Dostum hayatı bu kadar kasma. Seni karamsarlığa düşüren şeyleri de okuma.
Senin sorunun arkadaşın olmaması. İnsanlar sosyal canlılardır, bundan mahrum olmak çoğumuzu uzun vadede harap eder. Seninle arkadaş olmayanlar şeytanî kişilikler sanırım. Bundan 3 yıl önce seninle çok yakın görüşlere sahiptim. "Ailem beni hiç adam gibi sevmedi, beni kimse anlamıyor, şu hayatta arkadaşım diyeceğim kimsem yok" gibi garip triplere giriyordum. E böyle düşünen kişi tutunacak bir dal arar. O dal ben de bir kız oldu sende de öyle olmuş.
Şu an o günlere gülüyorum. Eminim sen de bugüne güleceksin.
"Peki Ali bundan nasıl kurtuldun?"
1- Aileme karşı adım attım. Aslında beni gerçekten sevdiklerini ancak büyüdükleri ortamdan ötürü bunu açıkça gösteremediklerini gördüm. Ve onları anlamaya, onlara olan sevgimi büyütmeye çalıştım. Gittikleri her yere gitmeye başladım, lanet olası düğünlere dahi gittim hâlâ da gidiyorum. Babamla uzaktan bakıldığında sert bir ilişkimiz var ama onunla takılıyorum, vakit geçiriyorum ve samimiyetimiz artmaya başladı. Biliyor musun, bu gerçekten iyi geliyor. Dürüst olalım dostum, öldüğümüzde ağlayarak arkamızdan toprak atacak ilk kişiler ailemizdir. Hele senin şu an onlardan başka servetin yok. İlk önce kafada onları sevmeyi kabullenmen gerek. Sevmeyi, sevilmeyi hissetmek çok önemli ve bunu da ilk aileden başlatmak şart.
2- Arkadaş ve dost edinmek.
Birincisi kolay, ikincisi spontanedir ve genelde uzun zaman gerektirir. Benim şansım bir çocukluk arkadaşım vardı, onunla ilişkimi geliştirdim ve şu an dostum dediğim biri hayatımda. Ona da burdan selam olsun 

Birincisi sende neden olmamış? Öküz altında buzağı aradığın için. Yani yanlış kişilerle, yanlış yerlerde arkadaş edinmeye çalışıyorsun. Ya arkadaş bırak şu okeyci keko tayfayı. Yok şu ineklerden bir insan evladı? En büyük hata, kendi karakterinle taban tabana zıt adamlara kendini kabul ettirmeye çalışmaktır. Bana "benden başka iyi hiçbir akranım olmadı, oh lanet olsun" falan deme. Öyle bir şey yok kardeşim. Bakmayı bilememişsindir. Hayvanî olarak her zaman alfa ve zorba tipler çekici gelir. Tecrübesizken öyle insanlara sevdalanır ve öyleleri ile arkadaş olmaya çalışırız. Fakat yanlış. Herkes o basketçi çocuğu tanıyor da ön sıralarda sessiz sakin oturan, bakımsız olduğundan çirkin ve belki de kilolu olan, kimseye zararı dokunmamış kişiyle ilgilenmiyor. Onu sanki orada hiç yokmuş kabul ediyoruz. Ama o orda, belki sen de onlardan birisin. E gitsene o zaman yanına. Davulu niye dengi dengine çalmıyorsun?
Şu an ne yapıyorsun bilmiyorum. Çalışıyor musun, Üniversite mi okuyorsun ya da hâlâ lisede misin bilmiyorum. Ne olursa olsun bulunduğun ortamda saygılı adamı bul. Dış görünüşüne ve ezikliğine hiç bakma. Bunlara bakarsan bu konulardan daha çok açarsın.
Hayatında kavun yememiş birinin tek bir kavun gördüğünde büyülenmesi ve sahiplenmesi kaçınılmaz. E senin gibi bir yalnızın da bir insana fazlasıyla bağlanması normal değil mi? Bütün kasıntılarının sebebi bu işte, yalnızsın kardeşim. Bitir şu yalnızlığını. Çözüm bence çok açık.
"Bunu nasıl yapacaksın?" Bilemem. Ben sen değilim, belli bir empati kursam da seni senin kadar iyi tanıyamam, seni senin kadar anlayamam. Bunu da sen bulacaksın.
Başarılar.