Avrupa'da LGBT haklarına en az önem veren ülkeler Azerbaycan, Türkiye ve Rusya oldu

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Diyelim hastalık değil. Ne peki? Sayın bilim adamımız bize bunu da açıklar mı?

Bilim adamı değilim, ancak bir konu hakkında bilip bilmeden atıp tutmamam ve kaynak kullanmam gerektiğini biliyorum. Attığım kaynağa bakın, orada açıklıyor zaten.

Hatta burada bile açıklaması bulunuyor, istersen buradan bak.
 
Kaynaksız olan bu "harika" açıklamalar karşısında hayran kaldım, umarım bir dahakine böyle atıp tutarken kaynak kullanırsınız.

"Bilimsel olarak aksi mümkün değildir" bakalım öyle mi?
Eş cinsellik ve evrim - Evrim Ağacı
Çağrı bey bu durumu doğayla bağdaştırmış ve tezini savunurken bu durumun yamyamlık gibi vahşiliklerle örtüşmediğini savunmuş. Peki ya ensest? Doğada de ensest bulunur hem de bolca. Uzun süre anneyi görmeyen eril aslanlar, kurtlar, kediler, köpekler annenin kokusunu unutur ve değişen kokularını anne tanımaz. Dolayısıyla onları potansiyel çiftleşme adayları olarak görür hem anne, hem yetişkin olmuş yavru. Peki bu durumu da bu şekilde savunacak mıyız dönemi geldiğinde? Zorlama yok dendiğinde?
 
Diyelim hastalık değil. Ne peki? Sayın bilim adamımız bize bunu da açıklar mı?

Tamam hocam. Biz de sizin LGBT haklarınızı zerre kadar umursamıyoruz. Gidip başka yerde hakkınızı arayabilirsiniz.


Konuyu saptırma dostum. Hastalık değilse nedir bu? Açıklayın en iyisini biliyorsunuz ya.
Canım benim, türler arası varyasyon gayet doğal bir şeydir. Liseye gittin mi bilmiyorum ama, zaten eksik anlatılan biyoloji derslerinde uyumasan bunun normal olacağını bileceksin zaten.

Kas hastalığı veya doğuştan gelen hastalıklar ile eşcinsellik bir tutulmaz. Yönelim ve cinsiyeti hakkında kafa karışıklığı yaşayan biri psikoloğa gider, normal doktora değil. Doğuştan gelen hastalıklar nörolojik veya metabolik nedenler ile olur, bu ise değil.
 
Diyelim hastalık değil. Ne peki? Sayın bilim adamımız bize bunu da açıklar mı?

Tamam hocam. Biz de sizin LGBT haklarınızı zerre kadar umursamıyoruz. Gidip başka yerde hakkınızı arayabilirsiniz.
Bak okuduğumu anlamamışsın bile. Bu insanlar sadece "İNSAN" gibi yaşamak istiyor. Kimseye bir zararları yok yani sizler gibi değiller. Kimseyi tutup zorla eşcinsel de yapmıyorlar. Sen devlet olarak bu insanlara olması gerektiği gibi davranırsan bu insanlar da böyle bir çabaya girmez.
 
Belki verdiğim kaynaklarla uğraşmak istemeyenler çıkar diye buraya bir açıklama bırakıyorum.

19. yüzyılda eş cinsellik tanımsal bir evrim geçirmeye başladı: Bu yüzyılda, öncelikle bir davranış olmaktan çıkarak bir "durum" olarak görülmeye başladı. Yani artık eşcinselliğe bir anlam yüklenmeye başladı. 1900'lü yılların başlarında uzmanlar eşcinselliği hormon tedavisi gerektiren bir "endokrin (hormon sistemiyle ilgili) bozukluk" olarak tanımladı. Ancak hiçbir hormon tedavisi bu durumu düzeltmiyor veya iyileştirmiyordu; tam tersine bireyin genel sağlık durumunu bozuyordu.

Bu nedenle 1900'lerin ortalarına yaklaşırken bu "durum", "doğal ve organik bir zihin bozukluğu" olarak tanımlanmaya başladı. Çünkü dediğimiz gibi hormon tedavisi işe yaramıyordu, belli ki sorun zihinde bitiyordu! O dönemin uzmanları bu "bozukluğu", elektroşok ve kimi durumda sinir ameliyatları ile tedavi edebileceklerini ileri sürdüler. Tek bir başarılı vakaya bile rastlanmadı. Tıpkı hormon tedavisi gibi, elektrik tedavisi ve ameliyatlar da durumu daha da karmaşıklaştırıyor, hiçbir "fayda" sağlamıyordu.

Sonunda genetik biliminin iyice gelişmesi, evrimsel biyoloji sayesinde türleri, doğayı ve akrabalarımızı daha iyi tanımamız, psikolojinin gelişerek zihnimizle genlerimiz arasındaki köprüyü daha net kurabilmeye başlaması sonucunda 1974 yılında Dünya'nın bu konuda en yetkili kurumu olan (ve önceki tanımlara da etki etmiş olan) Amerikan Psikiyatri Birliği eşcinselliği bir hastalık olmaktan çıkararak, normal bir durum olarak tanımlamaya başladı

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), eşcinselliği 1970'li yıllarda hastalıklar ve rahatsızlıklar kapsamından çıkartmıştır.
 
Bak okuduğumu anlamamışsın bile. Bu insanlar sadece "İNSAN" gibi yaşamak istiyor. Kimseye bir zararları yok yani sizler gibi değiller. Kimseyi tutup zorla eşcinsel de yapmıyorlar. Sen devlet olarak bu insanlara olması gerektiği gibi davranırsan bu insanlar da böyle bir çabaya girmez.
Yazdığım şeye öyle bir atlamışsın ki önceden yazdığım şeyi dahi okumamışsın. Dön bak bakayım ilk mesaj olarak ben ne yazmışım. Şöyle yapınca da hükümete hak vermiyor değilim. Millete en ufak şeyde umrumuzda değilsiniz diye atlıyorsunuz sonra hüü ben eşcinselim haklarımı savunun diye laf yapıyorsunuz. Savunduğuma pişman ettin.
 
Bu WHO diyenler ne yapmaya çalışıyor. Gerçekten WHO'nun saydam bir şekilde çalışmalar sonucu bu karara verdiğine inanıyor musunuz?
 
Çağrı bey bu durumu doğayla bağdaştırmış ve tezini savunurken bu durumun yamyamlık gibi vahşiliklerle örtüşmediğini savunmuş. Peki ya ensest? Doğada de ensest bulunur hem de bolca. Uzun süre anneyi görmeyen eril aslanlar, kurtlar, kediler, köpekler annenin kokusunu unutur ve değişen kokularını anne tanımaz. Dolayısıyla onları potansiyel çiftleşme adayları olarak görür hem anne, hem yetişkin olmuş yavru. Peki bu durumu da bu şekilde savunacak mıyız dönemi geldiğinde? Zorlama yok dendiğinde?
Yada pedofili? Çocuk razı geldiğinde, gerçekten 15-16 yaşında isteye isteye 40 yaşındaki bir bireyle seks yapmak istediğinde bunu normal görecek miyiz? Bu da doğada var çünkü. 9 aylık kediler çiftleşebilir. Rahimleri oluştuktan sonra çiftleşme dönemi geldiğinde doğrudan çiftleşmeye hazırlar. Buna benzer pek çok mevzu var. Doğaya başvurma safsatası aynı şekilde eşcinsellikte de geçerli.
 
Bilim adamı değilim, ancak bir konu hakkında bilip bilmeden atıp tutmamam ve kaynak kullanmam gerektiğini biliyorum. Attığım kaynağa bakın, orada açıklıyor zaten.

Hatta burada bile açıklaması bulunuyor, istersen buradan bak.
Anladım. Kaynaklar umarım insanlara yanlışlarını açıklarken daha düzgün bir üslup kullanmayı da öğretiyordur. İhtiyacınız var diye gördüm. Kaynak için sağol.
 
Çağrı bey bu durumu doğayla bağdaştırmış ve tezini savunurken bu durumun yamyamlık gibi vahşiliklerle örtüşmediğini savunmuş. Peki ya ensest? Doğada de ensest bulunur hem de bolca. Uzun süre anneyi görmeyen eril aslanlar, kurtlar, kediler, köpekler annenin kokusunu unutur ve değişen kokularını anne tanımaz. Dolayısıyla onları potansiyel çiftleşme adayları olarak görür hem anne, hem yetişkin olmuş yavru. Peki bu durumu da bu şekilde savunacak mıyız dönemi geldiğinde? Zorlama yok dendiğinde?

Bunu şöyle açıklıyor, "Eş cinsellik, yamyamlığın veya benzeri bazı diğer vahşi davranışların aksine, toplum içerisindeki diğer bireylere hiçbir zarar vermediği gibi, diğer bireylerin istekleri dışında bir şeyler yapmasına zorlanması gibi bir içeriği de bulunmamaktadır. "

Ensest zorla yapılan bir olay değil, genel olarak karşılıklı istek ile oluyor. Ancak çevreye veya kişi ve kişilere zarar verme ihtimali var çünkü ensest ilişki sonucu doğacak çocuğun engelli olma ihtimali var. Bu yüzden ensest bu şekilde savunulamaz.

Bu WHO diyenler ne yapmaya çalışıyor. Gerçekten WHO'nun saydam bir şekilde çalışmalar sonucu bu karara verdiğine inanıyor musunuz?

Sadece WHO değil, verdiğim kaynaklarda farklı kurum ve kişilerin de açıklamaları bulunuyor.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı