Claiser'7
Decapat
- Katılım
- 11 Kasım 2018
- Mesajlar
- 222
Öncelikle OKB ile içli dışlı birisi olmuş birisi olarak yazıyorum. Tecrübeliyim ama bilgim ne kadar sağlıklıdır veya doğrudur orası zaten sağlıklı insanların büyük ihtimalle bakmayacağı şey. OKB ile tanışmam eskiye dayanıyor. Kendisiyle 11 yaşındayken tanışıp, baş edip, kendime unutturabilmiştim. O zamanlar aşırı din mükemmeliyetlerine uymaya çalışan bir çocuk olarak her türlü şeyi iyi bir çocuk olmak adına düzgün uygulamaya çalışıyordum. Bundan mütevellit o dönem çok takıntılı ve sıkıntılı bir çocuk oldum. O kadar düşünüyordum ki beni dıştan bakıp gören biraz aptallaştığımı söylerdi hep. Oldum olası sorunlarımı kendim çözmeye gayretli birisi olduğumdan o zamanlar hiç kimseye anlatamamıştım veya anlatmamıştım derdimi. İçim içimi kemiriyordu, seslere karşı, görsellere karşı, dünyadaki işlediğim günahlara karşı aşırı duyarlı olmuştum.
Öyle ki bir pastaneye girdiğim zaman adama 15 kuruş eksik verdim diye adamdan ağlayıp hakkını helal et diye ısrar edip edince de hönküre hönküre teşekkür etmiştim. Şimdi diyeceksiniz "Hikayenin bu kısmında OKB nerede?" diye. Herhalde "hakkını helal et" kısmında. Çünkü o rıza isteme işini beynim şartlı olarak düşünüp bana yaptırtıyordu. Yani gönül rızası işi değildi yani bu. Olay adamın bana hakkını helal etmesi değil, beynimin tatmin edilememesiydi olay. Her neyse işte, ben bir şekilde unuttum falan bu hastalığı, normal birine döndüm. Hani şu sokakta görseniz "Bu çocukta bir şey yok yahu, çakalın teki bu." diyeceğiniz görsellikte. Ben aslında o zaman düzeldiğimi falan sansam da gerçekte işler hiç öyle olmadı. Daha uzak değil, çok yakın, 4 gün önce uyumaya çalışırken panik atak geçirip krizle o gece uyuyamadım. Nasıl hissediyordum falan derseniz, panik atak geçiren kişi ya öleceğini sanır ya da kontrolü kaybedip delireceğini. Ama endişelenmeyin daha ne delirdim ne de öldüm. Sonraki gün bir baktım depresyondayım, içimden "Keşke ölsem, bu dünya için hiç iyi birisi değilim zaten." diye geçer gibi oldu. O an hemen aklıma geldi. Çocukluğumda takıntı ettiğim şey kapımı yeniden çalmış, bu sefer komşu olan benden kul hakkı davasını değil ahirette sağlam bir yer kazanmak istiyor oldu. Şu an (kısmen) son bulup sakinleşmemden 2 gün önce de depresyonum çift katı kötüye gidince, panik atağım; çarpıntı, baş dönmesi, mide bulantısı, aşırı oranda terleme yapmaya başladı.
Hatta aklımdan atamadığım düşünceleri bir anda atmayı başarmış olsam bile çarpıntım geçmedi. O yüzden akşamın saat ÖS. 10:30'unda özele gidip sakinleştirici vurulmak durumunda kaldım. Baktım bu kadar kendim sırtlamışım, anladım kaldıramayacağım, hatta sakinleştiricinin verdiği rahatlık hissiyle dedim ki bu düzelmezse ben kendimi öldürmek zorunda kalacağım, hemen aileme "Psikolojim bozuk, önce de olmuştu bu bana da düzeltememiştim!" diye başlayıp anlattım. O an gerçekten çok rahatlamış ve yüküm bir nebze kalkmış gibi hissettim. Şu anda planladığım ve ölçeğinde ilerlediğim şey eğer kovid sıkıntısı psikiyatri polikliniklerinin randevularının açılmasını engellemezse, tekrar o çakal çocuk konumuma yükselmek.
Anlatmak istedim, çünkü hikayemi okuyup, başka türlü konuda sıkıntısı olup da anlatamayan insanlara da yardımım dokunsun istedim.
Sonuna kadar OKB hastalığı olmayıp da yazdıklarımı okuyan birisi varsa da hastalığı ileride yaşlandığı zamanda yaşamasına bağlı olarak okumasını tavsiye ederim.
Anksiyete veya OKB her yaşta olabilen ve tekrar edebilen bir hastalıktır. Hastalığa yakalanan ince düşünceli kişilere (Yakalanan dediğime bakmayın, virüs gibi değil bu meret, çok düşünmeyen adama da bulaşmaz.) son söz: Siz deli değilsiniz, sadece hassas olduğunuz şeylere size ne olacağını bildiğiniz halde değer veriyorsunuz ve kararlıysanız, düzeltebilirsiniz..
Öyle ki bir pastaneye girdiğim zaman adama 15 kuruş eksik verdim diye adamdan ağlayıp hakkını helal et diye ısrar edip edince de hönküre hönküre teşekkür etmiştim. Şimdi diyeceksiniz "Hikayenin bu kısmında OKB nerede?" diye. Herhalde "hakkını helal et" kısmında. Çünkü o rıza isteme işini beynim şartlı olarak düşünüp bana yaptırtıyordu. Yani gönül rızası işi değildi yani bu. Olay adamın bana hakkını helal etmesi değil, beynimin tatmin edilememesiydi olay. Her neyse işte, ben bir şekilde unuttum falan bu hastalığı, normal birine döndüm. Hani şu sokakta görseniz "Bu çocukta bir şey yok yahu, çakalın teki bu." diyeceğiniz görsellikte. Ben aslında o zaman düzeldiğimi falan sansam da gerçekte işler hiç öyle olmadı. Daha uzak değil, çok yakın, 4 gün önce uyumaya çalışırken panik atak geçirip krizle o gece uyuyamadım. Nasıl hissediyordum falan derseniz, panik atak geçiren kişi ya öleceğini sanır ya da kontrolü kaybedip delireceğini. Ama endişelenmeyin daha ne delirdim ne de öldüm. Sonraki gün bir baktım depresyondayım, içimden "Keşke ölsem, bu dünya için hiç iyi birisi değilim zaten." diye geçer gibi oldu. O an hemen aklıma geldi. Çocukluğumda takıntı ettiğim şey kapımı yeniden çalmış, bu sefer komşu olan benden kul hakkı davasını değil ahirette sağlam bir yer kazanmak istiyor oldu. Şu an (kısmen) son bulup sakinleşmemden 2 gün önce de depresyonum çift katı kötüye gidince, panik atağım; çarpıntı, baş dönmesi, mide bulantısı, aşırı oranda terleme yapmaya başladı.
Hatta aklımdan atamadığım düşünceleri bir anda atmayı başarmış olsam bile çarpıntım geçmedi. O yüzden akşamın saat ÖS. 10:30'unda özele gidip sakinleştirici vurulmak durumunda kaldım. Baktım bu kadar kendim sırtlamışım, anladım kaldıramayacağım, hatta sakinleştiricinin verdiği rahatlık hissiyle dedim ki bu düzelmezse ben kendimi öldürmek zorunda kalacağım, hemen aileme "Psikolojim bozuk, önce de olmuştu bu bana da düzeltememiştim!" diye başlayıp anlattım. O an gerçekten çok rahatlamış ve yüküm bir nebze kalkmış gibi hissettim. Şu anda planladığım ve ölçeğinde ilerlediğim şey eğer kovid sıkıntısı psikiyatri polikliniklerinin randevularının açılmasını engellemezse, tekrar o çakal çocuk konumuma yükselmek.
Anlatmak istedim, çünkü hikayemi okuyup, başka türlü konuda sıkıntısı olup da anlatamayan insanlara da yardımım dokunsun istedim.
Sonuna kadar OKB hastalığı olmayıp da yazdıklarımı okuyan birisi varsa da hastalığı ileride yaşlandığı zamanda yaşamasına bağlı olarak okumasını tavsiye ederim.
Anksiyete veya OKB her yaşta olabilen ve tekrar edebilen bir hastalıktır. Hastalığa yakalanan ince düşünceli kişilere (Yakalanan dediğime bakmayın, virüs gibi değil bu meret, çok düşünmeyen adama da bulaşmaz.) son söz: Siz deli değilsiniz, sadece hassas olduğunuz şeylere size ne olacağını bildiğiniz halde değer veriyorsunuz ve kararlıysanız, düzeltebilirsiniz..
Son düzenleme: