Ayette yanlışlık yok. Açıkça dövün demiş. Çevirme hatası bu kelimenin bu kadar anlamı var gibi şeyler boş söylemlerden öte bir şey değil. Bir de dalga geçer gibi "anlayabilesiniz diye Arapça indirdik" diyor Kuranda. Ha tabii durduk yere keyfi döv demiyor. Hak ederse (!) döv diyor.
Kur'an'ın Arapça indirilmesinin sebebi Arabistan'ın da Müslüman olması gerektiği. Eğer Kur'an başka bir dilde indirilseydi, Arabistan herkesi putlara tapmaya zorlardı. O zamanlar Arabistan çok güçlüydü. Arap'ların da Müslüman olması için Arapça indirildi.
O ayetin tefsirlerinde (Diyanet'in kendi sitesinde) şöyle diyor:
Dövme tedbiri ve hükmünün –bu âyet dışında– en önemli dayanağı ilgili hadislerdir. Bu hadislerin, aksini söyleyen rivayetlere nisbetle daha sahih ve sağlam olanlarında Peygamberimiz kadınların dövülmesini menetmekte, eşlerini dövenlere “hayırsız” demekte, bu davranışla aynı yuvayı ve yatağı paylaşmanın bağdaşmazlığına, insanî ve ahlâkî olmadığına dikkat çekmektedir (Buhârî, “Nikâh”, 93). Bu âyetin geliş sebebi olarak zikredilen bir olay da, esasen Araplar'da âdet haline gelmiş bulunan kadın dövme eylemine Hz. Peygamber'in olumsuz bakışını ve bunu ortadan kaldırma iradesini yansıtmaktadır (bk. Cessâs, II, 188; Ebû Bekir İbnü'l-Arabî, I, 415).
Bize göre bu âyette, kadının aile hukukunu çiğnemesi halinde bir ıslah tedbiri olarak başvurulabilecek belli başlı yolların insanlığın tecrübeleri ve özellikle içinde yaşanılan topluluğun örf ve âdeti dikkate alınarak zikredilirken “kocanın karısını dövmesi” eylemine de yer verilmiş olmakla beraber, bu uygulama Hz. Peygamber tarafından toplum ıslah edilerek, insanın ve özellikle zevcenin dövülemeyeceği ifade ve telkin edilerek kötülenmiş, “iyi bir kocanın karısını dövemeyeceği” kaidesi bu yakışıksız davranışın önüne bir set olarak konmuştur. Burada sünnet (Resûlullah'ın sözleri ve uygulaması) âyeti neshetmemiş, yerelliğini ve kültürel bağlamını açıklamıştır.
İkinci nesil âlimlerinden Atâ, hukuku çiğneyen kadına uygulanacak müeyyi de ile genel olarak kadını dövme konusundaki hadisleri birlikte değerlendirmiş ve şu sonuca varmıştır: Erkek, namusu lekeleyecek bir davranışta bulunmayan, yalnızca nâşize olan karısını dövemez, ancak ona karşı öfkesini ortaya koyabilir. Atâ'nın bu anlayışını açıklayan –biri eski, diğeri çağdaş– iki tefsir âlimi farklı dayanaklardan hareket etmişlerdir. Bunlardan Ebû Bekir İbnü'l-Arabî'ye göre Atâ, âyette geçen dövmenin ibâha (serbest bırakma) ifade ettiğini, genel olarak erkeğin karısını dövmesini yasaklayan hadislerin ise kerâhet (mekruh ve çirkin görme) hükmü getirdiğini tespit etmiş ve sonuç olarak “Koca, karısını dövemez” demiştir (I, 420; Atâ'nın konuya ilişkin diğer bir açıklaması için bk. İbn Âşür, V, 43-44).
Okumanızı istediğim yerleri yazdım. Devamını şuradan öğrenebilirsiniz:
Nisâ Suresi 34. Ayet Tefsiri
kuran.diyanet.gov.tr
Hala kadın-erkek eşitliğinden devam ediyoruz. Kadınların dövülmesinin caiz olup olmadığını tartışıyoruz.