Bir Matmazel
Hectopat
Bunu anlamak için Cumhuriyetin ilk yıllarına dönmek gerek. O dönemde ülkenin başkenti İstanbul'du. İstanbul, Cumhuriyetin ilk yıllarında yeni Türkiye'ye ve Kuvay-ı Milliye'ye karşı olan Osmanlı'nın son yöneticilerinin elindeydi ve bazı arkadaşların düşman İstanbul'u işgal edebilir dediğinden ziyade zaten düşman işgali altındaydı. Yani ne Osmanlı diye bir ülke ne de İstanbul diye bir başkent kalmamıştı. Bu dönemde mücadele eden Atatürk ve arkadaşları yeni ülkenin başkentini güvenli bir bölgede bulunan Ankara olarak belirledi ve meclisi burada açtı. Zaten Yunan ordusu Polatlı'ya kadar girdiğinde top sesleri Ankara'dan da duyulmaya başlanmıştı. Milletvekilleri, başkentin Kayseri'ye taşınması önerilerini yinelerken Atatürk, Yunan ordusuna Ege Denizinde yüzme dersleri vermeye başladı. Ardından Ankara başkent olarak kaldı. Bu dönemde edilen bütün mücadelelerde, Ankara hem konum olarak hem de ruhen, yani zaferin sevincinin yaşandığı yer olarak başkent olarak kabullenildi. Zaten, Atatürk işgal sonrasında bile yıllar boyunca İstanbul'a gitmeyecektir.