Ölüm sonrası ne oluyor gizemi hakkında düşünceleriniz neler?

Kendini en asalak böcek ile kıyaslayabilir misin? Kıyaslarsan eğer o böceğin bile kendine göre muazzam bir sistemi var.

Amaçsız iş yapar mısın? Ders çalışırsın mesela, peki neden? Sınavlarında başarılı olabilmek için.

Neden karnın acıkıyor? Neden susuyorsun? Neden yemek yiyor neden su içiyorsun? Amaçsızca mı? Karnın acıkmadığı için mi ya da susamadığın halde mi?

Neden şu an bu forumdasın? Canın sıkıldığı için can sıkıntını gidermek için mi? Ya da insanlara faydalı olabilmek için mi? İnsanlara faydalı olsan eline ne geçecek? Kendini mutlu hissedeceksin belki yardımcı olduğun için. Peki neden?

Varlık aleminde yani içinde yaşadığımız bütün kainatta amaçsız tek bir kum tanesi bile kıpırdamaz. Hepsi bir amaç uğrunadır. Senin yaptığın bütün davranışlar amaç içindir.

Eğer sen hiçsen neden varsın? Hiçsen hiç olmazdın bunu düşünebiliyor musun mesela? Şu an var olmazdın yani. Neden varsın? Ölmek için mi? Ölüp hiç olmak için mi varsın? Madem ölüp hiç olacaksın o zaman neden var oldun?

Manipüle olmuş beyine 2+2 = 4 desen bile, onun 2+2 = 5'dir düşüncesini değiştiremezsin. Felsefe bölümünde bence böyle bence şöyle gibi söylemler yetersiz kalıyor. Felsefe düşünmek sorgulamak demektir. Manipülasyona uğrayan birey düşünme yetisinden acizdir düşünemez. Kendi düşünemediği için sıklıkla duyduğu söylemleri gerçek sanar.

Tavsiyem çok derin düşünmedir, popüler kültürün etkisinde kalıp o şekilde düşündüğünü sanmak değil, gerçek manada sorgulayıp işin özünü kavrayabilmektir. Yoksa rüzgarda oradan oraya uçuşan yapraktan bir farkımız kalmaz.
Bütün bu şeylerin sizce ve kanaatinizce bir anlamı veya nedeni olabilir. Fakat sizin düşündüğünüz şekilde olsa bile odak noktası biz sayılamayız tam olarak. Bizden büyük hayvanlar, hayvanlardan büyük ağaçlar, agaçlardan büyük dünyalar, dünyalardan büyük, gezegenler, gezegenlerden büyük yıldızlar, yıldızlardan büyük galaksiler, evrenler, çoklu evrenler. Hiç bir şey boşuna değilse bile bizim bu evrende olup olmamızın bir önemi yoktur. Bu evren için bir hiçiz ve hiç olacağız. Ne kadar küçük ve gereksiz olduğunuzu kavramakta zorlanıyorsunuz ve bu da ne kadar aciz, düşüncesiz ve kısıtlı biri yapıyor sizi. Ne olduğunuzu bilmeden nasıl evreni bilebiliyorsunuz? yaşamın sırrını?

İnanmak ayrıdır. Gerçekler ayrıdır. Bu anlattıklarım gerçektir veya değildir demiyorum. Sizin ki hiç inanılır gelmiyor demek istiyorum sadece. Kaç bin yıl önce insanların işsizliğinin bir eseri olduğunu idrak edemiyor musunuz?

Kendini en asalak böcek ile kıyaslayabilir misin? Kıyaslarsan eğer o böceğin bile kendine göre muazzam bir sistemi var.
Hiç bir şey mükemmel ve kusursuz değildir. Bu zaten başlı başına evrenin bütün kozmosun en büyük sorunudur. Çelişmeyin.
 
Bütün bu şeylerin sizce ve kanaatinizce bir anlamı veya nedeni olabilir. Fakat sizin düşündüğünüz şekilde olsa bile odak noktası biz sayılamayız tam olarak. Bizden büyük hayvanlar, hayvanlardan büyük ağaçlar, agaçlardan büyük dünyalar, dünyalardan büyük, gezegenler, gezegenlerden büyük yıldızlar, yıldızlardan büyük galaksiler, evrenler, çoklu evrenler. Hiçbir şey boşuna değilse bile bizim bu evrende olup olmamızın bir önemi yoktur. Bu evren için bir hiçiz ve hiç olacağız. Ne kadar küçük ve gereksiz olduğunuzu kavramakta zorlanıyorsunuz ve bu da ne kadar aciz, düşüncesiz ve kısıtlı biri yapıyor sizi. Ne olduğunuzu bilmeden nasıl evreni bilebiliyorsunuz? Yaşamın sırrını?

İnanmak ayrıdır. Gerçekler ayrıdır. Bu anlattıklarım gerçektir veya değildir demiyorum. Sizin ki hiç inanılır gelmiyor demek istiyorum sadece. Kaç bin yıl önce insanların işsizliğinin bir eseri olduğunu idrak edemiyor musunuz?

Hiçbir şey mükemmel ve kusursuz değildir. Bu zaten başlı başına evrenin bütün kozmosun en büyük sorunudur. Çelişmeyin.

Temel felsefe bilgisine bile sahip olmadığını düşünüyorum.
 
Fakat sizin düşündüğünüz şekilde olsa bile odak noktası biz sayılamayız tam olarak.
Ben de odak noktası biziz demedim ki?


Hiç bir şey boşuna değilse bile bizim bu evrende olup olmamızın bir önemi yoktur.
Boşuna değilse var olmanın bir sebebi vardır. Sebebinin olması seni önemli yapar.

Bu evren için bir hiçiz ve hiç olacağız. Ne kadar küçük ve gereksiz olduğunuzu kavramakta zorlanıyorsunuz
Küçük olman değersiz olduğunun değil aksine değerli olduğunun delilidir. Dünya üzerinde altın mı daha değerlidir yoksa demir mi? Altının değerli olması onun az olmasından kaynaklıdır. Uzunca bir sahil düşün, kim bilir kaç trilyon kum tanesi var. Sen o trilyonlarca olan kum tanelerinin 1 tanesini altından yaparsan, altın kum tanesi gerideki bütün kum tanelerinden daha değerli olur. Koskoca evren boşluğu yıldızlar galaksiler gezegenler... Sayısı ne kadar çok olursa olsun hiçbiri dünya kadar değerli değildir.

Allah aşkına şu kadar kelime kullanıp bu kadar anlamsız cümleler kurmaya göndermeye utanmadın mı?
Bir yazdığını okuyup gönderseydin keşke.

Ben yazdığımı 2 kere okuyup gönderiyorum. Anlatım bozukluluğu olmadığına göre, anlamada sorun yaşayan sensin.

Hiçbir şey mükemmel ve kusursuz değildir. Bu zaten başlı başına evrenin bütün kozmosun en büyük sorunudur. Çelişmeyin.

Kusursuz diye bir şey var mı ki? Çeliştiğim nokta neresi? Ben insan kusursuzdur mu dedim? Mükemmel olması kusursuz olduğu anlamına gelmez.

Temel felsefe bilgisine bile sahip olmadığını düşünüyorum.

Temel felsefe bilgisi hmm. Felsefe nedir? 2 3 felsefe kitabı okuyup felsefeyi bildiğini düşünmek mi? Yoksa kitaplardan bağımsız kendi benliğin ile düşünerek sorgulayabilmek mi? Kitaplar insanı yanıltabilir. Yanlış bilgi ile dolu olan tonlarca kitap var. Konu felsefe ise buradaki olay kitaptan okuduğun değil kendi öz iraden ile düşünebilmendir.
 
Son düzenleme:
Bu varlığın nedeni veya sebebi siz değilsiniz. Bundan şüphenizin olmaması benim için yeterli. İyi geceler.

Sebebi ben değilsem bu söylemin altını doldurman lazım. Ben sana sebebi bu çünkü ben buna inanıyorum demedim, söylemlerimi temellendirmeye çalıştım. Ama sen bana sebebi bu değil çünkü ben buna inanıyorum diyorsun. İnancını temellendirmiyorsun. Bu da söylemlerini maalesef boş yapıyor.
 
Kendini en asalak böcek ile kıyaslayabilir misin? Kıyaslarsan eğer o böceğin bile kendine göre muazzam bir sistemi var.

Amaçsız iş yapar mısın? Ders çalışırsın mesela, peki neden? Sınavlarında başarılı olabilmek için.

Neden karnın acıkıyor? Neden susuyorsun? Neden yemek yiyor neden su içiyorsun? Amaçsızca mı? Karnın acıkmadığı için mi ya da susamadığın halde mi?

Neden şu an bu forumdasın? Canın sıkıldığı için can sıkıntını gidermek için mi? Ya da insanlara faydalı olabilmek için mi? İnsanlara faydalı olsan eline ne geçecek? Kendini mutlu hissedeceksin belki yardımcı olduğun için. Peki neden?

Varlık aleminde yani içinde yaşadığımız bütün kainatta amaçsız tek bir kum tanesi bile kıpırdamaz. Hepsi bir amaç uğrunadır. Senin yaptığın bütün davranışlar amaç içindir.

Eğer sen hiçsen neden varsın? Hiçsen hiç olmazdın bunu düşünebiliyor musun mesela? Şu an var olmazdın yani. Neden varsın? Ölmek için mi? Ölüp hiç olmak için mi varsın? Madem ölüp hiç olacaksın o zaman neden var oldun?

Manipüle olmuş beyine 2+2 = 4 desen bile, onun 2+2 = 5'dir düşüncesini değiştiremezsin. Felsefe bölümünde bence böyle bence şöyle gibi söylemler yetersiz kalıyor. Felsefe düşünmek sorgulamak demektir. Manipülasyona uğrayan birey düşünme yetisinden acizdir düşünemez. Kendi düşünemediği için sıklıkla duyduğu söylemleri gerçek sanar.

Tavsiyem çok derin düşünmedir, popüler kültürün etkisinde kalıp o şekilde düşündüğünü sanmak değil, gerçek manada sorgulayıp işin özünü kavrayabilmektir. Yoksa rüzgarda oradan oraya uçuşan yapraktan bir farkımız kalmaz.
  • Muazzam sistemi olan böceğin o kıvama gelmesi milyon yıllar sürdü. Ayrıca muazzam falan da değiller.
  • Ders çalışmak ve sınavlarda başarılı olmak insan topluluğunun kendi içerisinde oluşturduğu bir kültürdür. Evrensel değildir. Örneğin Homo Sapien'lerin avcı toplayıcı olduğu dönemlerde sınav ya da ders yoktu.
  • Yaşayan ve entropiye kısa süreli karşı koyabilen varlıklar yaşamları sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. Bunu da besinlerden elde ederler. Hepsi bu! Canlılar bu bakımdan kusurlu varlıklar zaten. Bu bile başlı başına bir zaafiyettir.
  • Milyon yıllar sürmüş olan evrimsel süreç boyunca ilk başta bir hücre iken, sonra suda yüzdük balık olduk. Sudan çıktık, kertenkele olduk. Isıyı bedenimize hapsetmek ve Dünya'nın Güneş'ten uzaklaşmasından ötürü soğuklardan yani kıştan korunmak için tüylere sahip olduk. Bu süreçte gelincik-fare arası bir türdük. Daha güvenli bir yaşam sürmek için ağaçların tepesine çıktık, primat olduk. Sonrasında ağaçlardaki besin azaldı, bu yüzden yeni ağaçlar aradık fakat bir noktadan sonra ağaçlar seyreldiği için aşağı inmek zorunda kaldık. Boyumuzu aşan şeyleri görmek; avcıları avlanmadan önce fark edebilmek ve potansiyel avları keşfedebilmek için daha geniş bakış açısına sahip olmamız gerekti, bu yüzden iki ayağımızın üzerine doğrulduk. Bu iki kenarı keskin kılıç gibiydi, görüş menzil ve açımız arttı fakat vücut kütlemizin yarısı omurgalarımıza bindiği için sırt ağrıları çekmeye başladık. (Bu mu muazzam sistem!) Böyle gide gide insan olduk. Yanlış anlama Dünya'daki tek ve eşşiz insanlar (yani HOMO'lar) biz değildik; Homo Habilus, Homo Erectus, Neandertal gibi türlerin arasında biz Homo Sapien'ler de vardık. Fakat bizim zekamız diğer türlerinkinden daha gelişmiş olduğundan bu evrimsel bir üstünlük sağladı. Bu sebeple tek hayatta kalan Homo türü biz olduk. Eğer olur da akrabalarını merak edersen eğer müzeye gidip onların kemiklerine bakabilirsin. Ayrıca yetmedi! Tarım ve hayvancılığın gelişmesiyle birlikte besinlere erişme olanağımız arttı. Bu yüzden artık avlanmak için kilometrelerce koşmamıza gerek kalmadı. Bu yüzden daha az hareket eder olduk. Bu süreçte kuyruk zaten işlevini çoktan kaybetmişti de bununla birlikte tamamen köreldi. (Şu an bile adının dahi "kuyruk sokumu" olan yerine dokunursan hiçbir işe yaramayan bir çıkıntıyı hissedebilirsin. ) Besinlere kolay ulaşım + hareketsizlik = vücutta biriken yağlar. Zamanla beden artık gereğinden fazla besinle dolmaya başladı. İlkel bedenimiz enerjiye çok kıymet verdiği için bu fazla enerjiyi de atmak yerine depolamaya karar verdi. Bugün bunlar bize kilo yapan yağlardan başka bir şey değil. (Bu mu kusursuz!) Hala günümüzde bu yağları yakabilmek için ilkel dönemlerdeki gibi bir ritimle bedenimizi çalıştımak zorundayız. Beden ancak o zaman anlıyor. Hala ilkel dönemlerdeki gibi koşturduğumuzu düşünüyor. (Bu mu kusursuz!) Şahsen Celal Şengör gibi birinin kilodan muzdarip olmasını büyük bir zaafiyet olarak görüyorum.
  • Amaç dediğin şey çok göreceli bir kavram. Kum tanesi kıpırdamıyor ama koca bir gezegen bir yıldızın etrafında dönüyor. Sence bu bir amaç için mi yoksa bir sebepten dolayı mı? Adı da kütle-çekim kuvveti olmasın? Gezegen bir amaç için mi dönüyor, yıldız bir amaç için mi kendi etrafına gezegenlerden bir set çekiyor?
  • Gelişmiş zekamış artık öyle bir raddeye geldi ve yaşadığımız ortamın konforuyla kendimizi o kadar şımarttık ki kendi varlığımızı sorgulayabilir olduk. Neden varız? Özel bir sebepten ötürü mü? Hayır! Sadece hayatta kalmak ve üremek için. Fakat bizler çok geliştiğimiz için ve yine dediğim gibi şımardığımız için o iki ihtiyacı da kolayca halledebilir olduk. Peygamber develeri türünün devamını getirmek için ölmek zorunda olması gerekiyorken bizim öyle bir derdimiz kalmadı. Artık kendimizi dişilere etkili göstermek zorunda bile değiliz. Evlilik sana bir şey çağrıştırıyor mu?
  • Manipüle olmuş bir beyine kendini Hz. Muhammet olarak bile tanıtabilirsin. Manipüle olduğun için diş macununda nane var, manipüle olduğun için yemek hizmetleri kırmızı rengi kullanıyor, manipüle olduğun için reklamlar var. Reklamlarda bu yüzden hamburgeri kabarık gösterirler, manipüle olduğun için!


    Sen önce kendine çeki düzen ver, sonra başkalarına tavsiye ver.
 
  • Muazzam sistemi olan böceğin o kıvama gelmesi milyon yıllar sürdü. Ayrıca muazzam falan da değiller.
  • Ders çalışmak ve sınavlarda başarılı olmak insan topluluğunun kendi içerisinde oluşturduğu bir kültürdür. Evrensel değildir. Örneğin homo Sapien'lerin avcı toplayıcı olduğu dönemlerde sınav ya da ders yoktu.
  • Yaşayan ve entropiye kısa süreli karşı koyabilen varlıklar yaşamları sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. Bunu da besinlerden elde ederler. Hepsi bu! Canlılar bu bakımdan kusurlu varlıklar zaten. Bu bile başlı başına bir zaafiyettir.
  • Milyon yıllar sürmüş olan evrimsel süreç boyunca ilk başta bir hücre iken, sonra suda yüzdük balık olduk. Sudan çıktık, kertenkele olduk. Isıyı bedenimize hapsetmek ve dünya'nın güneş'ten uzaklaşmasından ötürü soğuklardan yani kıştan korunmak için tüylere sahip olduk. Bu süreçte gelincik-fare arası bir türdük. Daha güvenli bir yaşam sürmek için ağaçların tepesine çıktık, primat olduk. Sonrasında ağaçlardaki besin azaldı, bu yüzden yeni ağaçlar aradık fakat bir noktadan sonra ağaçlar seyreldiği için aşağı inmek zorunda kaldık. Boyumuzu aşan şeyleri görmek; avcıları avlanmadan önce fark edebilmek ve potansiyel avları keşfedebilmek için daha geniş bakış açısına sahip olmamız gerekti, bu yüzden iki ayağımızın üzerine doğrulduk. Bu iki kenarı keskin kılıç gibiydi, görüş menzil ve açımız arttı fakat vücut kütlemizin yarısı omurgalarımıza bindiği için sırt ağrıları çekmeye başladık. (bu mu muazzam sistem!) böyle gide gide insan olduk. Yanlış anlama dünya'daki tek ve eşiz insanlar (yani homo'lar) biz değildik; homo habilus, homo erectus, neandertal gibi türlerin arasında biz homo Sapien'ler de vardık. Fakat bizim zekamız diğer türlerinkinden daha gelişmiş olduğundan bu evrimsel bir üstünlük sağladı. Bu sebeple tek hayatta kalan homo türü biz olduk. Eğer olur da akrabalarını merak edersen eğer müzeye gidip onların kemiklerine bakabilirsin. Ayrıca yetmedi! Tarım ve hayvancılığın gelişmesiyle birlikte besinlere erişme olanağımız arttı. Bu yüzden artık avlanmak için kilometrelerce koşmamıza gerek kalmadı. Bu yüzden daha az hareket eder olduk. Bu süreçte kuyruk zaten işlevini çoktan kaybetmişti de bununla birlikte tamamen köreldi. (şu an bile adının dahi "kuyruk sokumu" olan yerine dokunursan hiçbir işe yaramayan bir çıkıntıyı hissedebilirsin. ) Besinlere kolay ulaşım + hareketsizlik = vücutta biriken yağlar. Zamanla beden artık gereğinden fazla besinle dolmaya başladı. İlkel bedenimiz enerjiye çok kıymet verdiği için bu fazla enerjiyi de atmak yerine depolamaya karar verdi. Bugün bunlar bize kilo yapan yağlardan başka bir şey değil. (bu mu kusursuz!) hala günümüzde bu yağları yakabilmek için ilkel dönemlerdeki gibi bir ritimle bedenimizi çalıştımak zorundayız. Beden ancak o zaman anlıyor. Hala ilkel dönemlerdeki gibi koşturduğumuzu düşünüyor. (bu mu kusursuz!) şahsen Celal Şengör gibi birinin kilodan muzdarip olmasını büyük bir zaafiyet olarak görüyorum.
  • Amaç dediğin şey çok göreceli bir kavram. Kum tanesi kıpırdamıyor ama koca bir gezegen bir yıldızın etrafında dönüyor. Sence bu bir amaç için mi yoksa bir sebepten dolayı mı? Adı da kütle-çekim kuvveti olmasın? Gezegen bir amaç için mi dönüyor, yıldız bir amaç için mi kendi etrafına gezegenlerden bir set çekiyor?
  • Gelişmiş zekamış artık öyle bir raddeye geldi ve yaşadığımız ortamın konforuyla kendimizi o kadar şımarttık ki kendi varlığımızı sorgulayabilir olduk. Neden varız? Özel bir sebepten ötürü mü? Hayır! Sadece hayatta kalmak ve üremek için. Fakat bizler çok geliştiğimiz için ve yine dediğim gibi şımardığımız için o iki ihtiyacı da kolayca halledebilir olduk. Peygamber develeri türünün devamını getirmek için ölmek zorunda olması gerekiyorken bizim öyle bir derdimiz kalmadı. Artık kendimizi dişilere etkili göstermek zorunda bile değiliz. Evlilik sana bir şey çağrıştırıyor mu?
  • Manipüle olmuş bir beyine kendini Hz. Muhammet olarak bile tanıtabilirsin. Manipüle olduğun için diş macununda nane var, manipüle olduğun için yemek hizmetleri kırmızı rengi kullanıyor, manipüle olduğun için reklamlar var. Reklamlarda bu yüzden hamburgeri kabarık gösterirler, manipüle olduğun için!

    Sen önce kendine çekidüzen ver, sonra başkalarına tavsiye ver.

Yok yalan söylüyorsun varolmamızın bir sebebi var. Sen bilmiyon.
 

Geri
Yukarı