Yazılım ve algoritma her bireyin yapabileceği ve sevebileceği bir iş değildir. Klişe olabilir ancak geleceği var diye kafana göre dalmadan önce tercih edeceğin meslek ile alakalı ön bilgi topla, deneyim elde et. Hepsinden de en önemlisi kendi karakterini iyi analiz et. Ben sosyal kimliği ön planda olan birisi olarak çok iyi bir üniversitede fena da olmayan bir puan ile Bilgisayar Programcılığı tercih etmiştim. Giderken DGS ile iyi bir üniye geçerim en olmadı LYS ile vasat bir yerde bilgisayar mühendisliği yazarım diyordum. Fakat okul yıllar geçtikçe bitmedi. Masa başında durmaktan hiç haz etmediğimi fark ettim. Okuldaki bireyler bir an önce eve gitmek isteyen elemanlardı ben bundan hoşlanmadığım için başka bölümden çocuklarla ya da okul futbol takımlarından elemanlarla arkadaşlık yapıyordum. Yıllar içerisinde okulu bitirememe ve ısınamama sorunu yüzünden tercih ettiğim ve bana zarara yol açan kelebek etkisi diyebileceğim tercihleri bilsen oturur ağlarsın. Bu süreçte babamı dahi kaybettim (ki bunun kadar başka büyük major sonuçları da oldu) yetmezmiş gibi sağlık falan da baya olumsuz etkilendi. Sürekli kendini geliştirme hususu, linkedin gibi herkesin kendini CEO, CTO, CFO olarak tanıttığı ama yalan konuştuğu gerçekte işsiz yuvası olan platformlar, farklı olacağım diye tarzanca konuşulan plazalar, sürekli milyonlarca şey öğrenmeni bekleyen ama öğretmen kadar maaş vermeyen patronlar gibi sebepler yüzünden ben yazılıma devam etmedim. Öğretmenleri küçümsemek değil derdimiz her mesleğin erbabına saygımız var ancak bir tarafta gece gündüz ve ömürlük öğrenmenin devam ettiği, kapitalizmin kırbacının ensende olan özel sektör mesleği ile kıyaslarsak öğretmenlik mesleği çok daha rahat kendi arkadaşlarımdan biliyorum. Yazılımda da Türkiyede şartlarında ortalama olarak öyle büyük paralar verilmiyor. Freelance işler desen hayatsız hintlilerle mücadele etmek çok zor. Rekabet edeyim desen ömür boyu ne kız arkadaşın olur ne sosyal hayatın.
Bilgisayar başında çalışan çoğu insanın şişmanlaması, asosyalleşmesi gibi durumlar da cabası. Mesleğini icra ederken yeni insanlarla tanışman çok zor. Verdiğin emeğin karşılığında yeterince saygı falan da görmüyorsun. Hele freelancer olan çalışıyorsan ve akrabaların yoğun yaşadığı yerlerdeysen insanlar seni evde oturan işsiz güçsüz birisi olarak görebilir. Toplumun özellikle evde duran erkeklere negatif baktığını gözlemliyorum. Dolayısıyla ekran başında, fazla saygı görmediğin, sosyalleşemediğin, kilo aldığın, fiziki kabiliyetini yavaş yavaş kaybettiğin, monoton bir iş hayatın oluyor. Bu tehlikeleri görünce hemen uzaklaşıp daha kolluk kuvvetleri alanındaki işlere yöneldim. Bunlar benim deneyim ve gözlemleri belki sen çok sevebilirsin ancak bunları hayatın kararmasın diye yazmak istedim. Yani büyük bir yazılımcı olabilirsin ancak gitmeden iyi öğren ve kendini dene. Karavana dalma hiçbir işine yoksa bana benzer yıkıcı şeyler yaşarsın. Az kazandıran bir işini inanılmaz seversen çok kazandırıyor denilen ama o kadar da sevmediğin işlere göre çok daha büyük paralar kazanırsın. Çünkü insan sevdiği işe emek ve zaman ayırır hatta o iş onun için keyiftir haliyle işinde iyi olur ve milyon liralar bile kazanabilir. Ancak sevmediğin işte geçirdiğin zaman zor gelir ve vasat biri olur çıkarsın. Hayatında başarılar kafana takılan bir şey olursa özelden sorabilirsin.