AP: Türkiye ile müzakere ihtimali kalmadı

Türkiye'de demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklere saygı alanlarında elle tutulur ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor. Bu olmadan da AB ile üyelik müzakerelerinin yeniden başlama şansı olmadığı mesajı veriliyor.
Doğru.
Gereken reformlar konusunda siyasi iradenin bulunmadığı ifade ediliyor.
Evet.
Raporda Türkiye'deki mevcut ekonomik durum "kaygı verici" olarak tanımlanıyor.
Ekonomi kaygı verici değil, yok oldu.
Cumhurbaşkanlığının bağımsız olması gereken Merkez Bankası ve İstatistik Kurumu gibi kurumlara müdahale ettiği belirtiliyor ve bu kurumların bağımsızlığının AB üyeliği için vazgeçilmez kriterler olduğu hatırlatılıyor.
Haklılar.
Hukuksal güvenliğin olmaması yabancı yatırımları ciddi biçimde tehlikeye sokabileceği ifade ediliyor.
Haklı.
Türk hükümeti, "Osman Kavala davasında AİHM kararına açıkça meydan okuyarak, AB üyelik sürecini yeniden başlatma emellerini kasten imha etmekle" suçlanıyor.
Bu durum tartışmaya açık.
Türkiye ve AB'nin, üyelik sürecine paralel olarak, üst düzey diyalog ve modernleştirilmiş bir anlaşma vasıtasıyla, "demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklere saygı koşullu, yeni, dengeli ve mütekabiliyet ilkesine dayalı ortaklık" arayışına girmeleri isteniyor.
Siyasal İslam varken bu imkansız bir durum.
Türkiye için "ekonomik ve stratejik planda önemli ortak" ifadesini kullanan rapor; ticaret, göç, kamu sağlığı, iklim, ekolojik dönüşüm, güvenlik ve terörle mücadele gibi müşterek çıkar alanlarında Türkiye'yi "önemli bir komşu" olarak tanımlıyor.
Evet, öyle.
Türkiye ve AB'nin Kafkasya, Suriye, Irak ve Libya politikalarının "çeliştiği" not ediliyor. Ankara'nın Suriye ve Irak topraklarındaki askeri operasyonları kınanıyor.
Libya konusunda haklı olabilirler fakat sınır bağlantımız olan yerlerde terörün büyümesi göz ardı edilemeyecek bir durum.
Ukrayna'ya desteği için Ankara'ya teşekkür ediliyor ancak Rus yöneticiler ve Rus oligarkları hedef alan yaptırımlarla ilgili tutumunu gözden geçirmesi ve Rus sermaye ve yatırımları için "sığınak olmayı bırakması" isteniyor.
Ne bekliyorsunuz? Ekonominin battığı bir ülkedeyiz ve Rus parasına ihtiyacımız var. Ayrıca doğalgaz ve petrolde dışa bağımlıyız!
Raporda Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile "tam dayanışma" mesajı verilirken, Ankara'ya da "Kıbrıs'ta iki devletli çözüm önerisinden vazgeç" mesajı veriliyor.
Birleştirme denendi ve başarısız oldu. Başka bir girişim olmadığı sürece böyle kalır.
Ankara'ya bir kez daha "Ermeni soykırımını tanı" çağrısında bulunulurken, Erivan ile Ankara arasındaki son zamanlarda yürütülen diyaloğun olumlu görüldüğü de belirtiliyor.
Klasik çağrılardan biri, takmasakta olur. Gerçi 20 yıllık iktidarın bu konuda bizi bilimsel olarak savunmayışı ayrı bir mesele.
Göç ve sığınmacılar konusunda işbirliğinin devamını savunan rapor, bu alanda Mart 2016'da imzalanan siyasi deklarasyona iki tarafın da saygı duymasını istiyor ve Türkiye'ye yönelik göç baskısını anladığını belirtmekle birlikte, Türk hükümetinden göçmenleri "siyasi malzeme" olarak kullanmamasını istiyor.
Siz sadece para için mi alındığını sanıyordunuz? Verdiğiniz para göçmenlere yetmiyor zaten. Altında başka bir sebep olacağını ön görmüş olmalıydınız.
Raporda Ankara'nın, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Diyanet aracılığıyla "AB'deki Türk diasporasını kontrol etmek istediği" de belirtiliyor.
Gurbetçiler iktidar için iyi bir oy kaynağı. Böyle bir nimeti bırakmaz.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı