Yere çöp atan ve tüküren insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Temizlik imandan gelebilir ama temiz ülkelere baktığımızda Japonya Singapur gibi eğitim sistemlerinde olduğunu görüyoruz.
Yalnız Japonya'daki temizlik eğitimden kaynaklı değil, ülkenin zorunlu kanunlarından kaynaklı. Atık yönetimi yasası diye bir sistemleri var ve ceza sistemleri de bayağı katı. Yıllık çöp takvimi var onlarda. Neredeyse herkesin evinde 6-7 ayrı çöpü bulunmak zorunda. İşte cam için ayrı, plastik için ayrı, ağaç ürünleri için ayrı. Hepsinin de ayrı ayrı çöp poşeti var. Marketten ayrı ayrı alıp kullanmak zorundasın. Atıyorum iş yerinde bir yemek yedin veya kahve içtin. Onu yanında taşıyıp evine getirip evindeki çöpe atmak zorundasın. Veya dışarda gezerek yemek yiyemezsin, zaten kültürlerinde yok. Yemeği satın aldığın yerde yiyip çöpünü geri teslim etmen lazım. Veya yanında taşıyıp evine götürmen lazım. Öyle evindeki biriken çöpü de kafana göre götüreyim de çöp konteynırına atayım diyemezsin. Sokaklarda çöp konteynırı yok. Çöpünü biriktirip belirtilen bölgelerdeki geri dönüşüm tesislerine teslim ediyorsun. Oda yıllık çöp takvimine göre. Yani atıyorum gıda atıkları haftada 2 kere, cam 2 haftada bir, teneke 3 haftada bir gibi belirtilen zamanlarda teslim etmek zorundasın. Onu da kafana göre götürüp geri dönüşüme veremiyorsun yani. Kısacası bu eğitimden kaynaklı değil. Ülkedeki atık sisteminin cezası ağır bir disiplinle yönetilmesi ve Japonya'nın geri dönüşüme yüksek oranda önem vermesi. Tabi cezaları bize göre ağır onlar yıllardır günlük hayatlarında bu kurallara uydukları için onlara göre normal şeyler.
 
Yalnız Japonya'daki temizlik eğitimden kaynaklı değil, ülkenin zorunlu kanunlarından kaynaklı. Atık yönetimi yasası diye bir sistemleri var ve ceza sistemleri de bayağı katı. Yıllık çöp takvimi var onlarda. Neredeyse herkesin evinde 6-7 ayrı çöpü bulunmak zorunda. İşte cam için ayrı, plastik için ayrı, ağaç ürünleri için ayrı. Hepsinin de ayrı ayrı çöp poşeti var. Marketten ayrı ayrı alıp kullanmak zorundasın. Atıyorum iş yerinde bir yemek yedin veya kahve içtin. Onu yanında taşıyıp evine getirip evindeki çöpe atmak zorundasın. Veya dışarıda gezerek yemek yiyemezsin, zaten kültürlerinde yok. Yemeği satın aldığın yerde yiyip çöpünü geri teslim etmen lazım. Veya yanında taşıyıp evine götürmen lazım. Öyle evindeki biriken çöpü de kafana göre götüreyim de çöp konteynırına atayım diyemezsin. Sokaklarda çöp konteynırı yok. Çöpünü biriktirip belirtilen bölgelerdeki geri dönüşüm tesislerine teslim ediyorsun. Oda yıllık çöp takvimine göre. Yani atıyorum gıda atıkları haftada 2 kere, cam 2 haftada bir, teneke 3 haftada bir gibi belirtilen zamanlarda teslim etmek zorundasın. Onu da kafana göre götürüp geri dönüşüme veremiyorsun yani. Kısacası bu eğitimden kaynaklı değil. Ülkedeki atık sisteminin cezası ağır bir disiplinle yönetilmesi ve Japonya'nın geri dönüşüme yüksek oranda önem vermesi. Tabii cezaları bize göre ağır onlar yıllardır günlük hayatlarında bu kurallara uydukları için onlara göre normal şeyler.

Geri dönüşüm pek işe yaramiyor aslında önemli olan çöpü doğru atmak ama sert ceza ve iyi eğitim sistemi ise yarabilir bu arada geri dönüşüm konusunda evrim ağacı izleyebilirsiniz pek çok gelişmiş ülke satmaya çalışıyor atıklarını Hindistan Türkiye gibi geride kalmış ülkelere.
 
Sokaklarda yere çöp atan ya da tüküren insanlara aşırı sinir oluyorum, dün trafikteyken adamın teki trafikte arabasının camını açtı ve çöpünü dışarıya attı. Parklara gidildiğinde de oturulacak yerler çekirdek kabuğundan geçilmiyor. Bir poşet alarak çöpünü ona atmanın bu kadar zor olduğunu görmek de gerçekten üzücü. Sizler ne düşünüyorsunuz? Bu insanlara karşı da en ufak saygı da duymuyorum, çevresine ve bizlere karşı saygısı olmayan insanlara saygı duymak bana mantıksız geliyor. Korkarım ki gelecek nesillerimize temiz bir Türkiye bırakamayacağız.
Oksijen israfı organizmaların kanıtıdır kendileri.
 
Sokaklarda yere çöp atan ya da tüküren insanlara aşırı sinir oluyorum, dün trafikteyken adamın teki trafikte arabasının camını açtı ve çöpünü dışarıya attı. Parklara gidildiğinde de oturulacak yerler çekirdek kabuğundan geçilmiyor. Bir poşet alarak çöpünü ona atmanın bu kadar zor olduğunu görmek de gerçekten üzücü. Sizler ne düşünüyorsunuz? Bu insanlara karşı da en ufak saygı da duymuyorum, çevresine ve bizlere karşı saygısı olmayan insanlara saygı duymak bana mantıksız geliyor. Korkarım ki gelecek nesillerimize temiz bir Türkiye bırakamayacağız.
Kendilerini yere atıyorlar . Çöpü yere atanlara aşırı gıcığım . 4-5 Adım daha fazla atıp çöpü kutusuna atsa hiçbir sorun yok . Bir de "temizlik imandan gelir" diyorlar.
 
Geri dönüşüm pek işe yaramiyor aslında önemli olan çöpü doğru atmak ama sert ceza ve iyi eğitim sistemi ise yarabilir bu arada geri dönüşüm konusunda evrim ağacı izleyebilirsiniz pek çok gelişmiş ülke satmaya çalışıyor atıklarını Hindistan Türkiye gibi geride kalmış ülkelere.
Onu izlemiştim sanırım. Plastik ile alakalıydı. Ama geri dönüşüm sadece plastikten ibaret değil. Burada cam, teneke, kağıt gibi istedikleri kadar geri dönüştürebilecekleri maddeler var. Satmaya çalıştıklarını da sanmıyorum adamlar geri dönüştürülen maddeleri gayette güzel kullanıyorlar. Yol kenarında bir otomattan içecek alacaktım. Arkadaşım buradaki cam ve tenekelerin hepsi geri dönüşümden kazandırılmış. İçeceklerde o yüzden biraz ucuz demişti. Hani alışık olmadığım için hafiften bir midem bulandı, bide şimdi alacaksın gezerek içemeyeceksin. Hadi kuytu köşede içtin eve kadar çöpü yanında gezdireceksin. Bir sürü iş. Almaktan vaz geçtim ama adamlar gündelik hayatlarının her yerinde geri dönüşüm ürünleriyle karşılaştıklarını söylüyorlar. Bana geri dönüşüm atıklarının yüzde 75'ini ülkeye geri kazandırdıklarını ve her alanda kullanıldığını ve dünyada bu alanda 1. sıradayız demişlerdi.

Geri dönüşüm ürünleri satan ülkeler genelde ürünleri karışık bir şekilde yani metal, cam, kağıt, plastik hepsi tek bir alanda toplanan atıklar. Bunları birbirinden ayırmanın çok uğraştırıcı bir şey olduğunu söylüyorlar. Ülkelerini geri dönüşüme teşvik ediyorlar, fakat toplanan ürünleri geri dönüştürmek yerine çok ucuz fiyatlara başka ülkelere satıyorlar. Çünkü onlar bunları geri dönüştürme maliyetinin, yenisi üretme maliyetinden fazla olduğunu belirtiyorlar. Alan ülkelerde de durum tam tersi atıkları alıp eritip tekrar kazandırmak yenisi yapmaktan daha ucuza geldiği için satın alıyorlar.

Kendi şahsi fikrim. Eğer maliyeti yenisini üretmekten daha hesaplıya geliyorsa alıp yapsınlar bundan bir zarar çıkacağını düşünmüyorum. Ekonomik anlamda daha iyi. Bunun yine önüne geçebilmemiz için insanların geri dönüşüme verdiği önem artmalı. İnsanları bir şekilde geri dönüşüme teşvik etmeliyiz diye düşünüyorum. Ama daha çöpü çöp kutusuna atmasını bilmeyen insanları geri dönüşüme teşvik etme düşüncesi, bebeğin emeklemeden koşmasını istemek gibi bir şey.
 
Sokaklarda yere çöp atan ya da tüküren insanlara aşırı sinir oluyorum, dün trafikteyken adamın teki trafikte arabasının camını açtı ve çöpünü dışarıya attı. Parklara gidildiğinde de oturulacak yerler çekirdek kabuğundan geçilmiyor. Bir poşet alarak çöpünü ona atmanın bu kadar zor olduğunu görmek de gerçekten üzücü. Sizler ne düşünüyorsunuz? Bu insanlara karşı da en ufak saygı da duymuyorum, çevresine ve bizlere karşı saygısı olmayan insanlara saygı duymak bana mantıksız geliyor. Korkarım ki gelecek nesillerimize temiz bir Türkiye bırakamayacağız.
Ya eğitim diyeceğim de, bu insanın yüreğiyle alakalı biraz da. Böyle insanları değiştirmek çok zor. Kendini eğitemeyen insanlar çocuk eğitmeye çalışıyorlar, bu tarz insanlar da türüyor işte.
 
Sokaklar insanların malı/mülkiyeti değil. Adamlar sokağa attıkları çöp için de oy veriyor belediyeye. Vergi ödüyor bunun için. Çok katı cezalar gelse de işe yarayacağını zannetmiyorum sokağı kirletmez ormanı denizi kirletir vs. Bunun sonu yok. Belediye vergi de almasın işçi de çalıştırmasın fakat yol geçecek diye de arazilere çökmesin. O kadarına gerek yok belki ama ev sahipleri ayrıca arsadan da pay alsın(gerçi bu var diye biliyorum demek istediğim genel olarak sokağın mülkiyeti de kendilerinde olsun) Sokak temizliği için özel şirketler kurulsun bölgenin sakinleri bu hizmetten yararlansın. Çok kirletirlerse şirkete çok daha fazla para ödemek zorunda kalsınlar. Bakalım çöp atan kalacak mı? Ben de atanlardan rahatsızım fakat belediyeyi bunun için seçmiş ve bunun için vergisini ödeyen birisinin de çöpçüler ve belediye ne güne duruyor dediği anda söylenecek diğer şeyler safsata oluyor. Yaptığı yanlış ama haksız değil. Suistimale açık olması adamın suçu değil. Bu dediğim şeyin gerçekten işe yaradığını da esnafların dükkanlarının önünü temizlemesinden görebiliriz. Farazi konuşuyorum dükkanının önünü saat başı temizler ama mangala gittiği parkın da içine eder. Niye dükkanının önü kirli olsa kendine maddi olarak zarar oluşturacak. Ama park temizliği için bu gibi bir sorunu yok. Mesela parkları da birileri işletse kirletilemez. Çünkü kirletilmesine izin verirse temizliği için ekstra para ödemesi gerekir ya da izin vermeyip daha az kirletilecektir. Kirli bırakırsa parka gelen müşterisi azalacaktır vs vs. Parkın işletmesi olmaz belki de ama belediye buraların bakımı için vergi de alsa kaynağı şehrin geneline değil de sadece buralara ayıracağı için daha bakımlı hale gelirler. Aslında vergiler faturaya maaşa yansımayıp direkt insanlar ödese bile çoğu sorunun çözülmesine yaklaşacağız.

Ya da sivil halka yetki verirsin. Ceza yazdıkça da prim dağıtırsın. Millet korkudan çöp atamaz. Üstüne ödül alacağı için atanları gözler. Tabi istibdat döneminden ne farkı olacak bilmem bunun ama cezayı ya da kuralı istedikleri gibi düzenlesinler hiçbir işe yaramayacaktır. Kolluk kuvvetlerinin işi gücü bırakıp çöp atanlarla uğraşması gerekir bunun çözüm olması için.

Ha eğitim olarak da şu yapılabilir, okullara temizlik görevlisini vs yasaklarsın okulun temizliğini çocuklar üstlenir. Büyükler için de askerlik gibi vatandaşlık görevi zorunluluğu yaparsın herkes kamu hizmetini doldurmak için temizlik yapar. Böylece temizlik kültürü yerleştirmiş olursun ama ben zannetmiyorum ki buna gönüllü olacak bir tane adam çıksın. Bunu yapacak insan zaten şimdi de yapar, kirli yerleri ya da atılan çöpleri toplar vs.
 
Onu izlemiştim sanırım. Plastik ile alakalıydı. Ama geri dönüşüm sadece plastikten ibaret değil. Burada cam, teneke, kağıt gibi istedikleri kadar geri dönüştürebilecekleri maddeler var. Satmaya çalıştıklarını da sanmıyorum adamlar geri dönüştürülen maddeleri gayet de güzel kullanıyorlar. Yol kenarında bir otomattan içecek alacaktım. Arkadaşım buradaki cam ve tenekelerin hepsi geri dönüşümden kazandırılmış. İçeceklerde o yüzden biraz ucuz demişti. Hani alışık olmadığım için hafiften bir midem bulandı, bir de şimdi alacaksın gezerek içemeyeceksin. Hadi kuytu köşede içtin eve kadar çöpü yanında gezdireceksin. Bir sürü iş. Almaktan vazgeçtim ama adamlar gündelik hayatlarının her yerinde geri dönüşüm ürünleriyle karşılaştıklarını söylüyorlar. Bana geri dönüşüm atıklarının yüzde 75'ini ülkeye geri kazandırdıklarını ve her alanda kullanıldığını ve dünyada bu alanda 1. sıradayız demişlerdi.

Geri dönüşüm ürünleri satan ülkeler genelde ürünleri karışık bir şekilde yani metal, cam, kağıt, plastik hepsi tek bir alanda toplanan atıklar. Bunları birbirinden ayırmanın çok uğraştırıcı bir şey olduğunu söylüyorlar. Ülkelerini geri dönüşüme teşvik ediyorlar, fakat toplanan ürünleri geri dönüştürmek yerine çok ucuz fiyatlara başka ülkelere satıyorlar. Çünkü onlar bunları geri dönüştürme maliyetinin, yenisi üretme maliyetinden fazla olduğunu belirtiyorlar. Alan ülkelerde de durum tam tersi atıkları alıp eritip tekrar kazandırmak yenisi yapmaktan daha ucuza geldiği için satın alıyorlar.

Kendi şahsi fikrim. Eğer maliyeti yenisini üretmekten daha hesaplıya geliyorsa alıp yapsınlar bundan bir zarar çıkacağını düşünmüyorum. Ekonomik anlamda daha iyi. Bunun yine önüne geçebilmemiz için insanların geri dönüşüme verdiği önem artmalı. İnsanları bir şekilde geri dönüşüme teşvik etmeliyiz diye düşünüyorum. Ama daha çöpü çöp kutusuna atmasını bilmeyen insanları geri dönüşüme teşvik etme düşüncesi, bebeğin emeklemeden koşmasını istemek gibi bir şey.

Hem pahalı hem de çok az kısmı geri dönüştürülebilir ve en çok atık plastik ve türevleri cam yuzdesi az bayağı.
 

Geri
Yukarı