Ulaş Ezgin
Decapat
- Katılım
- 31 Mayıs 2020
- Mesajlar
- 279
Artık dünyada savaş terimi neredeyse kalmadı. İnsanlık tarihindeki en uzun barış dönemini yaşıyoruz ve bu büyük ihtimalle böyle devam edecek. Eskiden olduğu gibi insan hakları yok sayılmıyor. Dünya globalleşti. Herkes herkes ile bağlantılı. Devletlerin çıkarları eskiden savaş ile ticaretten daha fazla olduğu için sürekli savaşlar çıkıyordu. Fakat her şey gibi savaş stratejileri de globalleştiği için artık durum böyle değil. Herkes herkes ile ticaret yapıyor ve eskisi gibi savaşlar artık açık alanlarda muharebe şeklinde olmuyor. Tüm sınır cephe oluyor ve bu cepheler şehir, dağ, nehir, ova fark etmiyor. Savaş tüm ülkeden geçiyor. Ayrıca savaşa girmek demek sivil üretimi bırakmak, tüm üretimi orduya odaklamak demek, ekonominin çok büyük zararlar görmesi demek, diğer ülkelerden ambargo demek ve eskiye kıyasla çok büyük oranda sivil kaybı demek. Birleşmiş milletler gibi uluslararası örgütlerin oluşması da buna çanak tutuyor. Daha fazla dünya savaşı olacağını sanmıyorum çünkü artık herkes herkes ile bağlantılı. Çin Amerika'ya, Amerika'da Çin'e bağlı. Büyük çaplı savaşlar görmeyeceğiz ama büyük devletlerin yarattığı proxy savaşlar devam edecek. Bu çatışma da onlardan biri. Ama merak etmeyin, Türkiye'de Rusya'da savaşa karışamaz. En fazla iki taraf da silah desteği yapabilir veya birbirlerini provoke edebilir. Bunu şöyle anlatırsak:
Rusya ile savaşa girmek Rusya'nın tüm güney Rusya ticaret hatlarını tıkar. Karadeniz'den çıkamayacağı için eli kolu bağlanır. Zaten Rusya'nın yıllardır ana politikalarından biri olan "sıcak denizlere inme" politikası da buradan geliyor. Dünya'ya açılırken başka bir ülkeye bağlı olmamak. Bazıları "direkt Türkiye'ye girer onun olur." Diyebilir ama bunu diyen arkadaş dünya politikalarına hiç dikkat etmemiştir sanırım.
1. Türkiye'nin ordusu zayıf değil. Ekonomimiz ne kadar kötü olsa da Türkiye orta doğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, doğu Akdeniz'de ve Karadeniz'de lokal bir güç. Askeri gücümüz yerli yerinde ve Rus kuvvetleri elini kolunu sallayarak Anadolu'ya giremez.
2. nato bu duruma sessiz kalmaz. Türkiye zaten Nato'da yeteri kadar sorun çıkartıyor iken, bir de Rusya tarafından kontrol edilen bir Türkiye'nin ABD ve ittifaklarına orta doğu'da ve doğu Akdeniz'de ne kadar sorun çıkartabileceğini düşünün. Nato buna sessiz kalamaz. Bu yüzden de Rusya böyle bir hamle yapamaz.
3. Anadolu ve boğazlar girilmesi ve ilerlemesi çok zor topraklar. Rusya bize saldıracak ise 2 yolu var: Çıkartma ve Gürcistan. Çıkartma planlanırsa Türkiye Rus kuvvetlerini çok kolay bir şekilde tutabilir. Türkiye'nin Karadeniz sahilleri dağlık ve çıkartmaya elverişsiz topraklar. Zaten İstanbul gibi bir boğaza çıkartma atmak hepsinden daha zor. Gürcistan cephesinden ilerlemek isterse öncelikle tarafsız bir devlete savaş ilan etmek zorunda kalacak bu da dünya devletlerini karşısına alması demek. Ayrıca, Türkiye ve Gürcistan birlikte çalışırsa Rusya'yı kafkas dağlarında tutabiliriz.
Ama böyle bir savaşı Türkiye'de göze alamaz.
1. ekonomimiz çok kötü. Bir savaşı atlatamayız.
2. Rusya ile iyi ticaret bağlarımız var.
3. ve en önemlisi: Rusya bizim ABD'ye karşı kozumuz. Evet bu doğru bir şey. Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama şu anki hükümetin en sık kullandığı dış ilişkiler taktiğinden biri bu. Ne zaman ABD ile aramız bozulursa Rusya'ya yakınlaşıyoruz. ABD Rusya ile ittifak bir Türkiye'yi göze alamaz. Biz de bu durumu kendi lehimize kullanmalıyız. İkisi arasında bir tahtırevallideki gibi yer değiştirerek dengeyi sağlamalıyız.
Rusya ile savaşa girmek Rusya'nın tüm güney Rusya ticaret hatlarını tıkar. Karadeniz'den çıkamayacağı için eli kolu bağlanır. Zaten Rusya'nın yıllardır ana politikalarından biri olan "sıcak denizlere inme" politikası da buradan geliyor. Dünya'ya açılırken başka bir ülkeye bağlı olmamak. Bazıları "direkt Türkiye'ye girer onun olur." Diyebilir ama bunu diyen arkadaş dünya politikalarına hiç dikkat etmemiştir sanırım.
1. Türkiye'nin ordusu zayıf değil. Ekonomimiz ne kadar kötü olsa da Türkiye orta doğu'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, doğu Akdeniz'de ve Karadeniz'de lokal bir güç. Askeri gücümüz yerli yerinde ve Rus kuvvetleri elini kolunu sallayarak Anadolu'ya giremez.
2. nato bu duruma sessiz kalmaz. Türkiye zaten Nato'da yeteri kadar sorun çıkartıyor iken, bir de Rusya tarafından kontrol edilen bir Türkiye'nin ABD ve ittifaklarına orta doğu'da ve doğu Akdeniz'de ne kadar sorun çıkartabileceğini düşünün. Nato buna sessiz kalamaz. Bu yüzden de Rusya böyle bir hamle yapamaz.
3. Anadolu ve boğazlar girilmesi ve ilerlemesi çok zor topraklar. Rusya bize saldıracak ise 2 yolu var: Çıkartma ve Gürcistan. Çıkartma planlanırsa Türkiye Rus kuvvetlerini çok kolay bir şekilde tutabilir. Türkiye'nin Karadeniz sahilleri dağlık ve çıkartmaya elverişsiz topraklar. Zaten İstanbul gibi bir boğaza çıkartma atmak hepsinden daha zor. Gürcistan cephesinden ilerlemek isterse öncelikle tarafsız bir devlete savaş ilan etmek zorunda kalacak bu da dünya devletlerini karşısına alması demek. Ayrıca, Türkiye ve Gürcistan birlikte çalışırsa Rusya'yı kafkas dağlarında tutabiliriz.
Ama böyle bir savaşı Türkiye'de göze alamaz.
1. ekonomimiz çok kötü. Bir savaşı atlatamayız.
2. Rusya ile iyi ticaret bağlarımız var.
3. ve en önemlisi: Rusya bizim ABD'ye karşı kozumuz. Evet bu doğru bir şey. Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama şu anki hükümetin en sık kullandığı dış ilişkiler taktiğinden biri bu. Ne zaman ABD ile aramız bozulursa Rusya'ya yakınlaşıyoruz. ABD Rusya ile ittifak bir Türkiye'yi göze alamaz. Biz de bu durumu kendi lehimize kullanmalıyız. İkisi arasında bir tahtırevallideki gibi yer değiştirerek dengeyi sağlamalıyız.
