Allah'ın insanları yaratma sebebi cehenneme atmak mı?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Birader, kardeş lafları sana agresif geliyorsa dışarı çıkmamanı öneriyorum. Bir insan hem Müslüman hem Türk milliyetçisi olabilir. Milliyetçi olmadığını nerden çıkardın onu anlayamadım.
Kahvehane değil burası, eğer birader tarzı hitap kurup senli benli konuşacaksaniz bir daha tartismamanizi öneriyorum. Hayır bir insan ırkını üstün tutamaz dindar olup. Milliyetçi olsan bile bir ateist kadar olman mümkün değil dinin izin vermiyor. Demeye calistigim sey irkini senden çok seven bir insana bu ülkeden git demenin ne kadar saçma ve yanlış olduğu, neymis ezandan rahatsız oluyorsan falanmis, arkadaş burası Arabistan değil, bu ülke de Müslüman değil şunu hala anlayamadiniz. Ben sizi sabah 5de uyandirmiyorsam bagirarak sizde uyandiramazsiniz.
 
Of be, kardeşim, yine yanlış anlamışsın. Neyse, açıklayayım: Nerede gariban eziliyorsa, masum çocuklar ve masum kadınlar öldürülüyorsa, nerede haksızlık dönüyorsa, işte tam orada savaşılmasını emreder. Müslüman, haksızlığa durum ne olursa olsun karşı çıkar; kur'an bunu emreder, gerekirse canını verir bu yolda. Kur'an saldırgan savaş çağrısı yapmaz.

Ne demek yapmaz sen Allah'ın ayetine karşı mı geliyorsun Müslüman olarak. Hoşgörü ve barış ayetlerinden haberin yok sanırım.

Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktir. Allah'a, ahiret gününe inanmayan, hak dini din edinmeyen kimselerle boyun eğip kendi elleriyle haraç verecekleri hale gelinceye kadar savaşın.(tevbe 28-29)

Eğer inançsızlığı imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. Kim edinirse onlar zalimin ta kendileridir.(tevbe 23)

Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın.(Muhammed 35)
 
Evet Allah önceden biliyor herşeyi biliyor ama sanada gidecek senecekler sunuyor.
Yanlışınız var hocam o ayette sadece çocuğun dinden çıkacağı ve ailesini de dinden çıkarabileceğinden korktuğumuz için yazar. Katillik ile alakalı bir durum söz konusu değil.
«–İşte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana, sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereceğim!»” (el-Kehf, 77-78)

“Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu hâle getirmek istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı. Erkek çocuğa gelince, onun ebeveyni mü’min kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk. Böylece istedik ki, Rableri onun yerine kendilerine, ondan daha temiz ve daha merhametlisini versin!” (el-Kehf, 79-81)

“Duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara âit bir hazîne vardı; babaları ise, sâlih bir kimse idi. Rabbin istedi ki,[2] o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazînelerini çıkarsınlar. Ben bunu da kendiliğimden yapmadım. İşte, hakkında sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur!” (el-Kehf, 82)

Azgınlığı dinden çıkmak olarak algılama, Her işte ileri gitmek azgınlıktır. yemek içmek dahil.
 
O değilde, sabah ayık kafayla okuyunca fark ettim.

Adam İbn-i Sina, Farabi, Kîndi, İbn-i Rûşd gibi alimlere cahil dedi. Ama "2-3 İslam alimi say la." desek, bu adamları sayacak. İki yüzlü davranacak.

Dindarlar gerçekten iki yüzlü..

Evet Allah önceden biliyor herşeyi biliyor ama sanada gidecek senecekler sunuyor.

«–İşte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana, sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereceğim!»” (el-Kehf, 77-78)

“Gemi var ya, o, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu hâle getirmek istedim. (Çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı. Erkek çocuğa gelince, onun ebeveyni mü’min kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk. Böylece istedik ki, Rableri onun yerine kendilerine, ondan daha temiz ve daha merhametlisini versin!” (el-Kehf, 79-81)

“Duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara âit bir hazîne vardı; babaları ise, sâlih bir kimse idi. Rabbin istedi ki,[2] o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazînelerini çıkarsınlar. Ben bunu da kendiliğimden yapmadım. İşte, hakkında sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur!” (el-Kehf, 82)

Azgınlığı dinden çıkmak olarak algılama, Her işte ileri gitmek azgınlıktır. yemek içmek dahil.
Burada seçenek mi sunuyor? Hızır, çocuğun kafayı koparıp kenara koyuyor, Norveçli katliamcı Breivik ortada geziyor.

Soran oldu mu ailesine "Bu çocuk sizi üzecek, öldürelim mi?" diye?

Hani nerede irade, hani nerede niyet?
 
Son düzenleme:
O değilde, sabah ayık kafayla okuyunca fark ettim.

Adam İbn-i Sina, Farabi, Kîndi, İbn-i Rûşd gibi alimlere cahil dedi. Ama "2-3 İslam alimi say la." desek, bu adamları sayacak. İki yüzlü davranacak.

Dindarlar gerçekten iki yüzlü..


Burada seçenek mi sunuyor? Hızır, çocuğun kafayı koparıp kenara koyuyor, Norveçli katliamcı Breivik ortada geziyor.

Soran oldu mu ailesine "Bu çocuk sizi üzecek, öldürelim mi?" diye?

Hani nerede irade, hani nerede niyet?
Bizde bazen diyoruz bu kadar zalime Allah nasıl sabrediyor diye İşte Musa Peygamber bile orada sabredemiyor sonunda alıyor cevabını. Bazı şeyleri siz bilemzsiniz deniyor, sen sadece bildiklerinden sorumlusun.

Velhasıl o çocuk büyüyüp sana saldırsaydı tersini söylecektin yer yüzünde iki örnekte mevcut.
Orada cocuğun ne olacağını hızır bilmiyor Allah biliyor. Allah insanlarla konuşmaya kalksaydı hiç birimiz dayanazdık Herşeyi bilen insan yok ama Her şeyi bilen Allah var.
 
Evet Allah önceden biliyor her şeyi biliyor ama sana da gidecek senecekler sunuyor.

«–işte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana, sabredemediğin şeylerin iç yüzünü haber vereceğim!»” (el-kehf, 77-78)

“gemi var ya, O, denizde çalışan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu hâle getirmek istedim. (çünkü) onların arkasında, her (sağlam) gemiyi gasbetmekte olan bir kral vardı. Erkek çocuğa gelince, onun ebeveyni mü'min kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk. Böylece istedik ki, rableri onun yerine kendilerine, ondan daha temiz ve daha merhametlisini versin!” (el-kehf, 79-81)

“duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara âit bir hazîne vardı; babaları ise, sâlih bir kimse idi. Rabbin istedi ki,[2] o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve rabbinden bir rahmet olarak hazînelerini çıkarsınlar. Ben bunu da kendiliğimden yapmadım. İşte, hakkında sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur!” (el-kehf, 82)

Azgınlığı dinden çıkmak olarak algılama, her işte ileri gitmek azgınlıktır. Yemek içmek dahil.

İstersen hepsi dahil olsun suç işlendikten sonra suçtur. Sen bugün imtihandayız özgür irade var diyorsan birinin gelecekte yaptığı kötü seçim yüzünden onu öldüremessin üstelik bu bir çocuksa. Sırf imtihan ve istisnai durum yüzünden 1 çocuk feda mı edildi yani.
 
Yaratıcının istediğini yapmadığımız için ya da istemediklerini yaptığımız için sonsuza dek cehennemde olmak fikri bana oldukça mantıksız geliyor. Dünyada insanların yalnızca yaklaşık %24'ü İslam dinine inanıyor. Bu durumda, kalan en az %76'lık kesimin cehenneme gideceğini varsaymak, yaratıcı bir sistemin adalet anlayışıyla çelişiyor gibi görünüyor.

Üstelik bu %24'lük kesimin bir kısmı, İslam ülkelerinde doğduğu için bu inancı sorgulamadan benimsemiş olabilir. Derinlemesine araştırma yapan bireyler genellikle daha sorgulayıcı ve analitik düşünebildikleri için ateist olma eğiliminde oluyorlar; çünkü mantık onları o yöne sürüklüyor. Çok yüksek zekâya sahip bazı kişiler ise çok düşündükleri için ve mantıklı kişiler oldukları için dinin doğasını kavramakta zorlanabiliyor ve bu nedenle agnostik bir bakış açısı geliştiriyorlar. Çünkü din, insan aklının sınırlarını zorlayan bir kavramdır.
 
O değilde, sabah ayık kafayla okuyunca fark ettim.

Adam İbn-i Sina, Farabi, Kîndi, İbn-i Rûşd gibi alimlere cahil dedi. Ama "2-3 İslam alimi say la." desek, bu adamları sayacak. İki yüzlü davranacak.

Dindarlar gerçekten iki yüzlü..


Burada seçenek mi sunuyor? Hızır, çocuğun kafayı koparıp kenara koyuyor, Norveçli katliamcı Breivik ortada geziyor.

Soran oldu mu ailesine "Bu çocuk sizi üzecek, öldürelim mi?" diye?

Hani nerede irade, hani nerede niyet?
Okuduğunu anlama da yok çocuk da. Cahil demişim.

Ne demek yapmaz sen Allah'ın ayetine karşı mı geliyorsun Müslüman olarak. Hoşgörü ve barış ayetlerinden haberin yok sanırım.

Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktir. Allah'a, ahiret gününe inanmayan, hak dini din edinmeyen kimselerle boyun eğip kendi elleriyle haraç verecekleri hale gelinceye kadar savaşın.(tevbe 28-29)

Eğer inançsızlığı imana tercih ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. Kim edinirse onlar zalimin ta kendileridir.(tevbe 23)

Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın.(Muhammed 35)
Karşı gelmiyorum. Sen çok açık şekilde bu ayetlere yüzeysel bakıyorsun klasik örnek ne zaman şöyle konuşmaya girsem hep bu 2-3 ayet atılır önüme halbuki biraz araştırsan atmayacaksın.

Tevbe 28-29
Hudeybiye antlaşmasının bozulmasından sonra inen ayettir. Müşrikler dönemin Müslümanlarına saldırılar yapıyordu. Bu ayet saldırı değil savunma emridir. Biri sana düşmanlık yapacak sen duracaksın yok öyle Dünya.

Tevbe 23
Burada ki anlam da inanç düşmanlığıdır. Yani İslama düşmanca davranıyorsa onun safında yer almayın deniyor. Kuran müslüman olmayan kişilere de yardımı emreder. Karşı tarafın fikirlerine saygı duyar.
“Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz.”
(Mümtehine 8)


Muhammed 35
Bu ayette yine savaşta iniyor. Müslümanların daha güçlü durumda olduğu zaman karşı taraf barış istiyor fakat zülume devam ediyor. Yani güç Müslümanlarda olduğu için karşı taraf barışa çağırıyor tamamen aldatma.

Okuduğunu anlama da yok çocuk da. Cahil demişim.


Karşı gelmiyorum. Sen çok açık şekilde bu ayetlere yüzeysel bakıyorsun klasik örnek ne zaman şöyle konuşmaya girsem hep bu 2-3 ayet atılır önüme halbuki biraz araştırsan atmayacaksın.

Tevbe 28-29
Hudeybiye antlaşmasının bozulmasından sonra inen ayettir. Müşrikler dönemin Müslümanlarına saldırılar yapıyordu. Bu ayet saldırı değil savunma emridir. Biri sana düşmanlık yapacak sen duracaksın yok öyle Dünya.

Tevbe 23
Burada ki anlam da inanç düşmanlığıdır. Yani İslama düşmanca davranıyorsa onun safında yer almayın deniyor. Kuran müslüman olmayan kişilere de yardımı emreder. Karşı tarafın fikirlerine saygı duyar.
“Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz.”
(Mümtehine 8)


Muhammed 35
Bu ayette yine savaşta iniyor. Müslümanların daha güçlü durumda olduğu zaman karşı taraf barış istiyor fakat zülume devam ediyor. Yani güç Müslümanlarda olduğu için karşı taraf barışa çağırıyor tamamen aldatma.
Yine söylüyorum Kuran saldırgan savaş çağrısı yapmaz. Mümtehine 8 de ve Maide 32 ayetlerinde bunu görebilirsin. Savaş olmadığı sürece hoşgörüyü, barışı ve adaleti esas alır.
 
Son düzenleme:
Velhasıl o çocuk büyüyüp sana saldırsaydı tersini söylecektin yer yüzünde iki örnekte mevcut.
Yani bir çocuğun ailesini üzmesi, İsrail'in Filistin halkını katletmesinden daha önemli.
Hem de ümmet halkı olan bir toplumun..

Allah'ın çok garip bir mizah anlayışı varmış.

Ama verdiğin örnekte de ayette de bir irade bulunmamaktadır.
 
Okuduğunu anlama da yok çocuk da. Cahil demişim.

Karşı gelmiyorum. Sen çok açık şekilde bu ayetlere yüzeysel bakıyorsun klasik örnek ne zaman şöyle konuşmaya girsem hep bu 2-3 ayet atılır önüme halbuki biraz araştırsan atmayacaksın.

Tevbe 28-29
Hudeybiye antlaşmasının bozulmasından sonra inen ayettir. Müşrikler dönemin müslümanlarına saldırılar yapıyordu. Bu ayet saldırı değil savunma emridir. Biri sana düşmanlık yapacak sen duracaksın yok öyle dünya.

Tevbe 23.
Burada ki anlam da inanç düşmanlığıdır. Yani islama düşmanca davranıyorsa onun safında yer almayın deniyor. Kuran Müslüman olmayan kişilere de yardımı emreder. Karşı tarafın fikirlerine saygı duyar.
“Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz.”
(Mümtehine 8)

Muhammed 35.
Bu ayette yine savaşta iniyor. Müslüman'ların daha güçlü durumda olduğu zaman karşı taraf barış istiyor fakat zülume devam ediyor. Yani güç Müslüman'larda olduğu için karşı taraf barışa çağırıyor tamamen aldatma.

Yine söylüyorum kuran saldırgan savaş çağrısı yapmaz. Mümtehine 8 de ve maide 32 ayetlerinde bunu görebilirsin. Savaş olmadığı sürece hoşgörüyü, barışı ve adaleti esas alır.

Yine ayetleri ameliyat etmişsin. İslama düşmanca davranırsa diye bir cümle geçmiyor ayette inançsız olması yeterli. Okuduğunuzu niye anlamıyorsunuz niye 1 kelime eklemenin bile manayı inanılmaz derecede değiştirdiğini kabul etmiyorsunuz ve ayeti olduğu yazıldığı gibi anlamıyorsunuz. Orada öyle demek istemiyor ne demek? Tanrı ne anlatmak istediğini iyi yazamadı kelimeleri ustaca seçemedi sizler onun yerine gerekli açıklamayı mı yapıyorsunuz. Barış dini değil mi kardeşim ne demek üstün olduğunuz halde barışa yanaşmayın? Tevbe sureside hudeybiye antlaşmasının bozulmasından hemen sonra inen bir ayet değildir 3 yıl sonra inmiştir hiçbir alakası yok antlaşmayı bozmakla. Bu ayet tebük seferinde inmiştir Müslüman'ların dış dünyadaki gayrimüslimlere uygulanacak kanununu açıklamaktadır. Bunu hak dini din edinmeyen kimselerle cümlesini kullanarak genelleme yapmasından da anlayabilmen lazımdı.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı