Youtube Türkiye yaş kitlesi

"YouTube Türkiye'nin yaş kitlesi neden bu kadar küçük ya?" tarzında serzenişlerde bulunuyorsanız muhtemelen o yaş kitlesine yakınsınızdır zira her kanalın içerikleri ile hedef aldığı kitleler farklı. YouTube Türkiye'de çok fazla takılmıyorum ben, sevdiğim içerikleri üreten kanallar genelde Türkiye'de yok fakat genelde takıldığım kanallarda da çok küçük içerik tüketicileri görmüyorum. Görsem de neden umrumda olsun ki? Videomu izleyip çıkıyorum nadiren yorum yapıyorum, o videoyu izleyen 14-15 yaşlarında veya daha küçük birilerinin olması neden umrumda olmalı? İzleyin videonuzu geçin işte ne çok taktınız, forumun yaş kitlesi çok büyük sanki.
 
Ben bence gayet basit şekilde açıkladım.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Bence yeterince açıklayıcı.
 
"YouTube Türkiye'nin yaş kitlesi neden bu kadar küçük ya?" tarzında serzenişlerde bulunuyorsanız muhtemelen o yaş kitlesine yakınsınızdır zira her kanalın içerikleri ile hedef aldığı kitleler farklı. YouTube Türkiye'de çok fazla takılmıyorum ben, sevdiğim içerikleri üreten kanallar genelde Türkiye'de yok fakat genelde takıldığım kanallarda da çok küçük içerik tüketicileri görmüyorum. Görsem de neden umrumda olsun ki? Videomu izleyip çıkıyorum nadiren yorum yapıyorum, o videoyu izleyen 14-15 yaşlarında veya daha küçük birilerinin olması neden umrumda olmalı? İzleyin videonuzu geçin işte ne çok taktınız, forumun yaş kitlesi çok büyük sanki.

Hocam bunu söylerken çok da haklıyız. Mesela biraz önce attığım videodaki çocukların ailesinin buna izin vermemesi gerek. Ya da YouTube'un bunu engellemesi gerek.
 
1621092918541.png
 
Hocam bunu söylerken çok da haklıyız. Mesela biraz önce attığım videodaki çocukların ailesinin buna izin vermemesi gerek. Ya da YouTube'un bunu engellemesi gerek.
Evet, yalnızca YouTube değil, genel anlamda internetin ve dijital medyanın kullanımı çok küçük yaşlara kadar indi. Özellikle 2005 ve daha erken doğan Z kuşağında oldukça sık görülen bir durum bu. Çocuklar artık dışarı çıkmıyor ve bu durum onlara pedagojik olarak da zarar verebiliyor. Fakat bu durum teknolojinin ilerlemesinin en doğal sonucu. 2000lerde büyüyen çocuklar şimdiki çocukların aksine PlayStation oynayarak ve televizyon izleyerek büyüdüler. Çoğu bu nesildeki kadar uzun saatler geçirmemiştir başlarında belki ancak büyük bir kısım çocuk da aynı şimdiki küçük çocuklar gibi yüzlerce saatlerini dönemin popüler eğlence sistemlerine gömüyordu. O zamanki aileler daha duyarlı değildi, yalnızca teknoloji her kesime inecek kadar gelişmemişti. Peki o zaman da zararlı değil miydi? Tabii ki öyleydi. Peki zararlı diye bu imkanları çocukların ellerinden söküp alacak mıyız? Hayır. Peki kısıtlama getirmek ne kadar faydalı? Bir faydası yok. Öncelikle neden kısıtlamanın kendi çocukluğumuzdaki kadar etkili olmadığını anlatacağım, devamında da durumu farklı bir noktadan ele alacağım.

"Eskiden annem yapma dediğinde yapmazdık biz. Şimdiki çocuklar çok şımartılıyor" mantığı bir anlam ifade etmiyor, eskiden bizim ailelerimizden korkmamızın sebebi müthiş eğitilmiş süper insanlar olmamız değildi, aile içinde çocuğa uygulanan şiddetin çocuğun disiplini için gerekli ve haklı olduğunun sanılmasıydı. Ben kendi ailemde şiddete maruz kalmadım, dayak yediğim vs hiç olmadı. Ancak bir çok arkadaşa sorun, illaki çocukken dayak yedikleri bir dönem olmuştur. Yalnızca ev içi de değil, şiddet eğitim kurumlarında dahi sıkça rastlanan bir uygulamaydı. Hatta bizde bile vardı, öğretmen dizerdi sıraya ellerimize cetvelle vururdu. Daha ağırlarına maruz kalan, dümdüz dayak yiyen arkadaşlarım da oldu. Ancak şiddetin çocuk gelişimine verdiği zararın ne denli büyük olduğu ortaya çıkınca da bu durum değişti. Artık çocuklar ne ailelerinden ne de öğretmenlerinden eskisi kadar korkmuyor, yapma denildiğinde bu yasağı delmeye cüret edebiliyor ve kimi zaman özellikle çok küçük çocukların bastırılması onların gelecek karakterlerine YouTube'dan fazla zarar veriyor. Burada neden çocukları kısıtlamanın anlamsız olacağını anlattım. Şimdi istersen internetin günlük hayatımızdaki yerinden bahsedeyim.

İlk paragrafımda teknolojik ilerlemeden bahsettim. İnternet eski günlerdeki gibi insanların zar zor girebildiği bir yer değil. 2021 yılındayız, internet her gün yürüdüğün cadde, gittiğin alışveriş merkezi veya geçtiğin sokak. Bunun da ötesinde internette sanal bir devletimiz bile var, e-Devlet. Ergin ve yetişkin neredeyse tüm vatandaşların bir e-Devlet hesabı vardır veya olmak zorundadır. Yetişkinler dışındaki bireylerin de e-Devlet hesabı olabiliyor, şart değil ancak olması daha iyi olacaktır. İnternetteki bu "e-Devlet" sisteminin kurulması ve günlük hayatımızdaki işlemleri devam ettirebilmemiz için bu sisteme muhtaç olmamız internetin nasıl sıradan bir şey olduğunu gösteriyor. Böyle bir gerekliliğe gidilmesinin en büyük sebebi de tabii ki kelimenin tam anlamıyla yediden yetmişe herkesin internette var olması. İnternetin bu kadar yaygın olması dünyamızın değişmesine sebep oluyor. Dünya değiştikçe dönemin çocuklarının alışkanlıkları da buna bağlı olarak değişiyor. YouTube da dünyanın en büyük eğlence platformlarından bir tanesi ve internetin bir parçası. YouTube'da çocuk görmek sokakta çocuk görmekten daha farklı değil. Evet, belki onlara zarar verebilir, ancak dijital alışkanlıklarla büyümüş çocukların fiziki ve sosyolojik olarak ne hale geleceğini bilmememiz onlara aşıladığımız bu alışkanlıkları ellerinden almamız için bize etik bir sebep oluşturmuyor. Benim küçüklüğümde ne zaman sokağa çıksak bir teyze balkondan sarkar "Bizim zamanımızda çocuklar dışarıda oynayamazdı, ne şımarıksınız siz." derdi. Daha da eskilerde annemin babaannesi dedemleri azarlar, "Çocuk eğlensin diye para mı harcanır?" derdi. "Çocuklar internette ne yapıyor?" demek de bunun yalnızca yeni nesil versiyonu. Biliyorum internetteki içeriklerin sonsuzluğu ve çocukların bunlara ulaşma imkanı endişe verici. Ancak bunu kısıtlayarak değil denetleyerek kontrol edersiniz. Bu noktada bundan şikayet etmek için ya hala yaş hiyerarşisine inanan küçük birisi olmak gerekir ya da modern çağımızın gerekliliklerine ayak uyduramamış bir boomer olmak gerekir.

Videolar konusunda ben de endişeliyim. Ancak içeriklerinden dolayı değil. Bunlar çocuk zaten videolarda böyle davranmaları çok doğal. Hatta bu videoların çekilmesi onların kişisel gelişimlerine de katkı sağlamakta. İletişim becerileri bu sayede oldukça iyi şekilde gelişiyor. Fakat internette ne olduğu belirsiz dediğim gibi. Bu videoların ne amaçla kullanılacağını bilemezsiniz. Daha da ötesinde siber zorbalık kapsamında bireyler ciddi sorunlarla uğraşabiliyor. Bunun da çözümü kısıtlama değil denetleme. Çekilen videolardan ailenin haberi olması ve illa yüklenecekse liste dışı, kimsenin erişemeyeceği hesaplara yüklenmesi veya tam tersi prodüksiyon bakımından desteklenip ortaya başarılı işler çıkarılması gerekiyor. Bunun dışında yaşı küçük bireylerin sosyal medyada var olmaları ve kendilerini ifade etmeleri, gelecekte daha özgür düşünebilen bireylere sahip olunabileceği anlamına geliyor.
 

Geri
Yukarı