Evrim'in tanımı

Tanrı bir nebze dinlerle meşhur olmuş bir varlık olabilir ancak tanrıya kusursuz yaratıcı demek için illa ki dini kitapları kutsal kitapları okumuş olmak gerekmiyor.
Sen koskoca evreni yarattığını iddaa ettiğin tanrıyı sıradanlaştırıyorsun sorunun burada. Normal biriymiş gibi kusurlu canlılar üretmesini olağan bir durum gibi gösteremezsin.

Ben hiçbir zaman evren benim için yaratıldı kafasında düşünmedim.
Tabii canım, insan bir ne yazdığına bakar, insan bu kadar mı çelişir hem de aynı kurduğu cümlede.
Ben trilyonlarca gök cisminin olduğu bir yerin akıllı tasarım sonucu ortaya çıktığı kanaatindeyim. Buradaki küçücük dünyanın çapı kadar değil düşüncem. İstediği kadar kaos içersin ya da kusurlu görünen evrim sonuçları var olsun. Bana göre hepsi bir sürecin parçasından ibaret.
İşte kendini kandırmak böyle bir şey, her türlü şeye bahane üretiyorsun, niye çünkü yaslanılacak dal istiyorsun, sırf kendi egonu tatmin etmek için, bu bencilliktir. Sen de bencilsin. Tanrı gelse kendi ağzıyla dese bunları ben yapmadım sen niyr çıkıp dersin yanlışın var bunları sen yaptın dersin. Sizin bahane üretme kapasitenizin sınırı yok çünkü.

Eğer dünyada sadece kusursuzluk olsaydı bunu bilemezdik ve algılayamazdık diyorum.
Bir süslü söz daha. Daha düne kadar her şeyi kusursuz olarak gören bir zattın, sen kimi yiyorsun seni tanımadığımı düşünüyorsun. Ne yazdıklarını daha önceki konulardan iyi biliyorum. Bu süslü laflarını bana yutturamazsın.

Ayrıca işine gelince evrenin büyüklüğünü ve düşünce kapasitesinin büyüklüğünü örnek gösterirsin ama işine gelmeyince dünyada engelli doğan insanları örnek gösterip duygu sömürüsü yaparsın. Kusurlar benim gözüme hoş gelmiyor. Her anlatımı önyargılar ile karıştırırak lanse ediyorsun. Ben sadece kusur ve kusursuzluk kavramını açıkladım. Sen ise engelli insanları örnek göstererek onların yerinde ol eziyet çek gör bakalım tanrı var mı yok mu şeklinde bana geri dönüş aksettiriyorsun. Bu üslup, tartışmada üstün görünmeye çalışmanın kötü bir yolu.
Ne oldu gerçekler zoruna mı gitti, gerçekler acıdır. Senin tanrın bu kadar acımasız işte, kendi başına gelmesini istemediğin şeyi başkası yaşayınca normal gibi lanse etme kafasındasın. Neymiş efendim bunların hepsi tanrının bir lütfu. Tam anlamıyla rezil bir yorum, acınası bir yorum. Duygu sömürüsü yapmak denmez buna gerçekleri yüzüne vurmak denir. Bu insanların duygularımı tanrının lütfuymuş gibi lanse edecek kadar insanlığınızı, vicdanını kaybetmişsin haberin yok. Bu yaşananları normal göster, tanrının sınavı de sonra çık başkasına duygu sömürüsü yap de insan biraz utanır yazdıklarından.


Hata yapması imkansız.
Yine kendi yazdıklarınla çelişiyorsun.

Bizim gözümüze hata olarak görünen kusur içerikli evrim süreci, yeteri kadar zaman geçtiğinde körelmiş organ örneğindeki gibi kendiliğinden kayboluyor. Zamana dahil olmayan bir varlık için süreç diye bir kavram yok.
Zamana dahil olmayan bir varlıkmış, yine senaryo uydurup duruyorsun.

Ben hiçbir vakit kusurlar normaldir demedim. Kusur ve kusursuzluk kavramının dışındaki noktalara ve sebep olduğu sonuçlara değinmiyorum.
Sen kusurları normalleştiriyorsun, bunların hepsinin tanrı müdahalesi sonucunda evrim neticesinde ortaya çıktığını savunuyorsun. Hâlâ diyorsun ben normaldir demedim, ne yazdıklarını okuyor musun merak ediyorum cidden. Durumu olağan karşılamayacaksan eğer bana çıkıp evrim sonucunda meydana gelen hataları tanrının lütfu diye savunma o zaman. Şimdi çıkıp diyecek ben ne zaman tanrı lütfu dedim yazdıklarını bile okumuyorsun, bu yazdıklarının sonu nereye varıyor düşünmüyorsun. Sen çıkıp bunların hepsini sürecin parçası görüyorsan bu durumu olağanlaştırma manasına gelir, bunu anla. Ne güzel ya ben bu durumları normal görmüyorum de sonra çıkıp bunlar hep bir sürecin parçası de. Sonrada dediklerinde bir anormallik aramayalım.


Bu mesaj ve devamı da önyargılı. Sen seninle tartışan herkesi aynı kefeye koyup hepsi aynı şeyi savunuyormuşçasına davranıyorsun ama söylediğin çoğu şey diğer tartıştığın kişilerin söyledikleri ve benim buradaki tartışmada aklımdan bile geçirmediğim şeyler.
Ben ön yargılı değilim, ben daha eski konulardan da hatırlıyorum. Sen olayların gidişatına göre fikir savunan, senaryo üreten birisin. Film ve dizi sektörüne atılabilirsin.

Parti Şapkası: Yalnızca tesadüfi başlangıca ve tesadüfi evrime inanmıyorum. Hepsinin bir mühendisi olduğunu düşünüyorum o kadar.

Yıl 2019 yukarıdaki mesajı atan zat, bugün evrimin gerçekliğini görünce olayın gidişatına göre fikrini değiştirip, senaryo üreten bir kişiliğe büründü. Evrimi reddeden bir kişiyken bugün evrimi tanrının işi diye savunur duruma gelen acınası bir karaktere bürünen, daha dün ne yazdığını bilmeyen, bugün çıkıp kendini benim eski tartıştıklarımla farklı gösteren, bana ön yargılısın ben düşündüğün gibi değilim diyen birinin rezil hâlini görmenizi istiyorum arkadaşlar. İşte bunlar böyle kişilikler, bu kadarlar. Sanıyor ki daha önce yazdıklarını ben unutacağım, sen kendi yazdığını unutabilirsin ya da işine gelmediği için inkâr edebilirsin, ben ne yazdıklarınızı kolay kolay unutmam, böyle kepaze olursunuz işte. Dua edin uğraşmak istemiyorum, senin gibiler ilk kez karşıma çıkmıyor. Sırf egosunu tatmin edecek diye kendini düşürdüğü durum rezalet.
 
Son düzenleme:
Senin tarzında cevaplayacağım, hani dedin ya kusur olmazsa kusursuzluk olmaz. O zaman hata olmazsa doğru da olmaz, demek ki yaratıcı doğru yapmıyor. Bu benim fikrim değil, senin fikrin ile seni cevaplamaya çalıştım. Cevabını bekliyorum.

Doğruların hata yapa yapa bulunması insan mantığında bir çıkarım. Yine yaratıcıya uyarlanamıyor. İnsan mantıklı çıkarım olması bir yana, doğrunun hatadan ortaya çıkmasını zamana dahil olmayan bir varlık için nasıl uyarlanabilir? Bizim için hata yapmak da bir süreç sonuçta.

Sen koskoca evreni yarattığını iddaa ettiğin tanrıyı sıradanlaştırıyorsun sorunun burada. Normal biriymiş gibi kusurlu canlılar üretmesini olağan bir durum gibi gösteremezsin.

Kusurlu canlı üretmiyor. Daha önce de dediğim gibi evrimdeki kusur zaman içinde ortadan kaybolacak ise o an bize kusur gibi görünse de uzun vadede kaybolduğundan dolayı kusur olmaktan çıkıyor.

İşte kendini kandırmak böyle bir şey, her türlü şeye bahane üretiyorsun, niye çünkü yaslanılacak dal istiyorsun, sırf kendi egonu tatmin etmek için, bu bencilliktir. Sen de bencilsin. Tanrı gelse kendi ağzıyla dese bunları ben yapmadım sen niyr çıkıp dersin yanlışın var bunları sen yaptın dersin. Sizin bahane üretme kapasitenizin sınırı yok çünkü.

Bahaneyi ne için üreteyim? Bahane üretecek olsam senin mantığından yola çıkarım ama yaptığının tersini yaparım. Yani kusursuz gibi görünen canlıları örnek gösterip kusursuz olmalarının sebebi tanrının var olmasından kaynaklanıyor derim.

Bir süslü söz daha. Daha düne kadar her şeyi kusursuz olarak gören bir zattın, sen kimi yiyorsun seni tanımadığımı düşünüyorsun. Ne yazdıklarını daha önceki konulardan iyi biliyorum. Bu süslü laflarını bana yutturamazsın.

Eskiden yazdıklarımdan farklı bir yöne saptıysam, bu durum düşüncelerimin değiştiğini gösterir. Zaman içinde herkesin fikirleri, düşünceleri ve olaylara yaklaşım tarzları değişebilir. Benim bir şey yutturmaya çalıştığım yok. Ayrıca sadece bir kavram hakkında basit bir mantık kurdum; süslü, destansı, öyküleyici anlatımlı mitoloji efsanesi yazmadım.

Ne oldu gerçekler zoruna mı gitti, gerçekler acıdır. Senin tanrın bu kadar acımasız işte, kendi başına gelmesini istemediğin şeyi başkası yaşayınca normal gibi lanse etme kafasındasın. Neymiş efendim bunların hepsi tanrının bir lütfu. Tam anlamıyla rezil bir yorum, acınası bir yorum. Duygu sömürüsü yapmak denmez buna gerçekleri yüzüne vurmak denir. Bu insanların duygularımı tanrının lütfuymuş gibi lanse edecek kadar insanlığınızı, vicdanını kaybetmişsin haberin yok. Bu yaşananları normal göster, tanrının sınavı de sonra çık başkasına duygu sömürüsü yap de insan biraz utanır yazdıklarından.

Gerçekler zoruma gitmedi. Gerçekleri inkar etmediğim için zoruma gitmez. Bana anlattığın senaryo kurma olayını sen de yaşıyorsun yani kendi gerçekliğinin içindeki mantık kurma tarzını insanlara lanse ediyorsun. Bu konudaki mesajlarımda engelli doğumları normal karşılamadım. Sınav ya da imtihan tarzı cümleler kurmadım. Lütuftur demedim. Bunların benzerlerini geçmiş tarihlerde başka konularda söylediysem de onlardan sorumlu değilim çünkü burada o tarz cümleler yazmadığıma göre fikirlerim o zamandan bu zamana değişmiş demektir. O yüzden zoruma gitmesi gibi bir durum söz konusu değil.

Yine kendi yazdıklarınla çelişiyorsun.

Hata yapması imkansız derken kendimle çelişmiyorum. Çünkü kusursuz bir yaratıcıdan bahsediyorsak onun kendi yarattığı zaman boyutuna da dahil olmaması gerekir. Dolayısıyla insan için geçerli olan hata yapma süreci tanrı için geçerli olmuyor.

Zamana dahil olmayan bir varlıkmış, yine senaryo uydurup duruyorsun. Körelmiş organ kaybolmaz birader işlevini yitirir. Benzetme yaptığın şeyi bilmeden benzetme yapma.

Senaryo değil. Zamana dahil olmama konusu kusursuz yaratıcı kavramının getirdiği mantık yoluyla ulaşılan bir çıkarım. Sana bu konuda yazdığım ilk mesajda bana körelmiş organın evrim süresinde oluşmamaya başlamasının yani kaybolmasının uzun yıllar alacağını yazmıştın. Şimdi de kaybolmaz, işlevini yitirir diyorsun. O halde en başta bu kaybolma mevzusunu açıklığa kavuşturman gerekiyordu. İlk mesajında ayrı, burada ayrı cevapladın soruyu.

Sen kusurları normalleştiriyorsun, bunların hepsinin tanrı müdahalesi sonucunda evrim neticesinde ortaya çıktığını savunuyorsun. Hâlâ diyorsun ben normaldir demedim, ne yazdıklarını okuyor musun merak ediyorum cidden. Durumu olağan karşılamayacaksan eğer bana çıkıp evrim sonucunda meydana gelen hataları tanrının lütfu diye savunma o zaman. Şimdi çıkıp diyecek ben ne zaman tanrı lütfu dedim yazdıklarını bile okumuyorsun, bu yazdıklarının sonu nereye varıyor düşünmüyorsun. Sen çıkıp bunların hepsini sürecin parçası görüyorsan bu durumu olağanlaştırma manasına gelir, bunu anla. Ne güzel ya ben bu durumları normal görmüyorum de sonra çıkıp bunlar hep bir sürecin parçası de. Sonrada dediklerinde bir anormallik aramayalım.

Benim bir süreç olarak gördüğüm konuyu, sen benim onu normalleştirmek için öyle gördüğümü düşünmüşsün. Ben süreç olarak görüyorum derken bunu normalleştirmek için söylemedim. Yazdıklarımın ulaştığı sonucu, olması gerekenden farklı bir yere çekip kendine göre senaryolaştırıyorsan, benim düştüğümü sandığın duruma sen düşüyorsun demektir.

Ben ön yargılı değilim, ben daha eski konulardan da hatırlıyorum. Sen olayların gidişatına göre fikir savunan, senaryo üreten birisin. Film ve dizi sektörüne atılabilirsin.

Eski konularda yazdıklarım sana öyle göründüyse neden şimdiki cevaplarımı eski konularda yazdıklarıma göre çıkarımlarda bulunarak yorumluyorsun? İnsanların fikirleri zaman içinde değişemez mi? Sadece bu konu kapsamında ele alınan mevzuları bu konudaki mesajlar çerçevesinde tartışıyoruz. En azından ben öyle yapmaya çalışıyorum. Çünkü ben de seni eski konulardan hatırlıyorum. Tartışma sırasında kullandığın üslup çoğu zaman tanrının varlığını bağnazca savunan kişilerin takındığı saldırganlık ve agresiflik üslubu gibi oluyor.
 
@MScofield Orada fikirlerin değişimi hakkında uzun bir süreçten bahsediyoruz. Bu konuda ise akşam saat 7'ye doğru yazılan mesajı söyledim ben. Mesaj bu:

 
Kusurlu canlı üretmiyor. Daha önce de dediğim gibi evrimdeki kusur zaman içinde ortadan kaybolacak ise o an bize kusur gibi görünse de uzun vadede kaybolduğundan dolayı kusur olmaktan çıkıyor.
Her kusur yok olmuyor, sen ne saçmalıyorsun ya yine. Kusurlu canlı üretmiyor demek skandal bir açıklama. Cidden bu neyin kafası ya.

Bahaneyi ne için üreteyim? Bahane üretecek olsam senin mantığından yola çıkarım ama yaptığının tersini yaparım. Yani kusursuz gibi görünen canlıları örnek gösterip kusursuz olmalarının sebebi tanrının var olmasından kaynaklanıyor derim.
Kendini kandırmak için bahane üretiyorsun. Sen bahanelerin sınırı yok. Daha düne kadar hepsini kusursuz sanıyordun boş yapma.

Senaryo değil. Zamana dahil olmama konusu kusursuz yaratıcı kavramının getirdiği mantık yoluyla ulaşılan bir çıkarım.
Mantığa bak hele. Senaryonun ismi ne zaman mantık oldu.



bu konuda yazdığım ilk mesajda bana körelmiş organın evrim süresinde oluşmamaya başlamasının yani kaybolmasının uzun yıllar alacağını yazmıştın. Şimdi de kaybolmaz, işlevini yitirir diyorsun. O halde en başta bu kaybolma mevzusunu açıklığa kavuşturman gerekiyordu. İlk mesajında ayrı, burada ayrı cevapladın soruyu.
Evet uzun yıllar alıyor, hatta çok uzun zaman geçerse organ yokta olabiliyor. Ben onu yanlış yazdım zaten farkına varırsan sildim. Körelmiş organ zamanla tamamen yok olabilir de işlevini de tamamen yitirebilir.

Eskiden yazdıklarımdan farklı bir yöne saptıysam, bu durum düşüncelerimin değiştiğini gösterir. Zaman içinde herkesin fikirleri, düşünceleri ve olaylara yaklaşım tarzları değişebilir. Benim bir şey yutturmaya çalıştığım yok. Ayrıca sadece bir kavram hakkında basit bir mantık kurdum; süslü, destansı, öyküleyici anlatımlı mitoloji efsanesi yazmadım.
Yok öyle bir dünya. Bunu basit bir mantık kurmak ile geçiştiremezsin. Sen olayların gidişatı nereye gidiyorsa kendini oraya doğru konumlandırıyorsun dün yazdıklarınla egonu kandırıyordun, bugün bizi çürütemeteceğini anlayınca kendini düşünceni evrime uyarlayıp kendine yeni bahaneler, yeni senaryolar üretiyorsun. Yarın başka bir şey ortaya çıksa sen yine bu kafayla kendini kandırmak için başka senaryolar çizeceksin. Mitolojiden sen bahsediyorsun güya söylediklerinin mitolojiden farkı yok. O da yalan seninki de yalan.

benim düştüğümü sandığın duruma sen düşüyorsun demektir.
Sırf yorum olsun diye yorum yapma. Bunlara hepsinin bir süreç olduğunu düşünüyorsan olayları normalleştiriyorsun demektir. Evrimin hataları yüzünden bu hastalıklar meydana geliyorsa çıkıp bunlara sürecin parçası dersen bunlar tanrının gözetiminde ortaya çıkan hadiseler oluyor.

Eski konularda yazdıklarım sana öyle göründüyse neden şimdiki cevaplarımı eski konularda yazdıklarıma göre çıkarımlarda bulunarak yorumluyorsun?
Ne tür bir insan olduğunu ortaya çıkarmak için. Rüzgar nereye eserse yönünü o tarafa dönüyorsun işine geldiği gibi.

İnsanların fikirleri zaman içinde değişemez mi?
180 derece dönüp evrimin açıkça olmadığını savunan bir kişinin, evrimin gerçekliği karşısında verecek cevabı olmayınca evrimi normal bir tanrının işi görüp amacına uygun şekilde evrimi yaratıcıya bağlamak bunları hepsini bir süreç gibi görmek rezilliğin geldiği son noktadır.

İnsanın fikirleri değişebilir senin fikirlerin değişmemiş sorun burada, sen evrimi işine geldiği gibi kendi düşüncene uyarlıyorsun, sonra çıkıp benim düşüncelerimin değişmesinde sakınca yok diyorsun. Sen evrimi hiçbir zaman anlamadın sen dünde anlamıyordun bugün de anlamıyorsun düne kadar evrimin tesadüfen oluşmasına inanmıyorum diyen biriydin ne oldu da tesadüfi bulduğun düşünceyi bu kadar tanrının bir süreci diye savunmaya başladın.

Biz dünde evrimi savunuyorduk bugünde savunuyoruz, yarında savunacağız senin gibi 180 derece dönüp işimize geldiği gibi senaryo, bahane üretip kendimizi kandırmayacağız. Ha yanlış anlaşılma olmasın biz basmakalıp düşüncelere sahip değiliz, kanıt neyse biz onu savunuruz. Biz kendimizi güncellemesini de iyi biliriz. Senin gibi elinde tek bir kanıt olmadan kendi kendimize senaryo üretip bence bu böyle diye egomuzu kandırmak için yalan söylemeyeceğiz kendimize.

Gerçeği aramak, arzulananı aramak değildir. Senin yaptığının kısa ve öz özeti.

İnsan, inanmak isteyen bir hayvan türüdür, inanmak zorundadır. Eğer inancı için sağlam bir kanıt bulamıyorsa, sözde kanıtlarla kendini tatmin edecektir.

Ben ne yazarsam her türlü bahaneyi üreteceğin için artık tartışmanın bir anlamı yok. Daha da uzatmanın anlamı kalmadı.
 
Her kusur yok olmuyor, sen ne saçmalıyorsun ya yine.

Bazılarının belli bir zamanda yok olduğuna dair bulgu varsa, yok olmayanların da aynı şekilde belli bir süre sonunda yok olacağı öngörülebilir.

Kendini kandırmak için bahane üretiyorsun. Sen bahanelerin sınırı yok. Daha düne kadar hepsini kusursuz sanıyordun boş yapma.

Defalarca cevapladım.

Mantığa bak hele. Senaryonun ismi ne zaman mantık oldu.

Bunu da defalarca cevapladım.

Evet uzun yıllar alıyor, hatta çok uzun zaman geçerse organ yok da olabiliyor. Ben onu yanlış yazdım zaten farkına varırsan sildim. Körelmiş organ zamanla tamamen yok olabilir de işlevini de tamamen yitirebilir.

İlk cevabım ile aynı kapıya çıkıyor. "Bazılarının belli bir zamanda yok olduğuna dair bulgu varsa, yok olmayanların da aynı şekilde belli bir süre sonunda yok olacağı öngörülebilir."

Yok öyle bir dünya. Bunu basit bir mantık kurmak ile geçiştiremezsin. Sen olayların gidişatı nereye gidiyorsa kendini oraya doğru konumlandırıyorsun dün yazdıklarınla egonu kandırıyordun, bugün bizi çürütemeteceğini anlayınca kendini düşünceni evrime uyarlayıp kendine yeni bahaneler, yeni senaryolar üretiyorsun. Yarın başka bir şey ortaya çıksa sen yine bu kafayla kendini kandırmak için başka senaryolar çizeceksin. Mitolojiden sen bahsediyorsun güya söylediklerinin mitolojiden farkı yok. O da yalan seninki de yalan.

Basit bir mantık kurarak geçiştirmek değil yapboz parçası misali cevaplanır. Senin görüşüne uymuyor, kafana yatmıyor, "egona" aykırı geliyorsa bunu benim kendimi kandırmak adı altında basitçe geçiştirmen ve yalan olduğunu iddia etmen normal. Senaryo konusunu ise cevapladım.

Sırf yorum olsun diye yorum yapma. Bunlara hepsinin bir süreç olduğunu düşünüyorsan olayları normalleştiriyorsun demektir. Evrimin hataları yüzünden bu hastalıklar meydana geliyorsa çıkıp bunlara sürecin parçası dersen bunlar tanrının gözetiminde ortaya çıkan hadiseler oluyor.

Normal değil. Normal olsa tanrının gözetiminde gerçekleşen evrim sürecinde ortaya anormallikler çıkmazdı. Daha önce de dediğim gibi tanrının yaratış sürecini insan zekasını merkeze alarak açıklamaya çalıştığımızda bu sorun ortaya çıktığından dolayı ben insan zekasını merkeze koyarak açıklayamayız diyorum.

Ne tür bir insan olduğunu ortaya çıkarmak için. Rüzgar nereye eserse yönünü o tarafa dönüyorsun işine geldiği gibi.
180 derece dönüp evrimin açıkça olmadığını savunan bir kişinin, evrimin gerçekliği karşısında verecek cevabı olmayınca evrimi normal bir tanrının işi görüp amacına uygun şekilde evrimi yaratıcıya bağlamak bunları hepsini bir süreç gibi görmek rezilliğin geldiği son noktadır.

Hayır, düşünceler ve fikirler zamanla geliştiği için değişiyor. İşime gelene göre değil. Ben senin gibi bağnazca tanrının varlığını bilimi alet ederek reddetmiyorum ya da yobazlar gibi hiçbir kanıt olmadan tanrının varlığını savunmaya çalışmıyorum. Önceden de böyleydi, şimdi hala böyle. O konuda aynıyım. Benim fikirlerimi geliştirdiğim konu evrim süreciyle alakalı. Ve evrimin açıkça olmadığını savunduğumu hatırlamıyorum. Hangi konuda o tarz bir yazı yazmışım? Gördüysen onu bana gösterir misin?

İnsanın fikirleri değişebilir senin fikirlerin değişmemiş sorun burada, sen evrimi işine geldiği gibi kendi düşüncene uyarlıyorsun, sonra çıkıp benim düşüncelerimin değişmesinde sakınca yok diyorsun. Sen evrimi hiçbir zaman anlamadın sen dünde anlamıyordun bugün de anlamıyorsun düne kadar evrimin tesadüfen oluşmasına inanmıyorum diyen biriydin ne oldu da tesadüfi bulduğun düşünceyi bu kadar tanrının bir süreci diye savunmaya başladın.

Evrimin tesadüfen oluştuğuna inanmıyorum demek, onun bir akıllı tasarım ile şekillendiğini söylemek ile aynı. Dünden bugüne o konuda bir şey değişmedi.

Biz dünde evrimi savunuyorduk bugünde savunuyoruz, yarında savunacağız senin gibi 180 derece dönüp işimize geldiği gibi senaryo, bahane üretip kendimizi kandırmayacağız. Ha yanlış anlaşılma olmasın biz basmakalıp düşüncelere sahip değiliz, kanıt neyse biz onu savunuruz. Biz kendimizi güncellemesini de iyi biliriz. Senin gibi elinde tek bir kanıt olmadan kendi kendimize senaryo üretip bence bu böyle diye egomuzu kandırmak için yalan söylemeyeceğiz kendimize.

Evrimi yobazlara karşı savunursun. Ama evrimin olduğunu halihazırda kabul eden birine karşı savunduğun şey sadece onun tanrı gözetiminde yani akıllı tasarım sonucu olup olmadığını tartışmak. Biz de bunu yapıyoruz zaten. Senin de elinde evrimin akıllı tasarım sonucu olmadığına dair bir kanıt yok. Akşam yazdığımız ilk mesajlarda kusurlu görünen bir oluşum doğrultusunda bunun kusursuz bir yaratıcı tarafından yapılamayacağını söylüyordun. Kusurlu görünen oluşumlar akıllı tasarım karşıtı bir kanıt ise o zaman bu mantıktan hareketle kusursuz görünen bir canlı da akıllı tasarıma örnek niteliği taşıyor olsa gerek.


Parti Şapkası: Yalnızca tesadüfi başlangıca ve tesadüfi evrime inanmıyorum. Hepsinin bir mühendisi olduğunu düşünüyorum o kadar.

Yıl 2019 yukarıdaki mesajı atan zat, bugün evrimin gerçekliğini görünce olayın gidişatına göre fikrini değiştirip, senaryo üreten bir kişiliğe büründü. Evrimi reddeden bir kişiyken bugün evrimi tanrının işi diye savunur duruma gelen acınası bir karaktere bürünen, daha dün ne yazdığını bilmeyen, bugün çıkıp kendini benim eski tartıştıklarımla farklı gösteren, bana ön yargılısın ben düşündüğün gibi değilim diyen birinin rezil hâlini görmenizi istiyorum arkadaşlar. İşte bunlar böyle kişilikler, bu kadarlar. Sanıyor ki daha önce yazdıklarını ben unutacağım, sen kendi yazdığını unutabilirsin ya da işine gelmediği için inkâr edebilirsin, ben ne yazdıklarınızı kolay kolay unutmam, böyle kepaze olursunuz işte. Dua edin uğraşmak istemiyorum, senin gibiler ilk kez karşıma çıkmıyor. Sırf egosunu tatmin edecek diye kendini düşürdüğü durum rezalet.

Bu mesaj düzenlemesini sonradan gördüm. Mesaj düzenlemesi olur diye bekliyorum bayağı aslında ama buna yetişememişim. Dediğimin arkasındayım ve şimdiki söylediklerimle de çelişen bir durum yok. Tesadüfi bir evrime inanmıyorum demişim o zaman. Evrime inanmıyorum dememişim. Reddettiğimi söylememişim. Tesadüfi bir evrime inanmıyorum demişim. Şimdi de aynı kapıya çıkanı söylüyorum ve evrimin akıllı tasarım sonucu olduğunu belirtiyorum. İki ifade arasında hiçbir fark yok. Cümlemi yanlış anlamışsın ve bunun üzerinden hakaret ediyorsun saçma bir şekilde.
 
Son düzenleme:
Bazılarının belli bir zamanda yok olduğuna dair bulgu varsa, yok olmayanların da aynı şekilde belli bir süre sonunda yok olacağı öngörülebilir.
Bu kadar bilgisizce yorum yapmayı nasıl başarıyorsun delirmemek elde değil. Engelli doğan insanların zamanla düzeldiği nerede görülmüş sen şaka mısın, her şey körelmiş organ mı bu neyin kafası ya. Başlayacağım senin öngörüne.


Basit bir mantık kurarak geçiştirmek değil yapboz parçası misali cevaplanır. Senin görüşüne uymuyor, kafana yatmıyor, "egona" aykırı geliyorsa bunu benim kendimi kandırmak adı altında basitçe geçiştirmen ve yalan olduğunu iddia etmen normal
Basit mantıkmış, bu basit mantık. Görmediği bir şeyi kesin var gibi savunan kendi kafanda uyduruk bir tanrı oluşturmuşsun.

Evrimin tesadüfen oluştuğuna inanmıyorum demek, onun bir akıllı tasarım ile şekillendiğini söylemek ile aynı. Dünden bugüne o konuda bir şey değişmedi.
Dünde bir şey bilmiyordun evrim konusunda bugünde bilmiyorsun değişen bir şey olmamış.

Senin de elinde evrimin akıllı tasarım sonucu olmadığına dair bir kanıt yok. Akşam yazdığımız ilk mesajlarda kusurlu görünen bir oluşum doğrultusunda bunun kusursuz bir yaratıcı tarafından yapılamayacağını söylüyordun. Kusurlu görünen oluşumlar akıllı tasarım karşıtı bir kanıt ise o zaman bu mantıktan hareketle kusursuz görünen bir canlı da akıllı tasarıma örnek niteliği taşıyor olsa gerek.
Benim sunduğum kanıtlar hepsi de somut delil, hepsi de bunların bir tanrının yapamayacağın net işareti. Doğada kusursuz canlı yoktur. Evrim akıllı tasarım demek için evrimden zerre anlamamak gerekiyor, zaten sen evrimden hiçbir şey anlamıyorsun. Evrimi bilmemene rağmen çıkarı için kullanıyorsun. Hodri meydan gel evrimin tanrı ürünü olduğunu somut delillerle kanıtla bakalım öyle bana öngörü yaparak, senaryo çizerek evrim akıllı tasarım diyemezsin. Seninde o yobazlardan farkın yok, onlarda kalıplaşmış düşüncelere sahip sen de öyle.

Tesadüfi bir evrime inanmıyorum demişim o zaman. Evrime inanmıyorum dememişim. Reddettiğimi söylememişim. Tesadüfi bir evrime inanmıyorum demişim.
Evrim bir tesadüfi durum değildir. Sen o günde evrimi reddediyordun yeme beni, senin ne olduğunu iyi biliyorum.

Şimdi de aynı kapıya çıkanı söylüyorum ve evrimin akıllı tasarım sonucu olduğunu belirtiyorum. İ
Hodri meydan gel akıllı tasarım olduğunu kanıtla bakalım. Bu sorulara cevap ver bakalım.
1607321126041.png

Omurgalı hayvanlarda böyle bir sinir mevcut. Bu sinir bloğu beyinden gırtlağa kadar uzanıyor. Bu sinirin olayı ne değinelim biraz.

Beyinden çıkan bu sinir ile gırtlak arasında en fazla 5-10 CM var. Sinir gırtlağa kısa yoldan varmak yerine görseldeki zürafa gibi kısa yoldan gitmiyor metrelerce dolaşıp kalbin etrafından dönüp, tekrardan yukarı çıkıp beyne ulaşıyor.

Neden böyle yapıyor kısa yol varken uzun yolu seçiyor sebebi evrim. Bir tasarımcı yapsaydı eğer böyle bir yol izlemezdi elbette.

Gırtlak siniri 400 milyon yıl önce balık benzeri canlılarda beyinden kalbin yakınındaki solungaçlara bağlantı sağlamak için evrimleşmişti. O zamanlar sinir bloğu kısa yolu izliyordu, uzun yolu değil.

1607321168335.png


Tiktalik benzeri balıklar karaya çıktı, milyonlarca yılda karada boyunları uzadı, gırtlak sinirleri kalp civarındaki atardamarlardan dolaştığı için uzayan boyunlara adapte olmak zorunda kaldı. Böylece 5-10 CM'lik mesafeyi 5 metre dolaşır hale geldiler. İnsanda da bu sinir var ve kısa yolu seçmez uzun yolu seçer.

Bir tasarımcı daha önceki çizim tahtasına geri dönebilir, önceki tasarımını çöpe atıp daha mantıklı bir çizim yapabilir. Evrim ise daha önceki çizim tahtasına geri dönemez. Tasarımcının öngörüsü vardır, ancak evrimin öngörüsü yoktur.

Bu sinirin aynısı insanda da var, hangi akıllı tasarım böyle bir akla mantığa zarar yol izler söyle bakalım? Tetra balığı doğuştan niye kör doğuyor, akıllı tasarım ürünü bu saçmalıklar hiç mi senin için sorun değil.

Dünyada milyonlarca engelli insan var, bunların hepsi akıllı tasarım ürünü değil mi? Ne de olsa senin tanrın cahil, acımasız, bilgi yoksunu bir zat. Bunları bile bilmeyen biri.

Tavus kuşunun muhteşem kuyruğu karşı cins için karşı konulmazdır ama aynı kuyruk, tilkiler içinde dikkat çekici bir öğlen yemeği işaretidir. Orak hücre özelliği sıtmaya bağışıklık sağlarken anemiye sebep olur. Her uyarlanma bir değiş tokuştur. Hiçbir organizmanın elinden her iş gelmez. Kar tavuğunun beyaz tüyleri karda kamuflaj özelliği görür ama aynı nedenle daha az güneş ışığı toplar ve vücut ısısını dengelemek için daha karmaşık sistemleri gerektirir. İşte senin uyduruk tanrın bu basit şeyleri bile düşünemeyecek kadar zır cahil.

Hiçbir canlıda, evrimsel süreçlerin ürünü olmayan herhangi bir yapı bulunmaz. Her biri, doğanın değişen şartlarında hayatta kalma ve üreme mücadelesinden doğan evrimsel değişimler dolayısıyla var olmuş canlılardır.

Evrim olmaksızın var olan hiçbir canlı yoktur. İlla akıllı bir tasarım arıyorsan insanların yaptıkları yapay seçilim örnekleri kısmi olarak örnek verebiliriz. Onlarda sıfırdan canlı üretmezler evrime yön verirler sadece.
 
Son düzenleme:
Şimdi de aynı kapıya çıkanı söylüyorum ve evrimin akıllı tasarım sonucu olduğunu belirtiyorum.
Tanrı ilk seferde gerektiği gibi yaratmayı becerememiş, daha sonra "her biri" en az on binlerce (çoğu yüz binlerce) yıl sürecek sayısız güncellemelerle sıvarım artık diye düşünmüş. Hatalı tasarımla yaşamış olanlar da kusura bakmasınlar diyor kısacası. :D

Bundan sonra apandisit patlamasından hastanelik olan hatta ölen, 20'lik dişleri yüzünden yemek yiyemeyen konuşamayan, işlevsizleşmiş ayak serçe parmağını masaya vurduğunda acıdan ağlayan kişiler; isyanınızı nereye edeceğinizi biliyorsunuz. :D

Bir oyun çıktığında ilk günden 40 GB güncelleme alınca da küfretmeyin, tanrı bile bunu yapıyorken siz ne hadle oyun yapımcılarına küfredersiniz? :D
 
Son düzenleme:
Bu tanrı baya beceriksiz, engelli canlı yaratmaktan zevk alan, bu tanrının bilgisi bu kadar mı yok, bu nasıl tanrı, parti şapkasının uyduruk tanrısı işte.
 
Son düzenleme:
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı