yol daha belirlerim, hiç yolda kalmadım bu sayede. İkincisi; alanım içinde olsun ya da olmasın fark etmez, elime ne geçerse araştırmak ve kendimi sürekli bir konuda geliştiriyor olmak.

Bu 2 özellik de şartlara adaptasyonu mecbur kılan yarı kölelik sistemimizdeki "görece" rahat bir hayat yaşamanın yolları arasındalar. Şartlara göre reaksiyon alamayan milyarlarca insandan farkını asıl yaratacak birkaç özellikten 2 tanesi bunlar. Gerçek anlamda üst düzey eğitim (öğretim değil) almış insanlara asıl kazandırılan özelliklerdendir bunlar. Başarılı ya da başarısız, kalifiye olmakla vasat olmak arasındaki farkı oluşturmak için böyle özellikler gerekiyor.
 
Herkes bir an önce uçmak ister. Hayal kurar. Sonra çakılır. Her şeyin bir zamanı var. Zaman da kısıtlı. Zamanı iyi değerlendirmek te bir sanat.
 
Aslında gidiyor. Hocaya bağlı.

Bu cümlenden C++'ta C dışında pek bir şey bilmiyormuşsun gibi görünüyor.

Küçük çocuklar bilmiyor. Hatta kimse bilmiyor. Herkesin bildiği temel şeyler. if-else, for-while vb. şeyler. Düzgün kod yaz deyince herkes yok oluyor. Ama birisi dil önerisi istese koşa koşa Python önermesini biliyorlar.
Technopat'ta çok görüyoruz. Adam if-else dışında bir şey bilmiyor, belli. İnternette bir sürü kaynak olduğu ve sağ olsun beyefendi gram İngilizce bilmediği için milletten kod çalıp kendisi bir şeyler yapmaya çalışırken çok absürt hatalar yapıyor. Bu Python bilmek değil.

Sen dil deği, Syntax öğreniyorsun anlaşılan. Dil öğrenmek o kadar da kolay değil. Her dilde asal sayı bulan program yazabilince o dili biliyor olmuyorsun.

Aynen öyle. Çünkü dil öğrenmek o kadar da kolay değil. Oturup gelişmen lazım.

Ondan bahset. Elinde bir dil olsun. Ben bunu biliyordum diyebil. Senin bakış açınla ben belki 10 dil biliyorum ama birisi sorsa C++'tan anlarım derim, o kadar.

Bilgisayar mühendisliği sadece dil öğrenmek değil. Yazılım mühendisliği o. Hatta o bile ondan biraz daha fazlası. O python biliyorum diyen adamlara tree dediğinde trene bakar gibi bakarlar sana. Ama sen öyle olmamalısın.

Farkında mısın bilmiyorum ama sen C++ görmüyorsun. C++ üzerinden veri yapıları dersi görüyorsun. Asıl olay o. Ama sana göre başka bir dil öğrenme dersi gibi duruyor.

Okulla beraber götürme. Okuldakini bitirip üstüne kendini geliştir. Sen okuldakini pek bitirmiş değil gibisin.
Forumda programlama bölümünde gördüğüm en iyi yanıtlardan. Bilmeyen insanları aydınlattığınız için kendi adıma teşekkürler.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı