Antidepresandan çekinenlere: Kullanıp bırakmış birinin tecrübeleri

yigidyum

Kilopat
Süper Moderatör
Katılım
24 Ağustos 2017
Mesajlar
2.324
Makaleler
1
Çözümler
5
Selam dostlar. Bu konuda sizlere biraz antidepresandan ve kullanıp bırakma evresine geçmiş biri olarak tecrübelerimden bahsetmek istedim. Uzatmadan başlayayım.

Antidepresan nedir?

İnsanlar üzerindeki etkisi 70’li yıllarda keşfedilen molekül şeklindeki antideprasanlar, beyindeki hormonları (nörotransmitter) değiştirmek için kullanılmaktadır. Çünkü dışardan verilen bu hormanların doğrudan kan aracılığı ile beyine geçmesi mümkün değildir. Bu ilaçlar beyinde azalan ya da değişen hormonları, normal seviyesine düşürmekte veya yükseltmektedir.

Antidepresan ilaçlar ne için kullanılır?

Antidepresanlar, beyinde sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan ‘nörotransmitter’ adı verilen maddelerin dengesini değiştirmek için kullanılan ilaçlardır. Yani antidepresanlar bozulmuş dengeyi değiştirerek, beyinin yeniden normal bir şekilde çalışmasını sağlamak için kullanılmaktadır.

Antidepresan hangi hastalıkların teravisinde kullanılır?

Antidepresan ilaçlar, depresyon tedavisinin yanı sıra obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ile zihinsel ve bedensel belirtisi olan ve ciddi psikolojik sorunlara neden olan birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Sadece depresyon için değil, kaygı bozukluğu olan hastalar üzerinde etkili oldukları, yapılan araştırmalar sonucunda belirlenmiştir.

Şimdi gelelim benim tecrübelerime.

Ben yaklaşık 7 ay önce yaygın anksiyete bozukluğu ve OKB (obesesif-kompülsif bozuluk) şikayeti ile psikoloğa gitmeden direkt psikyatriste uğrama kararı aldım. Çarpıntı vs başlamıştı o derece anksiyete yani. Doktora derdimi anlattım ve ilaçtan pek haz etmediğimi söyledim. Öncelikle ilaçsız, bilişsel davranışçı tedavi ile ilerlemeyi karar kıldık. Fakat sınav dönemi olduğundan ve işler zamanla sarpa sardığından doktorum terapiye ek olarak ilaç kullanmam gerektiğini söyledi bana. Her ne kadar çekinsem de (gerek çevrenin tepkilerinden, gerek ilaçlarla ilgili duyduklarımdan), doktorumu dinlemeye karar verdim.

Bana yazdığı ilaç Citoles 20 mg idi. Biraz araştırma yaptım. Bu ilaç SSRI ilaçlar sınıfına giriyor. He lafı gelmişken nedir bu "SSRI"? Merak edenler için açıklamasını sürprizbozan kısmına bırakıyorum:

Seçici serotonin gerialım inhibitörü (SSRI)

Mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin, beyindeki pek çok farklı olayda görev almaktadır. Duyguların düzenlenmesi, sinir ve öfkenin kontrolü, antisosyal davranışların engellenmesi, stres cevabı ve kaygı kontrolü gibi pek çok vazifesi vardır. Sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan nörotransmitterler, bir hücreden çıkarak ve alıcı hücre tarafından alınarak etkisini göstermektedir. Serotonin, de vücuttaki birçok mekanizmada görev alan bir nörotransmitterdir. Temelde ise seçici serotonin gerialım inhibitörleri, seratonin hücreye geri alımını engelleyerek uyaracağı alıcı hücrenin daha fazla serotonine maruz kalmasını sağlamaktadır. Vücuttaki serotonin düzeyinin artması depresyon seviyesinin artmasını engellemektedir. Bu gruptaki ilaçlar; essitalopram, sitalopram, paroksetin, fluoksetin, fluvoksamin etken maddesi içeren ilaçlardır ve anksiyete bozuklukları, depresif ve obsesif kompulsif bozuklukların tedavisinde kullanılır.

Serotonin- norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI)

SSRI’lara benzer şekilde çalışan bu gruptaki antidepresanlar serotoninin geri alımını engellemek yerine, sinir sisteminde bulunan kimyasal haberci niteliğindeki norepinefrinin de hücre içine geri alımını engellemektedir. Bu ilaçlar sayesinde alıcı hücrenin ulaşabileceği serotonin ve norepinefrin miktarı artmaktadır. Bu gruptaki ilaçlar; venlafaksin, duloksetin etken maddesini içermektedir. SNRI grubu ilaçlar depresyon tedavisinden farklı olarak fibromiyalji, diyabete bağlı sinir hasarı İle anksiyete bozukluğunda kullanılmaktadır.

Trisiklik antidepresanlar

Antidepresonlar arasında en eski olanlarıdır. Bu gruptaki ilaçlar da SSRI ve SNRI grubu ilaçlarda olduğu gibi serotonin ve norepinefrin düzeylerini ve eser miktarda dopamini artırmaktadır. Ayrıca bu ilaçlar asetilkolin adı verilen bir başka nörotransmitterin etkilerini de azaltmaktadır. Bunun için ciddi yan etkiler görülebilmektedir. Genelde SSRI ve SNRI grubu ilaçların işe yaramadığı durumlarda hekim kontrolünde verilir. Amitriptilin, imipramin, nortriptilin, klomipramin etken maddesini içeren ilaçlar bu gruptadır. Zona veya diyabete bağlı sinir hasarı anksiyete, fibromiyalji ile migren tedavisinin yanı sıra çocuklarda altına kaçırma gibi sorunların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu gruptaki ilaçların, bazen kalp ritminde bozulma (aritmi), kan basıncında yükselme, ayağa kalınca oluşan tansiyon düşmesi gibi ciddi yan etkileri olabilmektedir.

Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI)

Bunlar da trisiklik gruptaki gibi eski antidepresanlar arasındadır. Nörotransmitterlerin yıkımını engelleyerek serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin düzeyini artırmaktadır. Depresyon, panik atak, anksiyete bozukluğu tedavisinde işe yaramaktadır. Genelde diğer antidepresan ilaçları işe yaramadığında kullanılmaktadır. İzokarboksazid, fenelzin, selejilin, maklobemid etken maddeleri olan ilaçlar bu grupta yer alır.

Serotonin antagonist ve gerialım inhibitörleri (SARI)

Serotonin antagonist ve gerialım inhibitörleri, diğer antidepresanların yaptığı gibi beyindeki serotonin düzeyini artırmak için kullanılır. Beyindeki etkisi diğerlerinden farklı olan bu ilaç panik atak ve anksiyete bozukluğunun tedavisinde hastalara verilmektedir. Trazodon, nefazodon etkin maddeli ilaçlar bu grupta yer almaktadır. Ayrıca bir yan etki olarak ortaya çıkan uyku hali nedeniyle, uykusuzluk ve uyumada güçlük çekenlere verilebilir.

Diğer antidepresanlar

Mirtazapin, bupropion, vilazodon gibi etkin maddesi olan pek çok farklı çeşitteki antidepresanlar halen kullanılmaktadır. Vücuttaki benzer etkiler oluşturan bu ilaçlar baş ağrısı, uyku güçlüğü, baş dönmesi, cinsel problemler ile yorgunluk ve güçsüzlük gibi sorunların tedavisinde olumlu etki göstermektedir.

İlk doz

Devam edelim. Tedavimin 2. ayında 10 mg doz ile Citoles antidepresana başladım. İlaca başlamadan önce anksiyetem öyle bir durumdaydı ki, evden çıkamayacak, hatta yataktan kalkamayacak haldeydim. OKB o kadar artmıştı ki insanlarla normal iletişim kurmakta zorlanıyordum diyebilirim. Hep takıntılı sorular, irrite edici cümleler, ve en kötüsü aynı hareketi defalarca kez yapma sorunu.

İlaca başladığım ilk gün bir sorun yaşamasam da, 2. gün yer yüzünde cehennemi yaşadım. Anksiyetem tavan yaptı. kendimi otobüsten zor attım. Aşırı huzursuzluk hissi, kafa karışıklığı, ortama yabancılaşma gibi bütün anksiyete belirtilerini aynı anda ve en şiddetli şekilde yaşıyordum. Hemen doktoruma yazdım. Doktorum ilaca alışma sürecinde böyle şeylerin olabileceğini, beklemem ve telaşlanmamak gerektiğini söyledi. Öyle de yaptım. İlaca devam ettim.

İlk bir hafta böyle gitti diyebilirim. Genel olarak dalgalı bir ruh halineydim, ama bir şekilde idare ettim.

Dozu arttıralım

İlk haftayı öyle ya da böyle atlattım. Doktorumla randevumdan sonra 20 mg'a yükselmeye karar verdik. Kuşkuyla da olsa yükseldim. Mecbur hissediyordum kendimi.

Artık anksiyetem ilk haftaki kadar rahatsız edici değildi. Ama canlı rüyalar görmeye başladım. Çok canlı... Kabuslar, kabuslar... Bazılarının etkisinden çıkmam saatler sürüyordu. Ama genel olarak iyiydim yani. En azından ilk haftaya göre biraz daha dinginleşmiştim. Zamana bıraktım ve 20 mg'dan devam ettim. Bu arada kontrollerim ve terapim de devam ediyor tabii.

20'den devam

İlaca başlayalı birkaç hafta oldu. Nasıl mıydım? İyi gibiydim aslında. Kaygı azaldı, ama aynı anda sersemleştim sanki. Bütün duygular körelmiş gibiydi. Saçma bir mutlumsu bir his vardı içimde. Sanki böyle ben bir evin içindeyim, güvendeyim, ama pencereden bakınca dışarıda fırtınalar kopuyor gibi. İşte ilaçtan önce tam olarak oradaydım. Fırtınanın ortasında ve çaresiz...

Gel zaman git zaman terapi+ilaç sürecimin 3. ayına falan geldik. İnanır mısınız bilmem ama çok çok daha "normal" bir hayat sürmeye başladığımı fark etmiştim. Kendimi ifade biçimim gelişti, özgüvenim arttı, takıntılarım dibi gördü ve en önemlisi o lanet kaygılarım yavaş yavaş akıp gitmeye başladı. Konumuz ilaç olduğu için terapi kısmına fazla girmiyorum, ama şunu bilin bu hislerimin sebebi %35 ilaç ise kalanı terapidir. Doktorunuzu iyi seçmeniz önemli yani.

Her neyse, aylarca dershaneden, sosyalleşmekten vs kaçan ben gayet rahat rahat her yere gidip gelmeye, işlevlerimi geri kazanmaya başladım. Çevremle ve kız arkadaşımla olan ilişkim rayına oturmaya başladı. Önceden 1 ders zor dayanan ben dershanede sonuna kadar kalmaya başlamıştım. Bu bile mucizeydi benim için. Panik atağa evrilmeye başlayan bir kaygı bozukluğuna sahipken bir anda eskiye dönmeye başlamak umutlarımı yeşertmişti.

Birlikteliğimizin son zamanları

Citoles ile yolumuzun sonu gözükmeye yavaş yavaş başlarken 10 üzerinden 7.5-8 bir hayat yaşıyordum. Artık ilacı istemiyordum açıkçası. Cinsel yan etkileri vs çok yıpratmıştı zaten. Hem iyiydim de. Doktoruma danıştığımda acele etmemem gerektiğini söyledi. İyi ki de öyle yapmışım. Derslerime çok asılmıştım bir süredir, dershanede ek derslere bile kalmaya başlamıştım. İstediğim yere de gidip geliyordum.

Tam bu dönemler doktorumdan o emir gelmişti. 10 mg'a düşecektim. İşte o zaman ilacı bırakmak isteyen ben, bir anda vazgeçme hissiyle dolmuştum. Eskiye dönerim diye çok korktum. Ama doktorumu dinlemek istedim ve öyle de yaptım. Artık 10 mg kullanıyordum.

Sıkı tutunun, doz düşüyoruz!

10 mg'a düştüğümü söylemiştim. Ne mi oldu? Hiçbir şey... Hala iyi hissediyordum. Bir iki gün "hafif" baş ağrısı çektim o kadar. Hayatımda hiçbir şey değişmemişti. Halbuki internetteki bazı insanlar doz düşmekle ilgili korku salan söylemlerde bulunuyordu. "Çok kötüydü, ölüp ölüp dirildim" gibisinden. Hiçbir şey de olmamıştı bana.

Gel zaman git zaman artık ilaçsız bir hayata dönmem gerektiğini hissediyordum. Her şey olması gerektiği gibi kontrolüm altındaydı. Duygularım daha dengeliydi. Yaklaşık 1.5 ay sonra da bir karar verdik:

5 mg ilaç olur mu?

Olur. Olur da işe yarar mı, işte orasını bilemem. Ama ben doktorumdan izin alıp 5 mg kullanmak istedim. Halbuki o gün aşırı 10 mg kullandırıp öyle bıraktıracaktı. Neyse, ben izni aldım sonuçta.

Doz düştükten 1-2 gün sonra bir baş ağrısı ve mide bulantısı gelmeye başladı. Ani duygu değişimleri ve asabiyet de cabası. Ama çok önemli şeyler değillerdi. Kaygılarımdansa bunlarla başa çıkmak işime gelirdi. Ama bir de daha önce tanışmadığım bir arkadaş olaya katıldı: Brain Zap.

-Bu arada brain zap kısmına geçmeden söyleyeyim, ilacın kaygıyı körelttiği gibi diğer duyguları da körelttiğini fark ettim. Ama çok mühim değildi. Anksiyetesi olanlar anlar beni, göz ardı edilebilir şeylerdi. Sonuçta duygusal odunlaşma denilen tamamen duyguları yitirme safhasına hiç gelmemiştim. Doz ayarı önemli.-

Nedir bu "Brain Zap"? Adından da anlaşılacağı surette beyindeki elektriklenme, boşalma, karıncalanma hissi. Ani hareketlerde daha çok ortaya çıkıyor.

Hee işte, geldik günümüze dostlar. İki gün önce bir randevum vardı ve doktoruma anlattım bu durumu. Asabiyet ve duygu değişimlerinin normal olduğunu, ilacın nöronların aniden ateşlenmesini önleyen bir etkiye de sahip olduğunu söyledi. Brain Zap içinse yine ilacın yoksunluk belirtisi olduğundan ve biraz sürdüğünden bahsetti. Ne demek "biraz". İşte onu doktor da ben de bilmiyoruz. (Genellikle yoksunluk belirtileri 2 hafta - 2 ay arasında yok olduğu için o kısma fazla girmeyeceğim, fakat aksi bir durum olursa konuyu güncellerim.) Yoksukluk sendromunu yenmek zor olabilir fakat imkansız değil. İlaçsız hayatınızın haklı gururunu yaşamaya başlamanız en iyisi :) O ne demek şimdi dediğinizi duyar gibiyim. İşte asıl bu konuyu da açma sebebim olan mevzuya geldik:

Antidepresan Kullanmalı Mıyım?

Arkadaşlar, şunu kesinlikle bilmenizi isterim ki, her hastalığın tedavisi her hastada aynı değildir. Ve psikiyatrik ilaçlar bazında konuşuyorum, her ilacın bireylerdeki etki ve yan etkileri farklı olabilir.

İnternetten araştırmaya kalktığınızda bazı insanlar çok rahat bir tedavi dönemi geçirirken bazılarına ilacın negatif etki gösterdiğini de görebilirsiniz. He neden mi negatif etkilenen hastalar fazla gibi görünüyor? Çünkü insanlar memnuniyetleri ve takdirlerinden çok şikayetlerini bildirmeye daha çok meyilli ne yazık ki.

Diyeceğim şu ki, psikiyatrik veyahut psikolojik bir sorununuz var ve doktorunuza güveniyor iseniz (ayrıca doktorunuz ilaç öneriyorsa) kullanmaktan çekinmeyiniz. He yan etkileri yok mu, tabi ki var. Ama hastalığın yan etkisinden daha mı çok? Kesinlikle hayır. Başlamak ve bırakmak bazen zor gelebilir fakat size temin ederim ki doğru ilacı kullanıyorsanız kullandığınız süreç boyunca rahat edeceksiniz.

Antidepresan ilaçlar neredeyse 50 yıldan uzun süredir kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış ilaçlardır. O yüzden kimseye kulak asmadan "sizin için" programlanmış tedavinize ayak uydurmak size yarar sağlayacaktır emin olun. İnternette gezen yan etkilerin bir çoğunu yaşamadım, yazmayanlardan bazılarını ise yaşadım. Bünye ve şans meselesi.

Kullandığıma pişman mıyım? Şimdilik hayır. Bıraktıktan sonra uzun süreçte de çevremde kullananlardan gördüğüm kadarıyla sorun çıkaran ilaçlar değiller. Uzun lafın kısası, her ilaç herkese fayda etmeyebilir, fakat bu denemekten çekinmemiz için bir sebep değil. Çünkü zihinsel de olsa fiziksel de olsa hastalık hastalıktır ve bir şekilde zamanla kalıcı hasarlar bırakabilir.

Buraya kadar okuyan arkadaşlar olduysa teşekkür ederim. Buradan sonrasında biraz daha meraklılarına bilgiler bırakacağım. Sağlıklı günler dilerim :)

Antidepresanlar nasıl çalışır? (Video)

OKB nedir, beyne zararı var mı?
Anksiyete nedir, beyne zararı var mı?

Antidepresanlar Plasebo mu?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ben de Risperdal (6 mg) ve Dyloxia kullanıyorum. Tek sıkıntım cinsel isteğimi azaltması. Total testosteronum 100 çıktı. Bırakmak istiyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Dostum ne kadar süredir kullanıyorsun? Ve doktoruna bu konuyu danıştın mı?

ETrwAUbZ_FB_IMG_1655674412172.jpg


2 yıldır kullanıyorum. Bunlar kan değerlerim. Ayrıca sperm miktarında da düşüş var. Doktor bunların normal semptomlar olduğunu söylüyor
 
Son düzenleyen: Moderatör:
@ATA 1881 Evet, biraz düşük değerin. Fakat testosteron seviyeni sporla (özellikle bacak çalışmaları) ile arttırabilirsin. Daha birçok yolu da var fakat bu en etkilisi. Doktorun normal dediği için söylüyorum.

Ama bu arada 2 sene biraz uzun geldi bana. Özel değilse hastalığın nedir?
 
@ATA 1881 Evet, biraz düşük değerin. Fakat testosteron seviyeni sporla (özellikle bacak çalışmaları) ile arttırabilirsin. Daha birçok yolu da var fakat bu en etkilisi. Doktorun normal dediği için söylüyorum.

Ama bu arada 2 sene biraz uzun geldi bana. Özel değilse hastalığın nedir?
Dostum sesler duymaya başladım 1 sene içinde 2-3 kere kriz geçirdim. Olmayan şeylerin var olduğunu sandım başka bi gerçekliğe girdim çıktım krizler olurken. Son 1-1.5 yılda bişey kalmadı ama çok az duymaya devam ediyorum . Onlarda saçma sapan anlamsız cümleler. Ben cinim falan diyor. Kalan bu sesleride kesemiyor ilaç. Kesebileceğine bende inanmıyorum zaten önemlide değil duyduğum şeyler.
 
Selam dostlar. Bu konuda sizlere biraz antidepresandan ve kullanıp bırakma evresine geçmiş biri olarak tecrübelerimden bahsetmek istedim. Uzatmadan başlayayım.

Antidepresan nedir?

İnsanlar üzerindeki etkisi 70’li yıllarda keşfedilen molekül şeklindeki antideprasanlar, beyindeki hormonları (nörotransmitter) değiştirmek için kullanılmaktadır. Çünkü dışardan verilen bu hormanların doğrudan kan aracılığı ile beyine geçmesi mümkün değildir. Bu ilaçlar beyinde azalan ya da değişen hormonları, normal seviyesine düşürmekte veya yükseltmektedir.

Antidepresan ilaçlar ne için kullanılır?

Antidepresanlar, beyinde sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan ‘nörotransmitter’ adı verilen maddelerin dengesini değiştirmek için kullanılan ilaçlardır. Yani antidepresanlar bozulmuş dengeyi değiştirerek, beyinin yeniden normal bir şekilde çalışmasını sağlamak için kullanılmaktadır.

Antidepresan hangi hastalıkların teravisinde kullanılır?

Antidepresan ilaçlar, depresyon tedavisinin yanı sıra obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ile zihinsel ve bedensel belirtisi olan ve ciddi psikolojik sorunlara neden olan birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Sadece depresyon için değil, kaygı bozukluğu olan hastalar üzerinde etkili oldukları, yapılan araştırmalar sonucunda belirlenmiştir.

Şimdi gelelim benim tecrübelerime.

Ben yaklaşık 7 ay önce yaygın anksiyete bozukluğu ve OKB (obesesif-kompülsif bozuluk) şikayeti ile psikoloğa gitmeden direkt psikyatriste uğrama kararı aldım. Çarpıntı vs başlamıştı o derece anksiyete yani. Doktora derdimi anlattım ve ilaçtan pek haz etmediğimi söyledim. Öncelikle ilaçsız, bilişsel davranışçı tedavi ile ilerlemeyi karar kıldık. Fakat sınav dönemi olduğundan ve işler zamanla sarpa sardığından doktorum terapiye ek olarak ilaç kullanmam gerektiğini söyledi bana. Her ne kadar çekinsem de (gerek çevrenin tepkilerinden, gerek ilaçlarla ilgili duyduklarımdan), doktorumu dinlemeye karar verdim.

Bana yazdığı ilaç Citoles 20 mg idi. Biraz araştırma yaptım. Bu ilaç SSRI ilaçlar sınıfına giriyor. He lafı gelmişken nedir bu "SSRI"? Merak edenler için açıklamasını sürprizbozan kısmına bırakıyorum:

Seçici serotonin gerialım inhibitörü (SSRI)

Mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin, beyindeki pek çok farklı olayda görev almaktadır. Duyguların düzenlenmesi, sinir ve öfkenin kontrolü, antisosyal davranışların engellenmesi, stres cevabı ve kaygı kontrolü gibi pek çok vazifesi vardır. Sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan nörotransmitterler, bir hücreden çıkarak ve alıcı hücre tarafından alınarak etkisini göstermektedir. Serotonin, de vücuttaki birçok mekanizmada görev alan bir nörotransmitterdir. Temelde ise seçici serotonin gerialım inhibitörleri, seratonin hücreye geri alımını engelleyerek uyaracağı alıcı hücrenin daha fazla serotonine maruz kalmasını sağlamaktadır. Vücuttaki serotonin düzeyinin artması depresyon seviyesinin artmasını engellemektedir. Bu gruptaki ilaçlar; essitalopram, sitalopram, paroksetin, fluoksetin, fluvoksamin etken maddesi içeren ilaçlardır ve anksiyete bozuklukları, depresif ve obsesif kompulsif bozuklukların tedavisinde kullanılır.

Serotonin- norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI)

SSRI’lara benzer şekilde çalışan bu gruptaki antidepresanlar serotoninin geri alımını engellemek yerine, sinir sisteminde bulunan kimyasal haberci niteliğindeki norepinefrinin de hücre içine geri alımını engellemektedir. Bu ilaçlar sayesinde alıcı hücrenin ulaşabileceği serotonin ve norepinefrin miktarı artmaktadır. Bu gruptaki ilaçlar; venlafaksin, duloksetin etken maddesini içermektedir. SNRI grubu ilaçlar depresyon tedavisinden farklı olarak fibromiyalji, diyabete bağlı sinir hasarı İle anksiyete bozukluğunda kullanılmaktadır.

Trisiklik antidepresanlar

Antidepresonlar arasında en eski olanlarıdır. Bu gruptaki ilaçlar da SSRI ve SNRI grubu ilaçlarda olduğu gibi serotonin ve norepinefrin düzeylerini ve eser miktarda dopamini artırmaktadır. Ayrıca bu ilaçlar asetilkolin adı verilen bir başka nörotransmitterin etkilerini de azaltmaktadır. Bunun için ciddi yan etkiler görülebilmektedir. Genelde SSRI ve SNRI grubu ilaçların işe yaramadığı durumlarda hekim kontrolünde verilir. Amitriptilin, imipramin, nortriptilin, klomipramin etken maddesini içeren ilaçlar bu gruptadır. Zona veya diyabete bağlı sinir hasarı anksiyete, fibromiyalji ile migren tedavisinin yanı sıra çocuklarda altına kaçırma gibi sorunların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu gruptaki ilaçların, bazen kalp ritminde bozulma (aritmi), kan basıncında yükselme, ayağa kalınca oluşan tansiyon düşmesi gibi ciddi yan etkileri olabilmektedir.

Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI)

Bunlar da trisiklik gruptaki gibi eski antidepresanlar arasındadır. Nörotransmitterlerin yıkımını engelleyerek serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin düzeyini artırmaktadır. Depresyon, panik atak, anksiyete bozukluğu tedavisinde işe yaramaktadır. Genelde diğer antidepresan ilaçları işe yaramadığında kullanılmaktadır. İzokarboksazid, fenelzin, selejilin, maklobemid etken maddeleri olan ilaçlar bu grupta yer alır.

Serotonin antagonist ve gerialım inhibitörleri (SARI)

Serotonin antagonist ve gerialım inhibitörleri, diğer antidepresanların yaptığı gibi beyindeki serotonin düzeyini artırmak için kullanılır. Beyindeki etkisi diğerlerinden farklı olan bu ilaç panik atak ve anksiyete bozukluğunun tedavisinde hastalara verilmektedir. Trazodon, nefazodon etkin maddeli ilaçlar bu grupta yer almaktadır. Ayrıca bir yan etki olarak ortaya çıkan uyku hali nedeniyle, uykusuzluk ve uyumada güçlük çekenlere verilebilir.

Diğer antidepresanlar

Mirtazapin, bupropion, vilazodon gibi etkin maddesi olan pek çok farklı çeşitteki antidepresanlar halen kullanılmaktadır. Vücuttaki benzer etkiler oluşturan bu ilaçlar baş ağrısı, uyku güçlüğü, baş dönmesi, cinsel problemler ile yorgunluk ve güçsüzlük gibi sorunların tedavisinde olumlu etki göstermektedir.

İlk doz

Devam edelim. Tedavimin 2. ayında 10 mg doz ile Citoles antidepresana başladım. İlaca başlamadan önce anksiyetem öyle bir durumdaydı ki, evden çıkamayacak, hatta yataktan kalkamayacak haldeydim. OKB o kadar artmıştı ki insanlarla normal iletişim kurmakta zorlanıyordum diyebilirim. Hep takıntılı sorular, irrite edici cümleler, ve en kötüsü aynı hareketi defalarca kez yapma sorunu.

İlaca başladığım ilk gün bir sorun yaşamasam da, 2. gün yer yüzünde cehennemi yaşadım. Anksiyetem tavan yaptı. kendimi otobüsten zor attım. Aşırı huzursuzluk hissi, kafa karışıklığı, ortama yabancılaşma gibi bütün anksiyete belirtilerini aynı anda ve en şiddetli şekilde yaşıyordum. Hemen doktoruma yazdım. Doktorum ilaca alışma sürecinde böyle şeylerin olabileceğini, beklemem ve telaşlanmamak gerektiğini söyledi. Öyle de yaptım. İlaca devam ettim.

İlk bir hafta böyle gitti diyebilirim. Genel olarak dalgalı bir ruh halineydim, ama bir şekilde idare ettim.

Dozu arttıralım

İlk haftayı öyle ya da böyle atlattım. Doktorumla randevumdan sonra 20 mg'a yükselmeye karar verdik. Kuşkuyla da olsa yükseldim. Mecbur hissediyordum kendimi.

Artık anksiyetem ilk haftaki kadar rahatsız edici değildi. Ama canlı rüyalar görmeye başladım. Çok canlı... Kabuslar, kabuslar... Bazılarının etkisinden çıkmam saatler sürüyordu. Ama genel olarak iyiydim yani. En azından ilk haftaya göre biraz daha dinginleşmiştim. Zamana bıraktım ve 20 mg'dan devam ettim. Bu arada kontrollerim ve terapim de devam ediyor tabii.

20'den devam

İlaca başlayalı birkaç hafta oldu. Nasıl mıydım? İyi gibiydim aslında. Kaygı azaldı, ama aynı anda sersemleştim sanki. Bütün duygular körelmiş gibiydi. Saçma bir mutlumsu bir his vardı içimde. Sanki böyle ben bir evin içindeyim, güvendeyim, ama pencereden bakınca dışarıda fırtınalar kopuyor gibi. İşte ilaçtan önce tam olarak oradaydım. Fırtınanın ortasında ve çaresiz...

Gel zaman git zaman terapi+ilaç sürecimin 3. ayına falan geldik. İnanır mısınız bilmem ama çok çok daha "normal" bir hayat sürmeye başladığımı fark etmiştim. Kendimi ifade biçimim gelişti, özgüvenim arttı, takıntılarım dibi gördü ve en önemlisi o lanet kaygılarım yavaş yavaş akıp gitmeye başladı. Konumuz ilaç olduğu için terapi kısmına fazla girmiyorum, ama şunu bilin bu hislerimin sebebi %35 ilaç ise kalanı terapidir. Doktorunuzu iyi seçmeniz önemli yani.

Her neyse, aylarca dershaneden, sosyalleşmekten vs kaçan ben gayet rahat rahat her yere gidip gelmeye, işlevlerimi geri kazanmaya başladım. Çevremle ve kız arkadaşımla olan ilişkim rayına oturmaya başladı. Önceden 1 ders zor dayanan ben dershanede sonuna kadar kalmaya başlamıştım. Bu bile mucizeydi benim için. Panik atağa evrilmeye başlayan bir kaygı bozukluğuna sahipken bir anda eskiye dönmeye başlamak umutlarımı yeşertmişti.

Birlikteliğimizin son zamanları

Citoles ile yolumuzun sonu gözükmeye yavaş yavaş başlarken 10 üzerinden 7.5-8 bir hayat yaşıyordum. Artık ilacı istemiyordum açıkçası. Cinsel yan etkileri vs çok yıpratmıştı zaten. Hem iyiydim de. Doktoruma danıştığımda acele etmemem gerektiğini söyledi. İyi ki de öyle yapmışım. Derslerime çok asılmıştım bir süredir, dershanede ek derslere bile kalmaya başlamıştım. İstediğim yere de gidip geliyordum.

Tam bu dönemler doktorumdan o emir gelmişti. 10 mg'a düşecektim. İşte o zaman ilacı bırakmak isteyen ben, bir anda vazgeçme hissiyle dolmuştum. Eskiye dönerim diye çok korktum. Ama doktorumu dinlemek istedim ve öyle de yaptım. Artık 10 mg kullanıyordum.

Sıkı tutunun, doz düşüyoruz!

10 mg'a düştüğümü söylemiştim. Ne mi oldu? Hiçbir şey... Hala iyi hissediyordum. Bir iki gün "hafif" baş ağrısı çektim o kadar. Hayatımda hiçbir şey değişmemişti. Halbuki internetteki bazı insanlar doz düşmekle ilgili korku salan söylemlerde bulunuyordu. "Çok kötüydü, ölüp ölüp dirildim" gibisinden. Hiçbir şey de olmamıştı bana.

Gel zaman git zaman artık ilaçsız bir hayata dönmem gerektiğini hissediyordum. Her şey olması gerektiği gibi kontrolüm altındaydı. Duygularım daha dengeliydi. Yaklaşık 1.5 ay sonra da bir karar verdik:

5 mg ilaç olur mu?

Olur. Olur da işe yarar mı, işte orasını bilemem. Ama ben doktorumdan izin alıp 5 mg kullanmak istedim. Halbuki o gün aşırı 10 mg kullandırıp öyle bıraktıracaktı. Neyse, ben izni aldım sonuçta.

Doz düştükten 1-2 gün sonra bir baş ağrısı ve mide bulantısı gelmeye başladı. Ani duygu değişimleri ve asabiyet de cabası. Ama çok önemli şeyler değillerdi. Kaygılarımdansa bunlarla başa çıkmak işime gelirdi. Ama bir de daha önce tanışmadığım bir arkadaş olaya katıldı: Brain Zap.

-Bu arada brain zap kısmına geçmeden söyleyeyim, ilacın kaygıyı körelttiği gibi diğer duyguları da körelttiğini fark ettim. Ama çok mühim değildi. Anksiyetesi olanlar anlar beni, göz ardı edilebilir şeylerdi. Sonuçta duygusal odunlaşma denilen tamamen duyguları yitirme safhasına hiç gelmemiştim. Doz ayarı önemli.-

Nedir bu "Brain Zap"? Adından da anlaşılacağı surette beyindeki elektriklenme, boşalma, karıncalanma hissi. Ani hareketlerde daha çok ortaya çıkıyor.

Hee işte, geldik günümüze dostlar. İki gün önce bir randevum vardı ve doktoruma anlattım bu durumu. Asabiyet ve duygu değişimlerinin normal olduğunu, ilacın nöronların aniden ateşlenmesini önleyen bir etkiye de sahip olduğunu söyledi. Brain Zap içinse yine ilacın yoksunluk belirtisi olduğundan ve biraz sürdüğünden bahsetti. Ne demek "biraz". İşte onu doktor da ben de bilmiyoruz. (Genellikle yoksunluk belirtileri 2 hafta - 2 ay arasında yok olduğu için o kısma fazla girmeyeceğim, fakat aksi bir durum olursa konuyu güncellerim.) Yoksukluk sendromunu yenmek zor olabilir fakat imkansız değil. İlaçsız hayatınızın haklı gururunu yaşamaya başlamanız en iyisi :) O ne demek şimdi dediğinizi duyar gibiyim. İşte asıl bu konuyu da açma sebebim olan mevzuya geldik:

Antidepresan Kullanmalı Mıyım?

Arkadaşlar, şunu kesinlikle bilmenizi isterim ki, her hastalığın tedavisi her hastada aynı değildir. Ve psikiyatrik ilaçlar bazında konuşuyorum, her ilacın bireylerdeki etki ve yan etkileri farklı olabilir.

İnternetten araştırmaya kalktığınızda bazı insanlar çok rahat bir tedavi dönemi geçirirken bazılarına ilacın negatif etki gösterdiğini de görebilirsiniz. He neden mi negatif etkilenen hastalar fazla gibi görünüyor? Çünkü insanlar memnuniyetleri ve takdirlerinden çok şikayetlerini bildirmeye daha çok meyilli ne yazık ki.

Diyeceğim şu ki, psikiyatrik veyahut psikolojik bir sorununuz var ve doktorunuza güveniyor iseniz (ayrıca doktorunuz ilaç öneriyorsa) kullanmaktan çekinmeyiniz. He yan etkileri yok mu, tabi ki var. Ama hastalığın yan etkisinden daha mı çok? Kesinlikle hayır. Başlamak ve bırakmak bazen zor gelebilir fakat size temin ederim ki doğru ilacı kullanıyorsanız kullandığınız süreç boyunca rahat edeceksiniz.

Antidepresan ilaçlar neredeyse 50 yıldan uzun süredir kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış ilaçlardır. O yüzden kimseye kulak asmadan "sizin için" programlanmış tedavinize ayak uydurmak size yarar sağlayacaktır emin olun. İnternette gezen yan etkilerin bir çoğunu yaşamadım, yazmayanlardan bazılarını ise yaşadım. Bünye ve şans meselesi.

Kullandığıma pişman mıyım? Şimdilik hayır. Bıraktıktan sonra uzun süreçte de çevremde kullananlardan gördüğüm kadarıyla sorun çıkaran ilaçlar değiller. Uzun lafın kısası, her ilaç herkese fayda etmeyebilir, fakat bu denemekten çekinmemiz için bir sebep değil. Çünkü zihinsel de olsa fiziksel de olsa hastalık hastalıktır ve bir şekilde zamanla kalıcı hasarlar bırakabilir.

Buraya kadar okuyan arkadaşlar olduysa teşekkür ederim. Buradan sonrasında biraz daha meraklılarına bilgiler bırakacağım. Sağlıklı günler dilerim :)

Antidepresanlar nasıl çalışır? (Video)

OKB nedir, beyne zararı var mı?
Anksiyete nedir, beyne zararı var mı?

Antidepresanlar Plasebo mu?
Bizzat OKB için kullandım etkisini gördüm. Yararlı konu olmuş teşekkürler.
 

Geri
Yukarı