Erkekler mi kadınlar mı daha fazla hakka sahip?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Sizce bu durumu tam anlamıyla nasıl eşit yaparız? Örneğin: Erkekler aldatınca nafaka veriyorlar ama kadınlar vermiyorlar. Kadınlara şiddet uygulanabiliyor engelleyebiliyorlar.

Boşanınca değil mi? Aldatınca nafaka mı veriliyormuş?
 
Genelde bütün yorumlarda kadınların nafaka hakkından bahsedilmiş. Şöyle bir durum var: Kanun nafaka konusunda kadın erkek ayrımı yapmamaktadır. Yani boşanma davasında erkek nafaka öder gibi bir norm bulunmamaktadır. Nafaka verilmesi için birkaç şartın bir arada bulunması gerekmekle birlikte Türk Medeni Kanunu Madde 175 bunu açıkça söylemektedir(merak eden okuyabilir). Fakat bununla birlikte maalasef bizim Yargıtay üyelerimiz, Anayasa Mahkemesi'nde çalışan üyeler, raportörler, Adalet Bakanlığı çalışanların hepsi X kuşağı diyebileceğimiz eski kuşaklardan oluşmaktadır. Bu da ne yazık ki eski, dar görüşün hakim olduğu anlamına gelmektedir. Örneğin bir boşanma davasında erkeğin sanki aile birliğinin direği olma külfeti altındaymış gibi düşünüp, buna göre verilmiş bir sürü nafaka kararları görebilmekteyiz. Bu da Kanunun değil Kanunu uygulayan kesimin bir hatasından kaynaklanmaktadır.

Bir de kadına şiddet üzerinden çok konuşulmuş. Yine burada kanun çok açık ve net olmakla birlikte tarafsız ve yeterlidir. TCK'nın hiçbir yerinde kadın erkek ayrımı bulunmamaktadır. Maalasef bu kanunu uygulayan kesimin çok hatası bulunuyor. Örneğin dayak yiyen bir kadın karakola sığındığı zaman, o "KARAKOL AMİRİ" ne yazık ki tarafları barıştırıp evlerine yollamaktadır. Bu öyle bir iki defa olmuş bir olay değil, açıklanan raporlar bunun yılda birçok kez gerçekleştiğini göstermektedir. Sonra bu olay kadın cinayetine kadar uzanabilmektedir. Yine gördüğünüz gibi uygulamada sıkıntı çıkıyor.

Yani kısaca kanun birçok konuda kadın-erkek, karı-koca gibi ayrım yapmamakla birlikte eşit ve adildir. Bu sorunu kanunları pratikte uygulayanlarda görmekteyiz.
Boşanınca değil mi? Aldatınca nafaka mı veriliyormuş?
Boşanmak zaten aldatmanın sonucudur. Nakafanın verilmesinde böyle bir ayrım olmamakla birlikte aşağıda sıraladığım şartların varlığına bakılıyor:
1-)İstemde bulunma
2-)İstemd bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması
3-)İstemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesinin olması
4-)Nafakanın diğer tarafın mali gücüyle orantılı olması

Bu şartların varlığı halında Yoksulluk nafakası ödenmektedir
 
Soru işaretini yanlış yazdığım için ban yedim şimdi geri geldim. Ben sadece toplum sorunlarına değinmek istedim.

1- Erkekler, kadınlara bakmak zorunda değil. En basitinden erkekler ölsün diyen bir feministe bakmak bana kalırsa saçmalık.

2- Bana kalırsa erkek, kadına kadın, erkeğe ihtiyaç duyar.

3- Allah bizi kadın erkek gibi yaptıysa bir bildiği vardır.

4- öldükten sonra ahirete giderken cinsiyetin öneminin kalacağını düşünmüyorum.

5- Kısacası kadın erkek olarak değil; her bireye birer insan olarak bakılmalıdır.
 
Kadın cinayetlerini ben şahsen toplumsal sorundan çok kişisel sorun olarak görüyorum. Sonuçta görüyoruz, cinayetten yargılanan bir insana "Keşke yanında olsam", "Keşke aynı şehirde yaşasak da bize gelsen" deyip cinsel içerikli sohbetler yapan insanlar da kadın milyon dolarlık şirketleri yöneten de kadın. Bunun üzerinden kadınları koruyun, kadınların hakkı yok, tüm erkekler suçludur diyerek feminist propaganda yapan feminist gruplar yüzünden böyle bir algı duruşmuş durumda. Kısacası herkes kendi seçimlerini yapar ve sonuçlarına katlanmak zorundadır. Sonuçları tüm insanların üzerinde genellemeye kimsenin hakkı yoktur.
 
Hak olarak bir farkları yok, kanunlar belli. Ayrımcılık yapıyorsa bir hakim, o onun sorunudur, toplumun değil.
 
Hak olarak bir farkları yok, kanunlar belli. Ayrımcılık yapıyorsa bir hakim, o onun sorunudur, toplumun değil.
Yanlış düşünüyorsunuz bence. Eğer bir hakim ayrımcılık yapıyorsa onun sorunu olmuyor. Çünkü hakim Türk Milleti adına karar veriyor. Eğer bir gün bir mahkeme kararı okursanız başlığında "TÜRK MİLLETİ ADINA" başlığını görmüş olursunuz. Bu yüzden doğrudan toplumu ilgilendiren bir karar vermiş oluyor.
 
Yanlış düşünüyorsunuz bence. Eğer bir hakim ayrımcılık yapıyorsa onun sorunu olmuyor. Çünkü hakim Türk Milleti adına karar veriyor. Eğer bir gün bir mahkeme kararı okursanız başlığında "TÜRK MİLLETİ ADINA" başlığını görmüş olursunuz. Bu yüzden doğrudan toplumu ilgilendiren bir karar vermiş oluyor.
Ceza hukuku kopyala yapıştır yapılırken veya hakim karar verirken bana sorulmadığına göre benden başka kimse benim adıma karar veremez. Çok saçma bir uygulamaymış.
 
Ceza hukuku kopyala yapıştır yapılırken veya hakim karar verirken bana sorulmadığına göre benden başka kimse benim adıma karar veremez. Çok saçma bir uygulamaymış.
Ceza hukukunda kopyala yapıştırmaktan kastınızın ne olduğunu anlayamadım. Fakat yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Mahkemeler ise devletin ve milletin vicdanı olarak benimsendiğinden millet adına genel geçer bir karar almaktadırlar. Yani o kararın sonucu herkesi etkilemektedir. Eğer aynı olay sizin başınıza gelirse, büyük ihtimalle aynı sonuca karar verilecektir. Örneğin; bir ölü piksel durumunda Yargıtay'ın vermiş olduğu bir karar sonucunca bunu net bir şekilde ayıplı mal statüsüne soktuğundan, satın aldığınız şirket "politikamız gereği ... piksel aşağısı garanti kapsamında değildir" dese bile mal ayıplı sayılmaktadır. Bu yüzden Türk Milleti adına karar verilebilmektedir.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı