Gençlerin Hayalinin Oyun Bilgisayarı Almak Olması

İnsani eğitimi kısaca "temel eğitim" dediğin yerin içine katmalısınız işte.
Temel eğitim önemli ama dediklerim daha önemli bence.

Ülkemiz neden tembel sanıyorsun?

Çünkü sorumluluk öğretilmedi...

Herkes neden saygısız sanıyorsun?

Çünkü Ahlâk öğretilmedi...
 
"Biz neden üretmiyoruz? Kur neden bu kadar dalgalı? 2. Dünya Savaşı'nda ağır kayıplar vermiş Almanya ne oldu da önümüze geçti? 60 sene önce açlıkla boğuşan Güney Kore nasıl en iyi 11. ekonomiye sahip ?

Cevap basit. Üretim. Türkiye sektöründeki zenginler senelerce aracı firma rolünü oynadılar. Sürekli yurt dışından tedarik edip millete sattılar. Bakın her şeyi devlet yapamaz. Hatta ekonominin % 70 payını özel sektör oluşturur. Arçelik Beko senelerce motorlarını parçlarını yurt dışından aldı. Doğalgaz aramalarına destek vermek yerine Rusya'dan alıp aygaz adına sattılar. Sabancı elektrik dağıtımı yaparak kazandığı paralarla Akbank'ı kurdu. Senelerce yüksek faizle kredi verdi.
O çok eleştirdiğimiz yol köprü otoban kısacası ulaşım sektörünün ne denli önemli olduğuna bir bakalım.

Lee Jong-Rak’a göre,( eski Güney Kore başkanı ) ekonominin temelleri tıpkı Türkiye’deki gibi başladı. Kore de Türkiye gibi doğal kaynaklardan yoksundu. Topraklarında bir damla dahi petrol çıkmıyordu. Devlet başkanı park, sıfırdan başlamak zorunda kaldı. Devasa altyapı yatırımlarına imza attı. Demir yollarını geliştirdi. Çelik sanayiine yatırım yaptı. Otobanlar inşa etti. İnşaat sektörü ülke ekonomisinin dinamosu oldu ve 1990’a gelindiğinde Türkiye’nin de 2000’li yıllarda yakaladığı kişi başına 10 bin dolar olan orta gelir düzeyine ulaştı.

1960 yılında, Güney Kore’de kişi başına düşen milli gelir 80 dolar seviyesindeyken, bu rakam kişi başına milli geliri o yıllarda 380 dolar olan Türkiye’den çok düşüktü. Başlangıçta herhangi bir doğal kaynağı olmayan, işlenmiş ürün ortaya çıkaramayan, sadece bir tarım ülkesi olan Güney Kore, 50 yıllık bir serüvenin ardından, bugün gelişmiş ülkeler arasında yer almış bulunuyor. Bundan 50 yıl önce, Türkiye'nin neredeyse çeyreği kadar ekonomiye sahip olan Güney Kore, bu kısa zaman diliminde bize yetişti ve yetişmekle kalmayıp, bizim neredeyse 3 katımız büyüklüğünde bir ekonomiye sahip oldular. Bu başarının en büyük nedeni, Güney Kore’nin 1960’lı yılların başından itibaren, milli marka ürünler üreterek dünya ekonomisinde milli sanayi politikalarını ilk sıraya koymalarıdır.

Almanya senelerce yerliliğe önem verdi. Her ne kadar kötü geçmişe sahip olsalar da Nazi Almanyası zamanında kurulan markalara sahip çıktılar. 1948 - 1964 yılları arasında ithal ürünlerin vergisini %200 seviyesinde tuttular. Küçük esnaflar birleşip fabrikalar kurdu. Halk gelişme aşamasındaki markalara destek oldu. Ulaşım ve inşaat sektörü gelişsin diye bir sürü ülkeden işçi aldılar. Zamanında dünyanın en düşük 4. asgari ücretine sahiptiler. Ama sıkı çalıştılar. Meslek liselerine teşvik verdiler. Şu an en zengin 4. ülkeler.



Sözün özü bir süre içerde kalmak ve üretmek, biz daha adam akıllı üretemeden yurt dışına açılıyoruz. Ve yanlış yapıyoruz.
 
Temel eğitim önemli ama dediklerim daha önemli bence.

Ülkemiz neden tembel sanıyorsun?

Çünkü sorumluluk öğretilmedi...

Herkes neden saygısız sanıyorsun?

Çünkü Ahlâk öğretilmedi...
Karşı çıkmıyorum benim sitemim, dil okumak istememe rağmen matematik öğrenmem gerekmesine.
 
"Biz neden üretmiyoruz? Kur neden bu kadar dalgalı? 2. Dünya Savaşı'nda ağır kayıplar vermiş Almanya ne oldu da önümüze geçti? 60 sene önce açlıkla boğuşan Güney Kore nasıl en iyi 11. ekonomiye sahip ?

Cevap basit. Üretim. Türkiye sektöründeki zenginler senelerce aracı firma rolünü oynadılar. Sürekli yurt dışından tedarik edip millete sattılar. Bakın her şeyi devlet yapamaz. Hatta ekonominin % 70 payını özel sektör oluşturur. Arçelik Beko senelerce motorlarını parçlarını yurt dışından aldı. Doğalgaz aramalarına destek vermek yerine Rusya'dan alıp aygaz adına sattılar. Sabancı elektrik dağıtımı yaparak kazandığı paralarla Akbank'ı kurdu. Senelerce yüksek faizle kredi verdi.
O çok eleştirdiğimiz yol köprü otoban kısacası ulaşım sektörünün ne denli önemli olduğuna bir bakalım.

Lee Jong-Rak’a göre,( eski Güney Kore başkanı ) ekonominin temelleri tıpkı Türkiye’deki gibi başladı. Kore de Türkiye gibi doğal kaynaklardan yoksundu. Topraklarında bir damla dahi petrol çıkmıyordu. Devlet başkanı park, sıfırdan başlamak zorunda kaldı. Devasa altyapı yatırımlarına imza attı. Demir yollarını geliştirdi. Çelik sanayiine yatırım yaptı. Otobanlar inşa etti. İnşaat sektörü ülke ekonomisinin dinamosu oldu ve 1990’a gelindiğinde Türkiye’nin de 2000’li yıllarda yakaladığı kişi başına 10 bin dolar olan orta gelir düzeyine ulaştı.

1960 yılında, Güney Kore’de kişi başına düşen milli gelir 80 dolar seviyesindeyken, bu rakam kişi başına milli geliri o yıllarda 380 dolar olan Türkiye’den çok düşüktü. Başlangıçta herhangi bir doğal kaynağı olmayan, işlenmiş ürün ortaya çıkaramayan, sadece bir tarım ülkesi olan Güney Kore, 50 yıllık bir serüvenin ardından, bugün gelişmiş ülkeler arasında yer almış bulunuyor. Bundan 50 yıl önce, Türkiye'nin neredeyse çeyreği kadar ekonomiye sahip olan Güney Kore, bu kısa zaman diliminde bize yetişti ve yetişmekle kalmayıp, bizim neredeyse 3 katımız büyüklüğünde bir ekonomiye sahip oldular. Bu başarının en büyük nedeni, Güney Kore’nin 1960’lı yılların başından itibaren, milli marka ürünler üreterek dünya ekonomisinde milli sanayi politikalarını ilk sıraya koymalarıdır.

Almanya senelerce yerliliğe önem verdi. Her ne kadar kötü geçmişe sahip olsalar da Nazi Almanyası zamanında kurulan markalara sahip çıktılar. 1948 - 1964 yılları arasında ithal ürünlerin vergisini %200 seviyesinde tuttular. Küçük esnaflar birleşip fabrikalar kurdu. Halk gelişme aşamasındaki markalara destek oldu. Ulaşım ve inşaat sektörü gelişsin diye bir sürü ülkeden işçi aldılar. Zamanında dünyanın en düşük 4. asgari ücretine sahiptiler. Ama sıkı çalıştılar. Meslek liselerine teşvik verdiler. Şu an en zengin 4. ülkeler.



Sözün özü bir süre içerde kalmak ve üretmek, biz daha adam akıllı üretemeden yurt dışına açılıyoruz. Ve yanlış yapıyoruz.
Biz yanlışı en baştan yapıyoruz...
 
Neye inanmak istiyorsan ona inan. Sana diyorumki, hükümet çalıyor çırpıyor, milleti soğana çeviriyor, kanıtta gösteriyorum hala diyorsunki kalıplaşmış cevaplar. Neye inanmak istiyorsan ona inan. Annen baban da bence yandaş olduğu için hiç hükümete toz kondurmuyorsun, birazda kendi hükümetini eleştirdiğini göreyim.
@381258 Abdülhamit fotolu kardeşim, sana cevabını verdim. Hala hiç hükümeti eleştirdiğin yok, size kalsa ülkeyi Bay Kemal yönetiyor. Lafa gelince entelektüel gözükmeyi biliyorsun ama en uyanığı sensin. En basitinden hükümetin, ekonomimiz iyi yalanlarını eleştir. Çok şey istemiyoruz.
 
O koltuğa vatandaş oturttuğunu bir daha hatırlatayım. Vatandaş bilmeden, çözüm istemesin :).
Ne demek bilmeden istemesin hocam herkes her alanda bilgi sahibi mi olmalı? Alım gücünün artmasını isteyen ekonomi bilmek zorunda mı nasıl bir mantık bu 😁 Çok basitçe söylüyorum bir topluluğu/halkı yönetenin amacı geliştirmek olmalı, geliştirmiyorsan geliştirenlere hak tanı.
 
1960 yılında, Güney Kore’de kişi başına düşen milli gelir 80 dolar seviyesindeyken, bu rakam kişi başına milli geliri o yıllarda 380 dolar olan Türkiye’den çok düşüktü. Başlangıçta herhangi bir doğal kaynağı olmayan, işlenmiş ürün ortaya çıkaramayan, sadece bir tarım ülkesi olan Güney Kore, 50 yıllık bir serüvenin ardından, bugün gelişmiş ülkeler arasında yer almış bulunuyor. Bundan 50 yıl önce, Türkiye'nin neredeyse çeyreği kadar ekonomiye sahip olan Güney Kore, bu kısa zaman diliminde bize yetişti ve yetişmekle kalmayıp, bizim neredeyse 3 katımız büyüklüğünde bir ekonomiye sahip oldular. Bu başarının en büyük nedeni, Güney Kore’nin 1960’lı yılların başından itibaren, milli marka ürünler üreterek dünya ekonomisinde milli sanayi politikalarını ilk sıraya koymalarıdır.
Bu işin arka planı olduğunu da düşünüyorum.
 
@381258 Abdülhamit fotolu kardeşim, sana cevabını verdim. Hala hiç hükümeti eleştirdiğin yok, size kalsa ülkeyi Bay Kemal yönetiyor. Lafa gelince entelektüel gözükmeyi biliyorsun ama en uyanığı sensin.
Hocam yine de yakıştırma yapmadan tartışırsanız sevinirim. @381258 ile baya tartışmışızdır bu forumda ama sürekli seviyesini koruyan bir arkadaş. Bir kere böyle bir ithamda bulunduğunda kendisini uyarmıştım ve düzeltmişti. Siz de yakıştırma yapmayın lütfen.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı